Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar

Emekli amiraller tarafından yayınlanan skandal bildiriden sonra ilk kez konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sert tepki gösterdi. Erdoğan, emekli amiraller tarafından bildirinin "milli iradeye saldırı" olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, skandal bildiriden sonra ilk açıklamasını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki değerlendirme toplantısının ardından açıklamalarda bulunuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, emekli amiraller tarafından yapılan bildirinin "milli iradeye saldırı" olduğunu belirterek tepki gösterdi. Erdoğan, bildiride adı bulunan emekli amirallerin şu ana kadar Türkiye menfaatine hiçbir eylemde imzalarının bulunmadığını, Suriye'den Azerbaycan'a, Libya'dan Doğu Akdeniz'e birçok konu bu amirallerden şu ana kadar hiçbir şekilde olumlu açıklamalarını görmediklerini söyledi. Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na bildiriye tepki göstermediği için tepki gösterdi. Bazı isimlerin bildiriye tepki göstermek yerine bazılarının bildiriyi küçümsemeye çalışarak, "bunda büyütülecek ne var" dediklerini belirterek milli iradeye yönelik darbelerin hepsinin bu tür bildirilerden sonra geldiğini hatırlattı. Etkin önlemler alınmadığı halde işin sonunun nereye vardığını herkesin bildiğini belirten Erdoğan, gereken her türlü tedbiri alma kararlılığımızı ortaya koyuyoruz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bazı amirallerin açıklamasına ilişkin, "Her şeyden önce bir gece yarısı gerçekleştirilen bu eylem, hem üslubu hem yöntemi hem de yol açacağı açıkça belli olan tartışmaları itibarıyla kesinlikle art niyetli bir girişimdir." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Değerlendirme Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, iki gündür ülkeyi meşgul eden bir meseleyle ilgili tartışmaları ayrıntılarıyla değerlendirdiklerini belirtti.

"Her şeyden önce bir gece yarısı gerçekleştirilen bu eylem, hem üslubu hem yöntemi hem de yol açacağı açıkça belli olan tartışmaları itibarıyla kesinlikle art niyetli bir girişimdir." ifadesini kullanan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Emekli amirallerin vazifesi, 104 tanesi bir araya gelerek siyasi bir tartışma konusunda darbe imaları içeren bildiriler yayınlamak değildir. Aynı şekilde hiçbir emekli kamu görevlisinin de topluca böyle bir yola tevessül etme hakkı yoktur. Biz bu amirallerin, diplomatların ve diğerlerinin, son dönemde Suriye'den Libya'ya, Doğu Akdeniz'den Ege'ye, Kıbrıs'tan Karabağ'a karar verdiğimiz mücadelelerin hiçbirinde bir araya gelerek, ülkeleri için destek bildirisi yayınladıklarını görmedik. Yine bunları, FETÖ'cü hainlerin başlattıkları 15 Temmuz darbe girişimine karşı milletimin yanında yer alırken de görmedik. Tam tersine imza sahibi amirallerden bazılarının geçmişten bugüne, ülkemizin hak ve menfaatleri aleyhine medyada verdikleri demeçleri, sergiledikleri duruşları üzüntüyle takip ettik."

Erdoğan, tartışmanın sebebinin, kesinlikle ifade özgürlüğü meselesi olmadığını söyledi.

Buradaki isimlerin bir kısmının aynı görüşleri, çeşitli medya mecralarında ve siyasi zeminlerde uzun süredir dile getirdiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

"Hiçbir isme, medyadaki ve siyasi alandaki siyasi açıklamaları sebebiyle herhangi bir soruşturma açılmış veya benzeri işlem yapılmış değildir. Ancak geçmişi darbeler ve bildirilerle dolu bir ülkede, bir gece yarısı 104 emekli amiralin böyle bir girişimde bulunması asla kabul edilemez. Bunun adına ifade özgürlüğü diyemeyiz. İfade özgürlüğü, 'aksi halde' diyerek başlayan ve ülkenin seçilmiş yönetimini darbeyle tehdit eden cümleleri kapsamaz. Emekli amiral sıfatıyla da olsa böyle bir girişim, kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik bir bühtandır. Bu yöntem ve bu tarz ifadeler, dünyanın her yerinde demokrasiye, hukuk devletine, milli iradenin üstünlüğüne saldırı olarak kabul edilir ve aynı şekilde muameleye maruz kalır. Yayınlanan bildirinin, milletimiz nezdinde bu derece sert tepki görmesinin bir diğer sebebi de çok daha büyük bir kampanyanın parçası olarak algılanmış olmasıdır."

