Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel
Devlet Yapılanması'yla (FETÖ/PDY) ilgili, örgütün elebaşı Fetullah
Gülen'in de arasında bulunduğu 73 şüpheli hakkında hazırladığı
"çatı iddianamesi", Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosunda görevli
Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun'un hazırladığı iddianamede
Fetullah Gülen, Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca'nın yanı sıra şu
isimler "şüpheli" olarak yer aldı:
"Abdülkadir A, Abdullah A, Abdulletif T, Ahmet C, Ahmet K, Ahmet K,
Ahmet K, Ahmet Ş, Alaeddin K, Ali B, Ali Ç, Ali Ç, Ali U, Bahattin
K, Barbaros K, Bekir B, Cemal T, Cemal U, Cemil K, Cevdet T,
Dilaver A, Faruk İ, Halit E, Hamdi A. İ, Hamdullah B. Ö, Harun T,
Hüseyin K, Hüseyin S, İbrahim K, İlhan İ, İrfan Y, İsmail B, İsmail
C, İsmet A, Kazim A, Kudret Ü, Mahmut A, Mehmet Ali B, Mehmet Ali
Ş, Mehmet E. T, Mehmet Hanefi S, Muammer T, Murat K, Mustafa Y,
Mustafa M. G, Mustafa Ö, Mustafa T. K, Naci T, Necdet B, Necdet İ,
Nevzat A, Osman H.Ö, Osman K, Önder A, Rahmi B, Recep U, Reşit H,
Rıdvan A, Sadettin B, Sadık K, Sait A, Selman K, Suat Y, Suat Y,
Süleyman T, Süleyman U, Şerif Ali T, Talip B, Tuncay D. ve Ziya
D."
FETÖ'nün kamu kurumlarında kadrolaşarak, devlet içinde devlet
olarak ayrı hiyerarşi ve iş bölümüne göre kamu faaliyetleri
yürüttüğü vurgulanan iddianamede, "Devletin derin bir yapının eline
geçmesini acziyet içerisinde izlemesi, seyretmesi beklenemez."
değerlendirmesinde bulunuldu.
İddianamede, FETÖ soruşturmasının, çeşitli ihbar dilekçelerinde
varlığından bahsedilen örgütün devleti ele geçirmek üzere olduğu,
anayasal düzeni zorla değiştirebileceği ve kamu idarelerinden gelen
suç ihbarlarında örgütlenmenin ciddi olduğunun iddia edilmesi
üzerine, örgütün varlığına dair yeterli somut deliller bulunması ve
kamuoyunda mağduriyetlere yol açan uygulamaları tespit edilerek
başlatıldığı belirtildi.
Devlet kurumlarını ele geçirmek, anayasal düzeni yıkarak yerine
otoriter, totaliter bir "cemaat oligarşisi/zümre hakimiyetine
dayanan devlet düzeni" kurmak ve hükümeti devirmeye teşebbüs etmek
suçlarına ulaşmak için kurulan örgütün, ekonomik, insan kaynakları
ve nihai maksatlarının ne olduğunun belirlenmesi amacıyla
soruşturma başlatıldığı bildirilen iddianamede, şunlar
kaydedildi:
"Fetullah Gülen cemaatinin bütün faaliyetleri değil, bu cemaatin
içine sızdığı ileri sürülen bir suç veya terör örgütlenmesi
grubunun paralel devlet yapılanmasının eylemleri soruşturmanın
konusudur fakat cemaatin yapısı, işleyiş tarzı ve cemaat üyelerinin
bilmeden bu örgütlenme tarafından kullanılmış olması nedeniyle
soruşturmada zorunlu olarak bazen suç işleyenler dışında kalan
kesimlerle ilgili de değerlendirme ve bilgilere yer verilmesi
zorunluluğu duyulmuştur.
Bu soruşturmanın, dini cemaat kabul ederek salih niyetle hukuk
dışına çıkmadan faaliyet yürüten kimselerle hiçbir ilgisi
bulunmamaktadır. Bu soruşturmanın konusu Fetullah Gülen tarafından
kurulup yönetilen örgütün devlet içerisindeki yapılanması ve bu
yapılanmanın faaliyetlerinden oluşmaktadır."
"ÖRGÜTÜ DİNİ KURULUŞ SANANLAR AYRI TUTULDU"
Soruşturmanın amacının, örgütün siyasi bir faaliyeti ve amacı,
devlete ve hükümete yönelik ele geçirme amaçlı bir örgütlenme olup
olmadığı, örgütün işlediği suç varsa kimlerin karıştığı, yoksa da
bu örgütlenmenin neden suçlandığını ortaya koymak olduğu bildirilen
iddianamede, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Örgütün evinde kalan, yurtlarında barınan veya okul ya da
dershanelerinde öğrenim gören gençler, dershane, özel okul ve
yurtlarda faaliyet yürüten öğretmenler ve yöneticiler, aynı şekilde
örgütün emrinde faaliyet yürüten dernek, vakıf, banka veya ticari
şirket çalışanları, bu örgütün elindeki iş yerlerinde ücretli
çalışan, emeği ile geçinen kimseler, açıkça bir suça karışmadıkları
sürece sırf bu irtibatları ceza sorumluluğu doğurmadığından
özellikle soruşturma dışında tutulmuştur.
Fetullah Gülen örgütünün sempatizanı olup bu örgütü dini bir
kuruluş sanarak cemaatle gönül bağı bulunanlar da soruşturma harici
tutulmuşlardır."
FETÖ'nün, suç işlemesi için sorumluluk alan yönetici veya üye
olarak azmettirdiği ya da iştirak ettiği suçlardan sorumlu
tutulmasının esas olduğu aktarılan iddianamede, "Cemaatin inançlı,
temiz, bütün işlerini Allah rızası için yapan samimi mensupları,
kasten bir suça karışmadıkları sürece ceza hukuku alanının
dışındadır. Sırf bu harekete mensup olmak, cezalandırma için
yeterli değildir. Hizmet hareketi içerisinde kandırılan veya
kullanılan geniş kitle bu soruşturmanın konusu dışındadır."
ifadelerine yer verildi.
Daha önceden FETÖ'nün içinde bulunup sonradan vaziyeti görerek
pişmanlığını ihsas edecek davranışları ile bu yapıdan ayrılan
kişilerin yönetici düzeyinde sorumluluk almış olsalar bile
soruşturma dışında tutulduğu kaydedilen iddianamede, "Devletin
şefkat ve merhametine sığınan, örgüt ile irtibatını kesen hiç kimse
bu soruşturmanın içerisine alınmamış, durumları hassasiyetle
değerlendirilip soruşturma dışı tutulmuştur." denildi.
İddianamede, soruşturma konusunun, örgütü fiilen yöneten, örgütün
işlediği suçların ne olduğunu bilen ve örgütle ilgili gerçeği
öğrendikten sonra bu faaliyet içerisinde devam edip kasten suç
işlemeyi sürdürenler olduğu vurgulandı.
Örgütün, "tek kişiyi kutsal, insanüstü, yarı Tanrı gibi görüp onu
muhterem sayarak iman ettiği için" liderinin adı ile anıldığı
belirtilen iddianamede, örgüt mensupları ve sempatizanlarının,
kendilerini belirsiz şekilde "hizmet hareketi", "camia" ve nadiren
de "cemaat" olarak isimlendirdikleri bildirildi.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar