ABD'ye net mesaj: Türkiye alternatifsiz değildir
Bir dergiye röportaj veren Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, "ABD, Türkiye’ye rağmen adım atmanın Türkiye’nin beklentilerini karşılayarak iş yapmaktan daha maliyetli olduğunu ne kadar hızlı kavrarsa kendisi için o kadar iyi olur. Zira Türkiye hiçbir alanda alternatifsiz değildir." dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, ilk
röportajını Siyaset Ekonomi Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA)
bünyesinde yayımlanan Kriter dergisine verdi.
Kendisinin de kuruluşundan Temmuz 2018'e kadar Genel Yayın
Yönetmenliğini yaptığı derginin Şubat sayısı için Burhanettin
Duran'ın sorularını yanıtlayan Fahrettin Altun, İletişim
Başkanlığındaki yeniden yapılanma sürecinden stratejik iletişim
faaliyetlerine, Kaşıkçı cinayetinden Türkiye'nin Suriye politikası
ve terörle mücadele adımlarına kadar birçok konuda önemli
değerlendirmelerde bulundu.
"MİLLETİMİZİN SESİNİ BÜTÜN DÜNYAYA DUYURACAĞIZ"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Türkiye'nin yeni dönemdeki
ihtiyaçlarını karşılayacak çok güçlü bir zemin ortaya koyduğunu
belirten Altun, İletişim Başkanlığının bu yeni yönetim vizyonunun
en önemli göstergelerinden biri olduğunu ifade etti.
Fahrettin Altun, "Ana amacımız ve faaliyet çerçevemiz milletimizin
sesini, devletimizin haklı mücadelesini bütün dünyaya duyurmak.
Beka mücadelesinde stratejik iletişimin tüm imkanlarını
kullanacağız. Her alanda ülkemizin nitelikli temsilini
önceliyoruz." dedi.
Altun, bu hedef doğrultusunda yürüttükleri başlıca faaliyetlerin
"devletin iletişiminin koordinasyonunu sağlamak, kurumlar arasında
söylem birliğini tesis etmek, yurt içinde ve yurt dışında
Türkiye'nin tanıtım stratejilerini yürütmek, negatif algı
operasyonlarıyla mücadele etmek, devlet-toplum ilişkilerindeki
iletişimi yönetmek ve etkin bir medya ilişkileri yapısı kurmak"
olduğunu söyledi.
"CUMHURBAŞKANIMIZ DÜNYADA TAKİP EDİLEN BİR
LİDER"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yabancı mevkidaşlarıyla
yürüttüğü lider diplomasisinin Türkiye'nin uluslararası arenada en
büyük kozlarından biri olduğuna işaret eden Altun, son dönemde
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yurt dışındaki gazeteler için kaleme
aldığı makale sayısının artmasına ilişkin soruya, "Sayın
Cumhurbaşkanımızın şahsi kanaatlerinin ve perspektifinin
uluslararası kamuoyuyla paylaşılması, Türkiye'nin tezlerinin açıkça
ortaya konmasını ve daha net anlaşılabilmesini mümkün kılıyor.
Çünkü Cumhurbaşkanımız uluslararası kamuoyunda bölgesel ve küresel
konulardaki duruşu ve düşünceleri takip edilen bir lider." yanıtını
verdi.
"KAŞIKÇI CİNAYETİNDE KARA PROPAGANDA SÖYLEMLERİNİ
ÇÜRÜTTÜK"
Prof. Dr. Fahrettin Altun, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin
aydınlatılmasında Türkiye'nin rolü ve İletişim Başkanlığının bu
süreçte üstlendiği fonksiyona ilişkin şunları kaydetti:
"Cemal Kaşıkçı cinayeti, işlendiği yer ve yaşanan vahşetin boyutu
itibarıyla tarihte eşi benzeri görülmemiş bir olaydı. Dolayısıyla
dünya çapında bir yankı uyandırdı. Ancak ilginç bir şekilde ilk
anlardan itibaren bazı ülkeler, yayın organları ve kuruluşların
cinayetin üstünü örtme çabalarına şahitlik ettik. Hatta çeşitli
çarpıtmalarla olayın faturasını Türkiye'ye yıkma girişimlerini
izledik. Esasen bu girişimler de söz konusu planlı cinayetin bir
boyutuydu. Eğer Cumhurbaşkanımızın dirayetli duruşu, kararlı tutumu
olmasaydı bu cinayet örtbas edilecekti. Cumhurbaşkanımızın bu
tutumu üzerine biz de bu menfur cinayeti tüm yönleriyle aydınlatmak
için elimizdeki bütün imkanları seferber ettik. Aleyhimize
yürütülmeye çalışılan kara propaganda söylemlerinin hepsini açık
delillerle çürüttük.
Burada Kaşıkçı cinayetine ilişkin elde edilen detayların diplomatik
kanallar ve uluslararası medya aracılığıyla şeffaf bir şekilde
paylaşılması, olayın hem dünya kamuoyunun gündeminde yer almasını
hem de Suudi Arabistan üzerinde uluslararası baskı oluşmasını
sağladı. Bu olayda da tamamen adaletin yerini bulması saikiyle
hareket eden Türkiye'nin doğru bir iletişim stratejisiyle
uluslararası medya ve kurumları harekete geçirebildiğini gördük.
Türkiye'nin açık ve şeffaf şekilde yürüttüğü bu süreçte aleyhimize
oluşturulmaya çalışılan hava da dağıtılmış oldu."
"HİÇBİR ÜLKENİN SURİYE POLİTİKASI TÜRKİYE KADAR
İSTİKRARLI DEĞİL"
Fahrettin Altun, Türkiye'nin Suriye konusunda "bu ülkeyi terör
örgütleri için bir sığınak olmaktan çıkaracak, toprak bütünlüğünü
ve siyasi birliğini muhafaza edecek ve tüm toplumsal kesimleri
kuşatacak" siyasi bir çözüm için çalıştığını ifade etti.
Başka hiçbir ülkenin Suriye politikasının Türkiye'nin yaklaşımı
kadar istikrarlı olmadığını vurgulayan Altun, Suriye'deki
istikrarsızlık ve çatışma ortamının oluşturduğu boşlukta kendine
yol bulan PKK/PYD ve DEAŞ terör tehdidini hiçbir ülkenin Türkiye
kadar sıcak şekilde yaşamadığını belirtti.
Altun, şöyle devam etti: "Sadece son üç yılda bu terör örgütlerince
çoğu Suriye'nin kuzeyinde planlanmış 100'e yakın saldırıda binlerce
vatandaşımızı kaybettik. Terör, uluslararası bir tehdit iken bazı
ülkelerin terör örgütleri arasında ayrım yaptığına, hatta onları
silahlandırıp desteklediğine ibretle şahitlik ettik. Bu tablo
Türkiye'yi Sayın Cumhurbaşkanımızın 'Kendi göbeğimizi kendimiz
keseriz' ifadesinde karşılık bulan kararlılığa taşıdı. Türkiye
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarında olduğu gibi her türlü
terör koridoru oluşturma girişimleri karşısında hiçbir tehdide
aldırmadan yine kendi göbeğini kendi kesecektir. Önümüzdeki süreçte
ABD'nin Suriye'den çekilmekararını yakından takip edeceğiz. Bu
geçiş sürecini eşgüdüm ve iş birliği içerisinde yönetmek istiyoruz.
Aynı zamanda Rusya ve İran'la birkaç yıldır devam eden yakın iş
birliğimizi sürdüreceğiz."
"BÖLGESEL VE KÜRESEL İSTİKRAR İÇİN TÜRKİYE'YE KULAK
VERİLMELİ"
Altun, "ABD'nin Suriye'den çekilmesiyle Kürtlerin Türkiye'nin
operasyonu ile karşı karşıya kalacağı" şeklindeki dezenformasyonu
ise bölgeye yönelik yeni bir siyasi dizayn planının parçası olarak
gördüklerini dile getirdi.
Fahrettin Altun, "Türkiye olarak hem sınırlarımız içindeki hem de
sınırlarımız dışındaki Kürt kardeşlerimizle bu tür çarpıtmalarla
zedelenemeyecek sağlam bağlara sahibiz. Bunu hem geçmiş hem de
bugünkü tecrübeleriyle en iyi yine Kürt kardeşlerimiz bilir. Bizim
amacımız gayet net: Sınırımızın yanı başındaki terör bataklığının
kurutulması, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması ve ülkenin
siyasi istikrara kavuşması. Tüm adımlarımızı bu doğrultuda atmaya
devam edeceğiz. Bunun dışında bölgeye dönük etnisite temelli
siyaset tasarımları, yönetilemeyen yeni kriz ve çatışma alanları
ortaya çıkaracaktır. Bunun olmam
ası için Türkiye'ye kulak verilmesi hem bölgemizin istikrarı hem
de küresel istikrar açısından elzemdir." değerlendirmesinde
bulundu.
