Adalet Bakanı Bozdağ: Denetimli serbestlik af değildir
"(KHK ile getirilen düzenleme) Şu anda cezaevlerinde 214 bin kişi bulunmaktadır. Bunlardan 93 bin kişiyi bu düzenleme ilgilendirmektedir. İlk etapta 38 bin kişinin tahliyesi söz konusu olacaktır"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, kanun hükmünde kararname kapsamında
getirilen düzenlemeye ilişkin, "Şu anda cezaevlerinde 214 bin kişi
bulunmaktadır. Bunlardan 93 bin kişiyi bu düzenleme
ilgilendirmektedir. İlk etapta 38 bin kişinin tahliyesi söz konusu
olacaktır" dedi.
Bozdağ, katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı,
açıklamalarda bulundu.
Kanun hükmünde kararnameyle şartlı salıverme süresinin bir yıldan
iki yıla çıkarıldığı belirtilerek, "Böyle bir düzenlemeye niçin
gerek duyuldu, düzenleme ne getiriyor? Bunun af olduğu yönünde
yorumlar var" denilmesi üzerine Bakan Bozdağ, önemli bir
düzenlemenin bugün yürürlüğe girdiğini belirtti.
Yasanın, hükümlülerin şartla salıvermeye bir yıl kala denetimli
serbestliğe çıkmalarına izin verdiğini hatırlatan Bozdağ, "Biz bir
yıllık süreyi, şartla salıverilmesine iki yıl kala denetimli
serbestliğe çıkma olarak değiştirdik, yani bir yıl artırdık" diye
konuştu.
Bakan Bozdağ, süreli hapis cezalarının hükmedilen ceza süresinin
üçte ikisi kadar uygulandığını hatırlatarak, "Bu düzenleme de
hükmedilen cezasının yarısı kadar uygulanacak. Burada da bir
indirim yapıldı" ifadesini kullandı. Bunun bazı istisnalarının
bulunduğunu vurgulayan Bozdağ, şunları söyledi:
"Bu düzenleme 1 Temmuz 2016 tarihinden önce işlenmiş suçlarla
ilgilidir. 1 Temmuz'dan sonra işlenmiş suçlar bakımından
uygulanmayacaktır. Bu düzenleme kasten adam öldürme, alt soya, üst
soya, eşe ve kardeşe karşı, kendini savunamayacak durumda olan
kişilere karşı işlenen kasten yaralama neticesi sebebiyle
ağırlaşmış yaralama suçlarında, cinsel saldırı suçlarında,
uyuşturucu madde imal ve ticareti suçlarında, terörle mücadele
kapsamında olan suçlarda, milli güvenliğe, milli savunmaya,
anayasal düzene karşı işlenen suçlarda ve özel hayata ve bu hayatın
gizliliğine karşı işlenen suçlarda bu düzenleme uygulanmayacaktır.
Bu suçların tamamı da kapsam dışındadır. Şu anda Türkiye
cezaevlerinde 214 bin kişi bulunmaktadır. Bunlardan 93 bin kişiyi
bu düzenleme ilgilendirmektedir. İlk etapta 38 bin kişinin
tahliyesi söz konusu olacaktır. Bunların bir kısmı, büyük bir kısmı
açık cezaevinden, diğer kısmı da kapalı cezaevlerinden olması söz
konusu olacaktır."
"DENETİMLİ SERBESTLİK AF DEĞİLDİR"
Denetimli serbestliğin af olmadığına dikkati çeken Bozdağ,
"Kamuoyunda sanki af yapılmış gibi bir algı oluşturulmaya
çalışılıyor" diye konuştu.
Denetimli serbestliğin, cezanın ceza infaz kurumunda çekilmesinin
yanında denetim altında serbest şekilde dışarıda infazına imkan
veren bir yöntem olduğunu anlatan Bakan Bozdağ, bunun ABD'de de pek
çok demokratik hukuk devletinde de olduğunu vurguladı.
Türkiye'de denetimli serbestliğin 2005'ten beri uygulandığını dile
getiren Bozdağ, "Bugüne kadar 2 milyon 200 bin kişi denetimli
serbestlikten istifade etmiş. Bunların bir kısmı cezaevine
girdikten sonra istifade etmiş. Cezaevine girdikten sonra bundan
istifade eden kişi sayısı 303 bin. Ama cezaevine girmeden de
mahkemeler, yargılama sonucunda adli para cezası veya hapis cezası
yerine bir yerde kamu yararına çalışmaya hükmedebiliyor. O nedenle
denetimli serbestlik af değildir, cezanın infazının cezaevi dışında
farklı bir yöntemle yapılması şeklidir" ifadelerini kullandı.
Ceza infaz yöntemlerine ilişkin bilgi veren Bakan Bozdağ, şunları
kaydetti:
"Bu yasadan sonra ilgililerin bütün dosyaları infaz savcılıkları
tarafından inceleniyor. İnceleme durumuna göre dosyası tekemmül
edenlerle ilgili kararlar verecek, bunlar tahliye olacak.
