"Biz Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün üzerine demir yolu yaparak, Bakü-Tiflis-Kars demir yolunu yaparak demir yolu koridorumuzu kesintisiz hale getiriyoruz"
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, "Gerek
Gezi olaylarında, gerek 17-25 Aralık olaylarında ve hatta 6-7-8
Ekim'de, geldik 15 Temmuz'da insanlar Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığının yaptığı projeleri hedef aldılar, bunlar
yapılmasın dediler." dedi.
İstanbul AK Parti Gençlik Kolları tarafından Marmara Üniversitesi
Göztepe Kampüsü'nde düzenlenen 15 Temmuz Fethullahçı Terör
Örgütü'nün (FETÖ) Darbe Girişimi ve Şehitleri Anma Programı'nda
konuşan Arslan, konuşmasına, "Bütün şehitlerimizi rahmetle,
minnetle anıyoruz. Gerek gazilerimize, gerek gazilerimizin
ailelerine de minnetlerimizi ifade ediyoruz. O akşam 79 milyon
sokaklara çıktı, millet olma şuurunun ne demek olduğunu dünyaya
ispatladı. O yüzden o 79 milyonu da saygıyla, minnetle anıyoruz."
diyerek başladı.
Arslan, Türkiye'den 3 saatlik uçuşla 1,5 milyar insana
erişilebildiğini, bu 1,5 milyar insanın yaşadığı ülkelerin Gayri
Safi Yurtiçi Hasılası'nın 35 trilyon dolar olduğunu söyledi.
Türkiye'nin büyüdükçe, ulaştırma koridorları anlamında büyük
projeler yaptıkça bu 1,5 milyara erişebilir, 35 trilyon dolarlık
pazardan pay alabilir hale geldiğini kaydeden Arslan, şöyle devam
etti:
"İşte sıkıntı da burada başladı. Çünkü bu ticaret hacminden, bu
pazardan pay alıp pastayı paylaşmaya alışanlar bir baktılar ki,
biri çıktı, Türkiye büyümeye başladı ve Türkiye bu pastadan pay
almaya başladı. Pasta belli. Siz bu pastadan pay almaya
başladığınız zaman, pastanın geçmiş paydaşları işte bundan rahatsız
oldular. Bundan rahatsız oldukları için Recep Tayyip Erdoğan'ı ve
onun ekibini istemediler. Çünkü ticaretiniz büyüdükçe, ekonomimiz
geliştikçe, insanınızın refah seviyesi yükseldikçe, dünyada sözünüz
o kadar geçerli hale geliyor."
Gezi olaylarında çevre, ağaç diye ayağa kalkıldığına dikkati çeken
Arslan, "Tam Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün ihalesi yapılmış,
Osmangazi Köprüsü'nün İzmir'e kadar otoyolunun ihalesi yapılmış,
daha da önemlisi İstanbul'da yılda 200 milyon yolcuya hitap edecek,
ülkemiz için çok büyük bir katma değer oluşturacak İstanbul yeni
havalimanının ihalesi yapılmış, kıyamet koptu. Ağaca kıyacaklar,
çevreye kıyacaklar..." şeklinde konuştu.
Gerek Yavuz Sultan Selim Köprüsü, gerek 3. havalimanından dolayı
Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü marifetiyle
taşıdıkları, başka yere diktikleri veya kesmek zorunda kaldıkları
ağaç toplamının yaklaşık 350 bin olduğunu bildiren Arslan,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"350 bin büyük bir rakam ancak buna karşılık diktiğimiz ağaç
miktarı şu an yaklaşık 5 milyon. 350 bin ağaç yer değiştirmiş, 5
milyon ağaç dikmişiz. Bununla da yetinmiyoruz, diyoruz ki 3.
havalimanı açılıncaya kadar 10 milyon ağaç dikeceğiz. 10 milyon
ağaç dikeceğimize göre demek ki bu insanların görünen derdi,
görünen yüzü çevre olmakla birlikte başka bir dertleri olması
lazım.
Gerek Gezi olaylarında, gerek 17-25 Aralık olaylarında ve hatta
6-7-8 Ekim'de, geldik 15 Temmuz'da insanlar Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığının yaptığı projeleri hedef aldılar, bunlar
yapılmasın dediler."
"Demir yolu koridorumuzu kesintisiz hale
getiriyoruz"
Arslan, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün sadece İstanbul'da
yaşayanların hayatını kolaylaştırmadığını dile getirdi. Bütün iş
makinelerini, ağır vasıtaları Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne
kaydırarak Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün ve 15 Temmuz Şehitler
Köprüsü'nün yükünü, trafiğini hafiflettiklerine işaret eden Arslan,
şunları kaydetti:
"Ancak, Yavuz Sultan Selim Köprüsü devamındaki otoyollarla,
üzerindeki demir yoluyla birlikte Çin'den kalkan bir yükün Türkiye
üzerinden Avrupa'ya, tersi, Avrupa'daki bir yükün Türkiye üzerinden
Çin'e gitmesi demek. Bunlar, Türkiye'ye ilave katma değer
oluşturması, Türkiye'nin daha fazla büyümesi, Türkiye'nin o ülke
insanları açısından da önemli hale gelmesi demek. Çin'in Avrupa'ya
ve Amerika'ya yılda gönderdiği konteyner yükü 240 milyon ton. Bizim
Türkiye'de demir yollarıyla taşıdığımız yük 1 yıllık 26,5 milyon
ton. Biz Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün üzerine demir yolu yaparak,
Bakü-Tiflis-Kars demir yolunu yaparak demir yolu koridorumuzu
kesintisiz hale getiriyoruz. Çin'in bu 240 milyon tonluk yükünün
sadece yüzde 10'unu alsak Türkiye'de 1 yılda işlem gören,
elleçlenen yük kadar yük taşımış olacağız. Bu milyar dolarların
Türkiye'ye gelmesi, Türkiye'nin daha da büyümesi demek.
