33. Ulusal Bilişim Kurultayı

- Başbakan Yıldırım: (3) - "Ülkemizde bilgi işlem teknolojilerine harcanan paranın çok önemli bir bölümü, kullanılan yabancı yazılım platformlarına, lisanslara veya donanımlara gidiyor. Katma değerli yatırım gerçekleştiremiyoruz ve yerel sektörlerimiz değil daha çok yabancılar kazanıyor. Hem de neredeyse hiçbir şey yapmadan kazanıyorlar. Çünkü akıllı. Akıl onda, para da bizde. Aklı olan parayı alıyor. Bizde akıl daha fazla var ama o aklı, önemli olan doğru yere kanalize etmek. Artık bunu değiştirelim. Bunun zamanı geldi. Bırakın bireysel rekabeti, bırakın küçük hesapları. Ülkemizin milli güvenliği için, ülkemizin refahı için, ülkemizin kalkınması için gücümüzü birleştirmemiz lazım. Destek bizden" - "8-14 Temmuz arası sadece 183 ciddi saldırı (siber saldırı) gerçekleştiriliyor. 5-11 Ağustos arasına bakıyoruz, bu sayı 407'ye çıkmış. 12-18 Ağustos'ta 753 sayısına ulaşmış. Bu ne demek oluyor? Saldırılar önce 2,25 katken, 4 kat seviyesine yükselmiş. Siber saldırıların sayılarında nispeten bir azalma mevcut olmakla beraber hala 15 Temmuz seviyesinin üzerinde devam ediyor. Türkiye olarak bu saldırıları erkenden görüp, üst düzey tedbir alıyoruz ama bunun sürdürülebilir hale gelmesi lazım"

Google Haberlere Abone ol
33. Ulusal Bilişim Kurultayı

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, bilgi işlem teknolojilerine harcanan paranın çok önemli bir bölümünün, yabancı yazılım platformlarına, lisanslara veya donanımlara gittiğine işaret ederek, "Katma değerli yatırım gerçekleştiremiyoruz ve yerel sektörlerimiz değil daha çok yabancılar kazanıyor. Hem de neredeyse hiçbir şey yapmadan kazanıyorlar. Çünkü akıllı. Akıl onda, para da bizde. Aklı olan parayı alıyor. Bizde akıl daha fazla var ama o aklı, önemli olan doğru yere kanalize etmek. Artık bunu değiştirelim. Bunun zamanı geldi. Bırakın bireysel rekabeti, bırakın küçük hesapları. Ülkemizin milli güvenliği için, ülkemizin refahı için, ülkemizin kalkınması için gücümüzü birleştirmemiz lazım. Destek bizden." dedi.

Yıldırım, Türkiye Bilişim Derneğince (TBD) düzenlenen 33. Ulusal Bilişim Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, 2017'de yerlilik ve millilik konusunda çok daha önemli adımların atılması gerektiğine dikkati çekerek, bu konuda gerekli tedbirlerin alındığını belirtti.

Siber güvenlikte olayların sadece "siber güvenlik" boyutuyla düşünülmesinin doğru olmadığını vurgulayan Yıldırım, "Siber caydırıcılığı da ilave etmemiz lazım. Kimseye durup dururken bulaşıp, dalaşacak halimiz yok ama bizim üzerimize gelenler olursa onlara da verecek cevabımız olması lazım." diye konuştu.

Yıldırım, bunun çeşitli olaylar vesilesiyle görüldüğünü aktararak, bazı ülkelerle Türkiye'nin diplomatik ilişkileri zora girdiğinde bunların yaşandığını dile getirdi.

Bu sürecin 15 Temmuz'daki darbe girişiminde de yaşandığını aktaran Yıldırım, şunları kaydetti:

"15 Temmuz'dan sonra bir bakıyoruz, siber saldırılarda ciddi artışlar olmuş. Bu tesadüf mü? Değil. 15 Temmuz'da sonuç alamayanlar, bu sefer başka alanlardan altyapılarımıza saldırdılar. Örneğin, 8-14 Temmuz arası sadece 183 ciddi saldırı gerçekleştiriliyor. 5-11 Ağustos arasına bakıyoruz, bu sayı 407'ye çıkmış. 12-18 Ağustos'ta 753 sayısına ulaşmış. Bu ne demek oluyor? Saldırılar önce 2,25 katken, 4 kat seviyesine yükselmiş. Siber saldırıların sayılarında nispeten bir azalma mevcut olmakla beraber hala 15 Temmuz seviyesinin üzerinde devam ediyor. Türkiye olarak bu saldırıları erkenden görüp, üst düzey tedbir alıyoruz ama bunun sürdürülebilir hale gelmesi lazım. Kurumsallaşmasının daha da arttırılması lazım."

- "BTK'dan alarm verildiğinde herkesin ne yapacağını biliyor olması lazım"

Küçük, amatör ruhlu, heyecanlı bir ekibin Havelsan'da, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda (BTK) çalıştığına işaret eden Yıldırım, "Tedbirler var ama saldırının boyutu o kadar büyük ki bu organizasyon yeterli olmuyor ama her şeyden önemlisi kurumların zihinsel dönüşümünün gerçekleşmesidir." şeklinde konuştu.

Yıldırım, "Bilgisayar, iletişim denilince 'Efendim bilişim daire başkanlığımız var, daha ne olacak. Bir sürü adamlarımız var.' Onlar, bilgisayarın tozunu almak, çalışmayınca fişini çıkarıp takmak, resetleyip yeniden harekete geçirmek, bunlar ayrı şeyler. Bunlar mekanik işler, bakım tutum işleri. Biz bunlardan daha fazlasını yapmak zorundayız. Bir saldırı olduğunda, BTK'dan alarm verildiğinde herkesin ne yapacağını biliyor olması lazım." dedi.

Sistemin açıklarının mutlaka kapatılması gerektiğine işaret eden Yıldırım, "Siz, 'Bilgisayarım var elimde, şifrem de var. Bir şey olmaz, kim ne yapacak' diyorsunuz. Binlerce bilgisayar başkasının emrinde, haberiniz bile yok. Sizin telefonunuzdan alıyor, konuşuyor, adam terör faaliyeti yapıyor. Günün birinde polis, savcı gelince şaşırıyorsunuz. Bunlar mümkün. Bunların önüne geçecek iş, siber güvenlik altyapısının geliştirilmesidir." ifadelerini kullandı.

- "BTK idari yaptırım da uygulayabilecek"

Yıldırım, Siber Güvenlik Kurulunun oluşturulduğunu, yasal altyapısının yapıldığını ve 2016-2019 yıllarını kapsayan eylem planının da hazırlandığını anımsatarak, 7 gün 24 saat esasına göre çalışan Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) üzerinden operasyonel siber güvenlik faaliyetlerinin başladığını belirtti.

Şu anda 528 kurumda siber olaylara müdahale ekibinin bulunduğunu, üniversitelerde yüksek lisans, doktora programları yapıldığını aktaran Yıldırım, bu konuda kasım ayında gerçekleştirilen yasal düzenlemenin yetersiz kalması durumunda da geliştirilebileceğini kaydetti.

Başbakan Yıldırım, bu konunun Meclisin işi olduğunu ve memleketin menfaatine olan konularda Meclisin her zaman gereken katkıyı verdiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

"Kasım ayında yürürlüğe girdi bu kanun. Buna göre, BTK idari yaptırım da uygulayabilecek. Bundan sonra tıpkı önleyici hekim uygulamasında olduğu gibi siber saldırılar gerçekleşmeden önce önlem alınabilecek. Çok önemli. Burada olay olduktan sonra, saniyelerde oluyor. Telafisi mümkün değil. Diyelim ki bir paylaşım yapıldı, birkaç saniye içerisinde yüz binlere ulaşıyor. Siz ondan sonra tedbir alsanız ne olacak? Eksponansiyel bir şekilde yayılıveriyor. Tahribat oluyor, ondan sonra tedbir alıyorsunuz. Mesele o değil, mesele izlemek ve önlem almak."

- "Akıl terini kattığımız her ürün, bize avantaj sağlıyor"

Tedbir alınmadığı müddetçe 7 gün 24 saat, her saniye güven içerisinde olunamayacağına dikkati çeken Yıldırım, "Bunun yollarından biri, veri merkezlerinin topraklarımızda olmasıdır. Bilginin elimizin altında olmasıdır. Bilgiye sahip olursak, bilgiyi üretebilirsek, bilgiyi gerektiğinde güç olarak kullanabilirsek o zaman biz başkalarının önünde daha dik dururuz. Menfaatlerimizi, ülkemizin konularını daha gür sesle dile getirebiliriz." dedi.

Yıldırım, bilişim ve demokrasinin atbaşı gittiğini vurgulayarak, gerek şeffaflık ve hesap verebilirlik gerek ekonomik gelişme için de buna ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Bilişimde bir birim yatırımınızın getirisi 25, 1'e 25. 'Pamuk ekiyoruz, tütün var, buğday, tahıl, domates var.' Bunlar harcıalem ürünler, herkes yapıyor. Akıl terini kattığımız her ürün, fark yarattığımız her ürün bize avantaj sağlıyor. Bir adım öne geçmemizi sağlıyor." diye konuştu.

Milli ve yerli ürünlerin önemine dikkati çeken Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bunu sadece cari açığımızı kapatmak için söylemiyorum, milli güvenlik açığımızın da kapatılması için buna ihtiyacımız var. Başkasının aklıyla ürettiğimiz ürünler, bizim değil onların ürünleridir. Onlarla aramızdaki ilişkiler bozulduğu zaman geçmiş olsun. Biz bunu Kıbrıs Harekatı'nda yaşadık. Şimdiler de de terörle mücadele, DEAŞ'la, DHKP-C ile PKK, YPG, PYD ile mücadelede önemli bir avantaj yakaladığımız bu sürede ambargo sesleri geliyor. Değişik ülkelerden, 'Türkiye'yi sıkıştıralım, biraz ambargo yapalım.' Bunları görmemiz lazım. Onun için bundan sonraki hedefimiz, her bakımdan kendi kendimize yeterli olacak adımları atmak olmalıdır."

- "Arşivi bilişime bırakalım, günceli kafamızda tutalım"

Yıldırım, bilişim ve iletişim yılı illan ettikleri 2017'de iki konuya yoğunlaşılması gerektiğini belirterek, bunlardan birinin "akıl yollarının kapasitesinin artırılması" olduğunu aktardı.

Kendisinin "Karayolunda hız felakettir, internette hız berekettir" sözünü anımsatan Yıldırım, internette hızın arttırılabildiği kadar artırılmasını istedi. Bunun çok büyük faydasının olacağına değinen Yıldırım, internet üzerinden her alanda daha fazla iş yapılacağını söyledi. Yıldırım, yaşamın bir parçası olan internetin, bir sonraki adımının ise "yapay zeka" olduğunu dile getirdi.

Başbakan Yıldırım, artık bilgiye erişmek istendiğinde arama motoruna ilgili kelimelerin yazılmasıyla istenen konuya ulaşıldığını belirterek, "Arşivi bilişime bırakalım, günceli kafamızda tutalım. Bu da zihinsel dönüşümle olur. Bilişime, bilgiye erişimde gerekli aşinalığı sağlamakla olur. Onun için '278 bin kilometre internet bilişim ağımız var' bununla övünemeyiz. Tamam 80 bin kilometreden geldik buraya, bu bir merhale ama fevkalade mütevazıdır, gelecek ihtiyacımız açısından." ifadelerini kullandı.

Operatörlere seslenen Yıldırım, "Burada kıskançlığı bırakın. Geç kalıyoruz, çok zaman kaybettik. Kardeşim bu yollar hepimizin. Yol altyapıdır, üstünde istediğiniz işi yapın, istediğiniz kadar rekabet edin, istediğiniz kadar fark oluşturun ama yol için kavga etmeyin. Bırakın yol ortak değerdir, ortak ihtiyaçtır. Yolu beraber yapalım, herkes burada üzerine düşen görevi yapsın. Bu yönde ciddi bir anlayış birliğine geldiğinizi gördüm." diye konuştu.

- "Bilişim ekonomisini çok daha büyüteceğiz"

Başbakan Yıldırım, yazılım başta olmak üzere, donanım da dahil yerlileşme ve millileşme hamlesine hız verilmesi gerektiğini vurgulayarak, milli teknolojinin üretimini destekleyeceklerini, bilişim ekonomisini çok daha büyüteceklerini söyledi.

Türkiye'nin potansiyeline göre bilişimle ilgili cironun çok fazla olmadığına dikkati çeken Yıldırım, şunları kaydetti:

"Ülkemizde bilgi işlem teknolojilerine harcanan paranın çok önemli bir bölümü, kullanılan yabancı yazılım platformlarına, lisanslara veya donanımlara gidiyor. Bu konuda büyük yatırımlarımız var, fakat bu paranın büyük bir kısmı yerel sektöre, yerli işletmecilere kalmıyor. Katma değerli yatırım gerçekleştiremiyoruz ve yerel sektörlerimiz değil daha çok yabancılar kazanıyor. Hem de neredeyse hiçbir şey yapmadan kazanıyorlar. Çünkü akıllı. Akıl onda, para da bizde. Aklı olan parayı alıyor. Bizde akıl daha fazla var ama o aklı, önemli olan doğru yere kanalize etmek. Artık bunu değiştirelim. Bunun zamanı geldi. Bırakın bireysel rekabeti, bırakın küçük hesapları. Ülkemizin milli güvenliği için, ülkemizin refahı için, ülkemizin kalkınması için gücümüzü birleştirmemiz lazım. Destek bizden."

Bilişimle ilgili her türlü desteği verecek araçlara sahip olunduğunu aktaran Yıldırım, rekabetin bırakılarak, birlik içerisinde sivil toplum örgütleriyle bir araya gelinerek, firma oluşturulması tavsiyesinde bulundu.

Yıldırım, her firmayla iş yapılamayacağına da dikkati çekerek, "Bu konuda TÜRKSAT her türlü koordinasyonu yapabilir, elinde her imkan var. Burayı oturun, çalışın, bir esasa bağlayın arkadaşlar." dedi.

Bu konudaki çalışılmalara her türlü desteği vereceklerini dile getiren Yıldırım, artık daha az konuşup, daha çok sonuç alma zamanı olduğunu söyledi.

İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası içerisinde bulunulduğunu hatırlatan Yıldırım, bunun insanlar arasındaki ve ülkelerdeki sorunların ortadan kaldırılmasına bir vesile olması temennisinde bulundu.

Başbakan Yıldırım, konuşmasını kurultayı düzenleyen Türkiye Bilişim Derneği ve kurultaya katkı sağlayan bütün destekçi kuruluşlara teşekkür ederek tamamladı.

- Notlar

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından başlayan programda, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimini yansıtan "Bilişim ve Demokrasi" konulu kısa film izlendi.

Filmde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Yıldırım'ın, vatandaşları meydanlara davet ettiği görüntüler de ekrana yansıtıldı.

Programda, 15 Temmuz Dayanışma Kampanyası kapsamında hazırlanan 15 milyon lira değerindeki çek, Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu tarafından Başbakan Yıldırım'a teslim edildi.

(Bitti)

Yorumlar