Arefe günü tutulan orucun sevabı nedir?

Zilhicce ayının ilk on gününü ibadetle geçirmek isteyen vatandaşlar, 20 Ağustos Pazartesine denk gelen Kurban Bayramının arefe günü yapılacak ibadetleri merak ediyor? Arefe günü oruç tutulur mu? Arefe günü tutulan orucun sevabı nedir? Detayları haberimizde bulabilirsiniz.

Google Haberlere Abone ol
Arefe günü tutulan orucun sevabı nedir?

Kurban Bayramı 21 Ağustos 2018 Salı günü tüm İslam Aleminde kutlanmaya başlayacak. Kurbanlık hayvanlar kesim için hazırlanırken 20 Ağustos Pazartesi günü yani Kurban Bayramı Arefesi ayrı bir önem sahip. Bugünü ibadet ve dua ile geçirmek isteyen vatandaşlar araştırmalarına devam ediyor. Arefe günü oruç tutulur mu? Arefe günü tutulan orucun sevabı nedir?

Allah Resulü Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) şöyle buyurdu: "Arefe günü oruç tutmak, geçmiş bir yılın ve gelecek bir yılın günahlarına kefâret olur." (Müslim, Sıyâm 196)

Arefe, Kurban Bayramı'ndan bir önceki gün, hicrî takvime göre Zilhicce ayının 9. günüdür. Başka güne arefe denmez. Ülkemizde Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı'nın bir önceki gününe de arefe denmiştir. Resulullah'ın (sav) bildirdiğine göre: "Günlerin en faziletlisi arefe günüdür. Faziletçe cumaya benzer. O, cuma günü dışında yapılan yetmiş hacdan faziletlidir. Duaların en faziletlisi de arefe günü yapılan duadır. Benim ve benden önceki peygamberlerin söylediği en faziletli söz de: Lailahe illallah vahdehu la şerike lehu. (Allah birdir, ondan başka ilah yoktur, O'nun ortağı da yoktur) sözüdür." (Muvatta, Hacc 246)

Hazreti Aişe (ra) anlatıyor: "Allah, hiçbir günde, arefe günündeki kadar bir kulu ateşten çok azat etmez. Allah mahlukata rahmetiyle yaklaşır ve onlarla meleklere karşı iftihar eder ve: "Bunlar ne istiyorlar?" der." (Müslim, Hacc 436)

Resulullah(sav): "Arefe gününe hürmet edin! Arefe, Allah'ın kıymet verdiği bir gündür." diyerek, Allah Teâlâ'nm kıymet verdiği günü hürmet ederek bilinçli bir şekilde yaşamaya gayret etmemizi istemiştir. Hürmet, verilen nimeti idrak etmekle ve verileni bilmekle, görebilmekle başlar. Arefe gününü günahlara girmeden oruçla, duayla, istiğfarla geçirmek kullarını arefe gününde bağışlayacağını müjdeleyen Allah Teâlâ'ya hürmetin ve şükrün bir ifadesidir. (Deylemi)

AREFE GÜNÜ İÇİN PEYGAMBERİMİZİN (s.a.v) MÜJDESİ

Allah Teâlâ bazı geceler duaların reddedilmeyeceğini Peygamber Efendimize (sav) bildirmiştir. Rahmet kapılarının açıldığı dört mübarek gece şunlardır:

1. Fıtr (Ramazan) Bayramı gecesi,

2. Kurban Bayramı gecesi,

3. Terviye gecesi (Zilhicce ayının 8. gecesi),

4. Arefe gecesi, (Isfehani)

 Arefe gününü ve gecesini ibadetle geçirmek çok faziletlidir. Saadet-i Ebediyye'de arefe gecesini ibadetle geçirenin cehennemden azat olacağı söylenmiştir. Arefe günü günahlardan uzak kalanın da bağışlanacağı Resulullah (sav) tarafından müjdelenmiştir.

ZİLHİCCE AYI NEDİR?

Sözlükte “hac ayı” anlamındaki zilhicce (zülhicce, zülhacce) kamerî yılın zilkadeden sonra gelen son ayıdır. İslâm’dan önce Arab-ı bâide (Âd ve Semûd) döneminde “mesîl” ve “müsbil”, Arab-ı âribe devrinde ise “ne‘as” ve “bürek” şeklinde adlandırılıyordu.

Zilhicce isminin hicrî takvimde yer alan diğer ay adlarıyla birlikte Arab-ı müsta‘ribe döneminde kullanılmaya başlandığı kaydedilir.
Câhiliye devrinde Araplar haram ayların ilki olan zilkade ile zilhicce ayında ticarî açıdan büyük önem taşıyan panayırlar (1-8 Zilhicce) ve özellikle Zülmecâz panayırını düzenler, bunların sona ermesiyle birlikte bu ayda hac ziyareti başlardı.

Zilhicce ıslâm’dan sonra da hac ibadetinin yerine getirildiği ay olmuştur. Bu ayın sekiz-on üçüncü günleri arasında ifa edilen
hac menâsikinin mahiyeti, mekânı, vakti gibi hususlar dikkate alınarak adı geçen günler farklı şekillerde adlandırılmıştır. Hac menâsikinin ifasına başlandığı zilhiccenin sekizinci günü “terviye”, dokuzuncu günü “arefe” ismiyle anılır. Kurban bayramı zilhiccenin onuncu günü başlar ve dört gün devam eder.

ZİLHİCCE AYI ZİKİRLERİ İBADETLERİ NELERDİR?

Müfessirlerin çoğunluğu, Fecr sûresinin 2. âyetinde üzerine yemin edilen on gecenin zilhicce ayının ilk on gecesi olduğu görüşündedir (şevkânî, Fethu’l-kadîr, V, 432).

İbn Abbas’ın, “Bilinen günlerde Allah’ın ismini zikretsinler” âyetinde geçen (el-Hac 22/28) “bilinen günler” ifadesini de zilhiccenin ilk on günü veya teşrik günleri diye yorumladığı nakledilir.

Hz. Peygamber’in, “Allah katında ibadet edilecek -sâlih amel işlenecek- günler içinde zilhiccenin ilk on gününden daha hayırlısı yoktur” (Buhârî, “.Îdeyn”, 11; Tirmizî, “Savm”, 52; Ebû Dâvûd, “Savm”, 61); 

“Allah katında zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha değerlisi yoktur; bugünlerde tesbihi çok yapın; tahmîdi, tehlîli ve tekbiri çok söyleyin” buyurduğu nakledilir (şevkânî, Neylü’l-ev¹âr, III, 354).

Resûl-i Ekrem zilhiccenin ilk dokuz günü sürekli oruç tuttuğu için bu günlerde oruç tutmak müstehaptır. Yorgun düşmeleri ihtimali bulunan hacıların zilhiccenin sekizinci ve dokuzuncu günlerinde, özellikle vakfenin yapıldığı arefe gününde oruç tutmaları mekruh sayılmıştır.

Resûl-i Ekrem’den nakledilen, “Kesecek kurbanı olan kimse zilhicce ayı girince kurbanını kesinceye kadar saçından ve tırnaklarından hiçbir şey kesmesin” meâlindeki hadisini (Müslim, “Edâhî”, 42; Ebû Dâvûd, “Dahâyâ”, 2-3; ıbn Mâce, “Edâhî”, 11) dikkate alan Mâlikî, şâfiî ve bir kısım Hanbelî fakihine göre kurban kesecek kişinin zilhicce ayı girince kurbanını kesinceye kadar saçlarını ve tırnaklarını kesmesi mekruhtur.

Zilhicce ayının faziletine dair Hz. Peygamber’den nakledilen, “Ayların efendisi ramazan, saygıya en lâyık olanı da zilhiccedir” şeklindeki rivayetin (Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakı, şu£abü’l-îmân, III, 355) sahih olmadığı ifade edilmiştir (M. Nâsırüddin el-Elbânî, VIII, 205).

Yorumlar