Akıncı'da yakalanan SAT'çılar hakim karşısında
- FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada, ifade vermedikleri için dosyaları ayrılan 6 eski SAT'çının yargılanmasına başlandı
ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz
2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı
Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada, ifade vermedikleri için
dosyaları ayrılan 6 eski Su Altı Taarruz Birliği (SAT) mensubunun
yargılanmasına başlandı.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları
Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan'a suikast girişiminde yer alan SAT'çıların komutanı, eski
deniz piyade yüzbaşı Özay Cödel, hakim karşısına çıktı.
Darbe girişiminin ardından Akıncı'da yakalanan ve Muğla'daki
davada "Cumhurbaşkanı'na suikaste azmettirme" suçundan
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Cödel, darbe
girişimi sırasında askeri hattan arayan ve kendisini "Ömer amiral"
olarak tanıtan bir kişi tarafından İstanbul'da görev yaptığı
birliğe çağrıldığını öne sürdü.
Kışlaya vardığında komutanı deniz albay Mustafa Turhan Ecevit'i
gördüğünü anlatan Cödel, komutanın "Acil bir görev var, görevin
mahiyetini uçak başında öğreneceksiniz." demesi üzerine hazırlık
yaptığını idda etti.
Ecevit'in kendisine bir liste verdiğini savunan Cödel, Mustafa
Özer ve Mutlu Ferik ile bu listede bulunanları arayıp, acil görev
için çağırdıklarını söyledi. Hazırlıklarını tamamladıktan sonra
aracını bırakmak için evine döndüğünü ifade eden Cödel, savunmasını
şöyle sürdürdü:
"Evde eşimle vedalaştım ve 4. Levent'e geçtim. Arkadaşlar beni
buradan aldı. İlk başta Suriye'ye operasyona gideceğimizi
değerlendirdik. Atatürk Havalimanı'nda askeri aprona gittik. Burada
3-4 helikopter ve 2 Casa uçağı vardı. Malzemeleri askeri uçağa
yüklemeye başladık. Pilotlar ve rütbeli biriyle ayak üstü uçuş
brifingi yaptık. Yarbay veya albay rütbesindeki bu kişi, pilotlara,
uçakları Akıncı'ya götüreceksin deyince Akıncı'ya gideceğimizi
öğrendim. Akıncı ismini ilk kez burada duydum. Hava kuvvetlerinde
böyle bir üs olduğunu daha önce duymamıştım. Yarbay veya albay
rütbesindeki bu kişinin pilotlara verdiği bilgiyi ben de
arkadaşlarıma aktardım. Uçak saat 23.30 civarında İstanbul'dan
hareket etti. Bir saat sonra Akıncı'ya indik. Bizi 2-3 kişilik bir
grup karşıladı. Karşılayanlar içinde rütbeli biri vardı.
Seferberlik ilan edildiğini bu kişilerden öğrendim. Bu kişi bize
seferberlik ilan edildiğini, Genelkurmay Başkanı'nın üste
bulunduğunu ve emir komutanın Genelkurmay Başkanı'nda olduğunu
söyledi. Bize verilen görev nizamiyelerin emniyetini sağlamaktı.
Grubu ikiye böldük. Bir kısmını lojmanlar bölgesindeki nizamiyeye,
ikinci grubu ise Yenikent nizamiyesine bıraktım."
- "Ölenleri bizim vurduğumuz ön kabulü var"
Arkadaşlarını nizamiyelere bıraktıktan sonra malzemeleri
indirmek için hangara geçtiğini ifade eden Özay Cödel, bu sırada
komutanı Mustafa Turhan Ecevit'in telefonla arayıp üsse varıp
varmadıklarını sorduğunu öne sürdü.
Komutanla konuştuktan sonra üs karargahına gittiğini belirten
Cödel, "Odaların birinde Genelkurmay Başkanı Akar'ı gördüm,
oturuyordu. Karşısındaki esas duruşta kendisine bir şeyler arz
ediyordu. Ömer Faruk Harmancık da odadaydı. Harmancık amiralle göz
göze gelip durumumu rapor etmek istedim. Odada tanımadığım 4-5 kişi
daha vardı. Hulusi Paşa'nın orada olması bana her şeyin emir komuta
zinciri içinde gerçekleştiğini düşündürdü." iddiasında
bulundu.
Daha sonra tekrar Yenikent nizamiyesine geçtiğini ve karargahta
gördüklerini buradaki SAT'çılara anlattığını belirten Cödel,
nizamiyede bulunduğu sırada herhangi bir olayla karşılaşmadığını,
Özkan Hekin'in vurulması olayını da görmediğini öne sürdü.
İlerleyen saatlerde kalabalık bir grubun nizamiye önünde
toplandığını belirten Cödel, bunun üzerine Güvenlik Harekat
Merkezini arayıp jandarma ve polisten yardım istemelerini talep
ettiğini ancak yoğunluktan dolayı bu talebin geri çevrildiğini
söyledi.
Emir üzerine hareket ettiğini, emirlerini sorgulamadan yerine
getirdiği üstlerinin kendisini kullandığını öne süren Cödel,
"Darbeyi öğrenir öğrenmez astlarıma görevin sona erdiğini söyledim.
Ecevit'i aradım ama ulaşamadım. Yanımdakilere, 'İstanbul'a gidip
komutana bizi neden ateşe attığını sormadan rahat edemem. İsteyen
burada kalsın, savcılar gelecekmiş, ben İstanbul'a gideceğim'
dedim. Silah ve malzemeleri bıraktık. Tel çitin boş olan kısmından
geçip köye doğru ilerledik. Jandarma ve polisi gördük. Bizi
gözaltına aldılar." diye konuştu.
Nizamiye önünde şehit edilen vatandaşları kendilerinin
vurmadığını savunan Cödel, "Nizamiyede ölenleri bizim vurduğumuz ön
kabulü var. Otopsi raporlarında merminin ateş edildiği mesafe ve
giriş çıkış açısı değerlendirildiğinde SAT'ların durduğu noktayla
uyumsuz. Bu kişileri SAT'çılar vurmadı." dedi.
Cödel, darbe sanığı eski tuğamiral Ömer Faruk Harmancık'tan emir
aldığı yönündeki önceki ifadelerini de reddetti.
Duruşmaya, yarın Cödel'in çapraz sorgusuyla devam edilecek.
Yorumlar