"Umarım İstanbul sanat hayatına önemli bir katkı olur"

- İDOB Müdürü ve Sanat Yönetmeni Suat Arıkan: - "Cesaret edip kalkıştık bu işe ama utanmayacağız. Çünkü provalar gösterdi ki dekoru ve kostümü de dahil her şeyiyle mükemmel oldu" - Yönetmen Renato Bonajuto: - "İDOB, birçok tiyatroyu kıskandıracak bir yapıya sahip. Bazı büyük tiyatroları olan şehirlerde bile bu seviyeye sahip teknik ve sanatsal donanım yok"

Google Haberlere Abone ol
"Umarım İstanbul sanat hayatına önemli bir katkı olur"

İSTANBUL (AA) - HİLAL UŞTUK - Giuseppe Verdi'nin 1893'te Milano'da prömiyeri yapılan son başyapıtı "Falstaff" operasının İstanbul prömiyeri yarın yapılacak.

İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) tarafından Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası Sahnesi'nde sunulacak esere ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan İDOB Müdürü ve Sanat Yönetmeni Suat Arıkan, 2004-2005 yıllarında orkestra şefi Antonio Pirolli ile Atatürk Kültür Merkezi'nde bu eseri sahnelemek istediklerini ancak hem oyuncu kadrosu hem de orkestra olarak çok çekindiklerini söyledi.

Arıkan, Falstaff'ın gerçekten çok zor bir eser olduğunun altını çizerek, şu bilgileri verdi:

"Hem her ölçüsü başka bir ifade hem teknik olarak çok farklı. Verdi'nin eserlerine hiç benzemiyor. Verdi'nin Macbeth dahil birçok operasını oynadık ama bu kadar farklı bir eseriyle hiç karşılaşmadık. O açıdan korkmuştuk ama son yıllarda ekibimize katılan gençler gerçekten çok iyi seviyelerde. Hem orkestra hem koro hem soloda sanatçılar aldık. Dolayısıyla cesaret edip kalkıştık bu işe ama utanmayacağız. Çünkü provalar gösterdi ki dekoru ve kostümü de dahil her şeyiyle mükemmel oldu. Umarım İstanbul sanat hayatına önemli bir katkı olur."

Eserin ilk kez İstanbul'da seslendireceğini vurgulayan Arıkan, 3 ayrı oyuncu kadrosuyla çalıştıklarını aktararak, "Kalabalık bir solist kadrosu var. İstanbul'un şartları şahsen beni çok korkutuyor. Hem trafik ve hastalıklar açısından gardımı almak hem de elimizdeki sanatçıları yetiştirmek açısından, farklı stildeki bu esere daha fazla insanın katılımını sağlamak istedim. Onları izledikçe şahsen ben kıskanıyorum. Çünkü ben de izleyiciyim. Ancak onların içinde olmak isterdim. Uzun yıllardır beklediğim bir şeydi bu." değerlendirmesinde bulundu.

- "Zor bir çalışma oldu"

İtalyanca olarak seslendirilecek olan eserin rejisörlüğünü üstlenen Renato Bonajuto da eserin 1500'lü yıllarda geçtiğini ve Falstaff adlı karakteri ele aldığını söyledi.

Bonajuto, Verdi'nin gözünden Falstaff'ın yaşadığı ve düşündüğü şeyleri, dönemin kıyafetleriyle yansıtmaya çalıştıklarını aktararak, çalışmalara 4 Mart'ta başladıklarını ve bir ay gibi bir sürede oyunu ortaya koyduklarını kaydetti.

Zor bir çalışma olduğuna vurgu yapan yönetmen, "Çünkü herkes İtalyanca'ya ana dili kadar hakim değil maalesef. Bunun yanı sıra tıpkı bir tiyatro oyunundaki gibi, her sahnede her ölçüde farklı bir anlam var ve o anlamların ortaya çıkması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Renato Bonajuto, üç oyuncu kadrosu ve toplam 25 kişiyle çalıştıklarını dile getirerek, "İDOB gerçekten iyi. Müzikal anlamda bilgili ve yetkin sanatçılara sahip. Teknikten terzihanesine İDOB'daki herkes birçok İtalyan tiyatrosunu kıskandıracak seviyede bir kaliteye sahip. Gurur duyulması gereken bir şey." ifadelerini kullandı.

İDOB oyuncularının Avrupa'nın önemli şehirlerinde aynı oyunu sahnelemesi olanağı olsa, gayet başarılı bir sonuçlar elde edeceğinin altını çizen Bonajuto, yeni yapılacak opera binasının gerekliliğine işaret ederek şöyle konuştu:

"İstanbul'da daha büyük bir sahne görmeyi arzu ediyorum. İstanbul, Avrupa'nın çok büyük şehirlerinden biri. Umarım ki daha büyük bir opera sahnesine en kısa zamanda sahip olur. Buna ihtiyaç var şu anda. Böylelikle İDOB, ismini Türkiye sınırları dışına da taşıyabilir. İDOB, birçok tiyatroyu kıskandıracak bir yapıya sahip. Bazı büyük tiyatroları olan şehirlerde bile bu seviyeye sahip teknik ve sanatsal donanım yok. Güzel sanatlar şehirleri olarak adlandırdığımız Venedik, Napoli ve Paris'te olduğu gibi İstanbul'da yapılacak opera binasının sanat turizmine de katkısı büyük olacaktır. Bu bine ekonomik olarak da bu şehrin kültürel gelişimine katkı sağlayacaktır. Bunun için çabalamak gerekli."

- "Falstaff bir müzikal başyapıt"

Eserde başrolü canlandıran Kevork Tavityan ise bu Verdi'nin son ve en büyük eseri olduğunu söyleyerek, "Yani bir şaheser. Müzikal olarak da dramaturjik olarak da olağanüstü. Zaten Shakespeare'e dayandırıyor. Shakespeare'in oyunundan alınma bir hikaye. Bir müzikal başyapıt." dedi.

Sahne çalışmalarının son bir aydır devam ettiğine işaret eden Tavityan, öncesinde de müzikal hazırlıkların 2 ay kadar sürdüğünü ifade etti.

Tavityan, klasik bir reji uygulandığını kaydederek, "Keyifli ve güzel oldu." diye konuştu.

- Dünyanın zor operalarından biri olarak kabul ediliyor

Verdi, birçok dramatik ve trajik opera bestesinin ardından, bu gülünç, muzip ve nükteli opera eserini, William Shakespeare'in "Windsor'un Şen Kadınları" ve "IV. Henry" oyunlarından uyarlayarak kaleme aldı. Eserin librettosu Arrigo Boito tarafından yazıldı.

İngiltere'de 14. yüzyılda geçen "Falstaff", sahnelenme ve müzikal çalışmaları bakımından dünyanın zor operalarından biri olarak biliniyor. Shakespeare'in en eğlenceli karakterlerden biri olan şişman çapkın Falstaff'ın, evli ve iki iyi dost olan Alice Ford ve Meg Page'i baştan çıkarmaya çalışmasıyla yaşanan olaylar ele alınıyor. Oyunda, tüm beşeri duyguların yaşandığı bir karmaşanın sonunda, budalalarla dolu dünyada, her şeyin bir şakadan ibaret olduğu vurgulanır.

Orkestra şefliğini Roberto Gianola ve Can Okan'ın dönüşümlü olarak yapacağı eserde, Işık Belen, Kevork Tavityan, Caner Akgün, Alper Göçeri, Murat Güney, Caner Akın, Ahmet Baykara, Çağrı Köktekin, Can Reha Gün, Engin Yavuz, Göktuğ Alpaşar, Ali Haydar Taş, Şebnem Ağrıdağ, Ayşe Sezerman, Deniz Yetim, Dilruba Akgün, Özgecan Gençer, Sevim Zerenaoğlu, Aylin Ateş, Deniz Likos, Nesrin Gönüldağ, Barbora Fritscher Hitay ve Elif Tuğba Tekışık dönüşümlü olarak rol alacak.

Yorumlar