143 yıl önce bugün: Sultan Abdülaziz'e darbe yapıldı

Osmanlı'nın en yenilikçi, en reformist padişahlarından biri olarak bilinen Sultan Abdülaziz, yaptığı bütün çalışmalara rağmen bir türlü bazı kesimlere yaranamamış, sonunda komplolarla düzenlenen darbeyle tahttan indirilmiş, akabinde ise öldürülmüştü.

Google Haberlere Abone ol
143 yıl önce bugün: Sultan Abdülaziz'e darbe yapıldı

İstanbul Medreselerindeki öğrencilerin bir çoğu Rumeli kökenliydi. Rumeli’deki isyanlar sırasında bir çok yakınlarının katledildiği ve zulme uğradığı şeklindeki haberler onları harekete geçirdi. Müslümanların Hırıstiyanların zulmüne uğradığı iddia eden öğrenciler bu durumun sorumlusu olarak gördükleri hükümet merkezine doğru yürüyüşe geçtiler. Yeniçeri ocağının kaldırılmasından sonra kurulan yeni ordunun ilk başarılı darbesi Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesi olayıdır. Ne yazık ki bu olay yeterince tarihçilerimiz ve araştırmacılarımız tarafından incelenmemiştir. Halbuki buradan çıkarılabilecek bir çok ders vardır. Şimdi mevcut bilgiler ışığında bu olaya bir göz atalım.

Kimler İsteyenler ve Destekleyenler Kimlerdi?

İngiltere, Fransa ve Rusya Osmanlı ordu ve donanmasının hızla modernize edilmesi ve güçlenmesinden rahatsızlık duyuyorlardı. Sultan Abdülaziz orduyu en son silah sistemleri ile donatmış, donanma ise bir çok zırhlı gemi ile güçlü bir duruma getirilmişti.

İngiltere; devletin başında daha iyi kullanabileceklerini düşündükleri Şehzade Murat’ın gelmesini, kendi adamları olarak gördükleri Mithat Paşa’nın sadrazam olmasını ve ordunun başına da, çok çeşitli zaafiyetleri bulunan Hüseyin Avni Paşa’nın gelmesini istiyorlardı. İngiltere’nin en büyük rahatsızlığı güçlenen Osmanlı donanması idi. Başta Hindistan olmak üzere Uzakdoğu sömürgelerine giden yolun tehlikeye girmesini istemiyordu.

Tarihte Bugün: Sultan Abdülaziz'e darbe yapıldı

Rusya; Osmanlı’nın toparlanmasını kesinlikle istemiyor, 1856 Paris Antlaşması ile oluşturulan Osmanlı üzerindeki Avrupa korumasını kaldırmaya çalışıyordu. Sultan Abdülaziz’in Kırım’ı geri alabileceğine dair bir sözü ağzından kaçırması Rusların uykularının kaçması için yeterliydi.

Darbenin yerli ayağı ise; Mithat Paşa ve Hüseyin Avni Paşa’dan oluşuyordu. Mithat Paşa Osmanlı Devletinin meşruti idare ile kurtulacağına inanan Genç Osmanlıların temsilcisiydi ve bu konuda en büyük engel olarak Sultan Abdülaziz’i görüyordu. Hüseyin Avni Paşa ise yediği sürgünden dolayı hükümdara müthiş bir kin duyuyordu.

Darbe Planının Uygulama Safhası

İngiliz gizli sevisi British İntetelligence Service (BIS) harekete geçti. Batılı finans çevreleri, mason locaları var güçleri ile harekete geçti. Karanlık oyunlar tezgahlanmaya başlandı. Rusya ise İngiltere’nin önde gelen siyasetçilerinden Lord Gladston ile işbirliği yaparak tertip ettiği Bulgar ayaklanması etrafında yoğun bir ajitasyon faaliyeti ile Avrupa kamuoyunu Osmanlı düşmanlığı ile doldurmaya çalışıyordu. Rus elçisi İgnatiev’in oyununa gelen Sadrazam Mahmut Nedim Paşa’nın borçlanma faizlerini yarıya indirdiğini açıklaması bütün Avrupa kamuoyunu bir anda Osmanlı aleyhine çevirdi.

