15 Temmuz Şehitler Köprüsü davası

- FETÖ'nün darbe girişimi sırasında 34 kişinin şehit edildiği köprüdeki olaylara ilişkin 135'i tutuklu 143 sanığın yargılanmasına devam edildi

Google Haberlere Abone ol
15 Temmuz Şehitler Köprüsü davası

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, aralarında Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki olaylara ilişkin, haklarında 37'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 135'i tutuklu 143 sanığın yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda yapılan dokuzuncu duruşmaya, 129 tutuklu sanık, bir tutuksuz sanık, taraf avukatları, müşteki ve izleyiciler katıldı.

Tutuklu sanık er Ramazan Bilici, savunmasında, Kuleli Askeri Lisesi’nde hizmet bölüğünde görevli olduğunu, 15 Temmuz akşamı okul komutanının konuşma yapacağının bildirildiğini, üzerini giymeye gittiğini, bu sırada eski Yüzbaşı Samet Örenliler’in "Acele edin, kamuflajla içtimaya çıkın." dediğini anlattı.

Eski Kuleli Askeri Lisesi Komutanı Kurmay Albay Mürsel Çıkrıkçı’nın içtimada tatbikat yapılacağını ve hiç hata şanslarının olmadığını söylediğini ifade eden Bilici, araçlarla nizamiyeden çıktıklarını, Beylerbeyi’nde durduklarını, burada yoldan geçen araçlara sıkıyönetim ilan edildiğini söylediklerini aktardı.

Daha sonra köprüye geçtiklerini ve burada da yoldan geçen araçlara sıkıyönetim ilan edildiğini söylediklerini kaydeden Bilici, “Sonra köprüye tanklar geldi, uçaksavarlar izli mermi atıyordu.” dedi.

Eski Binbaşı Ahmet Taştan’ın ateş ettiğine değinen Bilici, daha sonra arka tarafa doğru geçtiğini ve sabah da teslim olduğunu öne sürdü.

Tutuklu sanık er Emrah Demir, 15 Temmuz’da istirahatte olduğunu, bölük komutanının çağırdığını ve koğuşlar bölgesine gittiğini söyledi. Tatbikata gideceklerinin söylendiğini ifade eden Demir, kendisinin rahatsız olduğunu, izin istediğini ama "İki saat sonra geri döneceksiniz” denilerek Zırhlı Personel Taşıyıcı (ZPT) aracına bindiğini anlattı.

ZPT aracının yolda durduğunu, eski Uzman Çavuş Mahir Çubuk’un halkla küfürleştiğini, daha sonra insanların ZPT’nin üstüne çıktığını anlatan Demir, Mahir Çubuk’un havaya 10-15 el ateş etmesinin ardından halkın dağıldığını ve bunun üzerine yola devam ettiklerini belirtti.

Daha sonra eski Binbaşı Ahmet Taştan’ın "Herkes insin" emriyle ZPT’den indiğini ve köprüde olduklarını gördüğünü öne süren Demir, ön sıraya geçilmesi emri verildiğini ama ön sıranın dolu olması nedeniyle ZPT’nin yanına geçtiklerini savundu.

Köprüde bulunan insanların arasında sekiz canlı bomba olduğu ve bu yüzden itfaiye ile ambulansların yaklaştırılmaması gerektiğinin söylendiğini anlatan Demir, “Rahatsızdım, silahı ZPT’nin yanına bıraktım. Geri gittim. Daha sonra komutan bana ‘Asker silahın nerede?’ dedi. Ben de ZPT’nın yanına geri geldiğimde silahım Mahir Uzman’ın elindeydi. Sonrasında tel örgülerin oraya geçtim, orada askerler vardı. Orman tarafından sesler geliyordu, emirle havaya ateş ettim.” diye konuştu.

Ahmet Taştan’ın rastgele ateşe ettiğini belirten Demir, köprüde top atışı yapıldığını, uçaksavarın sabaha kadar ateş ettiğini anlattı.

Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınması için yarına ertelendi.

Yorumlar