"AB ile normalleşme sürecinde Gümrük Birliği öncelik taşıyor"
- İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Ayhan Zeytinoğlu: - "AB ile bir normalleşme sürecinin başlamasını bekliyoruz" - "Gümrük Birliği'nin modernizasyon çalışmalarına siyasi nedenlerle başlanamadı. Bu konu aciliyet arz ediyor"
İSTANBUL (AA) - İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin normalleşme sürecinde Gümrük Birliği'nin modernizasyonunun öncelik taşıdığını ifade etti.
Ayhan Zeytinoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği'nin modernizasyon çalışmalarına siyasi nedenlerle başlanamadığını ve bu konunun aciliyet arz ettiğini belirtti.
OHAL’in sona ermesinin ardından AB ile bir normalleşme sürecinin başlamasını beklediğini aktaran Zeytinoğlu, "Son iki yıldır AB ile ilişkilerde herhangi bir ilerleme kaydedemedik. AB’nin en fazla üzerinde durduğu konu olan OHAL’in sona ermesi ile yeni bir fırsat penceresi açılmış oldu." ifadelerini kullandı.
Türkiye’de yeni sisteme geçiş ve hükümetin kurulmasının da istikrar açısından önemli olduğunu vurgulayan Zeytinoğlu, şunları kaydetti:
"Hollanda ile diplomatik ilişkilerin düzelmesi ve Almanya’nın ekonomik yaptırımlara son vererek seyahat uyarısını hafifletmesi de Avrupa ile yeni bir dönemin başlamakta olduğunu gösteriyor. Dünyadaki gelişmeler, Çin ile ABD arasında yükselen rekabet, Rusya’nın güç politikası, Suriye’de Türkiye’nin de müdahil olması ve özellikle Trump’ın Avrupa’ya karşı çatışmacı bir tavır alması da ülkemizin önemini Avrupalılara bir kez daha hatırlattı. Bundan sonra artık AB sürecini de dikkate alarak siyasi ve ekonomik alanda reform sürecinin hızlandırılması ve başta yargı olmak üzere hukuk sisteminin güçlendirilmesi beklentisi içindeyiz. Bu şekilde başlıca ihracat pazarımız olan AB ile ilişkilerde normalleşme ve katılım sürecinin canlandırılması mümkün olacaktır."
- "Gümrük Birliği ilişkisinde ticari korunma önlemleri olmamalı"
İKV Başkanı Zeytinoğlu, dünya ticaretindeki son gelişmeler ışığında AB’nin ticaret politikasına da değinerek, AB’nin özellikle serbest ticaret anlaşmaları (STA) yoluyla dünya ticaretindeki payını artırmayı hedeflediğini ifade etti.
Son dönemde ABD Başkanı Trump’ın tetiklediği ticaret savaşlarına şahit olunduğuna işaret eden Zeytinoğlu, "Trump, ABD’nin ticaret açığı verdiği Çin ve Almanya gibi ülkeler ve AB gibi bloklar karşısında gümrük tarifeleri ile yerli sanayiyi korumaya yönelik önlemler alıyor. Ancak Trump’ın aksine AB, STA politikasından vazgeçmiyor. Son olarak 17 Temmuz'da Japonya ile bir Ekonomik Ortaklık Anlaşması (EOA) imzalandı. Yeni Zelanda ve Avustralya ile müzakereleri başlanıyor. Daha önce Kanada ile bir 'derin ve kapsamlı' tabir edilen STA imzalanmıştı. AB, bu anlaşmalar yoluyla korumacılık duvarlarını aşıyor. Türkiye gibi AB ile Gümrük Birliği içinde olan bir ülke için bu STA’lara uyum sağlamak önemli." yorumunu yaptı.
Japonya EOA’sının ekinde, AB’nin Gümrük Birliği içinde olduğu San Marino ve Andorra için özel bir düzenleme yer aldığını belirten Zeytinoğlu, şöyle devam etti:
“AB 17 Temmuz’da Japonya ile kapsamlı bir EOA imzaladı. Bu
anlaşmaya bir de Stratejik Ortaklık Anlaşması eşlik edecek.
Anlaşmanın ekinde San Marino ve Andorra’yı etkileyen bir ibare var
ki çok önemli. San Marino ve Andorra menşeli ürünlerin Japonya
tarafından AB menşeli ürün olarak tanınmasını, Japon menşeli
ürünlere de Andorra ve San Marino’nun AB ile aynı tarifeyi
uygulamasını öngörüyor. Bu şekilde Andorra ve San Marino’nın ayrıca
Japonya ile bir STA müzakere etmesine gerek kalmadı. Bu iki mini
ülke de Türkiye gibi AB ile Gümrük Birliği içinde. Ancak AB bu iki
ülke için anlaşmaya özel hüküm koyarken Türkiye için bunu yapmıyor.
AB ile Gümrük Birliği içinde bulunan Türkiye için de benzer bir
hükmün bu ve benzeri anlaşmalara eklenmesi gerekli. AB
yetkililerine bunu güçlü bir şekilde aktarmalıyız. Türkiye bu
ülkelerle karşılaştırılamayacak büyüklükte bir ülke. AB’nin 5.
ticaret ortağı olan bir ülke için bu tür kolaylaştırıcı önlemlerin
alınacağını ümit ediyoruz."
Ayhan Zeytinoğlu, bunun yanında, iyi işleyen ve hakkaniyetli bir
Gümrük Birliği ilişkisinde ticari korunma önlemlerinin söz konusu
olmaması gerektiğini belirterek, gerek AB’nin gerekse Türkiye’nin
karşılıklı olarak bu uygulamaları bırakmalarının Gümrük Birliği'nin
sağlıklı işlemesi ve güven ortamının tesisi için şart olduğunu
bildirdi.
Yorumlar