Medrese Öğrencilerini Ayaklandırıp Darbecileri Göreve Getirdiler

İstanbul Medreselerinde ki öğrencilerin bir çoğu Rumeli kökenliydi. Rumeli’de ki isyanlar sırasında bir çok yakınlarının katledildiği ve zulme uğradığı şeklinde ki haberler onları harekete geçirdi. Müslümanların Hırıstiyanların zulmüne uğradığı iddia eden öğrenciler bu durumun sorumlusu olarak gördükleri hükümet merkezine doğru yürüyüşe geçtiler. Onların bu yürüyüşü bir kısım halk da katıldı.Tarihçi Yılmaz Öztuna bu öğrenci ayaklanmasının darbe kadrosu tarafından finanse edildiğini dağıtılan paranın Şehzade Murat’tan temin edildiğini iddia eder.

Sultan Abdülaziz bu olayı halk isyanı zannederek darbecilerin isteği doğrultusunda Mahmut Nedim Paşa’yı görevden aldı ve Mütercim Rüştü Paşa’yı göreve getirdi. Rüştü Paşa kabinesi tam bir ihanet çemberiydi. Mithat Paşa devlet nazırı, Hüseyin Avni Paşa serasker yani genelkurmay başkanı, en büyük isteği Şeyhülislam olmak olan Hayrullah Efendi ise istediği makama getirildi. Darbe kadrosu artık hazırdı.

Fetva Alınması

Topkapı sarayını kuşatarak darbeyi gerçekleştirecek olan Mirliva Süleyman Paşa, Şeyhülislam Hasan Hayrullah Efendi’nin hal fetvasını vermesini sağladı. Fetva Sultan Abdülaziz’in şuursuz ve genel siyasetten anlamaması gibi iddialara dayandırılmıştı.

Darbenin Gerçekleşmesi ‘’Sultan Abdülaziz’in Halli’’

Dolmabahçe Sarayı 30 Mayıs 1876 tarihinde karadan ve denizden kuşatılmıştı. Sultan Abdülaziz için en acı olaylardan birisi belki de en çok sevdiği ordusunun silahlarını onun üzerine çevirmesiydi. Sultan’ın yapımı için büyük emek ve para harcadığı o tarihte dünyanın en büyük zırhlıları arasında yer alan Mesudiye’nin  toplarını saraya çevirmiş olması karşısında onun yaşadığı duyguları anlatmak mümkün müdür? Darbeciler tarafından Topkapı Sarayına götürülen padişaha burada görevden alındığı bildirildi.

Darbeciler Dolmabahçe Sarayını yağmaladılar. Değerli eşyalar ve mücevherler paylaşıldı.

Sultan Abdülaziz’in hayatı incelendiği zaman etrafı yeteneksiz, çıkarcı ve hain devlet adamları tarafından sarılmış, bu ortam içerisinde memleketi için çırpınan bir hükümdar portresi çıkmaktadır.

Eğer bu olay iyi araştırılır sırları gün yüzüne çıkarılırsa günümüze kadar yaşadığımız pek çok olaya da ışık tutacağından eminiz.

Kaynak

1- Osmanlı Tarihi cilt I, Yılmaz Öztuna KTB 1998

2- Osmanlı Tarihi, cilt VII, Ord.Prof.E.Ziya Karal, TTK 1983

3- Büyük Oyun, Prof.Dr.Taha Niyazi Karaca, TİMAŞ 2011

4- Hazin Bir Son Mesudiye, Yasemin Bozkurt, Türk Dünyası Tarih Dergisi Eylül 2011

Yorumlar