Scarface (Yaralı yüz) yeniden beyaz perdeye geliyor
Hollywood'un efsane yapımlarından Scarface'in yeniden çekileceği belirtiliyor.
Sonhaberler / Haber Merkezi
Hollywood sinemasının efsane filmlerinden Scarface yeniden beyaz
perdeye aktarılıyor. Yeni filmde Tony Montana karakterini kimin
canlandıracağı ise henüz belli değil. Film Al Pacino’lu 1983
versiyonunun yanı sıra 1932 filminden de esinlenecek. Wolf of Wall
Street ve Boardwalk Empire gibi yapımlarda da imzası bulunan
Terence Winter’ın senaryo koltuğunda olacağı belirtiliyor.Filmin
yönetmenliğini ise Antoine Fuqua üstleniyor. Eylül 2017’de
Equalizer 2’nin çekimlerine başlamayı planlayan Fuqua’nın yeni
Scarface’e ne zaman başlayacağı ise şimdilik soru işareti.
Yaralı Yüz (İngilizce:
Scarface), 1983 yapımı Brian DePalma'nın
yönettiği, Al Pacino'nun başrol
oynadığı suç ve drama filmidir. Aynı
isimli 1932 yapımı Yaralı Yüz'ün serbest
uyarlamasıdır. Senaryosu Oliver Stonetarafından
yazılmıştır. 1980'li yıllarda Miami'de, Kübalı bir
mülteci olan Tony Montana'nın (Al Pacino), suç dünyasında
yükselişini ve açgözlülüğünü konu almaktadır.
Film, Türkiye'de 2 Aralık 1985'te yanlış bir
tercümeyle Sicilyalı ismiyle vizyona girmiştir fakat Tony
Montana Kübalıdır ve filmin Sicilya ve İtalyan
mafyalarla hiçbir bağlantısı yoktur. Bu hata sonradan
düzeltilmiştir.
ALTIN KÜREYE 3 DALDA ADAY
Film, 1984 Altın Küre Ödüllerinde üç dalda aday
gösterilmiştir. Al Pacino, Tony Montana rolüyle en
iyi aktör dalında; Steven Bauer, Manny Ray rolüyle
en iyi yardımcı aktör dalında ve Giorgio Moroder en iyi
müzik dalında aday gösterilmiştir fakat hiçbiri ödül
kazanamamıştır. Film IMDb'de dünyanın gelmiş geçmiş en
iyi 250 filmi arasında 112. sırada yer
almaktadır. Filmin yeniden çekileceği söylentileri
dolaşsa da bu konuda henüz net hiçbir bilgi yoktur.
SCARFACE FİLMİNİN KONUSU
Fidel Castro'nun "devrimimizin ruhunu benimsemeye niyetleri yok"
dediği ve "Onları istemiyoruz!" diye haykırdığı
binlerce Kübalı rejim muhalifine Amerika Birleşik
Devletleri'ne gitme izni verilir. Göç eden 120 bin Kübalı arasında
adi suçlular ve akıl hastaları da vardır. Bu adi suçlulardan biri
olan Tony Montana (Al Pacino) askerlik arkadaşı Manny
Ribera'yla (Steven Bauer) beraber Miami'ye gelir. ABD'ye
gelmesinden sonra göçmenlik ofisinde sorgulanır. Kendisini siyasi
sığınmacı olarak tanıtmasına rağmen çok geçmeden bir adi suçlu
olduğu anlaşılır ve arkadaşıyla beraber çalışma ve oturma izni
alamayan diğer Kübalı göçmenlerin tutulduğu Freedomtown'a
gönderilir.
Montana Freedomtown'dayken arkadaşlarıyla beraber, çok önceden
ABD'ye kaçmış zengin bir Kübalı olan Frank Lopez'in sağlayacağı
çalışma izni karşılığında Fidel Castro tarafından Kübadan kovulmuş
olan ve Lopez'in kardeşini işkenceyle öldüren eski istihbarat
görevlisi Emilio Rebenga'yı öldürmekle görevlendirilir.Kısa süre
sonra kampta çıkan bir isyan sırasında Rebenga'yı bıçaklayarak
öldürür.
İstedikleri çalışma iznini alan Tony ve Manny Miami'deki bir büfede
çalışmaya başlarlar. Bulaşıkçı olarak başladıkları yeni işten hiç
de memnun olmayan ikili bir akşam Frank Lopez'in adamı olan Omar
Suarez'le (F. Murray Abraham) buluşurlar. Onlara Rebenga işini de
ayarlayan Suarez'in yeni teklifi Meksika'dan gelen kenevir'in
yüklenmesidir. Tony'nin işi beğenmemesi üzerine Omar Suarez daha
yüksek kazançlı ama tehlikeli bir iş önerir; birkaç gün sonra
Miami'ye gelecek olan Kolombiyali kokain satıcılarıyla yapılacak
alışveriş.
Birkaç gün sonra Tony ve Manny Freedomtown'da tanıştıkları Angel ve
Chi Chi'yle, uyuşturucu satıcısı Kara Kurbağa
lakablı Kolombiyalı Hector'la buluşmak üzere Miami
Beach'deki küçük bir otele giderler. Gerçek niyeti Tony'nin
parasını çalmak olan Hector onun gözleri önünde arkadaşı Angel'i
elektrikli testereyle doğrar. Silahlı çatışmadan sonra Hector ve
adamlarını öldüren Tony kokainlerle beraber kaçmayı başarır.
Arkadaşı Angel'in hayatına mal olan bu başarıdan sonra Omar
Suarez'e olan güvensizliği nedeniyle başarısını doğrudan büyük
patron Frank Lopez'e sunar. Omar'a göre insani ilişkilerden daha
çok anlayan Frank Lopez Tony Montanadakiışığı keşfeder.
Tony'deki cahil cesareti, sertlik ve yükselme hırsının kendi işine
de yarayabileceğini düşünür. Tony, aynı gece tanışmalarını kutlamak
üzere gittikleri ve Frank'in de müdavimi olduğu Babylon Kulübünde
tanıştığı Frank'ın kızarkadaşı Elvira Hancock'a (Michelle Pfeiffer)
ilgi duymaya başlar.
Aylar sonra Tony aralarının açık olduğu annesi ve kızkardeşini
ziyaret eder. Annesi Tony'nin yaşam biçimine duyduğu hoşnutsuzluk
nedeniyle hediyelerini geri çevirir ve onunla sert bir tartışmaya
girer, ancak Tony'nin kızkardeşi Gina onun hayatından
etkilenmiştir. Bir süre sonta Tony ve Omar Frank Lopez
adına Bolivyalı uyuşturucu kralı Alejandro Sosayla
yapılacak iş bağlantıları için bu ülkeye giderler. Görüşme
sırasında Sosa'nın adamlarından biri Omar'ı polis muhbiri olarak
tanır. Bunun üzerine Alejandro Sosa, Omar'ı öldürtür. Sosa,
Tony'nin gerek Omarla girdiği laf dalaşları, gerek uyuşturucu
dağıtımıyla ilgili yeni fikirleri ve gerekse de açık sözlülüğünden
çok etkilenir ve Frank Lopez'in örgütüyle ilgili duyduğu derin
şüpheye rağmen ona karşı büyük bir güven hisseder.
Tony Miami'ye döndükten sonra patronu Lopez'le ona sormadan yaptığı
iş anlaşması ve Omar Suarez'in öldürülmesiyle ilgili tartışır. Tony
Frank ile olan iş ilişkisini bitirmesine rağmen Elvira'ya olan
ilgisini kaybetmez. Tony, aynı gece gittiği Babylon Kulübünde Frank
Lopez'le sıkı ilişkisi olan narkotik polisi Mel Bernstein
tarafından Rebenga ve Hector cinayetleri ile olan bağlantıları
nedeniyle üstü kapalı olarak tehdit edilir. Aynı mekanda kız
kardeşi Ginayı başka bir erkekle beraber gören Tony onu döver ve
Mannyle evine yollar. Kısa süre sonr gece kulübünde Miami'deki
uyuşturucu trafiğine hakim olmak isteyen Diaz Kardeşler sandığı iki
kişinin saldırısına uğrar. Girdiği silahlı çatışmada iki elemanı da
öldürmesine rağmen kolundan yaralanır; Tony daha sonra bu
saldırının Frank Lopez tarafından yönlendirildiğinden
şüphelenir.
Aynı gece Frank Lopez'le yapacağı görüşme sırasında adamlarından
birine Lopezin tuttuğu iki elemandan biri olarak aratır. Telefon
görüşmesi sırasında Lopez'in renk vermemesiyle Lopez hakkında kesin
karara varır. Tony Montana ayaklarına kapanarak yalvaran Lopez'e
acımaz ve onu Manny'e öldürtür, aynı ortamda bulunan narkotik
polisi Mel Bernstein'ı da vurur. Daha sonra Lopez'in evine gelen
Tony gökyüzünde dolaşan reklam amaçlı zeplinin üzerinde yazan
slogandan çok etkilenir; bu slogan aslında Tony'nin film boyunca
esiri olduğu hırsını özetleyen The world is yours - Dünya
Senindir.
Frank Lopez'in suç imparatorluğunun başına geçen Tony Elvira'yla da
evlenir. Alejandro Sosa ile olan iş bağlantısıyla ABD'ye getirdiği
kokainden aylık 10-15 milyon $ net gelir sağlamaktadır. Tony yeni
taşındığı lüks malikanede Elvira'yla beraber yaşamaya başlar.
Giderek paranoya belirtileri sergilemeye başlayarak evinin abartılı
güvenlik ekipmanlarıyla donatır. Bu yeni hayatlarına adapte olmakta
zorlanan Elvira ve Tony kokain bağımlısı olur.
Müşterisi olduğu bankanın kara parasını yıkamak için daha fazla
komisyon istemesi üzerine Tony, aynı zamanda polis muhbiri olan
yerel bir tefeci olan Mel Seidenbaum'a gider. Polis tarafından
suçüstü yapılan Tony Montana para aklama ve vergi kaçakçılığı
suçlamalarından tutuklanır. Kefaletle serbest kalır. Bu olay
yüzünden en büyük dağıtıcısını kaybetmek istemeyen Alejandro Sosa
Tony'yi Bolivya'ya çağırır.
Sosa, Tony'den içinde kendisi ile Bolivyalı ve Amerikalı üst düzey
yöneticilerinden olduğu uyuşturucu trafiğini ortaya çıkarmak için
çalışan bir gazeteciyi ortadan kaldırmasını ister. Bunun
karşılığında Tony ve Manny'nin daha önce işledikleri suçların yok
sayılıp vergi kaçakçılığından alacağı hapis cezasının da
kaldırılmasını önerir.
Tony Sosa'nın adamı Alberto ile New York'a gider. Bir gece
önceden gazetecinin arabasının altına bomba yerleştirirler.
Amaçları gazeteciyi konuşma yapacağı Birleşmiş
Milletler binası önünde öldürerek ses getirmektir. Ancak
ertesi sabah gazeteci yanına eşini ve çocuklarını da alır. Bu
Tony'nin hesapları arasında yoktur, kadını ve çocukları öldürmek
istemeyen Tony Alberto'yu uyarır. Fakat Alberto onun sözlerini
dinlemeyince onu kafasından vurarak öldürür.
Tony Miami'ye döner dönmez kardeşi Gina'yı aramaya
başlar.Annesinden aldığı bilgiyle onu oturduğu yeni evde bulur.
Tony eve geldiğinde Manny ile Gina'yı beraber görür.Bir anlık
cinnet geçiren Tony en yakın arkadaşı Manny'i vurarak
öldürür.Gina'yı da kendi evine götürür.
Bu arada Bolivya'daki ortağı Sosa kendisini afişe edecek
gazeteciyi öldürmediği için çok kızar. Aynı sırada Sosa'nın onlarca
adamı Tony Montananın evini sarar ve baskın düzenlerler. Sosa'nın
adamları bahçedeki korumaları öldürerek yavaş yavaş Tony'yi
kuşatırken, Manny'nin öldürülmesiyle kendini kaybeden Gina Tony'yi
öldürmeye çalışır ve onu sağ bacağından yaralar. Tam bu sırada
binayı kuşatmış olan Sosa'nın adamlarından biri Tony'nin odasına
girer ve Gina'yı vurur. Bütün elemanları öldürülmüş olan ve artık
tek başına kalan Tony cepheneliğinden çıkardığı M16 ile
Sosanın adamlarına karşı tek başına savaşır. Sosa'nın adamlarından
onlarcasını öldüren Tony, en sonunda Sosa'nın sessiz suikastçisinin
arkadan gelip onu pompalı silahla vurmasıyla ölür ve "Dünya
Senindir" yazılı heykelin olduğu havuzun içine düşer.
Kaynak: Wikipedi
Yorumlar