Yorgo Kırbaki kimdir, nerelidir?

Yorgo Kırbaki kimdir, nereli, kaç yaşında, ne iş yapıyor, mesleği nedir, Türkiye ile bağlantısı veya ilişiği nedir, Türkiye'de mi yaşıyor Yunanistan'da mı?

Türkiye Yorgo Kırbaki, Stelya Berberakis isimlerini radyodan, gazetelerden ve televizyon kanallarından bir dönemler sık sık duyuyordu. Son dönemlerde sadece Yunanistan ile ilgili haberler söz konusu olduğunda Yorgo Kırbakis ismini duyar oldu. 

Yorgu Kırbaki, Türki basınında uzun yıllardır çalışan Rum kökenli hem azınlık hem Türk vatandaşı bir gazetecidir. 

Başta Hürriyet ve Milliyet gazetesi olmak üzere birçok gazete ve televizyonda gazetecilik, muhabirlik yaptı.

Milliyet Gazetesinin uzun yıllar Avrupa ve Yunanistan temsilciliklerini yürüttü.

Türkiye'de doğup büyüyen Kırbaki, şu anda Yunanistan'ın başkenti Atina'da yaşıyor; ancak hala ilk günkü gibi kendisini Türk vatandaşı gibi hissettiğini ve Türkiye'ye bağlı olduğunu söylüyor. 

Türkiye'den Yunanistan'a göç eden Rumlardan biri olan Kırbaki, Türkiye'de özellikle Recep Tayyip Erdoğan sonrasında kendilerini çok daha iyi hissettiklerini, daha adaletli muamele gördüklerini söylemişti. 

Türkiye’de doğup büyüyen ancak sonra ayrılmak zorunda kalarak Yunanistan’da yaşamını sürdüren 50 bin civarında İstanbullu Rum var.

Türkiye’de bu vatandaşlarımızın en bilinen simaları gazeteciler Stelyo Berberakis, Yorgo Kırbaki ve Manolis Kostidis İstanbullu Rumların geçmişten günümüze hayatlarını iki ülke arasındaki ilişkileri ve Ege’nin iki yakasının bakış açılarını değerlendirdi.

On yıllardır Yunanistan’ı Türkiye’ye anlatan, Kıbrıs’tan Kardak’a kadar iki ülke arasındaki krizlere tanıklık eden gazeteciler, uzun yıllardır Atina’da yaşıyor olmalarına rağmen az önce İstanbul’dan gelmiş gibiler. Fanatik bir Fenerbahçeli olan Yorgo Kırbaki “Türkiyeli bir Rum olarak param olsa Fenerbahçe kulübünü satın alırım” dedi.

Yorgo Kırbaki ile aynı kaderi paylaşan isimlerden biri Stelyo Berberakis ise  “90 yıllık cumhuriyet tarihinde, Rumları vatandaş yerine koyan ilk başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğun belirterek “Bizim iki şapkamız var. Hem Türk vatandaşıyız hem de azınlık üyesiyiz. Azınlık şapkası altındaki Stelyolar Recep Tayyip Erdoğan’a dil uzatamaz. Nankörlük olur. Türk vatandaşı şapkası altındaki Stelyoların eleştirme hakkı olabilir. Eşit vatandaşlık konusunda Erdoğan’ın yapmış olduklarını hiçbir başbakan yapmadı şimdiye kadar” diye konuştu.

Manolis Kostidis da Yunanların bazen yanlış anladığından şikâyet ederek “Ben şunu da söylüyorum ‘Bizi pandalar gibi daha çok koruyor Türkiye Cumhuriyeti. Caretta caretta muamelesi görüyoruz. Nesli yok olan bir topluluğuz” ifadelerini kullandı.

"6-7 Eylül 1955 olayları. Bir eski başbakanların bu konuya hiç değinip değinmediğine bakın. Erdoğan değindi. 'Hata yapılmıştır. Rumlar gönderilmiştir' dedi. Defalarca söyledi. Bunun çok olumlu bir etkisi oldu. Biz de 'Varız' dedik. 1987 yılından beri SSK’lıyım. 30 yıldır primleri ödüyorum. Bir aspirin almış değilim daha. Benim de hakkım var bir şey söylemeye. Eskiden söylemiyordun. Azınlıkta din önemli bir unsurdu. Bizim de patrikhanemiz var İstanbul’da. Patrikhane son dönemde Osmanlı’dan sonra hiç olmadığı kadar haklara sahip oldu. Azınlık renktir. Bunu insanların anlaması lazım."

"Beyoğluspor’da top oynuyordum. Rumların ağırlıklı olduğu bir takımdı. Biz dayak yemeden maç bitmezdi. Her hafta dayak yerdik. 'Gavur! Vurun!' falan diye. 60’lı yılların sonu 70’li yıllardı. Bizim kısmetimiz nedir biliyor musunuz? Türkiye’de Rum’duk. Buraya geldik 'Türk tohumu' olduk. Yunanların bizimle bir ilgisi yok. Ben kendimin Yunanistanlılarla pek temasım ilişkim olduğunu sanmıyorum. Çünkü farklı yetiştik. Biz Türkiye’de büyüdük. Türkiye’de okuduk. Biz askerliğimizi Türkiye’de yaptık."