Akdağ, AA Editör Masası'na konuk oldu

- Başbakan Yardımcısı Akdağ: (3) "(Çocuk istismarı düzenlemesiyle ilgili CHP ve MHP'ye yapacağı ziyaret) Elbette oy birliğiyle geçmesi arayışı içindeyiz, zaten bu diyaloğu onun için kuruyoruz. Esneklik dediğimiz konu da bir husustan taviz vermek anlamında değil, en doğruyu bulmak anlamında elbette esnek olmalısınız" - "Bu verilerin ortak kullanılacağı ama altını çizerek ifade ediyorum, kişinin mahremiyetinin de azami derecede korunacağı yeni bir veri seti çalışıyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu ve diğer kurumlar şu anda bir veri sözlüğü ve veri seti üzerinde de çalışıyorlar"

Google Haberlere Abone ol
Akdağ, AA Editör Masası'na konuk oldu

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, çocuk istismarı düzenlemesiyle ilgili CHP ve MHP'ye yapacağı ziyarete ilişkin, "Elbette oy birliğiyle geçmesi arayışı içindeyiz, zaten bu diyaloğu onun için kuruyoruz. Esneklik dediğimiz konu da bir husustan taviz vermek anlamında değil, en doğruyu bulmak anlamında elbette esnek olmalısınız." dedi.

Akdağ, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Çocuk istismarına karşı alınacak tedbirler konusunda özgün bir çalışma yürüttüklerini anlatan Akdağ, bu konuda herhangi bir ülkeyi model almadıklarını söyledi.

Her ülkenin kendi kültürünün, şartlarının ve kendi çevresinin olduğunu ifade eden Akdağ, "Cezalarla ilgili olarak İngiltere'de 12 yaş altındaki çocuklara müebbet hapis verildiğini biliyoruz. Çok yüksek bir ceza ve yapılabiliyor. Tartışmalarda 'Bu kadar yüksek ceza olur mu?' diyenlere verilebilecek cevaplarımız var. Birçok ülkenin bu işle ilgili raporlarına ya da strateji belgelerine baktık, bakmaya da devam edeceğiz. Kendi çevremize, insanımıza, kültürümüze uygun bir çözüm oluşturmak zorundayız." diye konuştu.

Akdağ, uygun stratejiler oluşturup, bunlara uygun eylem planları yapıp, gerektiğinde de politikalarına yenilikleri ekleyeceklerini vurguladı.

"Ben bir çalışma yaptım bitti." demenin imkansız olduğunu dile getiren Akdağ, değişen şartlara uygun olarak değişen, dinamik, esnek bir modelle ilerlemeleri gerektiğine işaret etti.

"Cezalar dışında hangi önleyici ve koruyucu önlemler uygulanacak. Bunlar belirlendi mi?" sorusu üzerine Akdağ, öncelikle eğitimin ve farkındalığın artırılması gerektiğine dikkati çekti.

Akdağ, "Bu çocukları nihai olarak eğiteceğiniz gruplar, öğretmenler, sağlık çalışanları, çocukların sportif faaliyetleriyle ilgilenen kişiler, polisler, yargıçlar, savcılar... Onların bu konularda ilave bir farklılığa ve eğitime sahip olmaları lazım." dedi.

- "Ailelerin eğitimi gerçekten çok önemli"

Recep Akdağ, "Müfredata eklemeler yapılacak mı? İlkokulda bir ders olarak görebilir miyiz?" sorusuna, şu cevabı verdi:

"Aslında modüller var. Bir dersin içine bunlar özel bir ders olarak değil de bazı derslerin içine modüller şeklinde konuldu. Şu anda eğitimin biraz yaklaşımı bu şekilde. Onlar bir daha gözden geçiriliyor, geçirilecek. Gerekirse biraz daha kuvvetlendirilecek. Ailelerin de eğitimi gerçekten çok önemli bu noktada. Şimdi genelde ailelerimiz, toplum mukabil meseleleri kapatmaya çalışıyor. Ailelerin haklı olduğu bir taraf var. İfşa edilme riskinden dolayı kapatıyorlar. Yoksa hangi aile çocuğuna böyle bir şey yapıldığı zaman buna razı olabilir.

Bu gizlilik tedbirlerine çocuk izleme merkezlerinde olduğu kadar hassasiyetle her aşamasında riayet edebilirsek, o zaman aileler bunu daha rahat ifade ederler. Damgalanmaktan korkulduğu için özellikle aile içi ilişkiler açısından bunlar saklanma eğiliminde. Dünyanın her yerinde böyle. Ortaya çıkan, dava edilen vakalar aslında toplam vakaların sadece bir bölümü. Ne kadar bölümü? Bunu biliyoruz şu anda. Onun için araştırma yapacağız. Başka ne yapacaksınız? Araştırma yaparak veri oluşturacağız. Doğru veri oluşturulması lazım. Diyelim ki bir üniversite, bir çalışmacı grubu, bir sivil toplum örgütü küçük bir grup üzerine gidip bir çalışma yapıyor. Belli bir sonuca ulaşıyor. Bunu bütün Türkiye'ye teşmil etmeye çalışıyor. Çok yanlış. Oradan öyle bir sonuç çıkaramazsınız."

Akdağ, polisin yanı sıra Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının da bu vakalara dair veri topladığını ama bu verilen ortak bir şekilde yeterince kullanılmadığını vurgulayarak, "Bu verilerin ortak kullanılacağı ama altını çizerek ifade ediyorum, kişinin mahremiyetinin de azami derecede korunacağı yeni bir veri seti çalışıyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu ve diğer kurumlar şu anda bir veri sözlüğü ve veri seti üzerinde de çalışıyorlar." ifadelerini kulandı.

- "Yargıçlarımıza güvenmemiz lazım"

Basının da hiçbir zaman kötü niyetle hareket etmediğini bildiren Akdağ, basının büyük çoğunlukla hassasiyeti ortaya çıkardığını söyledi.

Başbakan Yardımcısı Akdağ, basın mensubunun da editörünün de bunu olabildiğince topluma anlatmaya ve toplumu bu meseleye karşı bir reaksiyon göstermeye çağırdığının altını çizerek, şöyle devam etti:

"Bakın bir yargıç diyelim ki yargıladı, bir kişiyi serbest bıraktı. Çok büyük bir baskı oluşuyor. Yargıçlarımıza güvenmemiz lazım. Yargıcın elinde delil yoksa ve onu orada tutarsa, belki daha yanlış bir şey yapabilir. Biz, savcı aynı zamanda hakim aynı zamanda gardiyan rolüne bürünemeyiz, bürünmemeliyiz. Hassasiyeti yüksek tutalım. Söylediğimiz gibi aslında toplumda farkındalığın artırılması ve bu meselenin sahiplenilmesi konusunda basının çok olumlu katkısı var. Peşinen kabul etmek durumdayız ama ısrarla benim söylediğim şu, bunu yaparken öbür tarafta bireyi ve ailesini ömür boyu hasar alacak durumu da getirmeliyiz. Basın kötü niyetli değil. Basının da bu işi bir biçimde nasıl götüreceğini fark etmesi, öğrenmesi ve uygulamalarını geliştirmesi gerekiyor."

Yapılan çalışmanın Meclis'ten oy birliğiyle geçmesi gibi bir arayış içerisinde olup olmadıkları yönündeki soruya Akdağ, "Elbette oy birliğiyle geçmesi arayışı içindeyiz, zaten bu diyaloğu onun için kuruyoruz. Esneklik dediğimiz konu da bir husustan taviz vermek anlamında değil, en doğruyu bulmak anlamında elbette esnek olmalısınız." karşılığını verdi.

Akdağ, gerek muhalefet gerekse diğer konuyla ilgili paydaşlarla bu görüşmeleri süreç içerisinde götüreceklerini bildirerek, "Umut ediyorum ki bir ortak anlayışla oy birliğiyle yasaları geçiririz. Diğer uygulanacak hususları da büyük ölçüde mutabakatla inşallah yürürlüğe koyarız." dedi.

- "İnsanı öldüren bir şeye nasıl 'keyif verici madde' denir?"

Bağımlılık ve uyuşturucuyla ilgili haberler verilirken "altın vuruş" ya da "keyif verici" maddeler gibi ifadeler kullanıldığını aktaran Recep Akdağ, "O kadar yanlış ki. Keyif verici madde diyorsun, insanı öldüren, hayatını mahveden bir şeye nasıl keyif verici madde denir? 'Altın vuruş' derken çok keyif aldığı bir şeyi falan anlayabilir çocuk. Kaldı ki bu ölüme götüren bir şey. Dolasıyla bu noktalarda gerçekten hassas olmak lazım." değerlendirmesinde bulundu.

(Sürecek)



Yorumlar