Alman ekonomisinde siyasi kriz endişesi
- Almanya'da yaklaşık 70 yıldan bu yana ilk kez bir koalisyon hükümeti kurulamaması, bazı ekonomi çevrelerinde seçimlere ilişkin kaygılara neden olurken, bazı ekonomistler ve ekonomi kuruluşları da iyimser olmaya devam ettiklerini belirtiyor - Alman Bankalar Birliği Başkanı Peters: - "Koalisyon görüşmelerinin sona ermesi büyük bir hayal kırıklığı" - Barclays uzmanları tarafından hazırlanan bilgi notundan: - "Hükümet kurulmaması, Avrupa'daki temel sorunları etkileyebilir" - Frankfurt Finans ve Yönetim Okulu Ekonomi Profesörü Vilkov: - "Koalisyon kurulmasındaki başarısızlığın piyasalar üzerinde herhangi bir etkisi olmadı" - DekaBank Başekonomisti Dr. Kater: - "İşin seyri gelecek aylarda netleşecek"
FRANKFURT (AA) - ABDULSELAM DURDAK - Almanya'da koalisyon hükümeti kurulamaması, bazı ekonomi çevrelerinde seçimlere ilişkin kaygılara neden olurken, bazı ekonomistler ve ekonomi kuruluşları da iyimser olmaya devam ettiklerini belirtiyor.
Almanya'da 24 Eylül'de düzenlenen genel seçimin ardından 18 Ekim'de başlayan koalisyon ön görüşmelerinin ilk kez başarısızlıkla sonuçlanması, ülkede siyasi krize ve erken seçimin gündeme gelmesine neden oldu.
Avrupa'nın lokomotif ülkesi Almanya’da gözler, Cumhurbaşkanı
Frank Walter Steinmeier ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel
Başkanı Martin Schulz arasında yarın gerçekleştirilecek görüşmeye
odaklandı.
Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı ve Başbakan Angela Merkel ile aynı kabinede SPD'den uzun bir dönem Dışişleri Bakanlığı yapan Cumhurbaşkanı Steinmeier'in, koalisyon görüşmelerine davet konusunda Schulz'u ikna edip edemeyeceği merak konusu oldu.
Merkel, Steinmeier ile Schulz görüşmesinden çıkacak sonuca göre SPD'ye koalisyon ön görüşmesi için davette bulunup bulunmayacağına karar verecek.
Görüşmeden olumlu sonuç çıkması durumunda CDU ve SPD, koalisyon görüşmeleri için masaya oturacak.
Görüşmeden olumlu sonuç çıkmaması durumunda Cumhurbaşkanı Steinmeier, Anayasa'nın 63. maddesine dayanarak meclisi feshedip erken seçim kararı alabilir. Erken seçim kararı alınması durumunda ülkede 60 gün içinde seçime gidilecek.
- "Maalesef şu an için bir şans kaçırıldı"
Almanya'da yaklaşık 70 yıldan bu yana ilk kez bir koalisyon
hükümetinin kurulmasının başarısız olması, Alman ekonomi dünyasında
da yankı buldu. Bazı ekonomistler ve kuruluşlar seçimlere ilişkin
kaygılarını dile getirirken, bazıları da daha iyimser görüş
belirtiyor.
Alman Bankalar Birliği Başkanı Hans-Walter Peters, yaptığı
açıklamada, ülkede uzun süredir devam eden koalisyon görüşmelerinin
sona ermesinin büyük bir hayal kırıklığı olduğunu
belirtmişti.
Peters, Almanya’nın bir şansı kaçırdığını savunarak, "Maalesef
şu an için bir şans kaçırıldı. Dijitalleşme, eğitim ve Avrupa'nın
daha da gelişmesi gibi gelecekteki konuların üstesinden gelmek için
değerli bir zaman harcandı. Özellikle bu zor durumda tüm partiler
Avrupa ve Almanya için sorumluluklarının farkında olmalıdırlar."
değerlendirmesinde bulunmuştu.
- "Şansölye Merkel'in otoritesi ciddi hasar gördü"
Commerzbank Başekonomisti Jörg Kraemer de yayımladığı bilgi notunda, çöküşe geçen yeni bir Alman hükümeti kurma konusundaki Jamaika görüşmelerinin ardından siyasi belirsizliğin, Federal Cumhuriyet tarihinde daha önce görülmedik şekilde ortaya çıktığını belirterek, "Yine de Alman ekonomisi devam eden güçlü bir büyüme için hazır." ifadesini kullandı.
Kraemer, gevşek para politikası ile canlandırılan ekonominin, şu
anda çeşitli yapısal sorunlardan etkilenmemek için yeterli ivmeye
sahip olduğunu kaydetti.
Görüşmeler sonrası en büyük kaybedenin Başbakan Angela Merkel
olduğunu iddia eden Kraemer, "Yeşiller'i 'öteki' siyasi kampından
uzlaşma alanına çekmek konusunda ikna etmek için yönetim
çoğunluğunu kurma stratejisi başarısız oldu. Şansölye Merkel’in
otoritesi sonuç olarak ciddi hasar gördü. Bu, koalisyon görüşmeleri
başarısız olmadan önce de zaten görülebiliyordu."
değerlendirmesinde bulundu.
- "Reformları da etkileyebilir"
Barclays uzmanları tarafından hazırlanan bilgi notunda ise Alman hükümetinin daha zayıf olmasının, hatta hükumet kurulmamasının Avrupa'daki temel sorunları etkileyebileceği belirtildi.
Bu durumun reformları da etkileyebileceğine işaret edilen notta,
"Federal Meclis'te önemli bir çoğunluk olmaksızın Avro Bölgesi
reformuyla ilgili herhangi bir mevzuatın geçilmesi büyük olasılıkla
zor olacak. AB'nin Brexit hakkındaki mevcut politikasından sapması
şimdiye dek olduğundan daha az olası görünecektir." denildi.
- "Avrupa için gerçekten kötü bir siyasi risk durumu değil"
Ekonomi çevrelerinde, karamsar ve olumsuz görüşlerin yanı sıra
iyimser ve olumlu beklentiler de bulunuyor.
Frankfurt Finans ve Yönetim Okulu Ekonomi Profesörü Grigory
Vilkov, mevcut formatta önceki seçimlerin sonuçlarının etkili bir
iş oluşturmadığını ve bunun açıkça belli olduğunu söyledi.
Vilkov, "Jamaika Koalisyonu"nun başarısızlığına değinirken, "Koalisyonun başarısızlığı siyasi durumu zorlaştırıyor ancak erken seçim gerçek bir olasılık değil. Bununla birlikte programda koalisyonun acilen harekete geçmesini gerektiren ve baskı unsuru oluşturan bir meselenin mevcut olduğunu düşünmüyorum." ifadelerini kullandı.
Piyasaların son aylarda kötüleştiğini ancak bunun seçimlerle ilgili olmadığını savunan Vilkov, "Bir koalisyon kurulmasındaki başarısızlığın piyasalar üzerinde herhangi bir etkisi olmadı. Bu, Avrupa için gerçekten kötü bir siyasi risk durumu değil. Brexit ve kendisinden kaynaklanan belirsizlik, risk ölçeğinde çok daha yüksektir." değerlendirmesinde bulundu.
Vilkov, Almanya'nın güçlü bir ülke olduğunu ve yeni bir Federal
Meclis oluşturmada yaşanan bir gecikmenin ülkeyi çok
zayıflatmayacağını, Almanya'daki mevcut siyasi konulara ilişkin
oldukça olumlu düşüncelere sahip olduğunu söyledi.
- "Ekonomide herhangi bir hasara yol açmaz"
DekaBank Başekonomisti Dr. Ulrich Kater de siyasi işlerle ilgili
tartışmaların demokraside normal bir durum olduğunu ifade ederek,
"Alman toplumu için olduğu kadar diğer Avrupa ülkeleri için de
birkaç zorluk var ve gelecek günlerde bunlara karşı önlem almak
için yeni bir hükümet kurulması gerekiyor. İşin seyri gelecek
aylarda netleşecek." diye konuştu.
Almanya’nın, Alman firmalarının çok başarılı olduğu istikrarlı ve iyi işleyen bir ekonomi çerçevesine sahip olduğunu vurgulayan Kater, "Yeni kuralların üretimine birkaç ay ara verilmesi, ekonomide herhangi bir hasara yol açmaz." ifadesini kullandı.
Yorumlar