BİTÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Çolakoğlu: "Marmara'da 1999 yılında yaşanan depremde birçok binanın yıkılma nedeni korozyondu. Korozyonun sebebi ise su yalıtımının yapılmamasıydı"
Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) Yönetim Kurulu
Başkanı Kemal Çolakoğlu, Marmara'da 1999 yılında yaşanan depremde
birçok binanın yıkılma nedeninin korozyon (paslanma) olduğunu,
korozyonun sebebinin ise su yalıtımının yapılmaması olduğunu
söyledi.
Çolakoğlu, su yalıtımının önemine dikkati çekmek için 17 Ağustos
depreminin yıl dönümü sebebiyle dernek tarafından düzenlenen basın
toplantısında konuştu.
Burada yaptığı konuşmada 17 Ağustos depreminde resmi kayıtlara göre
17 bin 480 kişinin öldüğünü, 23 bin 781 kişinin yaralandığını
belirten Çolakoğlu, 285 bin 211 konut ile 42 bin 902 iş yerinin de
hasar gördüğünü anımsattı.
Bu yıkımların en büyük nedeninin binalarda su yalıtımı olmadığı
için oluşan korozyon sonucu taşıyıcı sistemin zayıflamış olması
olduğunu aktaran Çolakoğlu, "Yaşam kaynağımız olan suyun zararlı
etkilerinin binalarımızı çürütüp depremde yıkılmalarının temel
sebebi olduğunu biliyor musunuz? Depremler tüm dünyada olduğu gibi
ülkemizde de en fazla yıkıma, can ve mal kaybına yol açan afetler
arasında yer alıyor. Ülkemizde nüfusun yüzde 95 gibi büyük bir
çoğunluğu deprem riskli bölgelerde yaşıyor." diye konuştu.
Çolakoğlu, yağmur ve kar gibi herhangi bir yoldan yapılara sızan
suyun donarak veya kimyasal tepkimelere girerek, donatının
özelliğini yitirmesine ve korozyona, yani paslanmaya,neden olduğunu
dile getirdi.
Oluşan korozyonun ise yapıların taşıyıcı sisteminin çürümesine ve
zamanla zayıflamasına sebep olduğu bilgisini veren Çolakoğlu, "Su
yalıtımı olmayan binalarda 10 yıl sonra donatı başlangıçtaki taşıma
kapasitesinin, belli koşullarda yaklaşık olarak yüzde 66'sını
korozyon nedeniyle kaybediyor. Oysa su yalıtımı binaları suyun
zararlı etkilerinden koruyarak güçlü olmasını sağlıyor."
ifadelerini kullandı.
"Binaların zarar görmesindeki en büyük etken
korozyon"
Kemal Çolakoğlu, Marmara'da 1999 yılında yaşanan depremde de birçok
binanın yıkılma nedeninin korozyon, korozyonun sebebinin ise su
yalıtımının yapılmaması olduğunu söyledi.
Depremin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hasar Tespit
Komisyonu tarafından bir rapor hazırlandığını aktaran Çolakoğlu,
rapora göre 55 bin 651 konut ve iş yerinde yapılan kontrollerde bu
binaların yüzde 79'unun hasarlı bulunduğunu dile getirdi.
Çolakoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"İncelenen binaların yüzde 64'ünde nemin yol açtığı korozyon
(paslanma), yüzde 41'inde malzeme eksikliği, yüzde 18'inde inşaat
aşamasında betonun sulanması, yüzde 11'inde eskime ve yıpranma,
yüzde 3'ünde proje hatası, hasarların nedeni olarak belirlendi.
Rapordan da anlaşıldığı gibi binaların zarar görmesindeki en büyük
etken korozyon… Ve Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan bir
ülkede su yalıtımının hayati önemi olduğu açıkça belli."
"Yönetmeliğin 2017'de çıkacağını umut
ediyoruz"
Çolakoğlu, yapıları suyun zararlı etkilerinden koruyan su
yalıtımının inşaat aşamasındaki maliyetinin, toplam bina
maliyetinin sadece yüzde 3'ü kadar olduğunu söyledi.
Su yalıtımında doğru ürün seçimi ile doğru uygulamanın hayati önem
taşıdığına dikkati çeken Çolakoğlu, yapısı gereği su geçirmezliği
en üst düzeyde olan, en uzun ömürlü malzemenin bitümlü su yalıtımı
örtüleri olduğunu dile getirdi.
Çolakoğlu, bitümlü su yalıtımı örtüsü seçerken de mutlaka ulusal ve
uluslararası standartlara uygunluk belgesi bulunan kaliteli
ürünleri tercih etmek ve işin uzmanlarına uygulama yaptırmak
gerektiğinin altını çizdi.
Doğru ürün ve uygulama konusunda BİTÜDER'in inşaat sektöründe
ilgili kurumlarla iş birliği içinde çalışmalar başlattıklarına
işaret eden Çolakoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yeni binalarda su yalıtımı uygulamalarının hem ürün kalitesi hem
de uygulama kalitesi açısından bina ömrünü uzatacak, yapı
güvenliğine destek olacak şekilde yapılması için her türlü çalışma
ve teknik destek sağlamaya devam etmeye hazırız. Deprem kuşağında
yer alan ülkemizde geçmişte çok büyük acılar yaşadık. Bilinçsiz
yapılaşma dolayısıyla çok şiddetli olmayan sarsıntılarda dahi
evlerimiz yıkılıyor, ciddi oranlarda can kayıpları meydana geliyor.
Deprem kaybını minimum düzeye indirgemek için tüm binalarda
standartlara uygun ürün ve uygulamalarla su yalıtımı
yapılmalı."
Çolakoğlu, Türkiye'de ısı yalıtımı ile ilgili ciddi mesafe kat
edildiğini, artık yapılan tüm yeni binaların mantolamalı olduğunu
belirterek, "Ancak su yalıtımı ile ilgili zorunluluk sadece kamu
binalarında var. Özel sektörde böyle bir zorunluluk yok. Fakat tüm
sektör paydaşlarının ortak çalışması ile bir Su Yalıtımı
Yönetmeliği taslağı hazırlandı ve şu anda onay bekliyor. Bu
yönetmeliğin 2017'de çıkacağını umut ediyoruz." şeklinde konuştu.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar