ANALİZ - ABD devlet tahvili faizlerindeki hızlı yükseliş "aşırı tepki" olabilir
- Son dönemde, Fed'in parasal sıkılaştırma çerçevesinde faiz artırımlarına ve bilanço küçültmeye hız vereceği beklentisi ülkenin devlet tahvili faizlerini yukarı itti - Ülkede kısa süre önce atılan mali genişleme adımları, ABD Hazinesi’nin daha fazla borçlanacağı beklentilerini güçlendirerek tahvil getirilerinin yükselmesine katkı sağladı - ABD tahvil getirilerinin ne kadar yükseleceği uluslararası finans gündemindeki en önemli sorulardan biri haline geldi - Goldman Sachs Varlık Yönetimi Direktörü Moffitt: - “Fed’in sıkılaştırma adımları, tahvil getirilerini yukarı yönlü baskılayacak. Bence 10 yıllık tahvil getirisi için yüzde 3,5 çok cesur bir tahmin değil” - Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü Uzmanı Kirkegaard: - "Fed'in faiz oranını gelecek 6-9 ayda piyasaların son günlerde işaret ettiği agresiflikte artıracağını sanmıyorum. Bence piyasalar aşırı tepki gösteriyor"
WASHINGTON (AA) – GÜLBİN YILDIRIM – Küresel yatırımcılar için güvenli liman olarak kabul edilen ABD devlet tahvili getirilerinde son dönemde görülen hızlı yükseliş, piyasaların "aşırı tepkisi" olarak değerlendiriliyor.
ABD devlet tahvili getirilerinin, başta son istihdam raporundaki
güçlü ücret artışı ve yeni vergi yasasının etkisiyle kısa sürede
ciddi artış göstermesi, küresel piyasalarda dalgalanmalarla
birlikte soru işaretlerine de yol açtı.
AA muhabirinin derlediği verilere göre, dünyada tahvil faizleri
için gösterge niteliğini taşıyan 10 yıllık ABD devlet tahvili
getirileri son 1 ay içerisinde yüzde 2,4'ten yüzde 2,9'a kadar
yükselerek son 4 yılın zirvesini gördü. Aynı dönemde, 30 yıllık ABD
devlet tahvili getirisi 2,73'ten 3,12'ye ve 2 yıllık devlet faizi
yüzde 1,88'den yüzde 2,14'e kadar çıktı.
Küresel yatırımcıların rahatını kaçıran hızlı artışın ne
seviyeye kadar süreceği belirsizliğini korurken, piyasalar şimdilik
spekülasyonları fiyatlamaya devam ediyor.
Bununla birlikte, her piyasa gibi tahvil piyasası da talep ve arz arasındaki ilişkiyle şekillendiğinden, bunları etkileyen faktörleri incelemek son dönemdeki sert yükselişe ve geleceğe ışık tutabilir.
- ABD tahvil faizlerinin yükselmesinin nedeni
Tahvil piyasasını, en basit haliyle açıklamak gerekirse,
tahvilin değeri ile faizi ters orantılıdır; değeri yükselince
getirisi azalır, değeri düşünce getirisi artar.
Bu nedenle, tahvilin faizi, talebin yükselmesine paralel olarak
değeri arttığında azalırken, talep düşmesine paralel değeri
gerilediğinde yükselir.
Küresel piyasalarda “güvenli liman” olarak kabul edilen ABD
devlet tahvillerine yönelik talep ise genellikle dünya ekonomisinin
zayıfladığı, gelişmiş ülkelerde durgunluk veya kriz riskinin
yükseldiği durumlarda güçlenir. Küresel büyümenin ivme kazandığı,
ekonomik görünümün iyileştiği durumlarda ise tahvillere yönelik
talep nispeten azalır.
Dolayısıyla, ABD tahvillerine yönelik talebin azalmasının
nedenlerinden biri, bu yılki küresel büyüme beklentilerinin
neredeyse yüzde 4’e yaklaşarak son 10 yılın en yüksek seviyesine
ulaşması oldu.
Daha önemlisi, son dönemde ABD Merkez Bankasının (Fed) parasal
sıkılaştırma çerçevesinde faiz artırımlarına ve bilanço küçültmeye
hız vereceği beklentisi ülkenin devlet tahvili faizlerini yukarı
itti.
Fed’in faiz artışlarını hızlandıracağı beklentisinde ocak ayı istihdam raporundaki ücret verileri belirleyici rol oynamıştı. Buna göre, ortalama saatlik ücretler ocak itibarıyla yıllık yüzde 2,9 artarak 2009’dan beri en hızlı yükselişini kaydetmişti. Son 8,5 yılın en hızlı ücret artışı, Fed’in bu yıl enflasyonu dengelemek adına 3 yerine 4 kez faiz artırabileceği ihtimalini fiyatlanmasına yol açmıştı.
