ABD'nin BM İnsan Hakları Konseyinden ayrılma kararının yansımaları
- Ürdünlü yazar Hilmi el-Esmer: - "ABD'in gerçek yüzü ortaya çıktı. ABD insan haklarını savunduğu, demokrasiyi yaydığı ve dünyaya insan haklarının en büyük destekçisi olduğunu iddia ediyordu. Ancak Trump yönetimi ile bu iki yüzlü rolünü daha fazla devam ettiremedi"
İSTANBUL (AA) - Ürdünlü yazar Hilmi el-Esmer ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyinden çekilmesini söz konusu ülkenin insan haklarının karşısında durduğunu ortaya çıkardığını belirtti.
Esmer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "ABD'in gerçek yüzü ortaya çıktı. ABD insan haklarını savunduğu, demokrasiyi yaydığı ve dünyaya insan haklarının en büyük destekçisi olduğunu iddia ediyordu. Ancak Donald Trump yönetimi ile bu iki yüzlü rolünü daha fazla devam ettiremedi." dedi.
UNESCO'dan çekilmesi, BM bütçesine katkıyı azaltması ve Paris İklim Anlaşmasından çekilmesiyle ABD'nin yeni bir imajının ortaya çıktığını belirten Esmer, bu imajın "BM ve uluslararası toplumun kararlarına uymayı istemeyen bir haydut devlet imajı" olduğunu söyledi.
Esmer, ABD'nin BM İnsan Hakları Konseyinin Filistin'deki Siyonist uygulamalara karşı çıkması gibi kendi kanunlarını koymak istemesinin doğrudan sebepleri olduğuna işaret ederek, ABD'nin artık dünyayı ve kendini kandırmaya devam edemeyeceğini, insan hakları savunucusu rolünü sürdürmeyeceğini ifade etti.
Esmer, "Türkiye, Arap ve Filistinlilerin insan haklarına inananlarla birlikte dünyanın geri kalanı için bu yeni bir fırsattır. Bu ülkeler, İnsan Hakları Konseyinde sorun çıkartan ve insan haklarına karşı duran bir ABD olmadan daha etkili olabilirler." dedi.
ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley ve ABD Dışişleri Bakanı
Mike Pompeo, düzenledikleri ortak basın toplantısında, ülkelerinin
BM İnsan Hakları Konseyinden ayrıldığını açıklamıştı. Konsey'deki
Çin, Küba ve Venezuela gibi ülkelerin insan hakları ihlallerinde
bulunduğunu kaydeden Haley, Konsey'in İsrail'e karşı ön yargısı
olduğunu savunmuş, ABD Dışişleri Bakanı Pompeo da Konsey'in insan
hakları ihlallerini savunma noktasında "yetersiz" kaldığını ileri
sürmüştü.
Türkiye'nin gözlemci devlet statüsünde yer aldığı, insan hakları konularının görüşüldüğü Cenevre merkezli konseyin 47 üyesi bulunuyor.
Yorumlar