Yeşilçam'ın "şefkatli jönü" geçmişe özlem duyuyor

- "Selvi Boylum Al Yazmalım"ın şefkatli Cemşit'i Ahmet Mekin, 85 yaşında olmasına rağmen halen film ve dizilerde rol alırken eski günleri de özlemle yad ediyor - Mekin: - "Günümüzde her şey para üzerine kurgulanmış durumda. O sıcak ve samimi günleri özlüyorum. O içtenlik, o dayanışma ve özveri yok şimdi. Şimdi her şey farklı. İnsanları kendine bağlayacak çok az izlenebilir film var"

Google Haberlere Abone ol
Yeşilçam'ın "şefkatli jönü" geçmişe özlem duyuyor

ANTALYA (AA) - HÜSEYİN KANBER - Yeşilçam'ın birçok unutulmaz filmine adını yazdıran, aşka olan inancı tekrar tekrar sorgulatan "Selvi Boylum Al Yazmalım" filminin unutulmaz oyuncusu Ahmet Mekin, 85 yaşında olmasına rağmen halen film ve dizilerde rol alırken eski günleri de özlemle yad ediyor.

Kadir İnanır ve Türkan Şoray'ın unutulmaz oyunculuklarıyla beyaz perdeye taşınan, Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un ölümsüz eseri "Selvi Boylum Al Yazmalım"ın "Cemşit"i Ahmet Mekin, yılın belirli dönemlerini Antalya'da kızının yanında geçiriyor.

Antalya'da yürüyüşlere çıkan Yeşilcam'ın "şefkatli jönü", adeta yıllara meydan okuyor. 85 yaşında olmasına rağmen film ve dizilerde rol almaya devam eden oyuncu, eski günleri özlüyor. Mekin, kentte gezinirken vatandaşların fotoğraf çektirme isteklerini de geri çevirmiyor.

"Selvi Boylum Al Yazmalım"ın yanı sıra "Yaşam Kavgası", "Bir Türk'e gönül verdim", "Kralların kaderi", "Gurbette ölenler", "Vurun Kahpeye", "Aşkın acıları", "Sevmek günah mı?", "Mahşere kadar", "Yosmanın Kızı" gibi birçok filmde sinemaseverlerin karşısına çıkan Mekin, yakın dönemde de "Kuruluş", "Filinta", "Kayıp Şehir" gibi dizilerde rol aldı.

- "Kısıtlı imkanlarla çalıştık"

AA muhabirine günümüz film ve dizilerini değerlendiren Ahmet Mekin'in yapımlarda en çok şikayetçi olduğu konu, diyalog olmadan yapılan "boş bakışmalar."

İlk filmini 1957'de çeken ve bugüne kadar yaklaşık 200 filmde oynayan Ahmet Mekin, Yeşilçam'da kısıtlı imkanlarla çalıştıklarını anlattı. Bugün teknik ve imkanların çok geliştiğini ve değiştiğini belirten Mekin, şöyle konuştu:

"Kamera ve malzemeler çok kısıtlıydı. Uzun bir filmi zaman zaman tek kamerayla çekiyorduk. Tek kamera ile bütün planları çekiyorduk. Şimdi her şey çok iyi. Elektronik ortamlarda kayıtlar yapılıyor. Çekim bile direkt bilgisayara aktarılıyor. Bizde nerede bu şans... Film negatifle çekiliyor, negatif filme gönderiliyor. Montajı yapılıyor sonra pozitife basılıyor. 3-4 ay böyle geçiyordu. Şimdi anında film hazırlanıyor. Yeşilçam'ın imkanları kısıtlıydı."

Yeşilçam'ın sıcak ve samimi günlerini özlediğini dile getiren Mekin, "Günümüzde her şey para üzerine kurgulanmış durumda. O sıcak ve samimi günleri özlüyorum. O içtenlik, o dayanışma ve özveri yok şimdi. Şimdi her şey farklı. İnsanları kendine bağlayacak çok az izlenebilir film var." diye konuştu.

- Üzerindeki gocuğu taşerondan almış

Kadir İnanır ve Türkan Şoray ile başrollerini paylaştığı "Selvi Boylum Al Yazmalım" filminin kendileriyle adeta özdeşleştiğini ifade eden Mekin, Türk halkının bu filme çok fazla değer verdiğini söyledi.

Filmin çok zor şartlarda çekildiğini vurgulayan Mekin, şöyle devam etti:

"Hikaye çok güzel. Senaryo iyi. Yönetmen çok iyiydi. Oyuncular da yerine oturmuştu. Müzik de çok iyiydi. Her şey çok iyiydi. O zaman üzerimdeki gocuğu da şantiyenin başındaki taşerondan almıştım hatta çocuklarının ve eşinin yaşadığı evi boşaltmıştı filmin çekilmesi için."

Günümüzde çekilen bazı filmlerde gereksiz onlarca hareketi gördüğünü ve üzüldüğünü dile getiren Mekin şunları kaydetti:

"Bazı hareketleri anlamakta zorluk çekiyorum, ne için ve ne amaçla yapıldığına anlam veremiyorum. Boş boş sağa sola bakıp ondan sonra diyaloğa giriyorlar. Daha çok görünmek için mi yapıyorlar yoksa başka bir amaç mı var ben anlayamadım. Ama izlerken kesinlikle rahatsız oluyorum. Hoş gelmiyor. Bir diyalog olacaksa boş boş bakıyor ondan sonra cevap veriyor. Bir süre bekliyor. Gereksiz teknikler bunlar."

- Nüfustaki hata yüzünden artık "Ahmet Metin"

Yıllar önce soyadının bir nüfus memurunun hatası sonucu değiştirildiğini de anlatan Mekin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yıllar önce nüfus cüzdanı değiştirmek için nüfus dairesine gittim. Nüfus memurunun bir hatası sonucu soyadım değişti. Eski Türkçe kayıtlarda Ahmet Mekin olarak geçiyor. Yeni Türkçe'ye çevrildiğinde de Ahmet Mekin olarak kaydım yapılıyor. Nüfus cüzdanımı üçüncü yenilemede Mekin'i Metin olarak geçirmişler. Nüfus kaydına öyle işlenmiş. Şimdi öyle devam ediyor. Değiştirmedim. Çünkü sigortaya, bankaya, tapu kayıtlarına böyle geçildiği için değiştirme gereği hissetmedim. Tekrar mahkemeye verip düzeltmek için uğraşmak istemedim."

Yerel tarih araştırmacısı Hüseyin Çimrin de Ahmet Mekin ile 15 yıllık bir dostluğu olduğunu söyledi.

Gittikleri yerlerde insanların Ahmet Mekin'i görünce şaşırdıklarını anlatan Çimrin, "Ahmet Mekin olup olmadığını açık açık soramıyorlar, bana bir kenarda 'Bu kim? Tanıdık birine benzetiyoruz' diyorlar. Ben de Ahmet Mekin olduğunu söylüyorum. Seviniyorlar." dedi.



Yorumlar