"TÜRKİYE HİÇBİR ALANDA ALTERNATİFSİZ DEĞİL"
ABD'nin son yıllarda bazı grupların ideolojik gündemlerinin etkisi
altında kalarak Türkiye'yi rahatsız edecek birtakım adımlar
attığına değinen Altun, "Bu adımlar sadece ikili ilişkilerde değil
tüm bölgede kriz üstüne krize yol açtı. Özellikle Obama döneminde
DEAŞ ile mücadele adı altında PKK/PYD/YPG ile iş tutulması ve FETÖ
yöneticilerinin iadeleri konusunda mesafe alınamaması Türkiye'yi
haklı olarak rahatsız etti. Buna karşın son aylarda her iki alanda
da olumlu gelişmeler yaşanması memnuniyet verici. Ancak verilen
taahhütlerin vakit kaybetmeden sahaya yansıması gerekir."
ifadelerini kullandı.
Fahrettin Altun, "ABD, Türkiye'ye rağmen adım atmanın Türkiye'nin
beklentilerini karşılayarak iş yapmaktan daha maliyetli olduğunu ne
kadar hızlı kavrarsa kendisi için o kadar iyi olur. Zira Türkiye
hiçbir alanda alternatifsiz değildir." diye konuştu.
"Zaten bu konuda emri vaki olarak değerlendirilebilecek söylemler
karşısında ülkemizin güvenliğinin hiçbir şartta pazarlık meselesi
olamayacağını hem sahada hem masada ortaya koyduk" diyen Altun,
Türkiye'nin ulusal güvenlik ve bölge siyaseti açısından
gerektiğinde sert güç unsurlarını devreye alabileceğine yönelik
tavrının net şekilde ortada durduğunu söyledi.
"TÜRKİYE KÜRESEL BİR GÜCE DÖNÜŞÜYOR"
Kendi içinde normalleşmeyi sağlayan ve artık bölgesel bir güç olan
Türkiye'nin şu an küresel bir güce dönüşme mücadelesi verdiğini
belirten Altun, şunları kaydetti:
"Bu elbette yeni meydan okumaları beraberinde getiriyor. Özellikle
2013'ten sonra sistematik bir hal alan 'yıpratma savaşı' ile
Erdoğan karşıtlığı üzerinden Türkiye'nin kaybetmesi hedeflenmişti.
Bu süreçte sokak kalkışmalarından terör saldırılarına, askeri darbe
girişiminden finansal ve ekonomik operasyonlara kadar farklı
müdahale formlarıyla karşı karşıya kaldık. Her bir meydan okumayı
ve saldırıyı devlet-millet birlikteliği ile atlattık. Türkiye'nin
ulusal ve bölgesel ölçekte verdiği normalleşme mücadelesi küresel
boyuta taşındıkça önüne farklı güçlükler çıkarılması elbette tahmin
edilebilir. Buna mukabil Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan
liderliğinde dış kaynaklı bu zorlukları bertaraf edecek bir vizyona
ve bunu uygulayabilecek bir kapasiteye de sahip."
"ÜLKEMİZİN GELDİĞİ AŞAMA CUMHURBAŞKANIMIZIN GAYRETİNE ÇOK ŞEY BORÇLU"
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'a çok yakın çalışıyorsunuz, Erdoğan'ın
çalışma temposu nasıl? sorusunu ise Altun şöyle yanıtladı:
"Sayın Cumhurbaşkanımız, milletin birliği ve refahı, devletin
dirliği ve bekası için gecesini gündüzüne katarak çalışan bir
lider. Her bir dakikanın her bir saniyenin hesabını yaparak,
ülkemize, devletimize, nasıl daha fazla katkı sağlayabiliriz diye
hareket ediyor. Bunu görmek için Cumhurbaşkanımızın sadece bir
günlük mesaisine bakmak yeterli. Ülkemizin geldiği bu aşama
Cumhurbaşkanımızın gayretine çok şey borçlu. Bu liderlik tarzı ve
siyaset anlayışı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle köklü ve net
bir kurumsallaşma sürecine girdi. Devletimizin tüm kurumları Sayın
Cumhurbaşkanımızın çalışma temposuyla uyumlu bir süreç içinde. Bu
uyum arttıkça ve güçlendikçe inşallah milletimizin refahı ve
devletin dirliği daha da güçlenecektir."
Yorumlar