Alman bakanın Erdoğan iddiası "iftira" çıktı, Türkiye'den sert tepki var

Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzünden eşinin tehdit edildiğini iddia eden Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel'in eşinin Türkiye ile alakası olmayan sarhoş bir Alman vatandaşı tarafından tehdit edildiği ortaya çıktı. Skandal ortaya çıktığı halde Alman Bakan özür dilemedi. Başbakan Yardımcısı Bozdağ, konuya ilişkin açıklamasında, Alman Bakanı yalancılıkla suçlayarak sert tepki gösterdi.

Google Haberlere Abone ol
Alman bakanın Erdoğan iddiası "iftira" çıktı, Türkiye'den sert tepki var

Sonhaberler | Haber Merkezi 

Türkiye ile Almanya arasında devam eden krizle paralel olarak her geçen gün yeni tartışma konuları ortaya çıkıyor. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı suçlayarak, "Onun yüzünden eşim tehdit edildi" diyen Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel'in iddiası "iftira" çıktı. Alman Bakanın eşini tehdit eden kişi sarhoş bir Alman vatandaşı çıktı. Tehdit etmesinin nedeni ise Türkiye ile alakasız bir konu. Skandalın ortaya çıkmasıyla Alman Bakandan özür beklentisi oluştu; ancak Alman bakan özür dilemedi. Başbakan Yardımcısı Bozdağ ise bugün yaptığı açıklamada Alman Bakanı "yalancılık"la suçlayarak, "Yalancıdan Dışişleri Bakanı olmaz" dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile girdiği polemikten sonra diş hekimi olan eşi Anke Gabriel'in tehdit edildiğini söyleyen Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in mumu yatsıya kadar yandı. Gabriel eşinin tehdit edilmesini "Erdoğan yüzünden Türklerden geldiğini" ima etmişti.  Ancak gerçek çok geçmeden ortaya çıktı ve Gabriel'in eşine tehditler yağdıran kişinin ülke siyasetinden bıkan bir Alman vatandaşı olduğu ortaya çıktı. İsmi açıklanmayan kişinin, Gabriel'in partisi Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) izlediği kötü siyasete isyanını dile getirdiği ve hakaretler saydırdığı öğrenildi. Oy arttırmak için her yola başvuran Gabriel ve SPD Genel Başkanı Martin Schulz ise bu olayı Erdoğan'a ve Türklere iftira atmak için fırsat bilmişti. Gabriel, "Erdoğan'ın bunu nasıl yaptığı anlaşılan bazılarını motive etmiş olmalı ki, bunlar şimdi karımı sıkıştırıp taciz ediyorlar. Bunu tabii çok kötü bir sonuç olarak görüyorum" demişti. 

YALANI ORTAYA ÇIKTI ÖZÜR BİLE DİLEMEDİ

Telefon yalanı hakkında özür bile dilemeyen Almanya Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel ülkesinde Bild gazetesine Türkiye ile yaşanan gerginliği değerlendirirken yine Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlığına devam etti. Gabriel Almanya'nın sorununun Erdoğan ile olduğunu söyledi. Ülkesinde 24 Eylül'de yapılacak seçimde oy peşinde koşan Gabriel ayrıca, mevcut şartlarda Türkiye'nin AB üyeliğinin hiçbir şekilde mümkün olmadığını iddia etti.

BAKAN BOZDAĞ: YALANCIDAN DIŞİŞLERİ BAKANI OLMAZ

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ile ilgili "Sayın Gabriel, Alman halkına da Türk halkına da dünya kamuoyuna da yalan söylemiştir. Fevkalade saygısız bir yaklaşımda bulunmuştur. Bu Almanya'da da siyasetçilerin seviyesini, çapını göstermesi bakımından önemli. Maalesef seviye ve çap konusunda Alman siyasetçilerine buradan söyleyebileceğim fazla bir şey yok ama Türkiye'ye gelirlerse onlara seviye ve çap konusunda yardımcı olabiliriz." dedi.

AK Parti Bayat İlçe Başkanlığının 6. Olağan Kongresine katılan Bozdağ, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gabriel'in Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında söylediklerinin hatırlatılması üzerine Bozdağ, Almanya'daki kimi siyasetçilerde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan kompleksi olduğunu, bu kompleks içinde siyasetçilerin ne yaptığını bilmediklerini ve Almanya Dışişleri Bakanı ile diğer bazı siyasetçilerin bunun somut örneklerini oluşturduğunu söyledi.

"Hem çapsız hem de hadsiz olan bazı siyasetçiler yerini, yurdunu da bilmiyor maalesef." ifadelerini kullanan Bozdağ, şöyle devam etti: "Almanya'nın, halkının da küçük düşmesine yol açıyorlar. Kompleks içinde olmak aynı zamanda hastalık emaresidir de. Ben buradan çağrıda bulunuyorum. Türkiye'deki sağlık tesisleri Almanya'daki sağlık tesislerinden daha iyidir. Sayın Gabriel eğer Türkiye'ye gelirse şehir hastanelerinde kendisini Almanya'daki hekimlerden daha uzman Türk hekimleri eliyle bu kompleks hastalığından kurtarmak için gerekli tedavileri yaparız ama artık Erdoğan kompleksinden lütfen kurtulun. Bu kompleksin size de faydası yok, ülkesine de faydası yok. Ülkeniz için, halkınız için ter dökmeye çalışın. Almanya seçimlerinden sonra Alman halkı için ne yapacağınızı anlatın. Ama öyle görünüyor ki Alman siyasetçiler Alman halkı için ne yapacaklarını anlatacak malzemeye sahip değiller. Onun için Türkiye'ye, Türk halkına, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına ve Türk hükümetine hakaret ederek Almanya'nın geleceğini bu hakaret üzerine, bu saygısızlık üzerine bu terbiyesizlik üzerine kuracaklarını zannediyorlar. Ama eminim ki Alman halkı kendileriyle alay eden bu çapsız siyasete, haddini bilmeyen hadsizlere kendi seçimlerinde değerlendirmeleri yapacaktır. Çünkü alman halkının zeki bir halk olduğunu biz biliyoruz. Kompleksli siyasetçiler tarafından ülkenin yönetilmesinin ne kadar kötü sonuçlar doğuracağını onlar bizden daha iyi bilecektir."

Almanya Dışişleri Bakanı Gabriel'in eşinin Türkler tarafından tehdit edildiği yönündeki iddiaların da asılsız olduğuna dikkati çeken Bozdağ, "Alman polisinin yaptığı araştırmada bu kişinin Türk olmadığı, tehdit de olmadığı, aksine Gabriel'in partisinden, parti politikalarını benimsemeyen, eleştiren bir Alman vatandaşı olduğu ortaya çıktı. Bir dışişleri bakanı bu kadar mesnetsiz açıkça yalan olan bir bilgiyi kamuoyuyla paylaşmamalıdır. Sayın Gabriel, Alman halkına da Türk halkına da kamuoyuna da yalan söylemiştir. Yalancıdan dışişleri bakanı olmaz. Nezaket ve görgü kurallarını da çiğnemiştir. Fevkalede saygısız bir yaklaşımda bulunmuştur. Tabi bu Almanya'da siyasetçilerin seviyesini göstermesi bakımından, çapını göstermesi bakımından önemli. Ben üzülüyorum. Maalesef seviye ve çap konusunda Alman siyasetçilere buradan söyleyebileceğim fazla bir şey yok ama Türkiye’ye gelirlerse onlara seviye ve çap konusunda yardımcı olabiliriz." diye konuştu.

