Türklerin Arap sermayesine çarpık bakış açısı

İnsan hayatında iman isyan, doğru yanlış, siyah beyaz ne kadar yer alıyorsa para için savaş  ile savaş için para ilişkisi aynı derecede var olmuştur.

Yaşadığımız bu günde, şu anda elimizin altında olan sermayeyi kontrol etmek veya gözümüzün önünde başka noktalara nasıl kaydığını görmek tamamen bizim duruşumuzla alakalıdır.

Ön yargılardan ve çarpık bakış açısından kurtulmak, doğru fikir sahibi olmak için kısaca yakın tarihe ait birkaç olayı hatırlamamız lazım.

Kuttul Amare Savaşı;

Taraflar:

Osmanlı Ordusu içinde Türkler, Araplar ve Kürtler

Düşman: İngilizler Hintliler

Sonuç Osmanlı Ordusu Kazandı

Medine Muhafazası;

Taraflar;

Osmanlı Ordusu İçinde Türkler, Araplar, Kürtler

Düşman: İngilizler ile Emperyalistlerin Müslüman ülkeler içerisinden satın aldıkları adamlardan olan Şerif Hüseyin ve Saz Arkadaşları

Sonuç: Osmanlı Ordusu Yenildi

Osmanlı İmparatorluğu ile Rus İmparatorluğu Arasında yapılan işgaller ve savaşlardan;

Ruslar, Ermenilerle birlikte, Güney Kafkasya, Kars, Ardahan, Erzurum, Sarıkamış ve Batum’dan Sivas’a kadar olan bölümü işgal etmek.

Osmanlı Devleti’nin hedefi ise Rusya’yı Anadolu’dan çıkararak devletin bütünlüğünü teminat altına almak.

Hatırlanacağı gibi Sarıkamış’ta soğuktan donarak şehit olan 60 bin askerimiz bu savaşlardaydı.

Sonuç yenilgi ve çeşitli anlaşmalar çerçevesinde terkler yapılarak sona erdirilmiştir.

İstanbul ve Anadolu İşgali;

Taraflar; Osmanlı Ordusu

Düşman: İngilizler Fransızlar İtalyanlar

Burada Mustafa Kemal Atatürk devreye girdiği ve o meşhur sözünü söylediği andır. “Geldikleri Gibi Giderler”

Sonuç; Kurtuluş savaşı başlar

Çanakkale Savaşı;

Taraflar;

Osmanlı İmparatorluğu, Alman İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu

Düşman: Birleşik Krallık İngilizler, Avustralya, Yeni Zelanda, Britanya Hindistanı, Newfoundland, Fransa, İtalya

Sonuç; Osmanlı İmparatorluğu Zaferi.

Genelde yazarlar yazılarında bu kısa girizgahtan sonda diye devam ederler. Maalesef ben kısa girizgah yapamadım.

Başa dönecek olursak para için savaş ile savaş için para ilişkisi daha da belirginleşiyor. Tabi taraflar da belirginleşiyor.

Verdiğimiz örneklerde savaşlardaki taraflar bunlar

1-Osmanlı ve Osmanlı Sancağında Savaşan Türkler, Araplar ve Kürtler

2-İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ile birlikle bu ülkelerin işgali altındaki kullandıkları sömürgeler ve içimizden satın aldığı adamlar.

3-Ruslar ( Rus İmparatorluğu )

Taraflarla olan şimdiki ilişkilerimize bakınca

Bizimle birlikte olan her işimize koşan omuz atan Araplar ve Kürtlere düşman kesilmişiz.

Düşmanımız olan İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve yanında duran ülkelere hayranlığımız mevcut.

Ruslarla Ekonomik, Sosyal ve Bölgesel Siyasi anlaşmalar ve dahası. Suriye İşbirliği, Nükleer Santraller, S4 Hava Savunma Sistemi, Savaş Ortamında Tahıl Koridoru yönetimi, son olarak ta dile getirilen Türkiye’nin doğalgaz dağıtım merkezi haline getirilmesi. Bu arada dip not olarak ta unutmayalım savaşın getirdiği Rus göçü sonrasında geçen ayın istatistiklerine göre Ülkemizde Gayrimenkul satın alma birincisi Ruslardır.

