Atatürk Havalimanı'ndaki terör saldırısı davası

- Sanıkların savunmalarının alındığı duruşmaya öğle arası verildi

Google Haberlere Abone ol
Atatürk Havalimanı'ndaki terör saldırısı davası

İSTANBUL (AA) - Atatürk Havalimanı'nda 28 Haziran 2016'da 45 kişinin yaşamını yitirdiği ve 163 kişinin yaralandığı terör örgütü DEAŞ'ın gerçekleştirdiği terör saldırısıyla ilgili 42'si tutuklu 4'ü firari 46 sanığın yargılandığı davada, sanıkların savunmalarının alınmasına başlandı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada görülen duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık Cuma Güneş, suçlamaları kabul etmeyerek, hakkında beyanda bulunan kişileri tanımadığını öne sürdü.

Bir kişiyle görüştüğü iddialarına ilişkin teknik ve fiziki bir takibin bulunmadığını ifade eden Güneş, kod adının "Yakup" olduğu iddialarını da reddederek, "Fatih'te emlakçılık yapıyordum. Aracımda bulunan pasaportlar müşterilerin unuttuğu pasaportlardır. Bulunan her şey müşterilere aittir." dedi.

Mahkeme başkanının, "Aracında kar maskesi, bazı kitaplar, Arapça defterler ve zarflar bulunmuş. Ne diyeceksin?" sözleri üzerine Güneş, "Kardeşimin züccaciye dükkanı var. Onun için almıştım. Kitapları okumadım. Zarfları görmedim bile." diye konuştu,

Savunmasını yapan tutuklu sanık Mahmut Tezin de 25 yaşında olduğunu ve tutuklanmadan önce sigortalı bir işte çalıştığını söyledi.

Üniversitede okuduğunu ifade eden Tezin, "Hiçbir terör örgütüyle bağlantım yoktur. Hiçbir terör örgütünü benimsemiyorum, tasvip de etmiyorum. DEAŞ'a ne gittim, ne de oradan geldim. Hesabıma giren çıkan paralar ortadadır. Olaydan 2 ay sonra alındım, kaçmak isteseydim kaçardım. Üniversite okuyorum. Milletin karşısına öğretmen olarak çıkmak isterken, terör örgütü üyeliğinden çıktım. Tahliyemi istiyorum." diye konuştu.

- Sosyal medyadaki cihat paylaşımları

Mahkeme başkanının "Sosyal medyada cihat paylaşımları yapmışsın. Ne diyeceksin?" sorusuna sanık Tezin, "Suriye'yle ilgili bir şeyler paylaşmıştım." yanıtını verdi.

Tutuklu sanıklardan Harun İçoğlu da suçlamaları kabul etmediğini belirterek, 30 yıldır aynı semtte oturduğunu ve çalıştığını dile getirdi. İçoğlu, cep telefonunu polise kendisinin verdiğini, evde yapılan aramalarda sadece bir kitabın bulunduğunu, bunun da yasaklı olduğunu bilmediğini söyledi.

Duruşmaya öğle arası verildi.

Yorumlar