ÖKSÜZLE İLE İLGİLİ İDDİALAR

Bekir Bozdağ, Adil Öksüz'ün 15 Temmuz darbe girişiminden sonda Türkiye'de seyahat ettiği iddialarına ilişkin soruya şu yanıtı verdi: "Ben bizim muhalefet uçuyor mu desem, dökülüyor mu desem şaşırdım. Ellerine ne geliyorsa, önlerine ne konuyorsa hemen alıp kullanıyorlar. Bir sorma gereği bile duymuyorlar. Yahu bu doğru mu, bilgi teyit edildi mi bir araştıralım. Belki birileri bizi kullanıyor, bizimle dalga geçiyor, bizi faka bastıracak diye biraz düşünür. Ama öyle görünüyor ki Cumhuriyet Halk Partili siyasetçiler kim eline neyi tutuşturursa onu konuşuyor. Kim önüne bir bilgi koyarsa onu hakikat gibi söylüyor. Bu sadece CHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın Tezcan'ın işi değil, aynı zamanda Sayın Kılıçdaroğlu da aynısını yapıyor. Hatırlarsanız defalarca, 'Benim elimde belgeler var açıklayacağım, açıklamazsa açıklayacağım....' Biz de defalarca söylüyoruz 'Yahu elinde ne belge varsa lütfen açıkla da biz de öğrenelim.' Bilgiler var. Açıkla öğrenelim. Bak senin yanında senin dediklerin doğru eğri demeden yayınlayan, senin için her şeyi feda eden bir candaş medya var. Açıkla bu medya çarşaf çarşaf haber yapsın. Türkiye'nin cumhuriyet savcıları var. Açıklamıyorsan dosyaları götür Cumhuriyet savcılarına ver, gereğini onlar yapsın. Amaç ne? Amaç şu, ellerinde bir bilgi yok, ellerinde bir belge yok, kuru bir iftira var. Böyle, 'açıklarım açıklamazsanız' diyerek milletimizin aklını karıştırmayı, ortada kirli bilgilerin partili troller tarafından yayılmasını ve benzeri hedefleri içeriyor. Bunu yapıyorlar.

Sayın Tezcan hatırlarsanız daha önce de dedi ki 'İçişleri Bakanlığında özel bir güvenlik birimi kuruldu ve milleti şöyle fişliyor, böyle fişliyor' diye açıklama yaptı. Bu açıklama da günün ilk saatlerinde hemen yalanlandı çünkü dediği yalan. Öyle özel bir şey yok. Olan şey de Resmi Gazete'de yayınlanmış, açıklanmış, ilan edilmiş. Daha önce İçişleri Bakanlığı bünyesinde olan bir birimi sanki öyle bir birim yokmuş da, ilk defa kurulmuş da hükümet bunu halktan gizliyormuş gibi bir algı oluşturmaya dönük bunu kullandı, arkasından o da fos çıktı. Şimdi Adil Öksüz ile ilgili konu aynı. Yakalama kararı çıkmış, güya arkasından bütün Türkiye’de aranıyor, havaalanlarında, gümrük kapılarında aranıyor ama ne hikmetse Adil Öksüz kendi kimliğiyle uçaklara biniyor o ilden o ile gidiyor, Türkiye'nin polisi, güvenlik güçleri bu Adil Öksüz alçağını yakalamıyor. İddia bu ve bir gazete bunu manşete taşıyor, saygın bir gazeteci ile beraber yapıyor. Ben tabi Bülent Tezcan'ın hamlığını anlıyorum ama Saygı Öztürk gibi usta bir gazeteci nasıl tufaya geliyor onu anlamadım. Hemşehrime de söylüyorum, bu tür yalan haberlere karşı şerbetli olması lazım. Ama belli ki onu da ikna etmişler ya da kandırmışlar. Bu çok net bir şekilde gözüküyor. Adam bir sormaz mı bu Adil Öksüz kim? Nüfus bilgilerine bir bakalım anası kim, babası kim, doğum yeri nedir, gerçekten FETÖ'cü Adil Öksüz müdür diye insan bir zahmete katlanır, bir araştırma yapar ama böyle bir araştırma yapmıyor."

FETÖ terör örgütünün içinde önemli rol oynayan ve darbede de önemli rolü olan Adil Öksüz ile Bingöl Genç ilçesi nüfusuna kayıtlı ismi aynı olan başka bir Adil Öksüz'ün karıştırıldığını bildiren Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Anne-baba isimlerine baksa doğum yerine baksa, kütüğüne baksa ikisinin isim benzerliği dışında bir ortaklığının olmadığını görecekler ama buna bile bakmaya gerek yok. Gözlerini karartmışlar. 'Ne söylesek AK Parti bundan zarar görür, hükümet bundan zarar görür.' Hiç araştırmadan balıklama atlıyorlar ve arkasından fos çıkıyor. Bu da yine fos çıkan bir haber. Hani derler atasözünde, 'Yalancının mumu yatsıya kadar yanar' ama bu CHP’nin yalan mumları kuşluk vaktine kadar bile yanmıyor. Yani ona da bir bakmaları lazım. Yalanlarla Türkiye’de kimse iktidar olamadı, CHP de iktidar olamaz. Yalanlarla hiçbir ülkede iktidar olamadı, Türkiye’de de olamaz. Ahlaklı ve dürüst siyaset yapmaya herkesi davet ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Yorumlar