'Güçlü ekonomi için global sermaye, onun için de reformlar şart'

F.İ.N.A.S. Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı, Strateji ve Finans Uzmanı Serim, güçlü ekonomi için, global sermayenin ülkeye girişini hızlandıracak yapısal reformlara yer verilmesi gerektiğini söyledi.

Google Haberlere Abone ol
'Güçlü ekonomi için global sermaye, onun için de reformlar şart'

F.İ.N.A.S. Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı, Strateji ve Finans Uzmanı Ali Serim, yakın geleceğin en doğru şekilde planlanabilmesi için güncel ekonomik zorluklardan sıyrılabilmek gerektiğini belirterek, bunun için en ideal yöntemin global sermayenin ülkeye girişini hızlandıracak yapısal reformlara yer vermek olduğunu belirtti. 

“Türkiye’nin gündeminde tek bir soru olmalı: Ne yaparsak global sermayeyi daha hızlı ülkemize çekebiliriz? Bu sorunun acil olarak sorulmasının sebebi, güncel ekonomik durumumuz değildir. Bunun gerçek sebebi dünyada hızla yayılan ve şuanda Türkiye’de ne yazık ki konu edilmeyen çok önemli bir bilinçlenmedir.” şeklinde sözlerine başlayan Ali Serim, stratejik planlamanın önemine inanan gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin şuan da “yakın gelecekte nasıl bir dünya olacağına” odaklanmış durumda olduğunu belirterek, “Ne yazık ki çok zor bir bölgede olan Türkiye’nin jeopolitik gündemi bizi bu tip uzun vadeli sorular sormaktan şimdilik alıkoyuyor. Stratejik planlamaların yapılabilmesi için en azından güncel sorunların nasıl yönetileceğine dair bir master planının ortaya konmuş olması gerekmektedir. Bu da ancak yapısal reform paketlerinin planlamasıyla yapılabilecek bir şeydir. Dolayısıyla stratejik bir planlama yapılabilmesi, bürokrasinin bu ana hususlar üzerinde birikimini, aklını ortaya koyabilmesi için yapısal reformların uygulamaya alınmış olması gerekmektedir.” dedi.

Sadece sermaye sahibi ülkelerin stratejik planlama yapabileceğinin altını çizen Ali Serim, “Geleceğini daha doğru temeller üzerinde yerleştirmek üzere stratejik planlama yapılabilmesi için sermaye gerekmektedir. Sermaye sahibi olmayan ülkelerin, sermaye sahibi olabilmek için gideceği tek kaynak yabancı sermayedir. Bu nedenle yabancı sermayeye, stratejik planlama yapabilmemize imkân sağlayacak, bize o rahatı getirecek bir olgu olarak bakmayı öğrenmemiz gerekiyor. ” dedi.

Yabancı sermayenin istihdam yaratmanın ötesinde bir önemi olduğuna değinen Ali Serim, bugüne kadar devletin yabancı sermayeye karşı, -yabancı sermaye gelsin, yatırım yapsın, istihdam artsın- şeklinde bir tek tip bakış açısı geliştirdiğini ancak konunun bununla sınırlı kalmaması gerektiğini ve yabancı sermayenin özellikle Türkiye gibi ülkeler için stratejik planlamanın yapılandırılabilmesi adına da oldukça önemli olduğunu belirtti. 

 “Yakın Gelecekte Çok Farklı Bir Dünya Bizi Bekliyor”