Tahliyeden sonra bunlar üç gün içinde denetimli serbestlik
müdürlüklerine müracaat edecekler. Orada da bunların risk analizi
yapılacak, 'kime ne tür denetimli serbestlik uygulaması yapalım'
denilecek. Belki şu anda çok ciddi yoğunluk olacaktır onun için
randevuyla uygulanması sağlıklı olacaktır. Muhtemel öyle
uygulanacaktır. Nelere hükmedilebiliyor? Karakolda her gün imza
vermekle yükümlü tutulabilir, kamu yararına kamuda veya başka bir
yerde çalışmasına hükmetmek suretiyle yapılabilir, bazı eğitim
programlarına, sosyal programlara katılma zorunluluğu getirebilir,
bazı bireysel iyileştirici görüşmeler ve terapilere katılma
zorunluluğu getirebilir, bazı faaliyetlere katılmama, bazı yerlere
gitmeme zorunluluğu getirilebilir. Bunların hepsi bu kişinin risk
durumuna göre değerlendirilecek ve buna göre onların cezası
dışarıda, bu mükellefiyetlerden birine hükmedilmek suretiye yerine
getirilecek."
"TÜRKİYE'DE ŞUAN DA 2 BİN 700 KİŞİDE ELEKTRONİK
KELEPÇE VAR"
Bakan Bozdağ, söz konusu kişilerin denetimli serbestlik
müdürlükleri tarafından yakından takip edileceğini belirterek,
"Eğer toplum için tehlikelilik durumu varsa o zaman elektronik
kelepçe uygulaması dediğimiz uygulamamız var. Ona elektronik
kelepçe takılıyor, Ankara'da genel müdürlük bünyesinde de bir
izleme merkezimiz var, Türkiye'de şu anda 2 bin 700 kişide
elektronik kelepçe var" diye konuştu.
Tehlike sınırı yüksek olanlara yönelik böyle bir uygulamanın da
gerçekleştirildiğini ifade eden Bozdağ, denetimli serbestlik
uygulamasından istifade edenlerden tekrar suç işleyenlerin oranının
sadece binde 8 olduğunu vurguladı.
Denetimli serbestlik süresinde suç işleyenlerin bu haklarının
yandığını ve hemen kapalı cezaevine konulduğunu belirten Bozdağ, "O
nedenle denetimli serbestlikle tahliye olan kişiler bir daha suça
bulaşmamak için çok büyük hassasiyet de gösteriyor" dedi.
Bu uygulamanın afla karıştırılmaması gerektiğini vurgulayan Bozdağ,
"Buna 'af' diyenler ya bizim hukukumuzu ve dünyadaki infaz
sistemini bilmiyor ya da sadece karalama maksadıyla kullanılıyor.
Denetimli serbestlik cezanın dışarıda denetim altında infazını
öngören bir infaz sistemidir" ifadesini kullandı.
"TAHLİYELER BAŞLADI"
Tahliyelerin ne zaman başlayacağının ve bundan faydalananların
sayısının artıp artmayacağının sorulması üzerine Bozdağ, şu cevabı
verdi:
"İlk etapta tahliye beklediğimiz yaklaşık 38 bin tahmin ediyorum,
bu, biraz aşağı, yukarı olabilir. Diyelim ki bir ay sonra süresi
dolacak olanlar var onlar da bu yasadan istifade etmiş olacak. Şu
anda yargılaması devam edenler var, henüz ceza almamışlar, ceza
aldıkları takdirde 1 Temmuz 2016'dan önce işlenmiş suçlar
bakımından da uygulanma kabiliyeti olacaktır. Bir defaya mahsus bu
uygulama oluyor ama geriye dönük olduğu için, geriye dönük
yargılamalar sürdüğü için, bittikçe, yasanın aradığı şartlar
oluştukça onlar da istifade edecektir. O nedenle bunun geriye dönük
bir etkisi var ama geleceğe dönük de büyük bir uygulaması
olacaktır."
Tahliyelerin başladığını belirten Bozdağ, "Şu anda küçük yerlerde
muhtemelen tahliyeler olmuştur ama Ankara, İstanbul gibi büyük
yerlerde de başlamış olabilir. Çünkü herkesin dosyası tek tek
incelenecek" diye konuştu.
"15 Temmuz'dan sonra çok sayıda kişinin tutuklanmasından dolayı
cezaevlerinin kapasitesinin yetersiz kaldığı için böyle bir
uygulamaya gidildiğine" yönelik iddiaların hatırlatılması üzerine
Bozdağ, denetimli serbestlik konusunun uzun süredir gündemlerinde
olduğunu bildirdi.
"Denetimli serbestliğin üç yıla çıkarılmasına" yönelik
milletvekillerinden toplumun birçok kesimine kadar kendilerine
talepler geldiğini ifade eden Bakan Bozdağ, bununla ilgili bir
formül arayışında olduklarına yönelik o dönemlerdeki açıklamalarını
hatırlattı.
"Türkiye cezaevlerinde şu anda yaklaşık 215 bin tutuklu ve hükümlü
var" diyen Bozdağ, bunu büyük bir rakam olarak nitelendirdi.
Bozdağ, şunları kaydetti:
"Cezaevlerimizin kapasitesinin üzerinde de bir yoğunluk söz konusu.
Hem bu yoğunluk bu kararın alınmasında etkili hem de bu
cezaevlerinde bulunan insanların topluma kazandırılması bakımından
bir oryantasyona ihtiyaç duyulması burada önemli. Bir de denetimli
serbestlik uygulaması. Bu uygulamayı başlatan bütün ülkelerde
başlangıçta çok dar uygulanırken zaman geçtikçe daha fazla
uygulanmaya başlanmış. Çünkü cezanın içeride infazıyla dışarıda
başka sorumluluklar ve yükümlülükler yüklenerek infazının topluma
sağladığı fayda üzerinde de çalışılmış. Biz Türkiye uygulamasında
2005'ten beri bu yana cezanın dışarıda infazının hem bir daha suç
işlememe eğilimini güçlendirip kişileri suçtan uzak tuttuğu gibi
hem de onları topluma kazandırmada etkin sonuç doğurduğunu
gördük."
OHAL'İN SÜRESİ
Düzenlemenin kanun hükmünde kararnameyle yapıldığı belirtilerek,
uygulamanın olağanüstü hal süresiyle mi sınırlı olup olmadığının
sorulması üzerine Bozdağ, "Bu düzenlemeyi Meclis Genel Kurulu'nda
da görüşüp yasalaştıracağız ki ileride herhangi bir kargaşaya,
tereddüde imkan olmasın diye" yanıtını verdi.
Olağanüstü hal uygulaması süresinin uzatılıp uzatılmayacağı sorulan
Bakan Bozdağ, "İhtiyaç olursa OHAL'i elbette hükümet, uzatmasını
TBMM'den yeniden talep edebilir, bunu değerlendirebilir ama şu anda
bu yönde alınmış bir kararımız yok" dedi.
Affın hükümetin gündeminde olup olmadığı sorulan Bozdağ, "Af
gündemimizde yok, aklımızda da yok bundan sonra da olmayacaktır"
karşılığını verdi.
Kamuoyunda ilgi toplayan aralarında şarkıcı Deniz Seki'nin de
bulunduğu bazı isimlerin kanun hükmünde kararnameyle yapılan
düzenlemeden yararlanamama sebebi sorulan Bozdağ, uygulama kapsamı
dışındaki suçlara dikkati çekti.
Terör örgütü elebaşı Gülen'e yönelik iade talebi
Terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in ABD'den iade talebi
kapsamında gelinen sürece yönelik soru üzerine Bakan Bozdağ,
Türkiye ile ABD arasında suçluların iadesine ilişkin anlaşma
olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin acele tutuklama talebini ABD'nin yetkili makamlarına
ilettiğini ifade eden Bozdağ, söz konusu makamın kendilerine bu
talebin nedenini sorduğunu aktardı. Buna da gerekli cevabın
verildiğini ifade eden Bozdağ, "Ama anlaşmaya göre bize böyle bir
soru yöneltmeye hakları yok" diye konuştu.
Anlaşmanın talebin ulaşmasının ardından ilgili ülkeye geçici
tutuklama tedbirini uygulamasını emrettiğini vurgulayan Bakan
Bozdağ, "Bizim beklentimiz, aramızdaki iade anlaşmasının ilgili
hükümleri çok açık. Bu hükümlerin tartışmasız imzacı devlet
tarafından, ABD tarafından uygulanması gerekir. Şu ana kadar ABD
yetkili makamları buradaki hükmün gereğini yerine getirmediler"
diye konuştu.
Bozdağ, ABD'den bir heyetin 22 Ağustos'ta Türkiye'ye geleceğini
belirterek, sonrasında Türkiye'den de bir uzman heyetin ABD'ye
gideceğini kaydetti.
(Sürecek)
túrkiyem.
Ben sizi ccookkkk iyi anlito .Kime hizmet ettiginizi metal icin .bilidigim halde. AMA Su oy veremler anlasa bari.
Ozlem bayrak
Sayin bakanı Allah rızası için 87 maddeyi onaylayin basit yaralamayi size yalvariyoruz kardeşim sucsuz yere yatıyor 4 kişi onu dövüyor kardeşim kendini koruyor ama biz kendimizi savunamadigimiz için suçlu duruma düştük bize yardım edin lütfen sesimizi duyun
Özge
Sabit iz de 87. madde çerçevesinde değerlendirilir. Ortada 87. madde ile ilgili tam bir komedi var, şöyle bir komedi KHK diyor ki "ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama", Adalet Bakanlığı kendi sitesinde "veya neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" demiş. Yani, KHK'yi değiştirmiş böyle olunca da eşe, altsoy ve üstsoya işlense de 87. madde kapsam dışı kalıyor.
Adalet bakanlığının böyle bir yetkisi yok bağlaç "ve" olarak geçiyor, onlar "veya" yapmış hukukta ikisinin sonuçları farklı. Bu tam bir rezaletttir, saçmalıktır, hak ve özgürlüklere müdahaledir, hakkınızı arayın adalet bakanlığı khk veya kanunu değiştiremez
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar