128 milyar dolar olayının aslını AK Parti'ye muhalif ekonomist yazarın kaleminden okuyalım

128 milyar dolar konusunda CHP'liler tarafından oluşturulmak istenen "kayıp, çalıntı veya peşkeş" algısına karşı AK Parti'den gelen açıklamalar bazılarını tatmin etmemişe benziyor. AK Parti'ye inanmayanlar için CHP yanlısı ve AK Parti karşıtı muhalif ekonomist yazarın yazısını alıntıladık

Google Haberlere Abone ol
AK Parti'ye muhalif ekonomist yazarın kaleminden

Merkez Bankası rezervleriyle ilgili CHP tarafından oluşturulmak istenen algı konusunda AK Parti ve hükümet kanadından gelen açıklamalar ve detaylı bilgilendirmelere rağmen bazı çevrelerde hala 128 milyar dolar bir muamma olarak duruyor. Konuyla ilgili bütün yetkili makamlardan açıklamalar ve bilgilendirmeler yapıldı. Birçok kişi tatmin olduğu halde CHP ve onu takip eden diğer muhalif partiler ise konuyu hala gündemde tutmaya çalışıyor. 

CHP'lilerin oluşturmaya çalıştığı en büyük algı ise, "rezervler yandaşlara peşkeş çekildi" iddiasıdır. Rezervlerin satış kuralının bütün dünya tarafından bilindiği, CHP'li ekonomistler tarafından da bu konunun gayet iyi bilindiği herkesin malumudur. Ancak, vatandaşın kafasında bir önyargı ve AK Parti'ye karşı olumsuz bir düşünce oluşturma amacı taşıyan kara propagandayı en iyi çürüten yazı ise yine muhalif bir ismin kaleminden geldi. 

Soydan'ın yazısındaki en önemli noktalardan biri de, Merkez Bankası'ndaki rezervlerin ne için kullanıldığını merak edenlere cevap niteliğindeki, "Türk Lirası'nın değerinin korunması için piyasalara yapılan müdahalelerde kullanıldı" bilgisi oldu.

T24 sitesinin muhalif ekonomist yazarlarından Barış Soydan, 128 milyar dolar olayının aslını anlattığı yazısında açıkça, "yandaş" konusunun asla mümkün olamayacağını net bir şekilde ortaya koyuyor. 

Soydan, aynı yazısında Merkez Bankası rezervlerinin ne zamandan itibaren erimeye başladığını da tek tek anlatıyor. En büyük erimenin de Berat Albayrak'tan önceki dönemlerde yani 2013 yılında Erdem Başçı döneminde eritildiği bilgisini hatırlatıyor. Bu dönemde 30 milyar dolar rezervin eridiğini belirtiliyor. Soydan'ın sözünü ettiği dönemde Hazine'den sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Ali Babacan'dı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ti. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'dı.

İşte Barış Soydan'ın 11 Aralık 2020 tarihinde kaleme aldığı, 128 milyar dolayı olayıyla ilgili aydınlatıcı yazısı: 

Merkez Bankası'nı iyi tanıyan kaynaklarıma sordum…

Merkez Bankası'nın gözle kaş arasında eriyen 128 milyar dolarlık döviz rezervi gündemden düşmüyor. Son olarak Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, "Merkez Bankası'nda 35 yıl çalıştım. Döviz kıtlığını yaşadım, sıfıra yakın döviz rezervini gördüm ama eksi rezervi hiçbir zaman görmedim, duymadım" dedi. Ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bütçe konuşmasında, "128 milyar dolar kime satıldı? Emekli mi aldı, köylü mü aldı, kuaför mü aldı? Kim aldı bu parayı?" diye sordu.

Merkez Bankası'nın 128 milyar dolar rezervi nereye gitti gerçekten? Nasıl gitti? Neden gitti? Merkez Bankası'nı iyi tanıyan kaynaklarıma sordum…

1) Döviz rezervi nedir? 

Uluslararası rezervler, ülkelerin para otoriteleri tarafından kontrol edilen, kullanıma hazır, birbirlerine çevrilebilme özelliği bulunan ve uluslararası ödeme aracı olarak kabul edilen varlıklardır.

Uluslararası rezerv olarak sayılan varlıklar şunlardır:

- Konvertibl (birbirlerine dönüştürülebilir) döviz varlıkları (euro, ABD doları, İngiliz sterlini vb.)

- Uluslararası standartta altın

- Özel Çekme Hakları

- Uluslararası Para Fonu (IMF) Rezerv Pozisyonu

Türkiye'deki altın ve döviz rezervlerini saklamak ve yönetmekle görevli olan kurum Merkez Bankası'dır.

2) Döviz rezervi ne işe yarar?
Döviz rezervleri özellikle gelişmekte olan ülkelerde şu işe yarar: 

- Karşılaşılabilecek iç ve dış şokların yarattığı olumsuzlukların giderilmesi

- Dış borç servisinin düzenli olarak gerçekleştirilmesi

- Uluslararası finans çevreleri ile piyasalarda, ülkeye duyulan güvenin artması 

3) Döviz rezervi nasıl biriktirilir?
Rezervler birkaç temel yöntemle biriktirilir. Bunlardan biri, piyasadan doğrudan alım yöntemidir. Bu yöntem uzun zamandır uygulanmıyor. Onun yokluğunda yıllık 15-18 milyar dolar aralığında net rezerv biriktirme imkanı sağlayan ihracat reeskont kredileri en önemli kalem olarak karşımıza çıkıyor.

4) Döviz rezervi nasıl harcanır? 
Rezervler, dolar ve Euro'daki yükselişi kontrol altında tutmak için yapılan döviz satış işlemlerinde ("Piyasaya müdahale") ve 2015 yılından bu yana BOTAŞ'a yapılan doğrudan satışlarda kullanılıyor.  

5) Merkez Bankası rezervlerindeki erime ne zaman başladı? 
Aslında 2011'den beri net rezervlerde erime var. 2013 yılı sonrasında hızlandı. Bu dönem Erdem Başçı'nın Merkez Bankası Başkanlığı yaptığı döneme denk geliyor. Başçı döneminde bir büyük müdahale ve düzenli satım ihaleleri yoluyla rezervlerden yaklaşık 30 milyar dolar satış yapıldığı biliniyor.

2016'da Murat Çetinkaya dönemi başlayınca günlük döviz satış ihaleleri sona erdi. Ama rezerv satışı 2019 yılıyla birlikte tekrar başladı. "Kapalı kapılar arkasında Merkez Bankası" adlı yazı dizimizde daha önce anlattığımız gibi satışlar kamu bankaları üzerinden yapılıyordu. Bunun için Merkez Bankası ile Hazine arasındaki eski tarihli bir protokol kullanılıyordu. Murat Çetinkaya bu protokolü iptal etmenin yollarını aramış ama bulamamıştı.

2019 yılının Mart ayındaki yerel seçimler öncesinde dövizdeki yükselişin önünü almak için kamu bankaları üzerinden satışlar hız kazandı. Ancak rezervler bu dönemde henüz eksiye düşmemişti.

6) Rezervler ne zaman eksiye indi?
2019 Temmuzunda Murat Çetinkaya Merkez Bankası başkanlığından alındı, yerine Murat Uysal atandı. Çetinkaya'nın görevden alınmasının sebeplerinden biri faiz indirimi konusunda aceleci hareket etmemesiyse, diğeri rezerv satışlarının acilen durdurulması gereği konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bir bilgi notu iletmesiydi.

Murat Uysal'ın göreve gelmesiyle döviz satışları hız kazandı. Mayıs 2020 itibariyle Türkiye "eksi net rezerv" ile tanışmış oldu. Akıl almaz bir hızla devam eden satışlar sonunda geçen Ekim ayında net rezervler eksi 48 milyar dolara kadar geriledi.

7) Döviz rezervlerinin bu kadar hızlı satılmasının nedeni neydi?
Ekonomi yönetimi özellikle yerel seçimler öncesinde, "Ülkenin bir ekonomik saldırı altında olduğuna ve "saldırının" siyasi güdülerle gerçekleştirildiğine inanıyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da bu yönde bilgi veriyordu. Döviz satışıyla müdahale edilmediği takdirde faiz artışının kaçınılmaz olacağı düşünülüyordu.

8) Rezervler eksiye düştükten sonra satışlar neden sürdü?
Masadan kalkamayan kumarbaz psikolojisi devreye girdi, TL değer kaybettikçe daha çok rezerv satıldı. Hatta Merkez Bankası rezervleri yetmeyince kamu bankaları da ciddi tutarda döviz pozisyonu açtılar.

Doların 6.85 veya 7 seviyesinin geçmemesi hedefleniyordu. Bu uğurda yapılan satışlarla, Swap (Para takası) ile bankalardan borç alınan döviz çıkarıldığında rezervler eksi 48 milyar dolara kadar indi.  

9) Rezervler nasıl satıldı?
Yukarıda belirttiğimiz gibi rezervler Erdem Başçı döneminde günlük döviz satış ihaleleriyle satıldı. Murat Çetinkaya ihaleleri bitirince Hazine ile Merkez Bankası arasındaki eski tarihli bir protokole dayanarak kamu bankaları devreye girdi.

10) Toplam ne kadar rezerv satıldığı konusunda bilgi var mı?
Yaklaşık 130 milyar dolar. 

11) Satışın sorumluluğu kimde?
Finansal istikrarı gözetmekle sorumlu ve ülke rezervlerini etkin yönetme yükümlülüğünü bulunan Merkez Bankası yöneticileri birinci muhatap gibi görünüyor. Rezervlerin eksiye düştüğü seviyeden itibaren Merkez Bankası yöneticileri için sorumluluk doğduğu düşünülüyor.

12) Rezervler kime satıldı?
Rezervlerin yaklaşık yüzde 60'lık kısmının yabancılara, kalan yüzde 40'lık kısmının ise yerlilere satıldığı; daha doğrusu yabancı ve yerli yatırımcılar tarafından bu rezervlerin alındığı söylenebilir.

"Dolar artmasın" diye gerçekleştirilen rezerv satışları aslında "faiz lobisinin" işine yaradı. Siyasi ve ekonomik istikrarsızlık ve negatif reel faiz nedeniyle Türkiye'den çıkmak isteyen yabancılar, TL'lerini uygun maliyetle dolara-Euro'ya çevirip kaçabildiler. Çünkü  dolar, rezerv satışlarıyla kontrol altında tutuluyordu.

13) Rezervlerin "yandaşlara" satıldığı iddiası doğru mu?
Rezervlerin kamu bankaları üzerinden, uluslararası erişimi de olan platformlardan ve açık kotasyonlarla satılmış olması, zaman zaman gündeme getirilen "yandaşlara satış" imasının pek olası olmadığına işaret ediyor.

14) Rezervlerin yaklaşık eksi 50 milyar dolara gerilemesi neden tehlikeli?
Türkiye kronik olarak cari açık veren bir ülke. Yurtdışından ithal ettiğimiz mal ve hizmetlerin parasını, eğer yeterince döviz kazanamamışsak, Merkez Bankası'nın rezervlerinden ödüyoruz.

Öte yandan Türkiye'nin kısa vadeli dış borcu da çok yüksek. Önümüzdeki bir yılda özel sektör ve kamunun ödemesi gereken 180 milyar dolar dış borç var. Evet, bunun önemli bir kısmı yeniden borç alınarak ödenecek, yani "çevrilecek" ama yeni borç bulunamazsa Merkez Bankası'nın rezervleri devreye girecek.

Rezervlerin eksiye inmesi ödemeler dengesi krizi riski yaratıyor. 

15) Merkez Bankası'nın rezervleri nasıl tekrar artıya geçer?
İhracat reeskont kredileri dışında mevcut şartlarda bir şey yapmak pek mümkün değil. Evet, döviz alım ihaleleri açılabilir ama Merkez Bankası piyasaya alıcı olarak çıkarsa dolar tekrar artar. Bu nedenle bu yönteme başvurmak şu anda zor.

Brüt rezervi artırmak için başvurulabilecek bir başka yöntem, başka ülkelerin merkez bankalarıyla Swap anlaşması yapmak. Nitekim Katar Merkez Bankası'dan gelen kaynak, geçtiğimiz bahar aylarında geçici de olsa merhem olmuştu. Piyasada Merkez Bankası'nın Çin ve Güney Kore merkez bankalarıyla Swap anlaşması için görüştüğü ama gelebilecek tutarın çok az olduğu konuşuluyor...

Yorumlar