Yakın geleceğe ve hızla şekillenen yeni dünya düzenine bakıldığında stratejik planlamanın öneminin çok daha iyi anlaşılacağını belirten Ali Serim  “2030 yılına baktığımızda karbon emisyonu çok daha azalmış, daha güvenli olma yoluna girmiş bir dünya göreceğiz. Mobil teknolojilerle 8 milyar beyinden istifade edilebilen bir dünya göreceğiz.  Temiz havanın insan hakkı olarak görüldüğü ve bunun bir gerçek olarak kabul edildiği bir dünya göreceğiz. Ekonomik modelde sahiplik yapısının daha fazla tabana yayıldığı bir dünya göreceğiz. Daha akıllı şehirlerin olduğu bir dünya göreceğiz. Enerji sektörünün, temiz enerjinin hâkim olduğu bir dünya göreceğiz. Birçok konuda, ruh sağlığımıza kadar sanal gerçekliğin öne çıktığı ve fonksiyon bulacağı bir dünya göreceğiz. Geri dönüşümün yeni anlamlar kazandığı, ekonomik model içerisinde yeni bir yer edindiği yeni bir dünya göreceğiz. Orta sınıfın güçlendiği bir dünya göreceğiz. Sokaklarda daha az arabanın olduğu, daha sağlıklı ve uzun ömürlü insanların yaşadığı bir dünya göreceğiz. Teknolojinin yaşlılara daha fazla kolaylık sunacağı bir dünya göreceğiz. Gayri sahi hasılanın en önemli konu olarak konuşulmadığı bir anlayışın hâkim olduğu bir dünya göreceğiz. Kuantum materyallerinin daha fazla sorunun çözümü için kullanıldığı bir dünya göreceğiz. Politika ve kanun yapımında teknolojinin sunacağı ispatların kullanıldığı bir dünya göreceğiz. Daha paylaşımcı bir kapitalizmin hâkim olduğu bir dünya göreceğiz. Teknolojinin fakirliği azaltmaya yaradığı bir dünya göreceğiz. Çok önemli bir konu olan hiper şeffaflığın en azından tartışmalara hâkim olduğu bir dünya göreceğiz. Eğlence sektörünün başat sektör olacağı bir dünyaya doğru gidiyoruz. İlaçların sadece zenginlerce değil, herkesçe kolaylıkla ulaşabileceği bir dünyaya adım atmak üzereyiz.  Çok yakın bir zamanda aydan su getirileceği bir dünyada yaşamaya başlayacağız. Dijital teknolojilerin gelir dağılımını daha adil bir hale getireceği bir dünya, akıllı binaların adeta standartlaştığı bir dünya göreceğiz. Süre gelen işletme ve yönetim modellerinin son bulacağı bir dünya göreceğiz. Şunu söyleyebiliriz; bugün 60 yaşında olan ve daha genç olan herkes bunu görebilecek ve böyle bir dünyada yaşayabilecek.” şeklinde konuştu. 

“Yeni Regülasyonlar Devreye Sokulmalı”

Ali Serim, “İşte tüm bunların farkında olarak geleceği planlamak ve var olabilmek için bu bilince sahip olmak hayati öneme sahip. Bu bilince sahip olmayı başarabilmek için de bugünün dünyasında ekonomik problemlerin mümkün olduğunda minimize edilmesi, ekonomini iyi olmasının getireceği bilinçlenme ve aklımızı bu konulara vakfedebilmenin zamansal konforuna sahip olmak çok önemli. Bu noktada yabancı yatırım çekebilecek hukuki düzenlemenin sürekli yapılması gerekiyor. Yatırım ve ticaret hukuku canlı bir organizma olarak kabul edilmelidir. Bu kapsamda İsviçre, Hong Kong ve Singapur çok iyi örnekleri bize her gün sunmaktalar. Bu ülkelerde yabancı yatırımın çekilmesi ve ticaretin arttırılması için devamlı yeni regülasyonlar devreye sokulmakta, eskiler devre dışı kalmakta… tamamen günün ihtiyaçlarına göre çok sofistike bir takım düzenlemeler sürekli olarak yapılmaktadır. Gerek bürokrasimizin gerekse özel sektörün bu ülkelerde yapılan güncel düzenlemeleri daha yakından takip etmesi ve bu bilince geçişte bir nevi kapı niteliğinde olan yapısal reformların öneminin daha yoğun tartışılmasını çok önemli görüyorum. Bu bilince hızlı geçişte elimizde başkanlık sistemi gibi önemli bir güç olduğunu düşünenlerdenim. Umarım bir an önce bu gibi tartışmalar Türkiye’nin gündemine hâkim olur” dedi. 
 

Yorumlar

Merve Kara Çok doğru tespitler
Bülent ateş Yaklaşımınız altına imzamı atıyorum ..