Gençlerbirliği'nin milli futbolcusu Serdar Gürler, kulüpten gelen
teklifi hiç düşünmeden kabul ettiğini, başkent ekibinin özel bir
kulüp olduğunu belirtti.
Kulüpten yapılan açıklamada, milli oyuncunun, takım hakkındaki
düşüncelerinden, Fransa'dan Türkiye'ye uzanan hikayesine kadar
birçok konuda görüşlerine yer verildi.
Fransa doğumlu 24 yaşındaki oyuncu, futbola sokakta başladığını
belirterek, "dört yaşındaydım, sadece eğlenmek için oynuyordum.
Altyapı takımlarında bir dönem Bursaspor'da oynayan, şimdi
Villarreal'deki Cedric Bakambu ile birlikte oynamıştım. Benim
oynadığım dönemde profesyonel olan bir tek o var takım
arkadaşlarımdan." ifadelerini kullandı.
Türkiye'ye gelişinin "çok garip" olduğunu kaydeden oyuncu, şöyle
devam etti:
"Bulgaristan'da bir takıma imza atmak üzereydim. Şimdi
Fenerbahçe'de oynayan Aatif Chahechouhe'nun takımı Chernomorets
vardı. Beni istemişlerdi, imza aşamasına gelmiştik. Ama o sırada
Elazığspor'dan teklif aldım. Elazığspor Sportif Direktörü Özgür
Öztürk aradı ve kadroda görmek istediklerini söyledi. Ben de karar
değiştirdim. Kendi ülkemde oynamanın benim için daha iyi
olabileceğini, yabancılık çekmeyeceğimi düşündüm. Oradan kaçar gibi
buraya geldim ve Elazığspor'a imzayı attım."
"Benimle ilgili olmayan farklı nedenler vardı"
Serdar Gürler, Elazığspor'dan sonra formasını giydiği
Trabzonspor'da az süre almasıyla ilgili olarak şu değerlendirmede
bulundu:
"Benimle ilgili olmayan farklı nedenler vardı. Şimdi bahsetmek
istemediğim, isim vermek istemediğim şeyler oldu. Ama Trabzonspor
macerası da iyiydi diyebilirim. Bir daha böyle bir dönem yaşamak
istemem tabii ki. Vahid Halilhodzic ile konuştum. İlk başta bana
'seni oynatmayacağım.' dedi. Sonra maalesef kötü sonuçlar geldi,
beni oynatmaya başladı. Tam oynamaya başladığım dönem, takımda bir
şeylerin iyiye gitmeye başladığı dönem, Halilhodzic gönderildi.
Sonraki dönemde ise yeni hoca beni kadroda düşünmedi."
"Trabzonspor'da yaşadığım zor süreçlerdi." ifadesini kullanan
Serdar, "Bir futbolcu için 6 ay oynamamak inanılmaz zor bir durum.
Kadro dışıydım ben buraya geldiğimde. Ama o dönemi hep çalışarak
geçirdim. Çok çalıştım, boş durmadım. Performansımda sorun yoktu
ama bu boşluk, ilerleyen dönemlerde sakatlık olarak önüme geldi.
Maç temposu çok farklı bir şey. Yine de elimden geldiğince takımın
ligde kalmasına katkı verdiğimi düşünüyorum." şeklinde görüşlerini
aktardı.
"İbrahim hocanın bu başarıda payı çok büyük"
Gençlerbirliği'nden gelen teklifi düşünmeden kabul ettiğini
kaydeden Serdar, kulüple ilgili şunları kaydetti:
"Başka teklifler de vardı. Soner Aydoğdu beni aradı. Kulüp
başkanımız İlhan Cavcav onunla da görüşmüş. Ona benim karakterimi
sormuş. Burası özel bir kulüp, burada sadece yeteneğinizle var
olamazsınız. Burada karaktere de çok önem veriliyor. Soner de sağ
olsun başkanımıza beni anlatmış. Ben Ankara'ya aklımda başka hiçbir
teklif olmadan geldim. Çabuk uyum sağlamamı buradaki insanların
kalitesine bağlıyorum. Burada art niyetli tek bir insan bile yok.
Aile gibiyiz, ağabey kardeş gibi yaşıyoruz ve sahada oynayıp
mücadele ediyoruz. Ben sanki tüm arkadaşlarımla küçüklükten beri
bir arada oynuyormuşum gibi hissediyorum. İlk günden itibaren
burada çok mutluyum. Bu tesise geldiğim an kendimi çok huzurlu
hissediyorum. Antrenmanlara gelmekten çok büyük zevk alıyorum.
Trabzonspor'da bu his yoktu."
Takımdaki yükselişin, öncelikle teknik direktör değişikliğiyle
geldiğini ifade eden Serdar Gürler, İbrahim Üzülmez'in, çok
inanılmaz bir değişiklik yapmadığını belirterek, şu ifadeleri
kullandı:
"Taktik, disiplin olarak belki de her şey aynıydı ama bu takımı
inandırdı. Ben ilk geldiğimde mental olarak çok kötü durumda bir
takım vardı. İbrahim Hoca bunu değiştirdi. Ruh halimiz değişti.
Hocamız bize her zaman çok samimi davrandı ve bize bir ağabey gibi
yaklaştı. Bize güvenmiş olması hepimizi güçlendirdi. İyi bir seri
yakaladık, o seride yenildiğimiz tek takım da ligi şampiyon bitirdi
zaten. İbrahim hocanın bu başarıda payı çok büyük. Teknik ekibinde
de çok kıymetli insanlar var. Onların payını da söylememek olmaz.
Hocalarımız istikrarlı bir şekilde devam ediyorlar. Zor süreçleri
inanmış bir takım olmanın gücüyle atlattık. O ruh hala var.
Osmanlıspor maçına bakarsanız o inanmışlığı görebilirsiniz. Çok
karakterli bir takımız."
TSYD Kupası'nda taraftarlara geçen sezonki Gençlerbirliği'nden
görüntüler izlettiklerini vurgulayan Serdar, açıklamasını şöyle
tamamladı:
"Adanaspor'u ve geçtiğimiz yılı 3. bitiren Konyaspor'u geçtik.
Kupayı aldık. Sezon öncesi iyi başladık ve bu çıkışa ligde de devam
ettik. Osmanlıspor'dan bir puan aldık, Gençlerbirliği her zaman 3
puan için sahaya çıkar ama bu da kötü bir sonuç değil. Öncelikle
taraftarlarımıza teşekkür ediyorum. Gençlerbirliği taraftarı sayı
olarak kalabalık değil ama belki de en özel taraftar
topluluklarından biri. TSYD Kupası'nda kupayı kaldırdıktan sonra
Ahmet Çalık'la konuştum ve taraftarın kalabalık oluşuna şaşırdığımı
söyledim. Hocamız bize oynattığı futbolla, başkanımız kurduğu bu
takımla, bizi bu şehre bir kez daha kabul ettirdiler. Bizi izlerken
zevk alan bir taraftar topluluğu var artık."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar