Suç ve Ceza Film Festivali başladı

Bu yıl "Ben Masumum" temasıyla gerçekleştirilecek 10. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'nin açılış programı gerçekleştirildi.

Google Haberlere Abone ol
Suç ve Ceza Film Festivali başladı

Sunuculuğunu oyuncu Pınar Altuğ'un gerçekleştirdiği açılış programı koronavirüs tedbirleri nedeniyle çevrim içi yapıldı. Açılış, festivalin YouTube kanalında yayınlandı.

Tuna Kiremitçi'nin canlı performansı ile başlayan programda konuşan Festival Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, salgın koşullarında birçok şeyin değiştiğini aktararak, "Değişmeyen bir şey var, o da adaletin hepimize koruyucu, şemsiye olucu özelliği. Dünya hangi felaketi geçirirse geçirsin, insanlık hangi zorlukta olursa olsun, ülkemiz hangi güçlükleri taşırsa taşısın, her zaman ihtiyaç aynı: Adalet ama herkes için adalet. Adalet güvencesinin olmadığı hiçbir ortamda ne salgınla ne yoksullukla, ne savaşla, ne ayrımcılıkla uğraşmak mümkün değil. Biz o nedenle 10 yıldır 'herkes için adalet' diyerek bugüne vardık." değerlendirmesini yaptı.

"Hiç kimseyi rengi, cinsiyeti, kimliği nedeniyle peşinen suçlu kabul etmemeliyiz"

Festivalin bu yılki konusunun adalet olduğunu hatırlatan Sözüer şunları kaydetti:

"Kimse yargı kararı olmadan önce kimseye suçlu muamelesi yapmamalı. Bu muameleyi hep mahkeme salonlarında zannederiz. Sadece mahkeme salonlarında değil adil yargılanma, kişiye mahkum olmadan evvel masum gibi davranma. Mahkeme salonlarının dışında da bu ilke geçerli. Hiç kimseyi rengi, cinsiyeti, kimliği nedeniyle peşinen suçlu kabul etmemeliyiz. Devletin hiçbir makamı vatandaşlarına böyle bir farklılık nedeniyle suçlu işlemi yapmamalı. Sadece devlet değil, bizler de karşı görüştekilere, farklı insanlara karşı aynı duygular içerisinde olmalıyız. O yüzden bu sene masumiyet ilkesini festivalimizin konusu yaptık."

Sözüer, salgın ortamında da adaletsizliklerin olduğunu, özgürlüklerin çeşitli bahanelerle kısıtlandığını belirterek, "Biz buna karşı adalet bayrağını kaldırıyoruz fakat bu ortamlarda da yine en başta hakları kısılanlar özellikle daha zayıf guruplar ve kadınlar oluyor. Bu salgın bir kere daha bize gösterdi ki artık adaletsizliklerin karşısında, sadece Türkiye'de değil dünyanın her yerinde, kadınlar ayakta, direniyor. Biz kadınların bu direnişini selamlıyoruz. Onlara direndikleri için müteşekkiriz. Ülkemizde kadın haklarının her açıdan sınırlanmaması, baskılar altında kalmaması için elimizden gelen her türlü uğraşı vereceğiz." açıklamasında bulundu.

- Ödüller sahiplerine kavuştu

Açılış konuşmasının ardından festival kapsamında bu yıl verilen ödüller sahiplerine kavuştu.

"Sinemaya Katkı Ödülü"nün sahibi, "İstanbul Kanatlarımın Altında", "Eşkiya" ve "Vizontele-Tuuba" adlı filmlerin de görüntü yönetmeni olan Uğur İçbak, "Öncelikle bu benim için çok anlamlı bir ödül, ilk kez onur ödülü alıyorum. Böyle değerli bir festival aracılığıyla bunun olması beni çok mutlu ediyor. Haz duyarak, zevk alarak çalıştığım için aynı tempoda aynı yoğunlukta sürüyor çalışmalarım. Çünkü sinemacılarda emeklilik olmaz. Sağlığımız olduğu sürece setlerde olmak, güzel filmlere imza atmak bizi mutlu ediyor." dedi.

"Sinema Onur Ödülü"nün sahibi Polonyalı yönetmen Agnieszka Holland, canlı bağlandığı etkinlikte, ödülü alırken İstanbul'da olamadığı için üzgün olduğunu ifade ederek, "Festivalin konseptini gerçekten çok beğeniyorum. Son filmim 'Şarlatan' festivalin bir parçası olduğu için de çok onurluyum. Filmlerimin birkaçı otoriter ve totaliter yönetimlerin baskısı altındaki insanların durumları ve onlar için adalet ve güvenlik bulmanın ihtimalini konu alıyor. Sinema insan hayatında önemli bir rol oynuyor. İnsanların duygularına dokunuyor. Sadece analizler sunmuyor, aynı zamanda empati oluşturmaya da yarıyor. Ben kendi filmlerimin rolünü böyle görüyorum. Bu empatiyi oluşturmayı kendime bir görev olarak görüyorum." diye konuştu.

"Akademik Onur Ödülü"nün sahibi hukuk profesörü Paulo Pinto de Albuquerque de gönderdiği videoda, "Festivalden bu ödülü almak onur verici. Film festivali, Prof. Dr. Adem Sözüer'in Türkiye halkına adil yargılama hakkının değerlerini işlemek için yaptığı çok önemli bir girişim. Bu, sanat ve hukuku birleştiren ilgi çekici bir girişim. Sanat, hukuk ve hukuk prensiplerini öğretmenin en iyi yollarından biri." ifadelerini kullandı.

Programın sonunda Festival Direktörü Bengi Semerci festival programını aktardı.

Festivalin açılış filmi olan İranlı yönetmen Massoud Bakhshi'nin, 65 yaşındaki kocasını kazayla öldürme suçundan idama mahkum edilen 22 yaşındaki Maryam'ın hikayesine odaklanan "En Uzun Gece", açılışın ardından online.icapff.com adresinden izlemeye sunuldu.

Diğer filmler ise 20 Kasım'da gösterime açılacak.

- Festival hakkında

10. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'nde gösterimler her yıl olduğu gibi Türk ve dünya sinemasından seçilmiş, ana temaları "Adalet" olan filmlerden oluşurken, "Altın Terazi Uzun Metraj Film Yarışması"nda 8, "Altın Terazi Kısa Metraj Film Yarışması"nda 10 film yarışacak.

"Dünyanın Damarları", "Ektiğimiz Tohumlar", "Kolektif Suç", "Teslimiyet", "Uyuşturucu Kuryesi Çocuklar", "Yabancı", "Yaşamak" ve "Yaşlı Kadın"dan oluşan uzun metraj yarışma filmlerinin tamamı Türkiye'de ilk kez sinemaseverlerle buluşurken, "Yaşamak" dünya prömiyerini festival kapsamında yapacak.

"Uzun Metraj Film Yarışması" jürisi, ödüllü filmlerin yönetmeni ve yapımcısı Leena Yadav'ın başkanlığında Ömür Atay, Rodd Rathjen, Alin Taşçıyan ve Tuba Ünsal'dan oluşacak.

"Altın Terazi Kısa Metraj Film Yarışması"ndaki filmler ise başkanlığını yönetmen Ruth Gabriel'in üstlendiği, Vuslat Saraçoğlu ve Alican Yücesoy'un da yer aldığı jüri tarafından değerlendirilecek.

- 26 Kasım'da sona erecek

Dünya sinemasından 5 örneğin yer alacağı "Adalet Terazisi" bölümünde, adalet temalı kısa filmlerin izleyiciyle buluşacak ve kısa film yönetmenleriyle söyleşiler programın önemli bir parçasını oluşturacak.

Film endüstrisinin buluşmasını sağlayacak endüstri günleri "VisionIST"te, endüstrideki gelişmeler tanıtılacak ve iletişim toplantıları yapılacak.

"VisionIST", hızla gelişen endüstride farklı kuşaklardan gelen ulusal ve uluslararası meslek profesyonellerinin birbirini tanıması, iletişim kurması ve bu şekilde üretimlerine katkı hedefiyle 21-22 Kasım 2020 tarihlerinde gerçekleşecek.

Bu yıl da öğrenci jürisinin yer alacağı 10. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali, 20-26 Kasım'da sinemaseverleri ağırlayacak.

Yorumlar