"5 yılda 10 bin yaban hayvanı tedavi edildi"

ANKARA (AA) - Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, ülkenin biyolojik zenginliğini oluşturan kaynak değerlerin korunması ve onlardan sürdürülebilir bir kullanım dengesiyle yararlanılmasının önemini vurgulayarak, 5 yılda yaklaşık 10 bin yaban hayvanının tedavi edilerek tabii yaşam ortamına bırakıldığını bildirdi.

Eroğlu, 3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, Bakanlığın nesli tehlike altında olan türlerin korunması ve üretimi, yaban hayatının yaşam alanlarıyla birlikte korunması ve geliştirilmesi, bu konudaki ticaretin düzenlenmesi, yaralı yaban hayvanlarının rehabilitasyonu gibi pek çok konuda çalışma yaptığını belirtti.

Türkiye'de 81 "Yaban Hayatı Geliştirme Sahası" ilan edildiğini, her yıl bu alanlarda envanter çalışmaları gerçekleştirildiğini bildiren Eroğlu, geçen yıl 18 sahada 77 saha bekçisiyle sürdürülen koruma çalışmasına 1 milyon 800 bin lira kaynak aktarıldığını hatırlattı.

"Kış Ortası Su Kuşu Sayımları" kapsamında 2016'da ülke genelindeki 128 sulak alanda 104 türden 1 milyon 609 bin 538 su kuşunun sayıldığının altını çizen Eroğlu, nesli tehlike altında olan türlerin yok olmasının önüne geçilmesi için 13 yaban hayvanı üretme istasyonu tesis edildiğini anlattı.

2003-2016'da bin 338 memeli yaban hayvanını değişik yörelerde tabiata tekrar kazandırdıklarını bildiren Eroğlu, "Bu hayvanları tabiata bırakmakla kalmadık. Aynı zamanda GPS vericili tasmalar ve fotokapanlar ile tabiata adaptasyonlarını takip ediyoruz." açıklamasını yaptı.

Eroğlu, 2012'de başlatılan "Türkiye'nin Tür Koruma Stratejisi'nin oluşturulması" çalışmasıyla Anadolu yaban koyunu, ceylan, kelaynak gibi nesilleri tehlike altında olan ve önümüzdeki 20 yılda müdahale edilmezse yok olması muhtemel türleri değerlendirerek yaklaşık 200 türe ilişkin çok acil önlem alınması gerektiğini belirlediklerini ifade etti.

Bu kapsamda eylem planı başlatıldığını, 2016 sonunda Tür Eylem Planı hazırlanan tür sayının 45’i bulduğunu kaydeden Eroğlu, "Gayemiz 2019'a kadar bu sayıyı 100'e tamamlamak. Kış şartlarının ağır geçtiği bölgelerde yaban hayvanlarının yoğun olarak bulunduğu noktalara yemleme faaliyetleri gerçekleştirdik. Bu kapsamda 2016-2017 kış döneminde bugüne kadar 465 ton yemi tabiata bıraktık." değerlendirmesinde bulundu.

Yaban hayatını etkileyebilecek insan faaliyetlerini de inceledikleri ve "Yaban Hayatı Yol Geçişlerinin Düzenlenmesi ve İzlenmesi Projesi"ni 2015'te hayat geçirdiklerini anımsatan Eroğlu, projeyle hangi türlerin, ne tür geçitleri kullandığının, mevsime ve günün değişik saatlerine bağlı geçiş yoğunluklarının belirleneceğini ifade etti.

Türkiye'de ilk defa bir ekolojik köprünün ön projesinin de hazırlanacağına dikkati çeken Eroğlu, 2010-2014'te gerçekleştirilen "Ulusal Biyoçeşitliliğin ve Gen Kaynaklarının Korunması Hedefleri Doğrultusunda Büyük Memeli Türlerinin Araştırılması, Korunması ve Yönetimi Projesi" ile 15 büyük memeli yaban hayvanı türünden alınan DNA ve hücre örneklerinin, özel bankalarda muhafaza altına alındığını aktardı.

Eroğlu, örneklerin ileride yapılacak genetik araştırmalarda araştırmacılara kaynak olacağını bildirdi.

- "5 yılda 10 bin yaban hayvanı doğal ortamına bırakıldı"

Uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat gereği hasta ve yardıma muhtaç yaban hayvanlarını kurtarıp, tedavi ve rehabilitasyon ettiklerini, tekrar tabiata kazandırdıklarını vurgulayan Eroğlu, şunları kaydetti:

"Son 5 yılda yaklaşık 10 bin yaban hayvanını tedavi ve rehabilite ederek tabii yaşam ortamına bıraktık. Bakanlık olarak her bölge müdürlüğü bünyesinde bir Yaban Hayvanı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi kurmayı planlıyoruz. Bugün itibarıyla Bursa, Şanlıurfa, Kars, Van, Mersin, Hatay illerinde yer alan 6 merkezde çalışmalarımız devam ediyor. 3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü vesilesi ile vatandaşlarımızın da ülkemizin biyolojik zenginliğini oluşturan bütün kaynak değerlerinin korunması ve onlardan sürdürülebilir bir kullanım dengesiyle yararlanılması hususunda hassasiyet bekliyoruz. Unutmayalım ki bu ülke bütün değerleriyle bize atalarımızdan emanet ve bizler de bu emaneti muhafaza ederek geleceğe taşımakla mükellefiz."