Ambalajlı suda kime güveneceğiz, kim doğruyu söylüyor?

Bursa Teknik Ünivresitesi'nde gerçekleştirildiği iddia edilen araştırmada ambalajlı suların büyük bir tehlike içerdiği iddia edildi. Ancak İstanbul Üniversitesi ise ambalajlı sularda kurşun iddialarına karşı çıkarak, bu yönde yayınlanmış bilimsel bir araştırma olmadığını açıkladı.

Google Haberlere Abone ol
Ambalajlı suda kime güveneceğiz, kim doğruyu söylüyor?

Bursa Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden 4 akademisyenin gerçekleştirdiği iddia edilen araştırma tartışmalara neden oldu. Araştırmaya önce Sağlık Bakanlığı'ndan ardından İstanbul Üniversitesi'nden itiraz geldi. Sağlık Bakanlığı, söz konusu araştırmada 43 markanın sularında yapılan incelemeden korkunç sonuçlar çıktığı ileri sürülüyordu. Ancak Sağlık Bakanlığı, söz konusu markaların tamamının standartlara uyduğunu açıkladı. Ardından, İstanbul Üniversitesi de yeni bir açıklama yaparak Bursa'da yapıldığı belirtilen araştırmanın hiçbir bilimsel dergide makale olarak yayınlanmadığı belirtildi.

Bursa'da yapılan araştırmada, "Ambalajlı İçme Suyu Örneklerinde Ağır Metal Analizi ve Risk Değerlendirmesi" başlıklı analiz çalışması kapsamında 43 farklı markanın içme suyu örneği üzerinde 16 farklı ağır metalin analiz işlemi gerçekleştirildiği belirtilmişti. Analizler 250 ml’lik plastik ambalajlı su örneğine yapıldı. İddiaya göre çıkan sonuçlar korkunçtu. Sonuçlara göre 43 markanın hemen hemen çoğunda normalin üzerinde kurşun ve benzeri maddeye rastlandı.

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Adli Tıp Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Faruk Aşıcıoğlu, "Basında yer alan haberlerde çalışmayı yapan bilim insanlarının isimleri ve bu konudaki görüşleri yer almadığı gibi haber içeriğinde yer alan elementlerin değerleri milyarda 1 zerre anlamına gelen ppb düzeyinde verilmiş. Bu değerleri kıyaslama için verilen referans değer ise 'mikrogram' olarak bildirilmiştir. Mikrogram olarak verilen bu değerin mikrogram/mL mi yoksa mikrogram/litre mi olduğu belirtilmemiştir. Bu belli olmadan tespit edilen düzeylerin yüksek olduğunu söylemek doğru değildir." dedi.

Aşıcıoğlu, söz konusu haberde iddiaları içeren bilimsel makale yayımlandığına yönelik bir bilgi bulunmadığına değindi. Haberin içeriğinde, 43 farklı markanın 16 değişik ambalajlı su ürününün ağır metal açısından incelenmesinin yapıldığına dair veri yer aldığını aktaran Aşıcıoğlu, şöyle devam etti:

"Basında yer alan haberlerde çalışmayı yapan bilim insanlarının isimleri ve bu konudaki görüşleri yer almadığı gibi haber içeriğinde yer alan elementlerin değerleri milyarda 1 zerre anlamına gelen ppb düzeyinde verilmiş. Bu değerleri kıyaslama için verilen referans değer ise 'mikrogram' olarak bildirilmiştir. Mikrogram olarak verilen bu değerin mikrogram/mL mi yoksa mikrogram/litre mi olduğu belirtilmemiştir. Bu belli olmadan tespit edilen düzeylerin yüksek olduğunu söylemek doğru değildir. Bu nedenle haber içeriğinde yer alan veriyi, içme suyu için tüm dünyada genel kabul gören uluslararası standartlara göre karşılaştırmak imkansızdır. Dolayısıyla bu değerlerin çok afaki kaldığını ve eğer bu düzeydeyse çok korkutucu olduğunu, halk arasında infial uyandırabileceğini söylemek mümkündür. Ancak bunun böyle olmaması halinde halkı bu derece korkutmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Bu durumda artık insanlar bu tür ambalajlı ürünleri almaktan imtina edeceklerdir."

Aşıcıoğlu, İstanbul genelinde İSKİ'nin yaptığı çalışmalarla yıllar öncesine göre çok daha nitelikli, temiz ve ağır metal içermeyen suyun hanelere ulaştırıldığını belirterek, "Maalesef bazı binalarda hala eski su tesisatları kullanılmaktadır. Bunların bir kısmının boruları kurşundan yapıldığı için su, haneye ne kadar temiz gelse de evin musluğundan akan su temiz olmayabiliyor. Ayrıca deponun kendisi plastik veya ağır metal içeren malzemeye sahipse, musluklardan asla düşük dozda element içeren su içemeyiz." dedi.

"Gereç ve yöntemi bilmek lazım"

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Adli Tıp Enstitüsü'nde yılda bine yakın vakada ağır metal analizleri yaptıklarını kaydeden Aşıcıoğlu, "Daha sıklıkla hastalıkların tanı ve tedavisi için bireylerin biyolojik örneklerinden yani kan, idrar, saç, tırnaklarından analiz yapıyoruz. Ancak zaman zaman firmalar veya bireyler tarafından sağlıklı olup olmadığını analiz etmemiz için evlerinden ya da iş yerlerinden içme suyu veya havuz suyu numuneleri de enstitümüze getirilmektedir. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Adli Tıp Enstitüsü olarak biz, basında yer alan haberde bahsi geçen çalışmada aranan ağır metal sayısının çok daha fazlasını, toplamda 33 elementi çalışmaktayız. Enstitümüze getirilen numunenin birkaç gün içerisinde analiz raporunu hazırlayabilmekteyiz. Apartman yöneticileri, şirket müdürleri ya da bireyler analizini istedikleri numuneleri bizim tavsiye edeceğimiz şekilde Enstitümüze getirirlerse, ağır metal analiz laboratuvarımızda bu örnekleri analiz edebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Faruk Aşıcıoğlu, denetimlere de değinirken, "Sağlık Bakanlığı'nın özellikle ambalajlanmış içilebilir su ürünleri için ciddi bir denetleme yaptığı bilinmektedir. Yılda 4 kez il veya ilçe sağlık müdürlükleri, bir kez de bizzat bakanlık personeli tarafından bu denetlemeler yapılmaktadır. Ruhsatlı ürünlerin yüksek derece ağır metal içerdiğini söylemek kaygı verici ama ruhsatlı bir ürünün böyle olabileceğini zannetmiyorum. Bu çalışmanın hangi ürünler üzerinde yapıldığını, yani gereç ve yöntemini bilmek ve eğer veriler böyle ise denetimi o yöne kaydırmak ve ruhsatsız ürünlerin tüketiciyle buluşmasını engellemek lazımdır." diye konuştu. 

BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ'NİN HABERİ

Bursa Teknik Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden 4 akademisyenin gerçekleştirdiği "Ambalajlı İçme Suyu Örneklerinde Ağır Metal Analizi ve Risk Değerlendirmesi" başlıklı analiz çalışması kapsamında 43 farklı markanın içme suyu örneği üzerinde 16 farklı ağır metalin analiz işlemi gerçekleştirildi. Analizler 250 ml’lik plastik ambalajlı su örneğine yapıldı. Çıkan sonuçlar ise korkunç gerçekleri göz önüne serdi.

Su örnekleri içerisinde tespit edilen en yüksek ağır metal konsantrasyonları, baryum, kurşun, stronsiyum oldu. Sularda en yüksek oran olarak baryumda 366.08, kurşunda 0,80 ve stronsiyumda ise 6,01 ppB oranları ölçüldü. İçme suyu yoluyla maruz kalma dozunun baryum için en fazla 0,004, kurşun için 0,029 ve stronisyum için de 0,0012 mikrogram olduğu belirlendi.

Araştırmada, kurşun oranlarının ambalajlı içme sularında yetişkinler için 10-6’yı aşan kanserojen indeks aralığı sergilediğine vurgu yapılarak “Ambalajlı içme suyu tüketmenin Pb(kurşun) seviyesine göre kanserojen risk oluşturduğu gözlenmektedir. Toplum sağlığının korunması açısından uygun kontrol tedbirlerinin alınması gerekmektedir. Sularda As, Pb, Mn, Cd, Cu, Hg Cr gibi ağır metallerin bulunması ciltte incelme, böbrek hasarı, karaciğer sirozu, sinir sisteminde ileti bozuklukları, gibi sorunlara yol açabilmektedir. Toplumun bir bölümünün, su ihtiyacını sağlıklı olduğuna güvenemediği için musluk suyu yerine ambalajlı sulardan karşıladığı bir gerçektir. Ambalajlanarak tüketime sunulan doğal kaynak suları ve içme sularının bakteri içermemesi kadar ağır metal bulunma durumu ve konsantrasyonu da önem arz etmektedir” ifadelerine yer verildi.

Milliyet'in haberine göre, Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Ali Uğurlu, ise şu şekilde konuştu: “Tespit edilen en yüksek baryum oranı korkutucu. Kurşun miktarı 0.010’un altında olması gerek ancak 8 katı çıkmış. Araştırma sonuçlarına göre bazı içme suları dördüncü derece su kalitesinde. Böyle bir ürün ancak banyoda kullanılır. Baryum (Ba), kurşun (Pb) ve stronsiyum (Sr) ağır metallerdir. Bu ağır metallarin kansorejen etkileri var. Bazı organlarda birikme, mutasyon, dejenerasyon etkileri söz konusu olabilir. Çünkü bu metaller vücutta birikme yapabiliyor. Ambalajlı su sektöründe korkunç derece denetimsizlik var. Standart dışı firmaların ruhsatları iptal edilmeli.”

Araştırmada şu bilgilere yer verildi: “Sudaki kirliliğin çoğu kimyasal kaynaklı. Sanayi atıkları, tarımsal ilaç atıkları, petrol su kimyasında önemli değişiklikler yapmaktadır Ayrıca doğal sular, mineral, cevher ve kayaçlarda etkileşim yoluyla ayrışmalara ve bu şekilde metallerin suya karışmasına sebep olabilirler. İçme suları da bu kaynaklardan temin edildiğinden kimyasal bileşimleri sürekli değişir.”

SAĞLIK BAKANLIĞININ AÇIKLAMASI

Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış tüm su markalarının piyasa ve imalathane denetimlerinde alınan son üç yıllık verilerin incelendiği ve 41 bin 458 analizin tamamının kurşun ve baryum parametreleri açısından mevzuat limitlerine uygun olduğunun tespit edildiği bildirildi. Sağlık Bakanlığı, üretim izni verilen ve denetimleri yapılan ambalajlı suların güvenli şekilde tüketebileceğini duyurdu. Bakanlıktan, bazı basın yayın organlarında yer alan "Ambalajlı sularda kurşun riski" başlığıyla yer alan haberlere ilişkin yazılı açıklama yapıldı.

Türkiye'de ambalajlanarak piyasada satışa sunulan suların, kaynak ve içme suları ile doğal mineralli sular şeklinde sınıflandırıldığı belirtilen açıklamada, Avrupa Birliğine üyelik süreci ile tüm kurumlarda olduğu gibi Sağlık Bakanlığı'nda da mevzuatta uyumlaştırma çalışmaları başlatılarak gerekli yönetmeliklerin hazırlandığı belirtildi. Ambalajlı suların, söz konusu yönetmelik hükümleri doğrultusunda, tesis ve üretim izni olmak üzere iki aşamalı süreci içeren prosedür çerçevesinde ruhsatlandırıldığının vurgulandığı açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bu süreç içerisinde suyun hem kaynağından hem de üretim yerinden su numuneleri alınarak adı geçen mevzuatta belirtilen kimyasal, fiziksel, mikrobiyolojik ve radyoaktivite parametreleri yönünden bakanlıkça yetki verilen laboratuvarlarda analizleri yapılmaktadır. Bu analizlere arsenik, kurşun, cıva, kadmiyum, baryum ve bakır gibi ağır metal parametreleri de dahildir. Analiz sonuçları adı geçen yönetmeliklerde belirtilen sınır değerlere uygun olmayan hiçbir suya üretim izni verilmemektedir." 

Bu yönetmeliklerin AB üyesi ülkelerde uygulanan direktiflere göre uyumlaştırıldığı ve bu ülkelerde uygulanmakta olan sınır değerlerin Türkiye'de de aynı şekilde uygulandığına işaret edilen açıklamada, şu değerlendirmede bulunuldu:

"Stronsiyum adı geçen direktiflerde izlenmesi gereken zorunlu parametreler arasında yer almadığından ülkemiz mevzuatında bulunmamaktadır. Bakanlığımız tarafından ruhsatlandırılmış olan tüm su markalarının gerek piyasa denetimlerinde alınan, gerekse imalathane denetimlerinde alınan son 3 yıllık (01.01.2016 -10.01.2019) veriler incelenmiş, yapılan 41 bin 458 analizin tamamının kurşun ve baryum parametreleri açısından mevzuat limitlerine (Kurşun 10 µg/L, Baryum 1000 µg/L) uygun olduğu tespit edilmiştir. Söz konusu haberlerde ölçüldüğü belirtilen baryum ve kurşun değerleri, mevzuat limitleri içerisinde olup denetleme ve kontrol süreçleri bakanlığımız tarafından hassasiyetle takip edilmektedir. Vatandaşlarımız, bakanlığımız tarafından üretim izni verilen ve denetimleri yapılan ambalajlı suları güvenli şekilde tüketebilir."

Yorumlar