ANALİZ - Deutsche Bank'taki kriz derinleşiyor
-Almanya'nın en büyük bankası Deutsche Bank'ın hisseleri tarihi düşük seviyelere gerilerken, bankanın piyasa değeri yıl başından bu yana yaklaşık 15 milyar avro eridi -Banka hisselerindeki düşüşte ABD makamlarıyla olan hukuki sorunların ve sermaye sıkıntılarının etkili olduğu belirtiliyor -Kamuoyunda, sorunun daha da derinleşmesi durumunda Alman hükumetinin devreye girebileceği görüşü ağır basarken, hükumet yetkilileri bankanın devlet yardımı almasının söz konusu olmayacağını ifade ediyor
FRANKFURT (AA) - ABDULSELAM DURDAK - Almanya'nın en büyük bankası Deutsche Bank'ın hisseleri, tüm zamanların en düşük seviyesine gerilerken, bankanın piyasa değeri yıl başından bu yana yaklaşık 15 milyar avro eridi.
Almanya'nın en büyük bankası Deutsche Bank aylardır
yatırımcıların odak noktasında bulunuyor. 2015 yılında 6,8 milyar
avro zarar eden ve geçen yıl binlerce çalışanını işten çıkarmayı
planladığını açıklayan Deutsche Bank, zor günler geçiriyor.
Yatırımcılar, son zamanlarda daha çok ABD ile olan hukuki sorunlar, Rusya'da kara para aklama ve Avro Bölgesi’ndeki düşük faiz oranlarının olumsuz etkisinde kalma gibi sorunlarla gündeme gelen Deutsche Bank’tan bu yıl başından itibaren kaçış eğiliminde oldu.
Deutsche Bank'ın son dört yıldan bu yana riskli borç kuponlarını
ödemek için yeterli fona sahip olduğu konusunda yatırımcılarına ve
çalışanlarına güvence vermek zorunda kalan en büyük banka olması da
piyasaların üzerinde durduğu konulardan olmuştu.
Frankfurt borsasında işlem gören Deutsche Bank hisseleri 26
Eylül Çarşamba günü, sabah saatlerinde yaklaşık yüzde 6 değer
kaybederek tarihi düşük seviyesi olan 10,63 avrodan işlem gördü.
Ertesi gün de kayıplara devam eden banka hisseleri saat 11.18
itibarıyla 10,53 avrodan işlem görerek, 1992 yılından bu yana
kaydedilen en kötü performansını sergiledi.
Ancak bankadaki kayıplar bununla sınırlı kalmadı. Banka
hisseleri perşembe gününü yüzde 7 azalışla 10,10 avrodan
kapattı.
Bankanın hisseleri piyasaların açıldığı 4 Ocak 2016’dan bu yana
yüzde 50’den fazla değer kaybetti. Bu dönemde yaklaşık 30 milyar
avro olan bankanın piyasa değeri (market cap) ise yaklaşık 15
milyar avro eriyerek 14,49 milyar avroya geriledi.
-Krizin başlıca nedenleri
Yılın başlarında Deutsche Bank hissedarlarının, kötüleşen küresel ekonomik görünüm, negatif faiz oranları ve geçen yıl ekim ayında duyurulan radikal dönüşüm planının uygulamaya konulmasına ilişkin duyduğu endişeler bankayı etkileyen faktörlerden olmuştu. Bankanın "CoCo" tahvil kuponlarına ilişkin ödemeleri yapamayabileceğine yönelik endişeler de yatırımcıları tedirgin eden konulardan olarak görüldü.
Ayrıca, banka hisselerindeki düşüşte ABD makamlarıyla olan
hukuki sorunların ve sermaye sıkıntılarının da etkili olduğu
belirtiliyor.
Deutsche Bank'tan geçtiğimiz hafta yapılan açıklamada ABD Adalet
Bakanlığı ile 2005-2007 yıllarında gerçekleştirilen konut kredisine
(mortgage) dayalı menkul kıymetler (RMBS) faaliyetleri konusunda
müzakere edildiği bildirilmişti.
Banka, sorunlu kredilerden dolayı ABD hükümetinin talep ettiği
14 milyar dolarlık uzlaşma bedelini ödemeyeceğini açıklamıştı. Bu
da yatırımcıları endişelendiren konulardan oldu.
-İşten çıkarmalar
Banka, yaşanan sıkıntıların yanı sıra yüksek eleman kesintisiyle
de öne çıktı. Geçen yılın ekim ayında yapılan açıklamada, bankanın
2020 stratejisi kapsamında aralarında Arjantin, Şili, Meksika,
Peru, Uruguay, Danimarka, Finlandiya, Norveç, Malta ve Yeni Zelanda
gibi ülkelerin bulunduğu dünya genelinde 10 ülkedeki faaliyetlerine
son vereceği ve yaklaşık 35 bin kişinin işten çıkarılacağı
duyuruldu.
Açıklamada ayrıca bankanın Almanya’da 200’den fazla şubesini
kapatacağı ve Postbank iştirakini satacağı da belirtilmişti.
-Alman hükumeti müdahale eder mi?
Kamuoyunda, krizin daha da derinleşmesi durumunda Alman hükumetinin devreye girebileceği görüşü hakim. Ancak hükumet tarafından yapılan açıklamalarda, bankaya kurtarma planı uygulanmayacağı vurgulandı. Bankadan yapılan açıklamada da ABD ile sorunlarda Alman hükumetinden yardım talep edilmediği ve kamu kurtarmasının aranmayacağı kaydedildi.
Ayrıca Avro Bölgesi'nde para politikasını yürütmekten sorumlu
olan Avrupa Merkez Bankasının (ECB) Başkanı Mario Draghi,
Berlin'deki açıklamasında Deutsche Bank'taki sorunlardan ECB
politikalarının sorumlu olduğu yönündeki eleştirilere cevap
verdi.
Bu görüşe katılmadığını belirten Draghi, "Eğer bir banka
sistematik bir tehdidi temsil ediyorsa bunun nedeni düşük faizler
olamaz. Bunun arkasında başka nedenler olmalı." değerlendirmesinde
bulundu.
Öte yandan Deutsche Bank’ın yanı sıra Almanya’nın en büyük
ikinci bankasında da işler yolunda gitmiyor.
Commerzbank, ana işlerine konsantre olmak için yeniden yapılanmanın bir parçası olarak gelecek yıllarda 9 bin 600 kişiyi işten çıkaracağını bildirdi. Yaklaşık 50 bin çalışanı bulunan banka, söz konusu işten çıkarmalarla personelini yaklaşık yüzde 20 azaltmış olacak.
Yorumlar