Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde öğretmenlik yapan Alime Taşcı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde görev yaptığı köyde kalarak hem öğrencilerin dersleriyle ilgileniyor hem de köylülerle süt sağıp ekmek pişirerek ailelerinden biri gibi yaşıyor. Eskişehir'den 5 yıl önce, ilçeye 15 kilometre uzaklıktaki Dedeler Köyü Şehit Piyade Er Metin Artık İlkokuluna atanan Taşcı, öğrencileri ve köylülerle kurduğu iletişim sayesinde, sinema sanatçısı Altan Erkekli'nin "Vizontele" filminde dile getirdiği, "Bir yerde mutlu mesut olmanın ilk şartı orayı sevmektir. Burayı seversen, burası dünyanın en güzel yeridir. Ama dünyanın en güzel yerini sevmezsen, orası dünyanın en güzel yeri değildir." sözlerinin gerçek hayata yansımasını ortaya koyuyor. Atandığı günden bu yana öğrencilerin eğitimiyle yakından ilgilenen, okula gidemeyen bazı engelli öğrencilere evde ders vererek hayata tutunmasını sağlayan Taşcı, boş zamanlarında da köylülerle yaylaya çıkıyor, koyun otlatıyor. Kovid-19 sürecinde görevli olduğu köyden ayrılmayan Taşcı, boş zamanlarında bölgenin yöresel kıyafetlerini giyerek berivanlarla yaylada süt sağıyor, tandırda ekmek pişirerek yöresel otlu peynir yapıyor. Günün büyük bölümünü köylülerle geçiren, ailelerinden biri gibi hareket eden Taşcı, hem çocukların eğitimi hem de ailelerin ihtiyaçlarıyla da yakından ilgilenerek köylülerin gönlüne dokunuyor. Köylüler de özverili çalışmaları ve samimi duyguları nedeniyle ailelerinden biri olarak gördükleri Taşcı'nın, her ihtiyacıyla yakından ilgilenerek memleket özlemi çekmemesi için çaba gösteriyor. "Çok samimi insanlarla tanıştım"Taşcı, AA muhabirine, 5 yıl önce atandığı ilçede köylülerle oluşturduğu ortam sayesinde mutlu bir hayat sürdürdüğünü söyledi. Köylülerle bir aile gibi yaşadıklarını, birlikte bir çok şeyi başarabildiklerini anlatan Taşcı, şöyle devam etti: "Bölgeye atanan diğer öğretmenler gibi bazı ön yargılarım oldu ancak görev yaptığım yerdeki insanları tanıdıkça bu kaygılarımdan kurtuldum. Buradaki ablalarım, kardeşlerim ve öğrencilerimle büyük bir ailem oldu. Okul müdürü olduğum için tatil dönemlerinde de burada kalıyorum. Kadınlarla birlikte tandırda ekmek pişiriyoruz, koyunları sağıyoruz. Tandır ekmeği yapmayı, otlu peynir tutmayı burada öğrendim. Yaptığım otlu peyniri memlekete gönderiyorum. Buradaki insanlar çok misafirperver. Burada en çok 'başım gözüm üstüne' sözünü duyuyorum. O kadar içten ve samimiler ki bir şey dediğimiz zaman hemen ilgileniyorlar. Burada yaşamaktan ve öğretmenlik yapmaktan gurur duyuyorum. Güzel anılar biriktirip, memlekete hayırlı çocuklar yetiştiririm inşallah." Sabah erkenden berivanlarla yaylaya giderek koyun otlattığını, süt sağdığını belirten Taşcı, "Sağdığımız sütlere ilkbaharda yayladan topladığımız şifalı otları ekledik ve peynir yaptık. Buradaki insanlarla iletişimim çok iyi. Bana sahip çıkıyorlar." dedi. Berivanlardan Kader Çağala ise Taşcı'yı tanıdıkları için çok mutlu olduklarını ifade ederek, "Alime hoca artık içimizden biri gibi oldu. Hocamızı çok seviyoruz. Bir sıkıntımız olduğunda hemen geliyor yardımcı oluyor. Bize çok şey öğretti. Köy halkı olarak bağrımıza bastık. İyi ki köyümüzde böyle bir öğretmen var." diye konuştu. Diğer köylüler de Alime öğretmenin köylerine atanmasından duydukları memnuniyeti dile getirdi. Eskişehir'den 5 yıl önce Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Dedeler köyüne atanan sınıf öğretmeni Alime Taşcı, pandemi sürecinde hem öğrencilere ders veriyor hem de berivanlarla yaylada süt sağıp tandırda ekmek pişirerek köylülerin gönlüne dokunuyor.