Fed’in yönetiminde yaşanan değişikliğin para politikasına yönelik belirsizliği kısmen artırmasının da piyasalardaki türbülansa katkı sağlayan faktörlerden biri olabileceği belirtiliyor.
- Mali genişleme daha fazla borçlanmaya neden olacak
ABD Başkanı Donald Trump’ın mali genişleme politikalarında
başarılı olması da tahvil piyasasını önemli ölçüde
etkiledi.
Geçen yıl sonlarında Kongre’den geçerek bu seneden itibaren
yürürlüğe giren cömert vergi indirimlerinin yanı sıra Kongre’nin
federal harcamalara yönelik limitleri 2 yıl boyunca askıya alması,
ABD Hazinesi’nin daha fazla borçlanmak zorunda kalacağı
beklentilerini güçlendirdi.
Nitekim, ABD Hazine Bakanlığı’nın 31 Ocak’ta yaptığı açıklama bu
beklentileri doğruladı. ABD Hazinesi, 2 ve 3 yıllık tahvil
ihraçlarını aylık ikişer milyar dolar ve 5, 7, 10 ve 30 yıllık
tahvil ihraçlarını aylık birer milyar dolar artıracağını duyurdu.
Bu, ABD devlet tahvillerinin ihracında 2009 yılından bu yana
yapılan ilk artış olarak kayıtlara geçti.
Tahvilin arzındaki artışın sürmesini bekleyen yatırımcılar,
düşen talebi güçlendirmek için daha yüksek faizle çıkacak yeni
tahvilleri almak amacıyla şu an pörtföylerinde bulunan tahvilleri
elden çıkarmaya başladı.
Özetle, ABD devlet tahvili faizleri, küresel ekonomideki güçlenme, Fed’in yükselen enflasyonu dengelemek için parasal sıkılaştırmayı hızlandıracağı beklentisi ve Trump yönetiminin mali genişleme adımları doğrultusunda yükselişe geçti.
- “10 yıllık ABD devlet tahvili faizi yüzde 3,5’e çıkabilir”
Yatırımcılar şimdi tahvil piyasasının istikrar kazanmasını
beklerken, getirilerin ne seviyeye kadar yükseleceği ise
uluslararası finans gündemindeki en önemli sorulardan biri haline
geldi.
Goldman Sachs Varlık Yönetimi Direktörü Philip Moffitt’in kısa
süre önce Bloomberg'e yaptığı analize göre, 10 yıllık ABD devlet
tahvili faizi altı ay içinde yüzde 3,5’e çıkabilir.
Moffitt, bu öngörüsünü Fed’in bilanço küçültme ve faiz artırma planlarına bağlarken, “Fed’in sıkılaştırma adımları, tahvil getirilerini yukarı yönlü baskılayacak. Bence 10 yıllık tahvil getirisi için yüzde 3,5 çok cesur bir tahmin değil” görüşünü paylaştı.
- "Piyasalar aşırı tepki gösteriyor"
AA muhabirinin konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü Uzmanı Jacob Kirkegaard, ABD devlet tahvili faizlerindeki artışın küresel piyasalara etkisinin değişimin boyutuna bağlı olacağını ifade etti.
Ülkede hem banka faizlerinin, hem tahvil faizlerinin, Fed'in politika faizindeki artışları takip edeceğine işaret eden Kirkegaard, küresel yatırımcıların genel olarak ABD'de faizler yükseldiğinde sermayelerini yükselen piyasa ekonomilerinden ABD'ye kaydırmasının beklendiğini dile getirdi.
Kirkegaard, buna karşın, Fed'in faiz oranını kısa vadede korkulacak bir hızda artırmasını beklemediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Fed'in faiz oranını gelecek 6-9 ayda piyasaların son günlerde işaret ettiği agresiflikte artıracağını sanmıyorum. Bence piyasalar aşırı tepki gösteriyor. ABD'de enflasyonun kısa vadede yüzde 4 veya 5 civarına yükselmesi kesinlikle söz konusu değil. Buna bir saniyeliğine bile inanmam."
ABD 10 yıllık devlet tahvilli getirisinin bu yıl ekonominin hızlanması halinde yüzde 3,5'lere doğru yükselmesinin olası olduğunu kaydeden Kirkegaard, "10 yıllık ABD devlet faizi yüzde 3,5'in altında kaldığı sürece sermaye akışlarında çok ciddi bir değişiklik yaşanacağını düşünmüyorum" diye konuştu.
Yorumlar