Cumhurbaşkanı ​​​​​​​Erdoğan, eski diplomatlardan, eski milletvekillerinden, ülkeye karşı husumetleriyle bilinen sözde aydınlardan oluşan kimi kesimlerin, bir süredir benzer söylemlerle yasama, yürütme ve yargıyı hedef aldığını aktardı.

Bunların çoğunun da ülkede dikili taşı olmayan, millete zerre faydası dokunmamış kişiler olduğunu söyleyen Erdoğan, maalesef siyasetçilerden bazılarının da bu kirli kampanyaya destek vererek, adeta kendilerini inkar ettiğini söyledi.

Bildiri yayınlanır yayınlanmaz tüm siyasetçilerin, kararlı bir şekilde ve en yüksek sesle karşı duruş sergilemelerini ve bu noktadaki duruşlarını güçlü bir şekilde göstermelerini beklediklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Eğer böyle yapmış olsalardı, bugün burada sadece milli iradeye verilen desteğe teşekkür için huzurlarınızda bulunacaktık. Ülkemizde yapılan tüm darbelerin, vesayetin, milli irade üzerinde kurduğu tahakküm çabalarının hepsinin, demokrasi karşıtı tüm bildirilerin özelikle arkasında yer alan bir zihniyet, bu defa da safını aynı istikamette belirlemiştir. Girdiği her seçimde, milletimizden gereken mesajı almış olmasına rağmen küçük ve ama örgütlü bir kesimin kontrolünden çıkmayı başaramayan ana muhalefet partisini, bir kez daha demokrasiden yana tutum almaya çağırıyoruz. Buna karşılık, yapılan açıklamaya hak ettiği cevabı vererek, milli iradeden yana tavır koyan tüm siyasi parti liderlerine ve temsilcilerine, yargı kurumlarına, üniversitelere, illerimizdeki sivil toplum kuruluşlarına da ayrıca şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Her zamanki gibi bizim muhatabımız doğrudan milletimizdir. Bugün de yaşananların muhasebesini milletimizle yapmak, yol haritamızı milletimizle paylaşmak üzere bir araya geldik. Milleti ve milletin seçtiği yönetimi tehdit etme cüretini gösterenlere hadlerini yine milletimizle göstereceğiz. Bazılarının yapılan işi 'bunda büyütülecek ne var' diyerek küçümseme yoluna gittiklerini görüyoruz."

Türkiye'de demokrasiye yönelik her saldırının, bu tarz bildirilerinin ardından geldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"27 Mayıs'ta Merhum Menderes'e böyle yapmışlardır. 12 Mart yönetimi, yine bir bildiriyle müdahale etmiştir. 12 Eylül'den önceki hükümetleri aynı şekilde tehditle sindirmeye çalışmışlardır. 28 Şubat'ta ülkenin meşru yönetimine bu pervasızlıkla saldırmışlardır. Kendi hükümetlerimiz döneminde ise bu tür girişimlere karşı en ağır tepkiyi koyduğumuz için gerisini getiremediler. 15 Temmuz gecesi, silahlı darbe denediler ama milletimizin şanlı direnişi karşısında gün ağarırken kuyruklarını kıstırıp kaçmak mecburiyetinde kaldılar. Milli iradeye yönelik açık tehditler karşısında derhal ve en etkin şekilde tavır alınmadığı takdirde işin sonunun nereye varabileceğini milletimiz yakın tarihten çok iyi biliyor. İşte bu sebeple yayınlanan bildiriyi özellikle dikkate alıp gereken her tedbiri uygulama kararlılığımızı ortaya koyuyoruz. Elbette bu meseleyi siyasi istismar aracı haline getirmek isteyenler çıkacaktır. Onlarla da sandıkta hesaplaşacağız. Milletimiz, kimin demokrasinin ve hukuk devletinin yanında durduğunu, kimin darbecilerin ve vesayetçilerin koltuğunun altına girdiğini görüyor. İnşallah 2023 seçimlerinde, tüm bu yaşananları milletimizin takdirine sunacak, istiklal ve istikbal yolunda verdiğimiz mücadelenin neticesini hep birlikte takip edeceğiz."

İyi Parti'de yeni yönetimin A Takımı belli oldu "AK Parti neden kaybetti" anketinden ilk sonuçlar İslam ülkelerinden Türkiye'ye para akacak DEM Partili belediye başkanı istifa etti Bülent Arınç: Özgür Özel benim kahramanımdır Sarallar çetesine operasyon, çetebaşı gözaltında