- Yılın son çeyreğinde diğer para birimleri karşısında yükselişi hızlanan dolar, piyasalarda "kur savaşları" ve "Dolar, ABD'nin para birimi, dünyanın sorunu" klişelerinin yeniden gündeme gelmesine neden oldu
- Son bir aylık fiyat gelişmelerine bakıldığında dolar en fazla İngiliz sterlini karşısında değer kazanırken, sterlini Türk lirası, İsveç kronu ve Romanya ronu izledi
- Yılbaşından bu yana ise Nijerya nairası, İngiliz sterlini ve Yemen riyali dolar karşısında en fazla gerileyen para birimleri oldu
- DenizBank Özel Bankacılık Sermaye Piyasası Araçları Yönetmeni Gödek:
- "ABD dolarında son bir ay içerisinde görülen değer kazancı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında etkisini artırarak sürdürüyor"
- Saxo Capıtal Markets Menkul Değerler Uluslararası Piyasalar Kıdemli Uzmanı Çay:
- "Bu yılın son çeyreğinde dolar endeksindeki yükselişin devam etmesi teknik açıdan da destekleniyor. 2017'nin ilk çeyrek performansı ise Fed'in faiz artışı sürecinin nerede sonlanacağına bağlı olacak"
İSTANBUL (AA) - BEKİR GÜRDAMAR - Dolar, yılın son çeyreğine
girdiğimiz bugünlerde diğer para birimleri karşısında hızla
yükselerek piyasalarda "kur savaşları" ve "Dolar: ABD'nin para
birimi, dünyanın sorunu" klişelerinin yeniden gündeme gelmesine
neden oldu.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) eylül ayı toplantısını pas geçmesiyle
yılın son çeyreğinde faiz artışına gideceği beklentisinin artması,
ABD dışındaki birçok ülkenin ya ekonomik aktiviteye ilişkin
sorunlar ya da toplumsal ve politik sorunlarla uğraşması doların
diğer para birimleri karşısındaki yükselişini destekliyor.
Doların son birkaç haftada ivme kazanan yükselişi, dolar endeksini
7 ayın zirvesine taşırken, piyasalarda klişe haline gelmiş olan
"kur savaşları" ve "Dolar: ABD'nin para birimi, dünyanın sorunu"
terimlerinin de tekrar gündeme gelmesine neden oldu.
1944 yılında Bretton Woods Anlaşması’nı bozma kararının hemen
ardından ABD Hazine Bakanı tarafından söylendiği sanılan ve bugüne
kadar popülerliğinden hiçbir şey kaybetmeyen "Dolar bizim para
birimimiz ama sizin sorununuz" sözü, piyasalarda özellikle böyle
dönemlerde ilk akla gelen klişelerden oluyor.
Dünya ticaretinin neredeyse yüzde 60'lık kısmının dolar ile
yapıldığı göz önüne alındığında, dolar kurunun cari seviyesinin
ticaret dengeleri ve kar marjları üzerinde ne kadar etkili olduğu
daha net bir şekilde görülebiliyor. Bu bağlamda "kur savaşları"
terimi, ticari denge ve endişelerin arttığı dönemlerde tekrar
ortaya çıkıyor. Ülkelerin para birimlerinin, özellikle dolar
karşısındaki değerinin kar marjları ve ticaret hacimleri üzerinde
risk oluşturmaması için para politikaları kanalıyla yaptıkları açık
ve gizli müdahaleler için kullanılan "kur savaşları" tabiri,
yıllardır kur piyasasındaki her volatilite artışında gündeme
geliyor.
- Dolar, en fazla İngiliz sterlini karşısında değer kazandı
Son bir aylık fiyat gelişmelerine bakıldığında, dolar yüzde 8 ile
en fazla İngiliz sterlini karşısında değer kazanırken, sterlini
yüzde 4 ile Türk lirası, yüzde 3,5 ile İsveç kronu ve yüzde 3 ile
Romanya ronu izledi.
Diğer öne çıkan gelişmekte olan ülke para birimlerine bakıldığında
ise Brezilya reali ve Rus rublesinin dolar karşısında sırasıyla
yüzde 4 ve yüzde 3 değer kazanmasına karşın Malezya ringiti yüzde
3, Çek korunası ise yüzde 2 düşüş kaydetti.
Yılbaşından bu yana dolar karşısında en fazla değer kaybeden para
birimlerine bakıldığında ise yüzde 53 ile Nijerya nairası, yüzde 21
İngiliz sterlini ve yüzde 16 ile Yemen riyali ilk 3 sırada yer
alıyor.
Dolar endeksi, 2 Aralık 2015'te 100,5 ile yaklaşık 13 yılın
zirvesini görmesinin ardından bu yılın ilk yarısında genel olarak
düşüş eğiliminde hareket etti ve 3 Mayıs 2016'da 91,9 ile yılın en
düşük seviyesini gördü. Yılın ikinci yarısında yükseliş trendine
giren dolar endeksi, bugün 98,1'i görerek son 7 ayın zirvesine
yerleşti.
Dolar/TL ise 2016 yılına 2,9230 seviyelerinden başladı ve 2
Mayıs'ta gördüğü 2,7890 seviyesinden itibaren bugüne kadar kademeli
olarak yükselişini sürdürdü. Dolar/TL bugün 3,1132 ile tüm
zamanların rekorunu kırdı.
- "Fiyatlar dalgalanacak ve denge seviyesini bulacak"
AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirmede bulunan DenizBank Özel
Bankacılık Sermaye Piyasası Araçları Yönetmeni Orkun Gödek, ABD
dolarında son bir ay içerisinde görülen değer kazancının gelişmiş
ve gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında etkisini
artırarak sürdürdüğünü kaydetti.
Gödek, "Gelişmiş ülkeler grubunun kendi içerisinde olumlu hikayesi
olan üyeler ile negatif ayrışma için nedenlerin üst üste gelen
üyeleri ayrı bir fiyatlamaya maruz kalıyor." dedi.
Petrol üreticisi konumunda olan Brezilya, Rusya ve Kolombiya gibi
ülkelerin para birimlerinin 26-28 Eylül'de gerçekleştirilen OPEC
toplantısından bu yana primlendiğini belirten Gödek, petrol
fiyatlarındaki yükselişin, ithalatçı konumda bulunması nedeniyle
göstergelerinin olumsuz etkilenmesi beklenen Türkiye ve Güney
Afrika gibi ülke varlıklarında satış baskısına neden olduğunu
söyledi.
Gödek, son dönemde küresel çapta pozitif ABD doları hikayesinin
altını dolduran farklı başlıkların peş peşe gerçekleştiğini, bunlar
arasında İngiltere'de Brexit sürecinin Mart 2017’den önce
başlatılabileceği açıklamaları ile sterlin/dolar paritesinde son 31
yılın en düşük seviyelerinin görülmesi, Deutsche Bank özelinde
Avrupa bankacılık sistemine yönelik kaygıların artmasıyla da
avro/dolar paritesinin düşüş trendine girmesinin öne çıktığını
kaydetti.
Sterlin/dolar paritesindeki zayıflamanın, avro/dolar başta olmak
üzere çapraz kurlar üzerinden doların değerlenmesine neden olduğunu
belirten Gödek, Çin’de yuanın sabitlenmesinde kritik 6,70
seviyesinin üzerinde oluşmasına izin verilmesi, Güney Afrika’da
Maliye Bakanı Pravin Gordhan'a ilişkin hukuki süreç, ABD tahvil
faizlerinde yaşanan yükseliş ve kredi derecelendirme kuruluşu
Moody's'in Türkiye'nin notunu düşürmesinin son dönem için dolardaki
yükselişe gerekçe olarak sunulabileceğini belirtti.
Gödek, şu görüşleri dile getirdi:
"Dünyadaki gelişmelere paralel olarak Moody’s'in Türkiye kararı
sonrası yaşanan satışları Türk lirası fiyatlamaları açısından doğal
karşılamak gerekiyor. Bir süre birlikte değerlendirildiğimiz
gelişmekte olan ülke para birimlerinden olumsuz ayrışma
gösterilebileceğini ancak bunun normal bir süreç olduğunu
düşünüyoruz. Fiyatlar dalgalanacak ve denge seviyesini bulacak. Şu
aşamada her yeni yükseliş noktası ayrı bir zirve ifade ettiğinden
teknik açıdan seviye belirtmenin çok doğru olduğunu
düşünmüyorum."
- "Fed'in faiz artışının hangi seviyede sonlanacağı önemli
olacak"
Saxo Capital Markets Menkul Değerler Uluslararası Piyasalar Kıdemli
Uzmanı Uraz Çay da ABD ikinci çeyrek büyümesindeki yatırım ve
stoklardaki düşüş nedeniyle yaşanan gerilemenin, dolar endeksinin
temmuz ayındaki düşüşünün en önemli nedeni olduğunu vurgulayarak,
ağustos ayında Jackson Hole toplantısında Fed üyelerinin artış
yönlü konuşmaları ile eylülde hem verilerdeki toparlanma hem de Fed
toplantısında karara itiraz eden üç üyenin olmasının dolar
endeksinde yükseliş trendini desteklediğini kaydetti.
Çay, dolar endeksinde temmuz ayı seviyesinin üzerine çıkılmasındaki
asıl nedenin, Brexit belirsizliğinin sterlin ve avro üzerinde baskı
oluşturması ve petrol fiyatlarındaki yükselişin ABD büyümesi ve
enflasyon beklentilerine pozitif yansıması olduğunu belirterek,
"Fed'in faiz artırımı için aralık ayı beklentilerini artırması,
enflasyon beklentilerinin petrol nedeniyle yükselmeye devamı ve
Brexit belirsizliği nedeniyle doların güvenli liman özelliği yıl
sonunda dolar endeksinde tekrardan bir rekor seviyesinin
görülmesini destekleyebilecek gelişmeler." ifadelerini
kullandı.
Bu yılın son çeyreğinde dolar endeksindeki yükselişin devam
etmesinin teknik açıdan da desteklendiğini, 2017'nin ilk çeyrek
performansının ise Fed'in faiz artışı sürecinin nerede
sonlanacağına bağlı olacağını vurgulayan Çay, gelişen ülke
kurlarında dolar karşısındaki kayıpların telafisinin yılın son
çeyreğinde pek mümkün görünmediğini savundu.
Çay "2017'de tekrardan getiri arayışı (ABD tahvillerindeki 30
yıllık rallinin mevcut politikalarla bitmesi zor) korkulan
senaryoların gerçekleşmemesi açısından önemli. Ancak mali
politikaların ABD tarafında 2017 ikinci çeyreğinden itibaren daha
aktif olması (Clinton’ın başkanlığı düşünüldüğünde) ABD 10 yıllık
getirileri ve gelişen ülke kurları açısından uzun vadede asıl
hareketi belirleyen olacaktır." diye konuştu.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar