Türkiy genelinde yaklaşık 17 milyon öğrenci ders başı yapacak. Bu
öğrencilerden en heyecanlı olanları okula yeni başlayanları.
Yaklaşık 1 milyon öğrenci bu yıl ilk kez okula gidecek. Yeni
başlayan öğrencilerle birlikte aileleri de aynı heyecanı yaşıyor.
Birçok öğrencide yaşanan okul sendromu tehlikesinin yaşanmaması
için ailelerin son derece dikkatli olması gerekiyor. Çocukların
okul hayatı boyunca onları olumsuz etkileyecek davranışlardan
kaçınmak gerekiyor.
Pedagoglar bu dönemde ebeveynlerin tutumunun büyük önem taşıdığını
belirterek "Aile, çocuğun okulda zarar göreceği, kaybolacağı gibi
korkuları yaşıyorsa, çocuk bu duyguları alır ve bir daha eve
dönmeyeceğine dair kaygı geliştirir" diyor.
Çocuğun ilk defa ev dışında bir sosyal kuruma gideceği bu dönemde
ebeveynler çoğunlukla kaygı yaşıyor. Uzmanlara göre; eğer bir ay
geçtiği halde çocuk, okula isteksiz gidiyor, ağlıyor, her şeye
sinirleniyor, yemek yemiyor, ağrı, bulantı, kusma gibi şikâyetler
artıyorsa yardım alınmalı. Çocukların 3 yaşına geldiklerinde okula
başlayabileceğini belirten Üsküdar Üniversitesi NPISTANBUL
Hastanesi'nden Uzman Klinik Psikolog Leyla Arslan, ebeveynlerin bu
dönemde endişe duymalarının normal olduğunu söyledi.
Ebeveynlerin kendi içlerinde sorduğu "Hangi okula versem,
öğretmenini sevecek mi, okul hijyeni nasıl, diğer çocuklarla uyum
sağlayabilecek mi, ne öğretecekler, uyutacaklar mı, yemek yiyecek
mi, arkadaşları onu döver mi, oyun oynamayı başarabilir mi,
yemeğini ve tuvaletini kendi yapamazsa ne olur?" sorularının
yanıtlarının çoğu zaman belirsiz olduğunu ifade eden Leyla Arslan,
konuyla ilgili şöyle konuştu: "Bu soruların yanıtlarını bilmemek
aileleri ürkütüyor. Eğer aile bu tür sorularla çocuğun baş
edebileceğine dair bir güven taşımıyorsa, hem çocuk hem aile
çocuğun okula gitmesine hazır değil demektir. Eğer çocuk öz
bakımını yapıyor, uyku ve yemek saatleri evde de düzenli ve ev
dışında da yakın akrabalarında kalmayı daha önce denemiş ise henüz
korkuyu bilecek yaşta olmadığı için okul ona eğlenceli gelecek ve
aileden sorunsuz ayrılabilecektir."
ASIL SORUN EBEVEYNDE
Uzman Psikolog Leyla Arslan'a göre sorun çocuktan kaynaklanmıyor.
Ailelerin zihinden geçen soruları olumluya çevirememişse bunu
çocuğa yansıttığını ve kaygı geliştirdiğini aktaran Arslan, bu
durumla ilgili şu örnekleri verdi: "Aile, çocuğun okulda zarar
göreceği, kaybolacağı gibi korkuları yaşıyorsa, çocuk bu duyguları
alır ve bir daha eve dönmeyeceğine dair kaygı geliştirir. Çocuk
böyle bir kaygı geliştirirse anne ve babasını okulun kapısında
bekletir. Bu da çocuğun öğretmeni ve arkadaşları ile kurması
gereken duygusal bağı geciktirir. Bu durum diğer öğrencileri de
olumsuz etkiler."
SORUNUN ÇÖZÜLMESİ ÇOK ÖNEMLİ
Okulun ilk günü her çocuğun sorun yaşadığını ifade eden Leyla
Arslan, bir hafta içinde bu durumun değişmemesi halinde bir sorun
olduğunu söylemenin mümkün olduğunu dile getirdi. "Eğer bir ay
geçtiği halde çocuk, okula isteksiz diyor, ağlıyor, her şeye
sinirleniyor, yemek yemiyor, ağrı, bulantı, kusma
gibi şikâyetler artıyorsa yardım almanın zamanı geldi
demektir" diyen Arslan, çocuğun kreş ve anaokulunda bu durumu çabuk
atlatabildiğini ancak sorun çözülmediği takdirde aynı sorunun
ilkokula başlarken de yaşanabileceğine dikkat çekti. Okula başlama
sendromundan bahsetmek için çocuğun fiziksel bir rahatsızlığı
olmadığı halde karın ağrısı, bulantı, kusma, uyku düzeninde
bozukluk, isteksizlik, alınganlık, sinirlilik halinin görülmesi
gerektiğini söyleyen Leyla Arslan, ebeveynlere "Bu durum bazen çok
şiddetli ise çocuğu okula vermekte ısrar etmemek, okulu değiştirmek
gerekebilir. Ancak okuldan alma sebebi çocuktaki bu davranış
değişikliklerine bağlanmamalı ki çocuk böyle davranırsa okula
gitmeyeceğini öğrenmesin" tavsiyesinde bulundu.
ANNE BABALAR NE YAPMALI?
Eve en yakın okul tercih edilmeli. Çocuğu götürmeden önce okulu ve
öğretmenini tanıyın ve bilgi sahibi olun. Çocuğu okula götürürken
orada neler yaşayacağına dair çok açıklama yapılmamalı. Bu çocuğun
kaygı düzeyini artırır. Kısaca "Öğretmenin ve arkadaşların olacak"
denilmeli. "Biz seni, sen izin verene kadar bahçede bekleyeceğiz,
alışınca bize gitmemizi söylersin", "Biz yine seni almaya
geleceğiz, biz seni hiçbir yerde, okulda da sürekli bırakmayız"
gibi açıklamalar yapılmalı. "Sınıfta oturamayız, okul kurallarına
uymaz" denmeli. Sakin ve rahat görünmeli. Bu çocuğu da olumlu
etkiler. İlk günlerde okuldan biraz kalıp "bugün bu kadar" denmeli
ve bu süre yavaş yavaş artırılmalı. Okula gitmezse, evde kalma
seçeneği sunulmamalı. Kardeşi doğacaksa, doğumdan 6 ay önce okula
alıştırmalı. Böylece kardeşinin annesini alacağı tehdidi yaşamaz.
Mümkünse bir gün anne, bir gün baba sırayla çocuğu almalı.
Çocukların okula gitmek istememesinin altında yatan neden
araştırılmalı. Bunlar; arkadaşlarıyla sorun yaşaması, kıyafetiyle
alay edilmesi, öğretmeninin davranışı, yemekleri sevmeme, uyku
istememe vb. olabilir. Okul sendromu yaşayan çocukla duyguları
konuşulmalı, ikna edilmeye çalışılmalı ve gerekirse bir uzmandan
yardım alınmalı.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar