Sevgiliye uzun mesaj 2020

Sevgililer sadece sevgililer gününde değil, günün her anında her saatinde birbirini hatırlamak ve birbirine mesaj atmak ister. İşte, 2020 Sevgiliye uzun mesaj , en güzel uzun sevgili mesajları

Google Haberlere Abone ol
Sevgiliye uzun mesaj 2020

Sevgiliye uzun mesajlar, son zamanların en çok arananları arasında yer alıyor. Sevgilisine güzel ve uzun  mesajlar yazmak isteyenler için büyük şair ve yazarlarımızın en güzel şiir ve yazılarında "sevgiliye uzun mesaj" listesini hazıladık.

Listemizde yer alan güzel şiir ve sözleri sevgilinize göndererek gönlünü kazanabilirsiniz. 

İşte sevgilinize gönderebileceğiniz en güzel uzun aşk mesajları:

Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...


Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Saçlarıma ak düşmemiş halimle..
Sen yaşlardayken..
Onsekizimde, yirmimde..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Kaldırımların ıslak ve temiz haliyle..
Yaşlı yüzüm delikanlı yüreğimle..
Seni yağmurdan sonra seveceğim..
Aşksız geçen onca yılı yakacağım..
Sevda alevinde kendi ellerimle...


içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gemilerimizi taşıyamasın sular
varsın yarı yolda uyuya kalsın
bize gönderilen bahar.

içimden dedim beraber yürüyelim olur mu
varsın gölgemiz olsun hüzün
dilediği gibi uzatsın canevimize ayaklarını
varsın annemiz olsun tütün
hayat daha sert vursun yumruklarını.

Beni gözümün içine bakmış olduğunda kendini kaybedecek kadar çok sevsen. Nefes almak gibi olsam senin için. Öyle sevsek ki, ‘seni seviyorum’ cümlesi anlamını kaybetse. Gülen gözlerin, gözlerimin tam içindeyken çeneni ısırarak anlatsam seni sevmiş olduğumu.  Bi evimiz olsa seninle.  O eve girmek için saatleri saysam. Hep o anın enerjisiyle geçirsem günü. Makarna yapsak beraber. O mutfak makarna değil, huzur koksa fakat. Beraber film izlesek seninle. Filmdeki Londra’da tanışıp Paris’te evlenen o çifte baksak ,sonrasında birbirimize baksak. ‘En güzel aşk filmi biziz!’ desek aynı anda. Dudakların bir kez daha benim olsa,. İspatlarcasına bu aitliği. Yanımızdaki sehpaya uzatsam kolumu, ekoseli battaniyemizi alsam. Adım atmaya üşeniyorum desem fısıltıyla. ‘Burada uyusak?’ Aynı ses tonuyla yanıt versen. ‘Sarılacaksak, fark etmez.’ Orda o koltukta uyuyakalsak birbirimizin nefesiyle. Güzel olmaz mıydı? Bence olurdu.


Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.


İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır. Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır... Bazen denizler, kıyılar çeker insanı. İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu. Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara... Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...


Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden.,
Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter.
Hiç kimse aramasa sormasa beni
Sen gelsen yeter..

Huzur ellerinin güzelliğidir.
Gözlerin karşımda mutluluk denizi.
Her sabah soframızda ekmeğimizi
Sen bölsen yeter..


Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili


Çiçekli şiirler yazmama kızıyorsunuz bayım
Bilmiyorsunuz. Darmadağın gövdemi
Çiçekli perdelerin arkasında saklıyorum.
Karanlıkta oturuyorum. Işıkları yakmıyorum.
Çalar saat zembereği boşalana kadar çalıyor
Acı veren bir sevişmeyi hatırlıyorum.
Bir bıçağın gereksiz yere parlaması bu.
Yıllardır kendini bulutlarda saklayan illegal bir yağmurum.
Bir yağsam pahalıya malolacağım.
Ben bir bodrum kat kızıyım bayım
Yalnızlıktan başka imparator tanımaz bodrumum
Bir süredir plastik vazolar gibi hiç kırılmıyorum
Fakat korkuyorum. Birazdan da
Kırküç numara ayakkabılarınızla
Bahçede oynayan çocukların üstüne basacaksınız
Bu iyi olmaz bayım!

Sana aşık olduğum günü hatırladım sevgili. Bir sonbahar akşamıydı. Sararan yapraklara, kötü havalara inat baharı hatırlatıyordu gülüşün. Gülünce gözlerinin içi gülüyordu. Hayattaki tüm kötü şeylere inat buradayım der gibi bakıyordu gözlerin. Sana o gün aşık oldum. Gözlerimi sanki yeniden açtım hayata. O günden sonra ne kendimi senden alabildim ne de düşüncelerimi. Baktığım gittiğim gezdiğim her yerde sen vardın. Senin hayalinle yaşadım her şeyi. Gel, sensizliğe mahrum etme beni. Ben seni sensiz de severim ama yokluğun günden güne eritir bedenimi. Gel sevgilim. Ruhum seninle dolsun, seninle sonsuz olalım.


Adı Gül'dü
Gülleri severdi en çok
Güldü mü güller açardı gül yüzünde
Güllerle bölüşürdü yalnızlığını
Hep gül beklerdi sevdiğinden
Bir de 'gül mevsimini' takvimlerden
Bir gül kokusuna
Bir de 'gül reçeline' dayanamazdı
Hep güller kurutmuştu
Hayatının en hazin sayfalarında
Hep gülerek büyütmüştü sevdasını
Ve her sabah
Bir gül gibi bırakırdı tebessümünü sofraya
Tıpkı sımsıcak bir ekmek gibi
Ahşap bir evin avlusunda
Mis kokulu gülleri derlerdi
Ve bütün sırlarını sadece güllere söylerdi
Ne zaman bir haksızlık görse
Kanayan bir gül gibi
Ahh bu dünyada
Gülü gülle tartsalar derdi


Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün,
Sende karar kıldığını...
Ve içimin şerha şerha yarıldığını,
Sen bilsen yeter..

Burada yağmur yağıyor
Aralıksız yağıyor günlerdir
Ama sen yine de şemsiyeni
Almadan gel ilk otobüsle

Buğulanan camlara usulca
Yüzünü çiziyorum ki yüzün
Bir yağmur damlası olup
Düşüyor yapraklarına gülün

Değişir rüzgarın yönü,
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi,
Boşuna bir liman arar.
Gülüşü bir yabancının,
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir,
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir.

Beni o kadar fazla hasretle bekletme sakın.Saçlarının kokusu geliyor kilometrelerce uzaktan lodos gelir gibi.Ben okyanusun ortasında bir balıkçı , sen ise okyanusun ta kendisi. Sevdanın tarifi , ileride çocuklarımın annesi.Ben yazıyorum evet nedenini sorma.Sana olan sevdamı en iyi bu şekilde anlatıyorum.Dünyada ki en şanslı insana örnek ver deseler.Kesinlikle kendimi seçerdim.Nedenini sorma zaten cevabı cümlelerde gizli.Baktıkça yüzüne gözlerim doluyor , aşkı tadıyorum , seni tanıyorum ve hep benim lesin . Gece hüzün çöktü yine yanımda sen olmayınca sigarayı gerçekten fazla içer oldum.Duvarlar üstüme geldikçe ben izmarit söndürüyordum.Ne yapayım bu kadar da güzel olmak zorunda mıydın ? Belkide saçlarını hasretle koklayacağım.

Yorumlar