İki nokta üst üste, bir kapalı parentez. :)

Göremediğimiz En Büyük Hatamız

Yazılarımda Ayet Hadis şeklinde ilmi yazılar yerine sosyal, kültürel, genel ahlaki çizgiler üzerinden yürümeye çalışıyorum ama konu öyle bir yere geldi ki,  Ayet olmadan olmaz. Bakın yaratıcımız olan Allah bize nasıl sesleniyor.

Aslında bu ayetlerin tam metinlerini incelediğinizde para ve savaş ilişkisi var.

1- O sizi Müslümanlar olarak adlandırdı. (Hac Suresi: 78) Türk, Kürt, Arap Suriyeli Iraklı Kürdistanlı, Katarlı, Yemenli şeklinde ayırmadı. Bakın “Müslümanlar” olarak adlandırdı.

2- Onlara yeryüzünde fesad çıkarmayın denildiği zaman, onlar biz ıslah edicileriz (özgürlük demokrasi getireceğiz) derler. (Bakara Suresi: 11) Allah bize Emperyalistlerin bizi nasıl aldattığını açıkça anlatılıyor. Biz aptallığımıza yanalım.

3- Müslümanlara geldiklerinde bizde sizdeniz derler. Baş başa kaldıklarında biz onlarla dalga geçiyoruz derler. (Bakara Suresi: 14) Müslümanlara geldiklerinde biz birlikteyiz yürü be, arkanda biz varız derler. Baş başa kaldıklarında kahkaha atarak kadeh tokuşturarak biz onlarla dalga geçiyoruz derler.

Tahmin ediyorum sizde makalenin sonu nasıl olacak bu kadar tespitler sonrası, deee HADİ!

Üzerinde sayısız nimetlerin, zenginliklerin bulunduğu Müslüman coğrafyasında maalesef, bizim dışımızda yukarıda bahsettiğim ne kadar düşman ülke varsa hepsi nimetlere çöreklenmiş durumda. Bizleri Türkiye’li, Suriye’li, Irak’lı, Kürdistan’lı, Ürdün,lü, Katar’lı, Yemen’li ve ve ve …… dahası şeklinde bölmüş birbirimizle uğraşıp oyalanmamız için ırkçılık damarlarını her zaman canlı tutuyor birbirimize karşı düşmanca tavır sergilememizi sağlıyorlar. Onlar da, Avam tabiriyle “malı götürüyorlar”

Bugün bu söylemlere kananlardan dolayı böyleyiz. Bu durumdayız.

Arap yarımadasında işgaller, iç savaşlar, karışıklık sonucu sıkışan Arap sermayesi ülkemizin son dönemlerde dik siyasi duruşuyla güvenli liman haline gelmesi sonucunda sermaye akışının tarafımıza hızlı dönmesini sağladı.

Ancak biz buna ne kadar açığız! Ne kadar anlayışlıyız! Nasıl davranacağımızı biliyor muyuz?

Bireysel olarak Arapların ve Arap İş İnsanlarının ilk yatırım yapmak istedikleri alan genellikle gayrimenkul piyasası oluyor. Bu piyasada maalesef gerisini düşünmeden günü birlik sıcak paranın cebe girmesini düşünen insanlarla dolu. Yönünü ülkemize çevirmiş ve gayrimenkul alabilme imkanı olan bu insanların, iş yapabilme gücü de, bulunduğunu tahmin etmek için profesyonel eğitimli bir broker olmaya gerek yok. Akıllı bir Gayrimenkul Komisyoncusu yapacağı doğru yönlendirmelerle bu insanların kazanmasını sağlar, sağlayacağı güvenle kendisi de birden fazla kazanç sağlama imkanı yaratır.

Eğer günü birlik kazanmayı düşünmeye devam edersek, bir İngiliz firması İSTANBUL içinde Kadıköy Fenerbahçe’de bir otelde “SİZ HALEN İSTANBUL’DAN MI EV ALIYORSUNUZ?” Sloganıyla Londra’da ki projelerini anlatır.  1-2 Aralık 2022’de 10:00 – 20:00 Saatlerinde yüz yüze toplantılar düzenler. “reklam olmaması ve kanuni yönden hedef göstermiş olmamaktan dolayı daha detaylı bilgi vermiyorum.”

Bir miktar daha büyük sermayeli yatırımcı İş insanları ile müşteri satıcı ilişkisinden çok, proje danışmanlığı veya proje ortaklığı seviyesine dönülmedikçe mesafe alamayız.

Efendim neymiş palet fabrikası Katarlılara satılmış, İBFK Araplara satılacakmış, Bilmem Hangi 5 Yıldızlı Oteli Araplara satılmış. Devletin falan projesi Araplara peşkeş çekilmiş.  Nasıl olur da satarsınız isyanında bulunan kendini Atatürkçü sayanlara sesleniyorum; Mustafa Kemal Atatürk bugün yaşıyor olsa sizi bu memleketten Yunanlıları kovduğu gibi kovardı. Çanakkale Şehitliğine bakın Atatürk’ün Arap ve Kürt silah arkadaşları yatıyor farkında mısınız? Dikkat edin, Çanakkale savaşından sonra Mustafa Kemal Atatürk bir Osmanlı Komutanı olarak Halep, Şam ve Diyarbakır'da görev yapmıştır.

Siz doğru adım atmazsanız, elin İngilizi  Kral III. Charles gelir  Suudi Arabistan’da Arap kıyafetleriyle görüntü verir.  Bu görüntü Arapları sevdiğinden değil tabii ki, o sadece İstanbul’a Ankara’ya İzmir’e gelecek yatırımların Londra’ya akması sağlamak için. Uyanık olmak lazım.

Acun Ilıcalı, İngiltere Championship (2.Lig) ekibi Hull City'nin hisselerini satın aldı. Bu gayet normal. Peki İngilizler bu satın alma konusunda ne dediler. Yukarıda yakın tarih konusunda verdiğimiz beş örnekte dördü düşmanımız İngilizler. Ortalığı ver yansın yapıp olmaz biz Türklere satmayız mı? dediler. Yoooo

Avrupa liglerinin devlerinin göğüs reklamları hep Arap şirketleri, bu şirketlerden kulüp satın alanlar var. Fransızlar, İtalyanlar; Araplar için bizim düşmanımızdı bunların reklamını almayız mı diyorlar, kulüp satmayız mı diyorlar? Yooo

Şunu anlamamız lazım Biz bu günü yaşıyoruz. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş gibi Anadolu’da marka kulüplerimizde Avrupa’nın bir çok kulübünde göğüs reklamı olan EL İTTİHAD, EMİRATES, GULF AİR gibi firmaların reklamı neden olmasın? Ne var yani bunda.

Goole’da şöyle bi “dubai eski ve yeni hali” arama tuşundan görsellere bakın 20-25 yıl öncesi ve bu günün resimlerine bakın çölü vahaya çevirmiş, şimdide gözünü Türkiye’ye çevirmiş, bir işaret fişeği bekleyen bu sermayeye Türkiye’de yaşayan Türkü, Kürdü, İktidarı, Muhalefeti önünü açmamız lazım.

Muhalefet söylemlerinde endişeyi giderecek açıklamalar yapması lazım. Çünkü bu sermaye yatırımcıları 2023 seçimlerinde muhalefetin kazanmasını risk olarak değerlendiriyor, yatırımlarını bekletiyorlar. Hatırlatmak isterim, seçim kazanılması durumunda kucağında bulacağı sorunları vadettikleri ekonomik politikalarını uygulamak için sermayeye ihtiyacı olacak.

İşte ülke olarak bizler eğer gereken sağlıklı bakışı yakalayıp uygulamazsak, Okyanus ötesinden elinin Trump’ı gelir karton üzerine koyduğu üç beş uçak resminden Araplara uçak satar biz de böyyylleee bakar dururuz.

Sonra; memlekette işsizlik var, işler nasıl abi, sorma işler kötü beehhh, siftah yapmadık daha, abi peynirin kilosu şu kadar olmuş, artık eve et almak hayal oldu, ekmeğe zam gelecekmiş haberin var mı, şeş beş, pencü se, hep yek, al kızı ver papazı, bende çift okey var, Rıza abi oradan üç çay ver.

Sonuç;  şah ve mat.