Aziz Yıldırım: Fenerbahçe'ye her şeyi ben yaptım
Fenerbahçe'nin eski başkanı Aziz Yıldırım, sessizliğini bozdu. Fenerbahçe'nin bugün sahip olduğunu her şeyi kendisinin yaptığını söyleyen Aziz Yıldırım, Alex ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Fenerbahçe Eski Başkanı Aziz Yıldırım, Türk sporunun 20 yılına damga vurdu. Fenerbahçe'nin en uzun süre başkanlık koltuğunda oturan isim olan Aziz Yıldırım, sessizliğini bozdu.
NTV'de yayınlanan "En güzel buluşmalar" adlı programın konuğu olan Aziz Yıldırım, Fenerbahçe'ye en büyük katkıyı veren kişinin kendisi olduğunu ifade etti.
Aziz Yıldırım çarpıcı açıklamalarda bulundu. "Fenerbahçe ne kadar ileri giderse Türk sporu da o kadar atılım yapacaktır" diyen Yıldırım, "3 Temmuz sonrası üzerime düşeni yaptım. Gözaltına alındığım eve bir daha gitmedim. O operasyon ekonomimizi etkiledi" dedi. Hapishane günlerini anlatan Yıldırım, "Başkanlık sonrası aleyhime konuşamayanlar, konuşuyorlar. 5 sene sonra gerçek yüzlerine vurmaya başlayacak. Bütün Fenerbahçe'ye baksınlar; her şeyi Aziz Yıldırım yaptı" ifadelerini kullandı. Türk sporuna önemli katkı yaptığını savunan Yıldırım, "Türk sporuna yaptığım katkıyı bundan sonra kimse yapamaz" diye konuştu.
20 yıllık süreçte hangisinin başarı ya da başarısızlık olduğunu kamuoyu takdir edecek. Şu başarı veya başarısızlık demem yanlış olur. En azından ilk defa Fenerbahçe stadını kendisi yaptı. Aziz Yıldırım ve arkadaşları yaptı. Kendi kaynaklarımızdan bankarlarla Fenerbahçe adıyla o stadı yaptık. O stadın yapımıyla beraber Türkiye'de devlet bütün şehirlerde bütün takımlara statlar yapmaya başladı. Bu ileride mesela 10 sene sonra kendini daha belirleyici hale gelecektir. Bu statlarla Türk sporu daha ileriye gidecektir. En azından bunu yaptık. Salonu yaptım. Fenerbahçe'ye tesisler yaptım. Bunun yanında da ekonomik olarak muazzam bir pozisyona getirdim.
2011'deki 3 Temmuz'dan sonra ekonomik sıkıntıya girdik. Bu sıkıntıların nedeni de budur. Bu süreç içerisinde Ortega'yı, Baliç'i, Hooijdonk'u, Alex'i, Anelka' 25 yaşında Türkiye'ye getirdim. Roberto Carlos şampiyon olduğu gecenin ertesi günü Türkiye'ye geldi. Fenerbahçe geçmişte Yugoslav ve orta sınıf transferleri yapıyordu. Birden bire çok büyük noktalara getirdik. Türkiye'de diğer kulüpler de bunu yapmaya başladı. Başardılar.
"FENERBAHÇE NE KADAR İLERİ GİDERSE TÜRK SPORU DA O KADAR
ATILIM YAPACAKTIR"
Bütçenin çok veya az olmasından dolayı transfer yapmazsınız. Kulüp
politikasına bağlı. Bir transfer yaparsınız ve dersiniz geçmişte
bizim yaptığımız gibi 'önemli oyuncular getireceğiz ve kulübü
dünyaya tanıtacağız. Bununla seyirci artıracaağız. Forma
sattıracağız, ekonomik olarak daha güçlü hale geleceğiz' dersiniz.
Politika budur. Bir tane oyuncuyu yalnız bir sene alırsınız, kulüp
onunla 10 sene idare eder. Biz her sene bir oyuncu getirdik.
Kulübün şartlarını zorlayarak yaptık. O zaman da şartlar böyleydi.
Geçen sene 11 oyuncu aldığımızda da bütün şartlar aynıydı. Kulüp
yönetimi isterse yapabilir. Ama o yönetimin düşüncesine bağlı. O
şekilde düşünüyorum ve takip ediyorum. Fenerbahçe Türkiye'nin en
önemli kulübüdür. Fenerbahçe ne kadar ileri giderse Türk sporu da o
kadar atılım yapacaktır. Onun için hepimiz Fenerbahçe'yi
destekleyelim.
"3 TEMMUZ SONRASI BANA DÜŞENİ YAPTIM"
3 Temmuz öncesi kulubün ekonomik olarak iyi seviyelerde olduğunu
kaydeden Yıldırım, "Forbes'ta en zengin kulüpler sıralamasında 10
kulüp içerisinde 18-19'lardaydık. Başarı yakaladık ama 3 Temmuz'da
bunlar gölgelendi. 3 Temmuz'da 1 sene yattım. Ben bana düşeni
yaptım. Artık olmayacak bir şey için yapar mısın demek yanlış.
Görevde olanlar böyle bir şey olursa onlar o görevi yapacaklar. "
dedi.
"3 TEMMUZ'DA ALINDIĞIM EVE BİR DAHA
GİTMEDİM"
O dönemde destekler gördüğünü vurgulayan Yıldırım şöyle devam etti,
"O dönem başladığında herkeste panik ve korku vardı. Olay FETÖ
olayı değildi. Devletin hakimlerin, savcıların yaptığı operasyon
olduğu için herkes devletin sahiplendiği bir pozisyon olarak gördü.
İnsanlar korkuyordu. Zaman içerisinde bunun bir FETÖ örgütü
tarafından yapılan olaylar olduğunu gördükten sonra herkes
tarafından destek gördük. Dostlar o zaman daha çok gelip
sarıldılar. Rıdvan Dilmen hapishanedeyken her gün geldi. Merçil var
her gün geldi. Böyle insanlar çok vardı. Yaşadık. Bilmeyen yok.
Gözaltına alındığım bir daha da gitmedim. Burayı aldım yaptırdım ve
buraya yerleştim."
"ALEX İLE PROBLEMİM YOKTU"
Alex konusunda kurumsallık için Aykut Kocaman'dan yana tavır
aldığını belirten Aziz Yıldırım, "Alex ile problemim yoktu. Alex'in
Aykut Hoca ile problemi vardı. Yönetici olarak benim çözmem
gerekiyordu. Ben de kulübün kurumsal yapısına uygun olarak Aykut
Hoca'yı tutarak olayı o şekilde çözdüm. Alex hapishanede de geldi.
Onun dışında da gelmek istedi. Alex ile problemim yok." ifadelerini
kullandı.
AZİZ YILDIRIM'IN HAPİSHANE GÜNLERİ NASIL GEÇTİ?
Hapishanedeki 12 ayını ise Aziz Yıldırım şöyle
anlattı:
"Hatıra çok. Yalnız bir odada kalıyordum. Diğerleri grup olarak
kalıyordu. 8'er 10'ar kişi. Bir gece kapı çalıyor. Ramazan ayı.
Oruç, sahurda kapı çalıyor ve bizim Tamer Bey, heyecanla uyku
sersemi olarak kalkıyor. 'Kim o kim o?' diye bağırıyor. Bizim
Bülent bağırıyor 'Hırsız hırsız'. Merdivenlerden aşağı iniyor,
bakıyorlar ki sorumlulardan birisi yemek getirmiş. Yemeği kantinden
yiyorduk. Devamlı konserve yiyordum. Arada sırada dışarıdan tavuk
getiriyorlardı. Onları yedik, onların dışında oradaki insanlar
nasıl yaşıyorsa biz de öyle yaşadık.
Kurallar neyse, hepimiz uyduğumuz için hiçbir sorun olmuyordu. Onlar da bize saygılı davrandılar. Hiçbir zaman mahkum gibi davranmadılar. Şahsiyet ve kişiliğimize saygı gösterdiler. Oradaki kurallara uyguma çalıştık. Bir problem olmadan çıktık. Hapishane müdürü son çıktığım gün 'görüşmek istiyorum' dedi. 'Gel' dedim geldi. 'Buraya çok insan gelip gitti. İlk günkü gelip ilk günkü gibi giden bir tek sizsiniz' dedi.
Kendime saygılıydım. Bende olmayan bir hadiseden dolayı kendimi güçlü hissediyordum. Yapmış olsaydık, onların bizi suçladıklarında haklılık payı olsaydı, şahsım olarak dik duramazdım. Bir yerden siz kendiniz 'ya biz yaptık, o zaman bunun cezasını çekmeliyiz' deyip tepki koyamazdınız. Ben haklı olduğum için dik durdum, FETÖ'nun durumunda kimsenin konuşamadığı şeyleri biz söyledik.
Hapishanede çok ziyaretçimiz oldu. Orada savcı fazla ziyaretçi olunca işte 'başkan istemiyor, ailesini bile görmek istemiyor' diye insanlara izin vermek istemediler. Bir tek onları yaşadık. O günlerden birinde insanlar gelemiyor. Savcı izin kağıdı vermiyor. Sinan Engin ile Levent Kızıl geldi. Ben şaşırdım. Zorla izin alıp gelmişlerdi."
FERİT ŞAHENK VE DOĞUŞ HOLDİNG'E TEŞEKKÜR
Kulüp sponsorluklarıyla ilgili Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Ferit Şahenk ve Doğuş Holding'e teşekkür eden Aziz Yıldırım, "Ferit
Bey ve Doğuş Grubu olarak ben başkan seçildikten sonra her yıl
belli noktalarda bazen saha kenarında, bazen stadın üst tarafında
hep Doğuş vardı. Stadın altındaki dükkanlarda Doğuş'un araçların
satılması yönünde. Kulübe maddi katkı sağlayarak en son basketbola
11 milyon Euro verdiler ve o sponsorlukla birlikte şampiyon olduk.
Fenerbahçeye katkılar yaptı. Benim olduğum her dönemde kulübe
elinden gelen her ihtiyaçta destek verdi. Şimdi diğer sponsorları
saysakla bitmez. Ancak en önemlisi Ferit Bey ve Ülker Grubu, Murat
Bey (Ülker) en büyük desteği verdi.
"YARGITAY KARARININ ARDINDAN BIRAKACAKTIM"
"Bu seçimde başkan olsaydınız, ne yapacaktınız?" sorusu üzerine ise
Aziz Yıldırım, "Düşüncem belliydi. Bu Yargıtay kararının bitmesi
için elimden geleni yapacaktım. Şimdi artık yapabildiğimiz kadar,
bir an evvel bitmesini sağlamak. Onu sağladıktan sonra benim için
bitiyordu. Bittiğinde Aziz Yıldırım olarak temize çıkıyorum.
Hayatıma devam ediyorum. Ondan sonra Fenerbahçe için yeni bir süreç
başlıyor. Fenerbahçe'nin haklarını almak, süreç içerisindeki
kayıpları karşılamak için her türlü kanuni yolları kullanarak
veyahut istişarelerle Fenerbahçe'nin maddi ve manevi anlamdaki
kayıplarını karşılayacak yönetim artık Fenerbahçe yönetimleri bu
süreci devam ettirecekler. Ettirmeliler." şeklinde yanıtladı.
"BÜTÜN FENERBAHÇE'YE BAKSINLAR; HER ŞEYİ AZİZ YILDIRIM
YAPTI"
Başkanlık süreci ne getirdi ve ne götürdüğüyle ilgili olarak ise
eski Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, "Bana bir tek şey getirdi.
Şimdi belki kızıyorlar, yazıyorlar çiziyorlar. Aleyhime
konuşamayanlar, konuşuyorlar, ediyorlar. Bir süreç sonra onlar hep
susacaklar. 5 sene sonra gerçek yüzlerine vurmaya başlayacak. O
zaman ne dediklerine, söylediklerine kendileri de utanacaklar. Bu
kulübe 20 senemi verdim. Bu kulüp için 1 sene gık demeden, şikayet
etmeden hapis yattım. Bunun değerini herkes siyi bilsin. Benim bir
beklentim yok. Bunu söyleyenler hep pişman olacaklar. Çocuklarıma
aileme Fenerbahçe gibi güzide bir kulübün 20 yıllık başkanlığı, bu
başkanlıktan sonra onlar için onur şeref. Bütün Fenerbahçe'ye
baksınlar. Her yerde Aziz Yıldırım'ın yaptığı şeyler var. Binalar,
tesisler.. Her şeyi Aziz Yıldırım yaptı. Saymaya başlarsan sonuna
kadar. Araya başka kimse giremez. Özlenen Fenerbahçe içerisindeki
bütün yıldız oyuncuları Aziz Yıldırım ve arkadaşları getirdi."
ifadelerini kullandı.
"TÜRK SPORUNA YAPTIĞIM KATKIYI BUNDAN SONRA KİMSE
YAPAMAZ"
İsminin bir tesise verilmesini istemediğini belirten Aziz Yıldırım,
"Hiç istemedim, yine de istemiyorum. O bir hizmettir. O hizmeti
kendim için istemedim. Sevdiğim kulüp veya Türk sporu için yapmaya
çalıştım. Yayın ihalesi yapılırken '400 milyon'dan aşağı
gitmeyecek' dediğim de bazıları yazı yazdılar 'sen parayı çakıl
taşı mı zannediyorsun.' Parayı 150 milyon Dolar'dan 450 milyon
Dolar'a çıkardım. İhaleye çıkarttım. Türk sporuna yaptığım katkıyı
bundan sonra kimse yapamaz. Büyük bir katkı yaptım. Bundan sonraki
rayiç bundan sonra hep katlayarak gidecektir. Türk sporuna
yapılması gerekenleri söyledim. Takımları yeniden düzenlemek lazım.
Ligleri düzenlemek lazım. TFF'nin yeniden yapılanması ve kulüpleri
yeniden yapılandırması lazım. Bunlar yapılınca Türk futbolu çağ
atlar. 80 milyon nüfus var. Bundan yüzde 40'ından fazlası çocuk.
Türkiye'de çok potansiyel var." açıklamalarında bulundu.
Amatör branşlardaki vergi düzenlemesiyle ilgili kanuna da değinen Yıldırım, "15 senedir söylüyordum. Sayın Cumhurbaşkanına bunu çok anlattım. 2011'de Metris'e gitmemiş olsaydık, o sezon çıkarttıracaklardı. Bakanlara anlattık. Başbakanlara, Cumhurbaşkanına anlattık. En son sayın Cumhurbaşkanı bir devrimdir. Herkes Cumhurbaşkanına teşekkür etsin. O kanunu destekleyen kanuna imza atan milletvekillerine hangi partiden olursa olsun herkes teşekkür etsin." dedi.
Sosyal medyada kendisi için yazılan ve çizilenleri takip etmediğini belirten Aziz Yıldırım, "Kulüpte başkanlık yaptığımda da medyayı takip etmezdim. Sosyal medyayı hiç tanımam, bilmem. Bugünlerde galiba lehime yazılar yazılıyormuş. İnsanlar 'Aziz Yıldırım yazdırıyor, çizdiriyor' deniliyormuş. Sosyal medyada bir tane tanıdığım insan yok. Sosyal medyayı takip etmem de etmiyeceğim de." diye konuştu
Yorumlar