1582 yılında 10 gün neden kayıp?

Miladi Takvim'de 1582 yılında 10 günün neden kayıp olduğu merak ediliyor. Dünya tarihinde "kayıp 10 gün" olarak bilinen bu olayın tarihi perde arkasında gizemli bir durum atfedilse de aslında çok da zor olmayan bir açıklaması elbette var.

Google Haberlere Abone ol
1582 yılında 10 gün neden kayıp?

1582 yılında 10 gün neden kayıp veya Miladi Miladi takvimde neden bir anda 10 günlük bir kayıp yaşandı soruları uzun zamandır cevap arıyor. 

Dünya genelinde şu anda kullanılan Miladi takvimin kökeni Roma imparatorluğu dönemine uzanmaktadır. Roma’da kullanılan takvimle ilgili düzenleme M.Ö. 46’da Julies Cesar tarafından İskenderiyeli astronomi bilgini Sosigenes’e yaptırıldı. Bir yılın 365,25 gün olarak hesaplandığı bu yeni takvimde 4’e tam bölünemeyen yıllar 365 gün kabul edildi. Bu yıllardan artan çeyrek günler ise 3 yılın ardından gelen artık yıla eklendi.

Böylece artık yılı 366 güne çıkarılıyordu. Ayrıca 1 yılın 12 ay kalabilmesi için artık yıllarda aylar 6 ay 30, 6 ay 31 gün çekecek şekilde düzenlenmişti. Artık olmayan yıllarda ise yılın son ayından 1 gün çıkarılıyordu. Bunun sonucu olarak-yılbaşı mart olduğundan dolayı- şubat ayı artık yıllarda 30, diğer yıllarda ise 29 güne çekildi. Yılbaşı 1 Marttan 1 Ocak tarihine alındı ve o seneye özgü olarak yıl 445 güne çıkarılmış oldu. Julies Cesar takvim düzenlemesini yaptığı için temmuz ayının ismini değiştirerek kendi adından gelen July ismini verdi ve bu takvim M.Ö.46 yılından itibaren Roma imparatorluğunda kullanılmaya başlandı.

400 YILLIK SÜREDE 3 GÜNLÜK KAYMA

Ancak Cesar tarafından gerçekleştirilen bu takvim ıslahatı onun ölümünden sonra düzgün bir şekilde uygulanmadı. Bunun sonucu olarak 400 yıllık bir süre içinde 3 günlük bir kayma meydana gelmişti. Bu kayma ise M.Ö. 8.yılda Augustus tarafından düzeltildi. 12 yıl boyunca artık yıl uygulaması sonlandırılarak, takvim düzeltildi. Augustos da tıpkı Julies Cesar gibi yaptığı değişikliği takvime yansıttı ve ağustos ayının ismini değiştirerek adını Augustos adını verdi. Augustus başka bir değişiklik daha yapacaktı. Temmuz ayı 31 çekmekte ancak Ağustos ayı 30 çekmekte idi. Buna da çözümü de Şubat ayından bir gün alıp Ağustos ayına ekleyerek bulacaktı. Böylece Şubat ayı artık yıllarda 29, diğer yıllarda ise 28 güne düşmüş oldu.

Takvimdeki bir diğer değişiklik ise M.S. 325 yılında gerçekleştirildi. Hristiyanlığı devlet dini olarak kabul etmiş olan Roma’da takvimin başlangıcı olarak Hz. İsa’nın doğumu kabul edildi. Bundan sonra da Miladi takvim adını aldı. Takvimde yapılan bu değişikliklerden daha önemli konu ise Jülyen takvimi ile güneş yılı arasında 11 dakikalık bir farkın bulunmasıydı. Bir yıldaki 11 dakika küçük bir fark gibi görünse de yüzyıllar içinde günlerin kaymasına sebep olmuştu ve 1582 yılına gelindiğinde bu fark 10 günü bulmuştu. Tarih 21 Mart olması gerekirken Jülyen takvimine göre 11 Mart görünmekteydi. Takvimdeki bu düzensizliğin giderilmesi amacıyla Papa 13. Gregorius tarafından çalışmalar başlatıldı.

Nihayetinde mevcut takvime 10 gün ilave edilmesi kararı alındı. 4 Ekim 1582 Perşembe günü doğrudan 15 Ekim Cuma gününe bağlandı. Böylece hafta içindeki günlerin sırası da değişmemiş oldu. Takvimdeki bu düzenlemeyi yaptıran Papanın ismine atfen bu takvime Gregorian takvimi dendi. Bu takvim Fransa’da aynı yıl kabul edildi. 9 Aralık 20 Aralık’a bağlandı. İngiltere ise bu takvime 1752 yılında 3 Eylül gününü doğrudan 14 Eylül’e bağlayarak geçti.

Miladi takvimin Türkiye’de resmen kullanılması ise Osmanlı Devletinin son yıllarında oldu. Bu takvim İttihat ve Terakki döneminde Takvimi-i Garbi adıyla 1917’de kullanılmaya başlandı. Cumhuriyetin ilanının ardından ise inkılaplardan biri de takvim alanında yaşandı. 26 Aralık 1925 tarih ve 698 sayılı “Takvimde Tarih Mebdeinin Tebdili” hakkındaki kanunla Türkiye 1 Ocak 1926 tarihinden itibaren Miladi takvimi kullanmaya başladı.

Yorumlar