Aşı ve uygun antibiyotik "sepsis"e kalkan oluyor

-Türk Yoğun Bakım Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Ünal: -"Sepsis, akciğer kanseri-prostat kanseri-meme kanseri-AIDS toplamından daha fazla kişide görülmektedir. Hastanelerde gerçekleşen her 2-3 ölümden birisinin sepsis ile ilişkili olduğu gösterilmiştir" -"Sepsise yol açabilecek grip, zatürre ve diğer enfeksiyonlar için gereken sıklıklarla ve gereken kişilerde aşı yapılması çok önemli. Sepsise acil müdahale edilmeli. Sepsis nedeniyle kan basıncı düşüşü geliştikten sonra antibiyotik tedavisine başlama süresindeki her bir saatlik gecikme ölüm riskini yüzde 7.6 arttırır"

Google Haberlere Abone ol
Aşı ve uygun antibiyotik "sepsis"e kalkan oluyor

ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - Halk arasında kan zehirlenmesi olarak bilinen "sepsis" riskinin, grip ve zatürreye karşı aşı yaptırılması, direnç gelişmemesi için uygun zamanda uygun antibiyotik kullanılması ve hijyen koşullarına dikkat edilmesi halinde azaltılabileceği bildirildi.

Türk Yoğun Bakım Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Prof. Dr. Necmettin Ünal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, herhangi bir enfeksiyona karşı vücudun hayatı tehdit eden reaksiyonundan kaynaklanan, doku hasarına, organ yetmezliğine ve ölümüne yol açabilecek komplikasyonun "sepsis" olarak tanımlandığını söyledi.

Enfeksiyonların sepsise neden olduğunu belirten Ünal, en çok zatürre, idrar yolu, karın, cilt ve bağırsaktaki enfeksiyonların bu duruma yol açtığının altını çizdi.

- Risk her yaş grubu için aynı

Ünal, sepsis gelişme riskinin yer yaş grubu ve iki cins için de aynı derecede olduğunu belirterek, "Genç, yaşlı, zengin, fakir, ırk ve cinsiyete bakmaksızın ölümcül olabilir. Bağışıklık sistemi zayıflamış, 65 yaşında veya daha yaşlı, bir yaşından daha küçük kişilerin, kronik hastalıkları olanların, şeker hastalığı bulunanların, AIDS, kanser, böbrek veya karaciğer hastalığı olanların, ciddi yanık, fiziksel travma yaşayanların riski daha yüksektir." uyarısında bulundu.

Prof. Dr. Ünal, kronik hastalığı olan kişilerin, sepsisten korunabilmek için hekimlerinden mutlaka bilgi alması gerektiğini ifade etti.

- "Her yıl 31 milyon 500 bin kişide sepsis geliştiği öngörülüyor"

Dünyada her yıl 31 milyon 500 bin kişide sepsis geliştiğinin öngörüldüğünü dile getiren Ünal, şunları kaydetti:

"Sepsis gelişen hastaların ölüm olasılığı hastanın genel sağlık durumu ve yaşı, tanı koyulma zamanı, tedavinin başlama zamanı, tedavinin yeterliliği, tedavinin yapıldığı sağlık kuruluşunun yeterliliği, hastalığın şiddeti gibi nedenlere bağlı olarak yüzde 20-80 arasında değişir. Türkiye'de sepsis gelişen hastaların hastane ölüm oranları, hastalığın şiddetine bağlı olmakla birlikte ortalama yüzde 60'tır.

Her yıl sepsis gelişen hastaların 5,5-8 milyonunun hayatını kaybettiği düşünülmektedir. ABD'de her yıl bir milyon 670 bin kişide sepsis gelişmekte ve bu hastaların 258 bini hayatını kaybetmektedir. İngiltere'de her yıl 150 bin -260 bin kadar sepsis vakası görülmektedir. Sepsis, akciğer kanseri-prostat kanseri-meme kanseri-AIDS toplamından daha fazla kişide görülmektedir. Hastanelerde gerçekleşen her 2-3 ölümden birisinin Sepsis ile ilişkili olduğu gösterilmiştir"

- "Grip, zatürre ve diğer enfeksiyonlar için aşı yapılmalı"

Ünal, birçok belirti ve bulgunun farklı kombinasyonlarla bir araya gelmesi ile hastalığın kendini gösterdiğini ifade ederek, sepsisin bir enfeksiyon hastalığı sonucunda ortaya çıktığı için öncelikle buna bağlı öksürük, balgam çıkartma, ishal, kusma, boğaz ağrısı gibi belirtilerin ortaya çıktığını anlattı.

Ünal, sepsisin, titreme, ateş veya vücut ısısı düşüşü, rahatsızlık hissi veya ağrı, nemli veya terli cilt, nefes alıp vermede sıkıntı, kalp hızı artışı, idrar çıkışının olmaması ile de kendini gösterdiğini aktararak, "Sepsis, hastane mikropları ile oluşabildiği gibi hastane dışındaki mikroplarla da oluşabilir." dedi.

Ünal, rahatsızlığın hastanelerdeki yoğun bakım ünitelerinde tedavi edildiğini, antibiyotikler ve çeşitli serumlar kullanıldığını belirterek, gereksiz antibiyotik kullanımında vücutta direnç geliştiğini ve tedavinin sekteye uğradığını vurguladı.

Ünal, mutlaka hekim bilgisi dahilinde uygun zamanda ve uygun dozda antibiyotik kullanılması gerektiğini bildirerek, şu bilgileri verdi:

"Normal kan basıncını ve kan oksijen düzeyini devam ettirmek için hastalara serumlara ek olarak serum içinde değişik ilaçlar verilir, oksijen uygulanır ve suni solunum cihazlarına bağlanılarak solunumları desteklenir. Böbrek problemi gelişen hastalarda ilgili ilaç tedavileri ve farklı diyaliz uygulamaları yapılır. Ayrıca farklı tedaviler de bir arada uygulanabilir. Sepsise acil müdahale edilmelidir. Sepsis nedeniyle kan basıncı düşüşü geliştikten sonra antibiyotik tedavisine başlama süresindeki her bir saatlik gecikme ölüm riskini yüzde 7.6 arttırır. Ne kadar erken müdehale edilirse o kadar hasar kalma ihtimali azalır. Hastalığa yol açabilecek grip, zatürre ve diğer enfeksiyonlar için gereken sıklıklarla ve gereken kişilerde aşı yapılmasının çok önemli. Bu şekilde sepsis riski azaltılabilir."

Enfeksiyonların gelişmesine engel olmak için, sıyrık ve yaraların temizlenmesi, hijyenik tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Ünal, temiz su teminine özen gösterilmesi ve el temizliğine dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti.

Ünal, böbrek yetmezliği-hayat boyu diyaliz, solunum fonksiyonlarının kısmi kaybı, algılama bozuklukları, uzun süreli fizik tedavi gereksinimi doğurabilecek problemler gibi kalıcı organ hasarının, sepsis düzeldikten sonra da kalıcı olabildiğini belirterek, "El, kol, bacak kayıpları oluşabilir." dedi.

Sepsisin tanı ve tedavisinin maliyetinin de yüksek olduğunu aktaran Ünal, "Sepsisin tanı ve tedavisi için sadece hastane masraflarının yıllık tutarı ABD'de 27 milyar dolar, İngiltere'de 2 milyar pound ve Almanya'da 5 milyar avrodan fazladır." sözlerine yer verdi.

Yorumlar