FETÖ üyesi subayların baskısı nedeniyle Kuleli Askeri Lisesini 2. sınıfta bırakmak zorunda kaldığını öne süren Mehmet Ozan Ural'ın en büyük hayali kendisini askerlik mesleğinden ayıranların cezalandırılması
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu subayların baskısı ve
işkencesi nedeniyle Kuleli Askeri Lisesini 2. sınıfta bırakmak
zorunda kalan 23 yaşındaki Mehmet Ozan Ural, kendisine bunları
yapanların en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyor.
Bodrum ilçesinde yaşayan Ural, yaptığı açıklamada, o dönemde
yaşadıkları psikolojik travmayı halen üzerinden atamadığını
söyled
Asker olmayı çocuk yaşlardan beri istediğini ifade eden Ural, "Bana
büyüyünce ne olmak istersin diye soranlara 'subay' derdim. Zor bir
sınav vardı, askeri liseler 120 soruydu, onu kazandım. Sporu vardı
onu da geçtim. Kuleli Askeri Lisesini kazandım ve orada okumaya
başladım." dedi.
Askeri üniformayı giydikten sonra hayallerine adım adım kavuştuğunu
anlatan Ural, "Benim asker olmak en büyük hayalimdi. Ben Mustafa
Kemal Atatürk hayranı bir insanım. Onun yolundan ilerlemek ve onun
yaptığı mesleği yapmak, onun okuduğu sıralarda, onun bulunduğu
ortamda bulunmak benim en büyük hayalimdi ve bunun için
uğraşmıştım." diye konuştu.
Ural, okula başladığı ilk dönemlerin çok güzel geçtiğini ancak
askeriyenin içinde bulunan bazı kişilerin gruplaşmalarla
ayrımcılıklarla kendinden olmayanları uzaklaştırmaya çalıştığını
öne sürerek, yapılan baskı ve yıldırmalarla birçok insanın
hayalleriyle oynandığını ifade etti.
"Bu insanlar baskı, yalan ve hiç yapmadığın şeyleri yaptı gibi
göstererek, üstünüze bazı iftiralar atarak meslekten soğutmaya
çalışıyor." diyen Ural, şunları kaydetti:
"Benim hayallerimle oynadılar. İlk okula girdiğim zaman ilk cezamı
Atatürk'ün resmini dolabıma astığım için yedim. Emre itaatsizlikten
yedim. Kendinden olmayan insanlara sürekli eğitim verdiler. Yüzme
biliyorsun diye yüzdürüp, 8 saat güneşin alnında, sırtında hücum
yeleği ile nöbet tutturdular. Sıcak asfaltta süründürdüler. Her gün
savunma veriyordum ve sürekli 'sen bu mesleği yapamazsın'
diyorlardı."
"PSİKOLOJİK OLARAK BASKI ALTINDA
TUTULDUM"
Askerlik eğitiminin zor olduğunu ancak bunun yapılan bazı
uygulamalarla daha da zor hale getirildiğini vurgulayan Ural,
"Askerliğin lisesi de, harp okulu da çok zor fakat psikolojik
olarak o kadar baskılar ve gruplaşmalar gördüm ki anlatamam. Benim
devrelerimin çoğu ihraç edildi ya da ayrıldı." dedi.
Ural, yaşadığı bu sıkıntıları paylaştığı ailesinin "askeriyede bu
tür sıkıntıların olmayacağını" düşünerek kendisine çok fazla
inanmadığını belirtti.
Darbe girişimiyle yaşadıklarının doğruluğunun anlaşıldığını dile
getiren Ural, "Gecenin yarısında ailemi arayıp 'beni buradan
kurtarın' dediğim çok olmuştur ama inanmıyorlardı çünkü bu son
yaşanan olaylara kadar askeriyeye güvenleri tamdı. Bu olaylardan
sonra beni bir nebze de olsa yaşadıklarımı hissetmeye başladılar."
ifadelerini kullandı.
"İade-i itibar" isteyen Ural, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
"Ben bu insanların arasından ucuz kurtulduğumu düşünüyorum ama çok
insanın, çok gencin hayalleriyle oynadılar. Ben bu kişilerden
sadece bir tanesiyim. İnsanların hayallerini çalmaları en çok
üzüldüğüm nokta. Benim babam göğsünü gere gere 'oğlum asker' diye
geziyordu. Daha sonra bunu yaptırmadılar. Buna izin vermediler. Bu
itibarı kaybettik. İade-i itibar istiyoruz. Yaşadığımız ruhsal
problemlerin hiçbirini yok sayıyorum. Fiziksel darpları yok
sayıyorum. Bu insanların ceza almasını ve içeriden çıkmamasını
istiyorum."
"HER GECE AĞLAYARAK UYANDIM"
Ural, askeri üniformayı giymenin kendisini onurlandırdığını fakat
devamını başaramadığını belirterek, "Bunu sizin üzerinizden zorla
birilerinin çekip alması çok zor bir durum. Bırakmak istemiyorsunuz
ancak bunu zorla alıyorlar. Bunu yapmazsan size leke atmakla,
hayatınızı söndürmekle tehdit ediyorlar. Üzerinizden o üniformayı
zorla alıyorlar." diye konuştu.
Ural, hala psikolojik sıkıntılar yaşadığını ifade ederek, şöyle
konuştu:
"Halen bu olayların etkisi altındayım. Televizyon bile açmak
istemiyorum. Askere olan inancımı kaybettim. Bu yaşadıklarımın
bunda çok büyük etkisi var. Benim için bir, ana kucağı, iki de
asker ocağıydı. Bu, Türk milleti için çok önemli bir duygudur ama
bu olaylar benim psikolojimi alt üst etti. Her gece ağlayarak
uyandım."
"OĞLUM DOĞRU SÖYLÜYORMUŞ"
Ural'ın babası emekli öğretmen Yusuf Ural da oğlunun küçükken
sadece asker olmayı hayal ettiğini anlattı.
Oğlunun askeri lise mülakatlarını birincilikle bitirdiğini ifade
eden Ural, "Buna çok sevinmiştim çünkü oğlum Atatürk'ün çok sevdiği
mesleği yapacaktı. Oğlumun Kuleli Askeri Lisesindeki numarası 1081,
sadece 800 sayısı Atatürk'ün doğum tarihi ile değişiyordu. Beni bu
mutlu etmişti. Ama oğlum yapılan eziyetlerden sonra buradan
soğumaya başladı." dedi.
Ural, oğluna komando dansı yaptırılarak özellikle dizlerinde derin
yaralar oluşturulduğunu ve bir dönem de hastanede tedavi altında
tutulduğunu vurguladı.
O dönemde FETÖ olaylarının ne olduğunu bilmedikleri için oğlunun
söylediklerine inanmadığını aktaran baba Ural, şöyle dedi:
"Benim ders yönünden oğlumdan hiçbir şikayetim yoktu. Onun her
şeyine güveniyordum. Oğlum doğru söylüyormuş. Oğlumun yediği
dayakları ve anlatılanları öğrendim. Oğlumu gülerek oynayarak
gönderdim ama oğluma ve bize baskılar yapıldı. Biz bunu
anlayamadık."
Lisedeki rütbeli bazı personelin, oğlunun okuldan alınması için
kendilerini uyardığını dile getiren Ural, "Bana 'böyle çocukların
bu okuldan gitmesi lazım' dediler. Ben de 'niye gidecek ki' dedim.
Onlar da 'siz almazsanız biz herhangi bir şey uydurup bunu
atacağız' dediler. Daha sonra da çocuğumuzu okuldan aldık." diye
konuştu.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar