"OHAL sonrası reformlar ile AB süreci öncelikli hedef olmalı"
- İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ayhan Zeytinoğlu: - "OHAL sonrası dönemde siyasi ve ekonomik alanda reformlar ile AB sürecinin canlandırılması öncelikli hedef olmalıdır" - "Aday ülke bile olmayan Ukrayna ve Gürcistan’a vizesiz seyahat hakkı verilirken, 22 yılı aşkın bir süredir Gümrük Birliği’ne tabi olan ve 13 yıldır müzakere süreci devam eden bir ülkeye aynı hakkı tanımamak kolay anlaşılabilir bir durum değildir"
İSTANBUL (AA) - İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu
Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, "OHAL sonrası dönemde siyasi ve ekonomik
alanda reformlar ile AB sürecinin canlandırılması öncelikli hedef
olmalıdır." dedi.
Zeytinoğlu, İKV tarafından düzenlenen "ABD'nin Küresel Rolü ve
AB ile İlişkiler: Kriz mi, Yeniden Yapılanma mı?" başlıklı panelin
açılışındaki konuşmasında, son yıllarda Türkiye'nin AB'ye katılım
müzakereleri sürecinde bir durgunluk yaşandığını söyledi.
AB ile ilişkilerde dönemsel gerilimler ortaya çıksa da
karşılıklı sağduyu ve ortak çıkarların ilişkileri devam ettirmenin
önemini gözler önüne serdiğini dile getiren Zeytinoğlu, "İKV
olarak, Türkiye-AB ilişkilerine dinamizmi ve ivmeyi yeniden katacak
iki konunun özellikle üzerinde duruyoruz. Bunlardan ilki Gümrük
Birliği'nin güncellenmesidir. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi her
iki taraf için 'kazan-kazan' durumu yaratmanın yanı sıra ikili
ilişkilerin güçlendirilmesine de katkıda bulunacaktır. 2017
verilerine göre, Türkiye, AB’nin ihracatta beşinci, ithalatta ise
altıncı ticaret ortağıdır. Gümrük Birliği'nin yürürlüğe girdiği 1
Ocak 1996'dan bu yana geçen sürede AB, Türkiye karşısında 291,1
milyar dolar ticaret fazlası elde etmiştir. Bu durum, Gümrük
Birliği’nin sadece Türkiye'ye değil AB'ye de önemli faydalar
sağladığının bir göstergesidir." diye konuştu.
Zeytinoğlu, Gümrük Birliği’nin geçerliliğini yitirmiş birtakım uygulamalarını düzeltmek ve güncel gelişmelerle uyumunu sağlamak gerektiğini belirterek, AB’nin Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzaladığı ülkelerin Türkiye pazarına erişebilmesinin haksız rekabete yol açtığını savundu.
AB'nin imzaladığı STA'lara Türkiye'nin taraf olamadığının altını çizen Zeytinoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye’nin AB'nin ortak ticaret politikasına uyum sağlama
zorunluluğuna rağmen bu politikaların oluşturulmasında söz sahibi
olmaması da sorun yaratan diğer konular arasında yer almaktadır.
Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan etki analizinde tarımın,
hizmetlerin ve kamu alımlarının Gümrük Birliği’ne dahil edilmesinin
her iki taraf için de ihracat, refah ve GSYH artışı sağlayacağı
tespit edilmiştir. Ayrıca Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin
Türkiye’nin AB müktesebatına uyumunu arttırmak ve tam üyelik
müzakerelerini hızlandırmak yolunda önemli bir adım olacağını
unutmamak gerekir."
- "Son altı yılda vize için 256 milyon avro ödedik"
Ayhan Zeytinoğlu, Türkiye-AB ilişkilerinde altı çizilmesi
gereken bir diğer konunun ise vize serbestliği süreci olduğunu
belirterek, Türkiye'nin Vize Serbestliği Yol Haritası’ndaki 72
kriterden 65’ini tamamladığını bildirdi.
AB ile ikili ilişkilerde yaşanan birtakım siyasi
anlaşmazlıkların, kalan kriterlerin tamamlanmasının önünde engel
oluşturduğunu ifade eden Zeytinoğlu, "Vize psikolojik bir bariyer
olmanın yanında maddi olarak da önemli bir külfettir. Türk
vatandaşları son altı yıl içerisinde vize başvuruları için toplamda
256 milyon avro ödemiştir. Bildiğiniz gibi Gürcistan ve Ukrayna
vatandaşları AB’ye vizesiz seyahat hakkı elde ettiler. AB toplam
ticaretinin yüzde 1’ini Ukrayna ve yüzde 0,1’ini Gürcistan ile
yaparken, Türkiye’nin toplam ticaretindeki payı yüzde 4,1’dir. Bu
şartlar altında, aday ülke bile olmayan Ukrayna ve Gürcistan’a
vizesiz seyahat hakkı verilirken, 22 yılı aşkın bir süredir Gümrük
Birliği’ne tabi olan ve 13 yıldır müzakere süreci devam eden bir
ülkeye aynı hakkı tanımamak kolay anlaşılabilir bir durum
değildir." şeklinde konuştu.
Zeytinoğlu, Türkiye kalan kriterleri yerine getirmek için
gerekli adımları atmaya hazır olduğunu belirterek, bu kriterlerin
de yerine getirilmesini takiben AB’nin vizeleri kaldıracağını ümit
ettiğini dile getirdi.
- "OHAL'in kaldırılması, AB ile ilişkilerine yeni bir ivme
kazandıracak"
İKV Başkanı Zeytinoğlu, 24 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğini belirterek, AB Bakanlığı'nın Dışişleri Bakanlığı ile birleştirildiğini anımsattı.
Yeni dönemde öngörülen büyüme, istikrar ve daha hızlı karar alma sürecinin, katılım müzakerelerinin olumlu seyri için bir araç olarak kullanılması gerektiğini belirten Zeytinoğlu, "İki yıldır devam eden olağanüstü hal (OHAL) uygulamasının kaldırılması, Türkiye’nin AB ile ilişkilerine yeni bir ivme kazandırmak için uygun ortamı bizlere sunmaktadır. OHAL sonrası dönemde siyasi ve ekonomik alanda reformlar ile AB sürecinin canlandırılması öncelikli hedef olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Zeytinoğlu, yaptıkları kamuoyu araştırmasında, Türk halkının AB
üyeliğine desteğini artırdığını görüldüğünü belirterek, Türk
kamuoyunun yüzde 78,9'unun Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediği
kaydetti.
Küresel ekonomide de değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini bildiren Zeytinoğlu, şunları kaydetti:
"Küresel ekonomide liberalleşme yerine korumacılığı benimseyen Donald Trump’ın 20 Ocak 2017 tarihinde ABD Başkanı seçilmesinden bu yana estirdiği korumacılık rüzgarları dikkati çekicidir. Trump’ın çok ses getiren son hamlesi ise ithal çeliğe yüzde 25 ve ithal alüminyuma yüzde 10 ek gümrük vergisi getirmek olmuştur. Bu kararın ardından AB, Kanada, Meksika ve Çin’in de aralarında olduğu birçok ülke tarafından karşı tedbirlerin alınması, ticaret savaşlarının başlamasına ilişkin korkuları artırmıştır. Uluslararası ticaretin hacmi ve rotasını etkileyecek bu gelişmeler yeni tehditlere yol açtığı gibi fırsatlara da yol açabilir.
Özellikle Türkiye açısından ABD’nin, AB ve Çin gibi önemli ticari aktörler ile karşılıklı olarak ticareti kısıtlayıcı önlemler alması bu pazarlarda arz açığı ortaya çıkması durumunu doğurabilir. Türkiye gibi yükselen güçler açısından yeni ihracat fırsatları gündeme gelebilir. Uluslararası düzenin temel paradigmalarının yeniden tartışmaya açıldığı ve küresel sistemdeki ABD hegemonyasının ve kural koyuculuğunun zayıfladığı bir dönemden geçmekteyiz. Bu dönemde ABD Başkanı Trump’ın pek çok kez ek vergilerle tehdit ettiği Çin’in 'Kuşak ve Yol' gibi projeleriyle atağa geçmesi, yeni dünya düzeninde bir nöbet değişimi olarak yorumlanmaktadır."
İKV Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Haluk Kabaalioğlu'nun moderatörlüğünü üstlendiği panele, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Ticaret Çalışmaları Merkezi Direktörü Bozkurt Aran, İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Pınar Artıran, TEPAV Bölge Çalışmaları Program Danışmanı Dr. Nihat Ali Özcan ve İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aylin Ünver Noi katıldı.
Yorumlar