Türker: Türkiye, tarım alanlarını sulamada önümüzdeki yıllarda risk altında

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdür Yardımcısı Metin Türker, Türkiye’de tarımdaki üretim alanlarının sınırlı olduğunu belirterek, tarım alanlarını sulama noktasında önümüzdeki yıllarda risk altında...

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdür Yardımcısı Metin Türker, Türkiye’de tarımdaki üretim alanlarının sınırlı olduğunu belirterek, tarım alanlarını sulama noktasında önümüzdeki yıllarda risk altında olduğunu söyledi.

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün ‘Tarımsal Su Kayıplarının Kontrolü Çalıştayı’ İçkale Otel’de yapıldı. Açılışta konuşan Türker, Türkiye'de sulanabilen tarım arazilerindeki su kayıplarının kontrolü hakkında önerilerde bulundu. Türker, öncelik olarak kaynakların verimliliğini olumsuz etkileyen tarımsal altyapı hizmetlerini çözmek zorunda olduklarını belirterek, ‘’Sulama şebekelerimizi modern sulama sistemlerine kavuşturmak arazi toplaştırması yapılması gereken alanları mutlaka toplaştırmayı bitirerek sulu tarımın hizmetine sunmak. Arazi kullanım planlarını hazırlayarak arazilerin verimli kullanılmasını sağlayacak planlamaları da öne çekmek zorundayız.’’ dedi.

‘’İZLEME VE DEĞERLENDİRME YAPILMALI’’

Dr. Türker, Tarım Bakanlığı olarak her şeyden önce üretim planlaması yapmak istediklerini belirterek, üretim planlaması yapılabilmesi için mutlaka izleme ve değerlendirme yapılması gerektiğini söyledi. Türker, şöyle dedi: "Risk yönetimi açısından izleme ve değerlendirme yapmamız gerekiyor. Suyun azı da fazlası da zarar, dolayısı ile fazlası da afet oluşturabiliyor. Bizim kurak dönemlerde kısıntılı sulamayı yönetme açısından, bitkiyi strese sokmadan en az kayıpla üretimi sağlayacak, belki gıda güvenliğinin en önemli ayaklarından bir yapılanmayı da gerçekleştirme mecburiyetimiz var. Doğru istatistiklere ulaşma açısından izleme ve değerlendirmeye ihtiyacımız var. Kurumsal kapasitelerin güçlendirilmesi adına izleme ve değerlendirmeye ihtiyacımız var. Hepsinden önemlisi kaynaklarımızın toprak ve su kaynaklarımızın verimli kullanılması açısından izleme ve değerlendirmeye ihtiyacımız var. Doğru politikalar üretmek zorundayız, bu doğru politikaları uygulayacak idari yapılanmayı eksikliklerimizi tamamlamak zorundayız. Yasayla ilgili başta su yasasıyla birlikte arkasından diğer ikinci mevzuatların çıkarılmasına mecburuz, tüm bunları rahat yapabilmek adına bilgi sistemlerini tamamlayarak tüm paydaşların hizmetine sunmak zorundayız. Biz bunları sağladığımız zaman suyun verimli kullanılması noktasında olduğu gibi diğer kaynaklarımız suya bağlı ikincil kaynakların daha verimli kullanılmasının önünü açmış olacağız.’’ ifadelerini kullandı.

‘’KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE YÖNELİK ÇALIŞMALAR CİDDİ RAKAMLAR İÇERİYOR’’

Türkiye’de tarımdaki üretim alanlarının sınırlı olduğuna dikkat çeken Dr. Türker, ‘’Küresel iklim değişikliğine yönelik yapılan çalışmalarda 2030, 2050 ve 2100 senaryoları çok ciddi rakamlar içeriyor. 2050 yılında bitkinin su ihtiyacında yüzde 20’lik bir artış, yüzde 30’luk bir artış ile birlikte, yüzde 25-30’luk yüzey su miktarında bir azalma bekleniyor. Bu rakamlar 2100 yılında ikiye katlanıyor. Önümüzdeki süreçte biz daha fazla risk altındayız. Dolayısıyla bugünden tezi yok, bu önlemleri almak ve hayata geçirmek zorundayız. Bugün sulamadaki suyun kalitesi aynı zamanda gıdanın güvenilirliği ile ilgili eğer ağır metallerle yapılan bir sulamada suyun bünyesindeki ağır metaller gıdanın üzerine geçiyorsa o vasıtayla insanın bünyesine geçiyorsa, bu da kanser dediğimiz pek çok hastalıkların artmasına yol açan en önemli sorunlardan bir tanesi. O nedenle nasıl ki sulama suyunun miktarının yönetimi önemli ise önümüzdeki süreçte kalitenin yönetimi ile birlikte entegre olmak zorundayız.’’ diye ifade etti. CİHAN

İyi Parti'de yeni yönetimin A Takımı belli oldu "AK Parti neden kaybetti" anketinden ilk sonuçlar İslam ülkelerinden Türkiye'ye para akacak DEM Partili belediye başkanı istifa etti