ANALİZ- El Tanf muamması: ABD'nin eğittiği meçhul muhalifler
- ABD 18 Mayıs’ta 'Suriye rejimi yanlısı kuvvetler' olarak tanımladığı bir konvoya El Tanf yakınlarında hava saldırısı düzenlendiğini, 6 Haziran’da ise rejim yanlısı kuvvetlerin ayrışma bölgesine getirdikleri bir adet tank, iki adet top ve bir dozeri imha etmek üzere hava harekatı düzenlediğini açıkladı.
- İki gün sonra ayrışma bölgesinin kuzey doğusunda devriye gezen koalisyon kuvvetlerine ve muhaliflere, henüz kime ait olduğu tespit edilememiş bir insansız hava aracı (İHA) ile saldırı düzenlendiğini duyuran Pentagon, Amerikan F15 savaş uçaklarının söz konusu İHA’yı düşürdüğünü bildirdi
- Koalisyon askerlerine saldırı düzenleyen İHA’nın kime ait olduğu ve kimler tarafından kullanıldığına dair henüz bir bilginin olmaması dikkat çekiyor
- Suriye’nin birçok yerinde asker bulundurmasına rağmen ABD’nin sadece El Tanf’ı 'ayrışma bölgesi' olarak tanımlaması da kafaları karıştırıyor
- Pentagon daha önce El Tanf civarındaki bir kampta, muhalif bir gruba DEAŞ’a karşı eğitim ve ekipman desteği verdiğini açıklamıştı. Fakat El Tanf’taki muhalif kuvvetlerin kimlerden oluştuğu ve büyüklüğü konusunda tatmin edici cevaplar vermiyor
WASHINGTON (AA) –KASIM İLERİ– ABD Suriye’nin El Tanf bölgesinde
İran destekli rejim yanlısı güçleri üçüncü kez vurdu. Fakat ABD
savunma bakanlığı Pentagon'un 'ayrışma alanı' olarak tarif ettiği
bölge ve orada eğitilen gruplar ile ABD öncülüğündeki DEAŞ karşıtı
koalisyon konusunda halen cevaplanması gereken birçok soru var.
ABD 18 Mayıs’ta 'Suriye rejimi yanlısı kuvvetler' olarak
tanımladığı bir konvoya (Suriye, Irak ve Ürdün sınır üçgenine yakın
bir noktada bulunan) El Tanf yakınlarında, 'ayrışma bölgesinin'
batısından içeriye doğru hareket ettiği gerekçesiyle hava saldırısı
düzenlendiğini açıkladı.
Pentagon daha önce El Tanf civarındaki bir kampta, muhalif bir
gruba DEAŞ’a karşı eğitim ve ekipman desteği verdiğini açıklamıştı.
Ancak 18 Mayıs saldırısı ile Pentagon ilk kez, “El Tanf Garnizonu”
diye tanımladığı kampın çevresinde, 55 km çapında 'ayrışma bölgesi'
diye adlandırdığı bir alan üzerinde Ruslarla mutabakat kurmuş
olduklarını ve o bölgeye giren kuvvetlerin garnizonu tehdit etme
ihtimali olduğunu açıkladı.
Daha sonra 6 Haziran’da koalisyon, rejim yanlısı kuvvetlerin
ayrışma bölgesine getirdikleri bir adet tank, iki adet top ve bir
dozeri imha etmek üzere hava harekatı düzenlediğini ve saldırıda
topların ve buldozerin imha edildiğini açıkladı.
İki gün sonra Pentagon, yine aynı noktalara yakın bir bölgede,
rejim yanlısı kuvvetlere ait iki pikabı vurduğunu belirtti. Aynı
gün ayrışma bölgesinin kuzey doğusunda devriye gezen koalisyon
kuvvetlerine ve muhaliflere, henüz kime ait olduğu tespit
edilememiş bir insansız hava aracı (İHA) ile saldırı düzenlendiğini
duyuran Pentagon, Amerikan F15 savaş uçaklarının söz konusu İHA’yı
düşürdüğünü bildirdi.
- Ayrışma bölgesi tek taraflı bir hamle
ABD ile Rusya arasında, hava harekatlarında araçların güvenli bir
şekilde ayrışmasını sağlayan bir iletişim kanalı kurmak konusunda,
2015 yılının sonlarında imzalanmış bir mutabakat metninin varlığı
biliniyor. Pentagon bunun “bir tür iş birliği veya Suriye hava
sahasını bölmek olmadığını” sadece “kuvvetlerin bulunduğu bölgeler
ve harekat icra edilen alanlar konusunda gerçek zamanlı bilgi
paylaşımı için kurulan bir iletişim kanalı” olduğunu
açıklamıştı.
Bununla birlikte Pentagon, El Tanf yakınlarındaki 'ayrışma
bölgesinin' 2015 yılında imzalanan mutabakatın bir parçası olup
olmadığı konusunda net bir açıklama yapmıyor. Söz konusu alanın
Ruslar tarafından da tanınıp tanınmadığı konusundaki soruları ise
Moskova’ya yönlendiriyor. Saldırı sonrasında konuyla ilgili
gazetecilere açıklama yapan Pentagon sözcüsü Albay Jeff Davis, El
Tanf ayrışma bölgesinin, Türkiye, Rusya ve İran’ın Kazakistan’ın
başkenti Astana’da üzerinde mutabakata varılan 'çatışmasızlık
bölgelerinden' farklı bir şey olduğunu ifade etti.
Davis bu bölgenin Rusya ile ABD’nin üzerinde mutabakata vardıkları
ve kuvvet koruma tedbirleri kapsamında, karşılıklı kuvvetleri top
veya tank menzilinin dışında bırakacak şekilde tanımlanan, itibari
bir bölge olduğunu söyledi.
- Yasal zemini yok
Söz konusu bölgenin yasal bir zemini olmadığını da sözlerine
ekleyen Davis, bu itibari bölgenin ne zamandan beri kurulu olduğu
sorusuna sadece “uzunca bir süredir” cevabını verirken, Suriye’nin
değişik bölgelerinde asker bulundurmasına rağmen ABD’nin neden
sadece El Tanf bölgesinde 'ayrışma alanı' oluşturulduğuna yönelik
soruları ise “Bu ayrışma alanlarından çok da büyük çıkarımlar
yapmayın” şeklinde geçiştirdi.
Aynı zamanda 8 Haziran saldırısı hakkında açıklama yapan Rusya
Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov, saldırıyı “uluslararası hukuka
aykırı” olarak tanımladı ve ABD ile “ayrışma bölgesi” gibi bir alan
üzerinde varmış oldukları bir mutabakatın olmadığını söyledi.
Konuya ilgili AA muhabirine konuşan bir Pentagon yetkilisi de
Lavrov’u teyit ederek Washington ile Moskova arasında bu konuda bir
anlaşma olmadığını söyledi. İsminin açıklanmasını istemeyen
yetkili, durumu “Biz bunu sadece mevcut ayrışma kanalı üzerinden
Ruslarla paylaştık. Kuvvetlerimiz burada, bu bölgeye yaklaşmayın
dedik” sözleriyle ifade etti.
Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, ayrışma bölgesinin
mahiyetiyle ilgili ciddi bir kafa karışıklığının olduğu
görülüyor.
- Muhalif kuvvetlerin kimler olduğu bilinmiyor
ABD Suriye’de, DEAŞ ile mücadele kapsamında, PYD/PKK’nın öncülük
ettiği Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ve onun şemsiyesi altında
hareket eden Suriye Arap Koalisyonu (SAK) ile işbirliği yapıyor.
Daha önce de ABD, Suriye rejimine ve DEAŞ’a karşı savaşan Özgür
Suriye Ordusu’na (ÖSO) yönelik eğit-donat programı başlatmış, ancak
başarısız olduğu gerekçesiyle programı askıya almıştı. Bunun
dışında, Suriye iç savaşının başlarında, ABD Merkezi İstihbarat
Teşkilatı’nın (CIA) Ürdün’de bazı muhalif kuvvetleri eğittiği
biliniyor.
El Tanf’ta bulunan muhalif kuvvet ise ilk kez nisan ayında söz
konusu kampa DEAŞ’ın yaptığı bir saldırı sırasında duyuldu. Merkezi
Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), DEAŞ karşıtı koalisyon ile
birlikte muhalif kuvvetlerin, muhaliflerin elindeki El Tanf kampına
DEAŞ’ın yaptığı saldırıyı püskürttüğüne yönelik bir açıklama
yayınladı. CENTCOM sözcüsü Albay John Thomas, söz konusu kampta ABD
askerlerinin bazı milis grupları eğitmek üzere orada bulunduğunu ve
karadan ve havadan verdiği destekle saldırıyı püskürtmek için
oradaki gruplarla birlikte DEAŞ’a karşı çatıştığını ifade etti.
Ancak Thomas, ABD askerlerinin ve eğitilen grupların sayısı ve grup
hakkında başka bir bilgi vermekten kaçındı.
ABD söz konusu grubun DEAŞ ile savaştığını iddia ediyor, ancak
grubun adı ve büyüklüğü konusunda hiçbir ayrıntı vermiyor; kampta
koalisyon kuvvetleriyle birlikte toplam birkaç yüz asker olduğunu
söylemekten başka bir bilgi de paylaşmıyor. Grubun Suriye rejimine
karşı da mücadele edip etmediği veya Suriye görüşmelerine katılan
bir grup olup olmadığı konusunda da herhangi bir bilgi mevcut
değil.
- Rejim yanlısı kuvvet karmaşası
El Tanf gerginliğinde söz konusu olan başka bir muamma da bölgeye
giren grubun tam olarak hangi grup olduğu ve amacı konusundaki
belirsizlik.
18 Mayıs saldırısından kısa bir süre sonra ABD Genel Kurmay Başkanı
Joseph Dunford ve DEAŞ ile Mücadele Özel Temsilcisi Bret McGurk ile
birlikte basın toplantısı düzenleyen Savunma Bakanı Jim Mattis, El
Tanf bölgesine ilerleyen grubun “İran tarafından yönlendirildiğini”
söylemişti.
Amerikan medyasına konuşan savunma bakanlığı yetkilileri ise grubu
Hizbullah ve Şii milisler olarak tanımlamıştı. Ancak Pentagon bu
söylentilere “rejim yanlısı kuvvetler” diyerek noktayı koymaya
çalışıyor. Ama bir İHA’nın, aralarında ABD öncülüğündeki koalisyon
askerlerinin de bulunduğu muhalif kuvvetleri vurması, konunun
sadece bir “milis kuvvetin faaliyeti” olarak okunmasını
zorlaştırıyor.
- İHA İran’a mı ait?
ABD İHA’nın kime ait olduğunu ve nereden kalktığını araştırdığını
söylüyor. Ancak ABD basını İran ihtimali üzerinde duruyor. Birçok
gazeteci de koalisyon sözcüsü Albay Ryan Dillon ve Pentagon Sözcüsü
Albay Davis’e, “İHA’nın kim tarafından kullanıldığını” ve “eğer ABD
askerlerine ateş açan İranlı bir askerse bunun savaş durumu teşkil
edip etmediğini” soruyor. Ancak Pentagon bu sorulara şimdiye kadar
kaçamak cevaplar vermeyi tercih etti.
Öte yandan, konuyla ilgili konuşan iki Amerikalı subayın “ABD’nin
tek odağının DEAŞ olduğu” ve “Suriye’de kimse ile karşı karşıya
kalmak istemedikleri” yönündeki açıklamalarını da buraya eklemek
lazım. Bununla beraber aynı subayların “Kuvvetlerimize karşı bir
tehdit söz konusu olduğunda, kuvvet koruma kapsamında her türlü
adımı atabiliriz” şeklindeki çıkışlarını da not etmekte fayda
var.
Tüm bu parçaları alt alta koyduğumuzda ABD’nin El Tanf’ta tam
olarak ne yaptığı, rejim yanlısı güçlerin kimler olduğu ve yaşanan
çatışmaların DEAŞ ile bağlantısının ne olduğu, merak edilen sorular
olarak kalıyor.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar