'Suudi Arabistan bir devlet başkanının satın alınabileceğini ispatladı'

ABD Başkanı Trump, Cemal Kaşıkçı cinayetine rağmen Suudi Arabistan ile finansal ilişkilerini her halükarda devam ettirmek istediklerini söyledi. Trump'ın bu tepkisi ABD'de tepkiyle karşılandı. Temsilciler Meclisi'nin ilk başörtülü üyesi İllhan, "Suudi Arabistan bir başkanın satın alınabileceğini ispatladı" dedi.

Google Haberlere Abone ol
'Suudi Arabistan bir devlet başkanının satın alınabileceğini ispatladı'

ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da gazetecilere ABD-Suudi Arabistan ilişkileri hakkında açıklamalarda bulundu.

Bu ülke ile yaptıkları ticari anlaşmaları sürdüreceklerini belirten Trump, "100 milyarlarca dolardan vazgeçmeyeceğiz. Eğer vazgeçersek petrol fiyatları tavan yapacak." dedi.

Trump, kendisinin şahsi olarak Suudi Arabistan'la bir ticari ilişkisinin olmadığını ileri sürdü.

ABD Başkanı Trump, "Umrumda değil, Suudi Arabistan'ın benimle bir ilgisi yok. Bu ülkeden 100 milyarlarca dolarlık ürün alıyorlar." ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan'a askeri malzeme satılmaması durumunda Riyad yönetiminin ihtiyacını Rusya ve Çin'den karşılayabileceğini dile getiren Trump, "Rusya ve Çin bu durumdan çok çok mutlu olacaktır." diye konuştu.

TEMSİLCİLER MECLİSİNDEN TEPKİ

ABD Temsilciler Meclisinin ilk başörtülü Müslüman vekili Ilhan Omar, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti konusundaki tavrı nedeniyle ABD Başkanı Trump'ı eleştirdi.

ABD Temsilciler Meclisine seçilen ilk başörtülü Müslüman vekil Ilhan Omar, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti konusundaki tavrı nedeniyle ABD Başkanı Donald Trump'a yönelik eleştirilerde bulundu.

Omar, paylaşımında, "Başkanımız bir kez daha ahlaki pusulanın satın alınamayacağını ispatladı. Öte yandan Suudi Arabistan ise bir Başkanın satın alınabileceğini ispat ediyor." ifadelerini kullandı.

Öte yandan eski ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Başkanı John Brennan, ABD yönetiminin Cemal Kaşıkçı konusundaki tavrına tepki göstererek, "Kongre, CIA'in Cemal Kaşıkçı konusunda bildiklerine dair kapalı bir toplantı talep etmeli." değerlendirmesinde bulundu.

Brennan, sosyal medya hesabı Twitter üzerinden de Suudi Arabistan ve Cemal Kaşıkçı bağlamında Trump'ı hedef aldı.

Eski CIA Başkanı, "Trump, sahtekarlık sınırlarını aştığına göre Kongre, CIA'in Cemal Kaşıkçı konusunda bildiklerine dair kapalı bir toplantı talep etmeli. Suudi Arabistan'da kimse, özellikle Veliaht Prens (Muhammed bin Selman) bu hain olaydan dolayı hesap vermekten kaçmamalıdır." mesajını paylaştı.

Trump dün yaptığı yazılı açıklamada, Suudi Arabistan ile ilişkilerinin devam edeceği yönünde mesajlar vermişti.

ABD'nin, Suudi Arabistan'la "sarsılmaz ortaklığını" devam ettirmek istediğini belirten Trump, "Kongre üyeleri arasında, siyasi ya da farklı sebeplerden dolayı farklı bir yöne doğru gitmek isteyenler var ve bunu yapmakta serbestler. ABD'nin güvenliğiyle aynı doğrultuda olduğu müddetçe bana sunulan bütün fikirleri değerlendireceğim." yorumunu yapmıştı.

SENATODAN TRUMP'A BİR MEKTUP DAHA

ABD'li senatörler Başkan Donald Trump'a yeni bir mektup göndererek, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinden doğrudan Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın sorumlu olup olmadığının "Magnitsky Yasası" kapsamında açık bir şekilde ortaya konulmasını talep etti.

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Bob Corker ile komitenin kıdemli üyesi Demokrat Bob Menendez, Trump'a yeni bir Kaşıkçı mektubu gönderdi.

Komite tarafından 10 Ekim'de gönderilen ilk mektuba atıf yapan senatörler, yeni mektupta doğrudan Prens Bin Selman'ın Kaşıkçı cinayetinden sorumlu olup olmadığının Trump yönetimi tarafından ortaya konulmasını istedi.

Mektupta, "Son gelişmeler ışığında Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın, Bay Kaşıkçı'nın öldürülmesinden sorumlu olup olmadığının spesifik bir şekilde kararınızda ortaya konulmmasını talep ediyoruz." ifadesine yer verildi.

Ayrıca mektupta, 10 Ekim'den itibaren 120 gün içinde Trump yönetiminin Senato Dış İlişkiler Komitesine konuyla ilgili kararını iletmesinin beklendiği vurgulandı.

GRAHAM'DAN SERT ÇIKIŞ

Öte yandan Cumhuriyetçilerin önde gelen isimlerinden Güney Carolina Senatörü Lindsey Graham, Twitter hesabından Kaşıkçı cinayeti konusunda açıklamalarda bulundu.

Graham, "Obama yıllarından öğrendiğim bir şey, Ortadoğu'daki sorunlara 'diğer açıdan' baktığınızda bunun nadiren işe yaradığıdır. Benzer şekilde Cemal Kaşıkçı'nın vahşice katledilmesine sıra geldiğinde de diğer yolu seçmek bizim ulusal güvenlik çıkarlarımıza uymamaktadır." yorumunu yaptı.

Doğrudan Veliaht Prens'i hedef alan Graham, şunları kaydetti:

"Tüm medeni normlara karşı gelen bu barbarca eylemden dolayı (Suudi) Kraliyet Ailesinin üyeleri de dahil Suudi Arabistan'a yönelik ciddi yaptırımlar gündeme geldiğinde inanıyorum ki (Kongrede) her iki partiden de güçlü destek olacaktır. Her ne kadar Suudi Arabistan stratejik bir ortağımız olsa da Veliaht Prens'in davranışı birçok bakımdan aramızdaki ilişkiye saygısızlıktır ve bana göre (bu durum) kendisini zehirlemiştir. Uluslararası arenada kötü aktörler ve mükemmel olmayan durumlarla ilgilenmemiz gerektiğinin tamamen farkındayım ancak eğer ahlaki sesimizi kaybedersek en güçlü varlığımızı da kaybetmiş oluruz."

DAHA ÖNCE DE MEKTUP GÖNDERİLMİŞTİ

Komitenin ilk mektubunda "Kaşıkçı cinayetinden sorumlu tüm kişilerin ortaya çıkarılması" talep edilmişti.

ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, 10 Ekim'de Trump'a gönderdiği mektupta, Suudi Arabistan'ın İstanbul Konsolosluğuna girdikten sonra kendisinden haber alınamayan Cemal Kaşıkçı'nın akıbeti hakkında "Küresel Magnitsky İnsan Hakları Sorumluluk Yasası" kapsamında soruşturma açması talebinde bulunmuştu.

Mektupta Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Corker, komitenin kıdemli üyesi Bob Menendez, komite üyesi Güney Carolina Senatörü Cumhuriyetçi Linsdey Graham ile komiteye bağlı Dışişleri Tahsisatları Alt Komitesi Başkanı Vermont Senatörü Demokrat Patrick Leahy'in imzaları yer almıştı.

Söz konusu mektupta, "Küresel Magnitsky İnsan Hakları Sorumluluk Yasası kapsamında Sayın Kaşıkçı'ya ilişkin herhangi bir ihlalde rolü olan yabancı kişilere yönelik yaptırım uygulama konusunda karar vermenizi talep ediyoruz." ifadesi kullanılmıştı.

KÜRESEL MAGNITSKY YASASI NEDİR?

Magnitsky Yasası, Dış İlişkiler Komitesinden talep gelmesi durumunda ABD Başkanının "ifade özgürlüğü hakkını kullanan bir kişiye yönelik yasa dışı infaz, işkence ve diğer ağır insan hakları ihlallerini" soruşturma şartı getiriyor.

Yasaya göre ABD Başkanının, komitenin talebinden itibaren 120 gün içinde söz konusu taleple ilgili bulguları içeren rapor ve varsa insan hakları ihlallerine karışmış yabancı kişi veya kişilere yönelik yaptırım kararını açıklama zorunluluğu bulunuyor.

Hermitage Capital Management Fonu avukatlarından Sergey Magnitsky'nin, 2009 yılında Rusya'da gözaltındayken hayatını kaybetmesinin ardından ABD ve Avrupa ülkeleri, Rusya'nın gözaltı süresince gerekli önlemleri almadığını savunarak sorumlu bürokratların cezalandırılmasını istemişti.

Bu kapsamda 2012'de ABD'de kabul edilen Magnitsky Yasası, insan hakları ihlallerinde bulunduğu belirtilen Rus bürokratların ABD'ye girişinin engellenmesi de dahil bir dizi yaptırım getirmişti.

Kongrenin 2016'da yaptığı düzenlemeyle söz konusu yasa, ABD yönetiminin dünyanın herhangi bir ülkesindeki insan hakları ihlalleri kapsamında ilgili kişi ve kurumlara yaptırım kararı alabilmesine imkan tanıyacak şekilde genişletilmişti.

Yorumlar