Medipol Üniversitesi Hastanesi Pedodonti Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Aslı
Patır Münevveroğlu, çocukluktaki diş travmalarının kalıcı hasarlara
sebep olabileceğini belirterek, "Hafif çarpmalar sıklıkla dudak,
diş etleri gibi yumuşak dokularda yaralanmalara neden olurken;
şiddetli çarpmalar dişlerde sallanmalara, dişin ağızda görülen
kısmında ya da kökünde kırıklara, hatta bazen dişin tamamen
yerinden çıkmasına neden olabiliyor." dedi.
Diş travmalarına ilişkin yazılı açıklama yapan Münevveroğlu, bu
rahatsızlığın hem aile hem de çocuk için son derece stresli ve can
sıkıcı bir durum olduğunu ifade etti.
Çocukların yürümeye başladığı andan itibaren, düşme ve çarpmaların
da başladığına işaret eden Münevveroğlu, bununla birlikte okul
çağındaki çocuklarda da travmalara sıklıkla rastlandığını
vurguladı.
Diş travmalarının çocukluk çağının önemli sağlık problemlerinden
biri olduğunu kaydeden Münevveroğlu, süt dişlenmesi dönemini içeren
2-4 yaş aralığı ile sürekli dişlenmeye geçişin yaşandığı 7- 10 yaş
aralığında çocuklarda travmanın sıklıkla yaşandığının altını
çizdi.
Münevveroğlu, çocuk düştüğünde en çok etkilenen dişlerin üst
ön-kesici dişler olduğunu belirterek, "Hafif çarpmalar sıklıkla
dudak, diş etleri gibi yumuşak dokularda yaralanmalara neden
olurken; şiddetli çarpmalar dişlerde sallanmalara, dişin ağızda
görülen kısmında ya da kökünde kırıklara, hatta bazen dişin tamamen
yerinden çıkmasına neden olabiliyor. Ayrıca, süt dişlerine gelen
travmalarda ardından gelen sürekli dişlerinde etkilenebileceği
bilinmeli ve kontrol edilmeli. Bu nedenle süt dişlenme döneminde
meydana gelen diş travmaları çok iyi bir şekilde değerlendirilmeli,
gerekli uygulamalar yapılmalı ve uzun dönem hem klinik olarak hem
de radyografik (diş röntgenleri ile) olarak kontrolleri devam
etmeli." bilgisini verdi.
Aslı Patır Münevveroğlu, travma ile diş hekimine başvuru arasında
geçen sürenin, tedavinin başarısını etkileyen en önemli faktör
olduğuna dikkati çekerek, "Eğer diş kırıldıysa ve kırık parça
bulunabildiyse, kırık parça süt içinde taşınarak ilk 1 saat
içerisinde diş hekimine başvurmak gerekiyor. Travma nedeniyle dişin
sinir dokusu açılmadıysa kırık parça hemen yapıştırılarak veya
kırık parça bulunamadıysa estetik dolgu materyalleriyle kırık kısım
tamamlanarak dişin tedavisi sağlanabiliyor. Eğer dişin sinir dokusu
açığa çıktıysa öncelikle kanal tedavisi yapılıp daha sonra daimi
restorasyon gerçekleştiriliyor." ifadelerini kullandı.
"Ailelere ve çocuklarla ilgilenen bireylere düşen birincil görev
dental travmaya hazırlıklı olmalarıdır" diyen Münevveroğlu, bu
hazırlığın; diş travmalarından korunma stratejileri, acil
durumlarda ne yapılması gerektiğinin bilinmesi, sürekli dişlerin
süt ya da tükürük içerisinde saklanarak en kısa sürede
ulaştırılması ve ulaşılacak hekimin belirlenmesini içerdiğini dile
getirdi.
Münevveroğlu, koruma yöntemlerine ilişkin ise şu uyarılarda
bulundu:
"Koruma yöntemleri olarak, araç içi kemer ve koltuk kullanılabilir,
evde ise düşmeyeceği ortamlar sağlanabilir. Özellikle spor yapan
çocukların dişlerini korumak amacıyla koruyucu dişlik kullanmaları
travma sonucu görülebilecek hasarları azaltıyor. Travmaya açık spor
yapan çocukların hekimleri ile görüşerek dişlerine birebir uyumlu,
çeşitli renklerde olabilen bu koruyucu dişliklerden
hazırlatılabilir. Çocukların oyun alanları günümüzde büyük önem
taşıyor. Diş travmalarının önlenebilmesi için uygun yer zemini ve
korumalı kaydırak ve salıncaktan oluşan çocuk parkları tercih
edilmeli."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar