'BDP Milletvekillerinin tahliyesi gecikmiş bir karar'

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Muş belediye başkan adayı Nimet Sezgin, BDP’li milletvekillerinin tahliyesinin gecikmiş bir karar olduğunu söyledi. Sezgin “Türkiye'nin ötekileştirilenlere yargı; yargının gerekliliklerine yerine getirmektense sistemi ve sistemin çıkarlarını düşünerek hareket ediyor.” dedi.

BDP Muş belediye başkan adayı Nimet Sezgin ve il teşkilatı ile birlikte basın toplantısı düzenledi. BDP Muş İl Başkanı Naif Erol, yerel seçimlerde yapacakları çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Toplantıda gazetecilerin BDP Milletvekilleri Gülser Yıldırım ve İbrahim Ayhan'ın tahliye edilmeleriyle ilgili sorularını cevaplandıran Erol, tahliyelere sevindiklerini ama olumlu bulmadıklarını söyledi. Milletvekillerinin tutuklanmalarını ve 3,5 sene tutuklu kalmalarını antidemokratik ve hukuksuz olarak tanımlayan Naif Erol şunları söyledi: “Milletvekillerinin tutuklanmaları ve yaklaşık 3,5 yılı aşkın bir süre tutuklu kalmaları da antidemokratik ve hukuksuzluktur. Bugün 2 tane milletvekilimiz de değil de bütün vekillerin dışarı çıkarılması gerekirdi. İki milletvekillerimizin tahliye edilmesi bizim için her ne kadar sevindirici ise de 10 bin tane suçsuz siyasi tutuklu varken bu iki arkadaşımızın çıkmasına fazla olumlu bakmıyoruz. Sonuçta Türkiye'de yaşanan siyasi konjonktür biraz da sevindiricidir ancak bu halkın önderliğini yapan, halkı bu noktaya getiren, halkı özgürleştirmek için canını feda eden insanlar cezaevinde iken onların tahliye edilmelerinin siyasi bir sonucun ürünü olduğu ortadadır. Eğer bugün Türkiye'de barış ve diyalog süreci yaşanıyorsa öncelikle bu halkın, milyonlarca kişinin kendisini önder olarak kabul ettiği Sayın Öcalan'ın koşullarının iyileştirilmesi gerekir. Öcalan'ın özgürleşmesi ve halkla birlikte siyaset yapması gerekiyor. Biz o düşüncedeyiz. Umarım günün birinde bu halk susamış olduğu özgürlüğüne kavuşur.”

BDP Muş belediye başkan adayı Nimet Sezgin ise, tahliyeleri gecikmiş ve siyasal bir karar olarak yorumladı. Sezgin, “Bugüne kadar Türkiye'deki yargı sistemi özellikle Kürt siyasal partilerine nasıl yaklaşmışsa Kürt milletvekillerine de aynı şekilde yaklaşmıştır. Eğer Mustafa Balbay çıkmamış olsaydı, BDP'lileri kimse konuşmayacaktı ki yargı bırakmamak için buna çok direndi. Yıllardır söylüyoruz ve söylemeye devam edeceğiz. İki türlü yargı vardır. Birisi elit kesime, kendisini bu ülkenin sahibi, beyefendisi görenlere göre dizayn edilmiş. İkincisi de Türkiye'nin ötekileştirilenlere yargı; yargının gerekliliklerine yerine getirmektense sistemi ve sistemin çıkarlarını düşünerek hareket ediyor. İnanıyorum ki, aynı şekilde Hatip Dicle ve diğer arkadaşlar bırakılır. Çünkü siyasal bir operasyon sonucunda alınmıştır. Türkiye'de şu anda düşünce yargılanıyor, biz buna böyle bakıyoruz. O yüzden bunların bir an önce özgürlüklerine kavuşması gerekiyor” şeklinde konuştu. CİHAN