Bunların anlamı şu; birileri Türkiye'nin büyümesini istemedi ancak
onlara maşa lazımdı. Bir başka ifadeyle, onların amaçlarına ve
emellerine hizmet edecek hainler lazımdı. Geçmişte birileri bu
hainliği yaptı, Gezi olaylarında birileri kandı bu hainliği yaptı,
30 yıldır PKK diye bir terör örgütü bu hainliği, bu maşalığı
yapmaya devam ediyor. O da yetmedi son 3-4 senedir DEAŞ diye bir
hain terör örgütü çıktı onların maşalığını DEAŞ yapıyor. Daha da
kötüsü dini, İslam'ı, Müslümanlığı istismar ederek yapıyor. En
kötüsü de bu, coğrafyaya zarar veriyor. O da yetmedi, 40 yıldır
palazlanan, 40 yıldır bizi din, hizmet istismarı yaparak kandıran,
aldatan bir grup daha çıktı, o grup en kötüsünü yaptı, hainliğin en
kötüsünü."
"Üst akıl aynı, kötü ruh bir beden bulup o bedene
giriyor"
Güneş Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Turgay Güler de "15 Temmuz
akşamı bu millet, bu ülke işgal edilmesin diye çıktı. Biz buna bir
darbe girişimi diyoruz ama biz darbelere alıştığımız için
tanımlama, nitelendirme olarak böyle söylüyoruz. Oysa ki 15
Temmuz'da bizim karşı karşıya olduğumuz şey bir işgal girişimiydi."
diye konuştu.
Bundan sonra ne olacağına ilişkin bir değerlendirmede bulunan
Güler, "Bir korku filmi düşünün, senaryosu şu ki; 5-6 arkadaş
tatile giderler güzel bir eve, fakat o evde kötü bir ruh vardır. O
kötü ruh bunlardan birinin bedenini ele geçirir ve başlar
kötülükler. Geriye kalan arkadaşlardan biri fark eder bunu,
diğerlerini ikna etmek için epey uğraşır, filmin 15 dakikası geçer.
Film 90 dakikalıktır.
Sonra hepsi anlar. Filmin 89 dakikası o bedenden o kötü ruhun
çıkarılmasıyla ilgili mücadeleyle geçer. 89. dakikada çıkar.
Seyirci de oh der, o gerilim bitmiştir, rahatça arkasına yaslanır.
Ama usta yönetmen, yani sistemin tanrısı, son sahneye ustaca bir
kare yerleştirir, 90. dakikada bir köşede pis pis sırıtan bir adam
görürsünüz. Yeniden gerilirsiniz, anlarsınız ki bu filmin ikincisi
de var. 15 Temmuz 89. dakikaydı. Bir köşede pis pis sırıtan bir
başka adamı da önümüzdeki günlerde göreceğiz. Üst akıl aynı. Kötü
ruh bir beden bulup o bedene giriyor. Dün nasıl başkalarının
bedenini bulduysa bugün de FETÖ'nün bedenini buldu. Çünkü adamlar
ihanete teşne. Şimdi biz o ruhu o bedenden çıkarıyoruz ama mücadele
devam edecek." ifadelerini kullandı.
Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Arat ise vatan
sevgisinin, millet olmanın temel unsuru olduğunu vurguladı. Toprağa
karşı duyulan sevginin, yapılan fedakarlığın onu vatan kıldığını
dile getiren Arat, şöyle konuştu:
"Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un da ifade ettiği gibi 'toprak
eğer uğrunda ölen varsa vatandır'.
Bu millet canını seve seve feda etti ve her zamankinden daha da
hazırdır. 40 yıldır sinsice tezgahlanan bu hain plan yarım günde
çöktü. Alınan yasal ve idari tedbirlerle birlikte ülkemizde
darbeler dönemi bir daha açılmamak üzere kapandı. Üniversite olarak
ilk andan itibaren teyakkuz halinde olduk. Son derece titiz bir
çalışma yürüttük ve üzerimize düşeni yerine getirdik."
Marmara Genç Vizyon Kulübü Başkanı Cihan Arslan, "Milletimiz darbe
girişimini başarısızlığa uğrattı. Bu güzel ülke artık 15 Temmuz
öncesinden daha güçlüdür. Biz gençler vatanımız, milletimiz ve
inandığımız değerler için şehit düşmeye ve gazi olmaya hazırız.
Üniversite öğrencileri olarak üniversitelerde darbe destekçisi ve
terörist istemiyoruz." dedi.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar