Güney Afrika'da durum karışıyor

"Ülkemizi yok etmeye ve elde ettiğimiz kazanımları tersine çevirmeye çalışanları hep birlikte yeneceğiz"

Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa, eski Cumhurbaşkanı Jacob Zuma'nın affedilmesi talebiyle 9 Temmuz'da başlayıp yağma ve şiddet olaylarına dönüşen protestolara ilişkin ulusa sesleniş konuşması gerçekleştirdi.

Ramaphosa, vatandaşları yağma ve şiddet karşısında birlik olmaya davet ederek, "Ülkemizi yok etmeye ve elde ettiğimiz kazanımları tersine çevirmeye çalışanları hep birlikte yeneceğiz." dedi.

Ülkede fırsatçı şiddet eylemlerine tanık olunduğunu dile getiren Ramaphosa, "Gördüğümüz yıkımı haklı çıkarabilecek hiçbir sebep yoktur. Anayasamız, herkesin kendini ifade etme hakkını garanti ediyor." ifadesini kullandı.

Cyril Ramaphosa, Güney Afrikalıların, şiddet olayları nedeniyle tedirgin olduğunu belirterek, ülkenin bazı kesimlerinin demokrasi tarihinde daha önce nadiren görülen türden yağmalamalardan sersemlemiş durumda olduğunu kaydetti.

Bu olaylarla ilgili şu ana kadar 489 kişinin gözaltına alındığını bildiren Ramaphosa, bununla birlikte şiddetin birçok bölgede devam etmekte olduğunu aktardı.

Ramaphosa, yağmalamalar ve şiddet olayları neticesinde gıda, sağlık ve üretim tedarik zincirlerinin zarar gördüğüne değinerek, ülkenin yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadele programının da aksadığını belirtti.

Daha fazla can kaybının önüne geçmenin ve ekonomik altyapıyı korumanın hayati önem taşıdığını vurgulayan Ramaphosa, "Bu nedenle, düzeni yeniden sağlamak için mevcut tüm kaynaklarımızı seferber ediyoruz." diye konuştu.

ORDU, OLAYLARIN BASTIRILMASINDA GÜVENLİK KUVVETLERİNE YARDIM EDECEK

Cumhurbaşkanı Ramaphosa, başkomutan rütbesiyle Ulusal Savunma Kuvvetlerini, polis teşkilatının operasyonlarını desteklemek için görevlendirdiğini açıkladı.

Çatışmaların yoğunlaştığı noktalarda güvenlik ve istihbarat çalışmalarına odaklanıldığını ifade eden Ramaphosa, şiddete karıştığı iddia edilen şüphelilerin kovuşturulmasına öncelik vereceklerini belirtti.

Ramaphosa, başkanlığını yaptığı Milli Güvenlik Kurulu'nun, istikrarı yeniden sağlamak için gerekli tüm önlemleri koordine etmek üzere günde iki kez toplanacağını duyurdu.

Ülkedeki herkesi şiddet olaylarına karşı korumak üzere hareket geçildiğini vurgulayan Ramaphosa, "Bu eylemleri gerçekleştirenleri tutuklamaktan ve kovuşturmaktan çekinmeyeceğiz. Onların, hukukumuzun tüm gücüyle yüzleşmelerini sağlayacağız." dedi.

Cyril Ramaphosa, hükümet olarak barışın yeniden tesisi için dini liderler, sendikalar, işletmeler, siyasi partiler ve STK'lerle bir araya geldiklerini ifade etti.

Güney Afrika'nın bir iyileşme ve ilerleme yolunda olduğunu belirten Ramaphosa, "Barış ve yenilenme yolunu seçelim. Dik duralım ve daha güçlü çıkalım. Ülkemizi istikrarsızlaştırmaya, elde ettiğimiz kazanımları tersine çevirmeye çalışanları birlikte yenelim." değerlendirmesinde bulundu.

KWAZULU-NATAL VE GAUTENG'DEKİ OLAYLAR

Zuma'nın affedilmesi talebiyle 9 Temmuz'da başlayan protestolar, kısa sürede şiddet olayları içeren ayaklanmalara dönüştü.

Kwazulu-Natal eyaletinin Durban ve Pietermaritzburg kentleri ile Gauteng eyaletinin Johannesburg kentinde, çok sayıda mağaza ve iş yeri yağmalandı.

Yaşanan yağma ve şiddet olaylarında şu ana kadar en az 10 kişi hayatını kaybetti, 489 kişi gözaltına alındı.

JACOB ZUMA

Güney Afrika'yı 2009-2018 yıllarında yöneten Jacob Zuma'nın, devlet bütçesinden şahsi harcamalar yaptığı öne sürülmüştü.

Zuma'nın, 1999'da Güney Afrika ile Fransız Thales firması arasındaki milyar dolarlık silah anlaşmasının imzalanması için rüşvet aldığı da iddia edilmişti.

İlk kez 2005'te savcılar tarafından yolsuzlukla suçlanan Zuma hakkındaki suçlamalar, yıllar içinde düşürülmüştü.

Zuma, yolsuzluk iddiaları nedeniyle partisinden gelen yoğun baskılar sonucu 2018'de devlet başkanlığından istifa etmişti.

Hakkında yolsuzluk, haraç, dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı ve kara para aklama dahil 16 ayrı suçlamadan davaları devam eden Zuma, 29 Haziran'da Anayasa Mahkemesi tarafından mahkemeye itaatsizlik suçundan 15 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Zuma, mahkemenin aldığı bu karara karşı dirense de 8 Temmuz'da Nkandla kentinde güvenlik güçlerine teslim olmuştu.

79 yaşındaki eski Cumhurbaşkanı, nakledildiği Estcourt Cezaevi'nde, Kovid-19 önlemleri kapsamında 14 günlük karantinaya alınmıştı.

İyi Parti'de yeni yönetimin A Takımı belli oldu "AK Parti neden kaybetti" anketinden ilk sonuçlar İslam ülkelerinden Türkiye'ye para akacak DEM Partili belediye başkanı istifa etti Bülent Arınç: Özgür Özel benim kahramanımdır Sarallar çetesine operasyon, çetebaşı gözaltında