Reval görüşmeleri ne zaman ve nerede kimler arasında oldu, sonuçları nelerdir?

Reval görüşmeleri Osmanlı imparatorluğu topraklarının masada paylaşıldığı anlaşmalardan sadece bir tanesidir. Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde dünya üzerindeki sömürgeleri paylaşamayan İngiltere ve Rusya Reval'de bir dizi görüşmelere başlamıştı. Görüşmeler görünürde Almanya'dan duyulan endişeye karşı yapılıyordu; ancak aslında iki ülkenin bütün dünya üzerindeki emellerinin görüşüldüğü toplantılar olduğu biliniyor.

Google Haberlere Abone ol
Reval görüşmeleri ne zaman ve nerede kimler arasında oldu, sonuçları nelerdir?

Reval Görüşmeleri, görüşmelerin başlaması ve ilerleyiş süresi; Tarihler 9 Haziran 1908'i gösterirken bu günün sabahında Finlandiya Körfezi'nin Baltık kıyısında bulunan Reval bu günkü Estonya'nın başkenti konumunda bulunan Tallin'de zamanın İngiltere Kralı VII. Edward ile Rus Çarı olan Nikola bir araya gelmişlerdi. Almanya'ya karşı duydukları ortak korkunun verdiği sıkıntılar üzerine bu iki olan İngiltere ve Rusya daha da birbirlerine yakın olmaktaydı. Bu korkunun verdiği rahatsızlıktan dolayı her iki ülkenin de devlet büyükleri bir araya gelip aralarında bulunan sorunların bazılarını çözmeye çalışıyorlardı. İki hükümdarın katılmış olduğu ve Reval şehrinde yapılan bu görüşmelerin konuları olan İran, Afgan hududu, Girit, Balkan demir yolları ve Makedonya gibi çeşitli konular masaya yatırılıp görüşülmüştü. Bu konuların yanında ayrıca Avusturya ve Almanya'ya karşı olarak izlenecek politikalarda görüşülen konular arasındaydı. Reval Görüşmesinin hakkında net bir açıklama yapmayan bu iki devletin Osmanlı Devleti'ni parçalama düşüncesi olduğunu ortaya atmış ve bu görüşü güçlendirmişti. Bu görüşmenin sonunda Jön Türkler, sultanın izlemiş olduğu pasif politikadan dolayı imparatorluğun bölündüğü yönünde yoğun bir propaganda dönemine girmişler ve bu propaganda sonucunda İkinci Meşrutiyeti ilan ettirip, dönemin sultanı olan İkinci Abdülhamid dönemini resmi olmasa da fiilen sona erdirmişlerdi. 

Reval Görüşmeleri sırasında İngiltere ve Rusya, Osmanlı Devletini görüşmeyip, aralarında paylaşmasalar da bu görüşmeler dışarıya farklı yansıtılmıştı. Dışarıya farklı yansıyan ve iki ülkenin açıklama yapmaması sonucu İttihat ve Terakki'nin propaganda yapmasına sebep olmuştu. Yapılan bu propagandaya göre Karadeniz ve Boğazlar Rusya'ya bırakılacak, Mısır, Sudan ve Basra Körfezi'ne kadar olan Irak toprakları İngiltere'nin olacak, Fransa ise Suriye ve Lübnan'ı alacaktı. Geçmişte yaşanmış olaylar dolayısıyla şüpheleri ve yapılan propagandaları haklı ve güçlü çıkarıyordu. Rusya'nın 1768 yılından sonra izlemiş olduğu politika ile Osmanlı İmparatorluğundan sürekli olarak toprak koparmış ve bununla kalmayıp Balkanlar'daki Hristiyanları Osmanlı İmparatorluğu'na karşı ayaklandırmış ve ayırmıştı. Bunlar göz önüne alındığında İkinci Abdülhamid ve Jön Türkler Reval Görüşmelerinde neler olduğunu, neler konuşulduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Bu anlama arayışları sonucu İkinci Abdülhamid Rus Elçisini huzuruna çağırıp, kabulünde görüşmede neler konuşulduğunu sordu ve elçiden cevap olarak önemli bir konu olmadığını ve Tibet'le ilgili bir görüşme yapıldığını duymuş oldu. Buna inanmayan sultan bu görüşmeden daha fazla şüphelenmeye başlamıştı.

REVAL GÖRÜŞMELERİNİN OSMANLI'YA ETKİLERİ

Bu dönemlerde İttihat ve Terakki çatısı altında teşkilatlanan Jön Türkler, Sultan İkinci Abdülhamid'in sonunu getirmek için ona karşı faaliyetler ortaya koyuyorlardı. İttihatçiler, Reval Görüşmelerini Makedonya'da bulunan Avrupalı konsoloslardan ve yabancı postanelerin aracılığıyla ulaşan Avrupalı gazetelerden öğrenmişlerdi. Avrupalı gazetelerin demeçlerin iki hükümdarın çeşitli konularda konuştuğu bu konuların yanı sıra Makedonya'nın görüşmenin önemli konularından olduğu ve bu Osmanlı toprağında yapılacak olan ıslahatların ele alındığı yazmaktaydı. Bu konuda yazılan ve konuşulan ıslahatın anlamı o bölgenin kısa bir süre içerisinde Osmanlı İmparatorluğu'ndan koparılması demekti.

Reval Görüşmelerinde, Rusya ve İngiltere'nin Osmanlı İmparatorluğuna son ölümcül darbeyi vurmaya ve hasta adam lakaplı bu imparatorluğun ölümünü erkene almayı, Makedonya'yı, hatta Osmanlı İmparatorluğunu aralarında paylaşmaya karar verdiklerine inanan İttihatçiler, bu duruma İkinci Abdülhamid'in sebep olduğunu onun izlediği pasif ve yanlış dış politikanın eseri olduğu kanaatindeydiler. İttihatçilerin düşüncesi eğer meclis tekrar açılırsa, Hristiyanlara eşit haklar verilip, sağlanırsa Makedonya elden çıkmaz ve ülkenin var olduğu bütünlük bozulmazdı. Reval görüşmelerini, bu görüşme sonunda pasif ve yanlış politika izlediği ileri sürülen İkinci Abdülhamid'e karşı siyasi bir propaganda silahı olarak kullanmışlardı. Bu propaganda uzun süredir hazırlanmakta olan ihtilal sürecini de hızlandırmıştı. 12 Temmuz günü harekete geçen İttihatçiler 23 Temmuz günü anayasayı yürürlüğe sokturup, İkinci Meşrutiyet dönemini tamamen başlatmışlardı. Yaptıkları bu ihtilalle kurtardıklarını sandıkları Makedonya ve Doğu Trakya dışında kalan Osmanlı İmparatorluğu'nun diğer Balkan topraklarını izlemiş oldukları yanlış siyaset ve politikadan dolayı dört yıl içerisinde tamamen kaybettirmişlerdi.

Kaynak: Sonhaberler.com

Yorumlar