Oruçlulara iftar ve sahur önerileri
Gün boyu aç kalan vücudun toparlanabilmesi ve birden yükleme yapılmaması açısından iftar yemeğine su içtikten sonra peynir, zeytin veya çorba gibi hafif bir besinle başlanması öneriliyor
İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü Obezite, Diyabet ve Metabolik
Hastalıklar Şube Müdürü Dr. Esra Şahin, ramazanda gün boyu aç kalan
vücudun toparlanabilmesi ve birden yükleme yapılmaması açısından
iftar yemeğine su içtikten sonra peynir, zeytin veya çorba gibi
hafif bir besinle başlamanın en sağlıklı seçim olacağını
bildirdi.
Şahin, on bir ayın sultanı ramazana ilişkin beslenme önerilerinde
bulunarak, insanların alışkanlıklarıyla tercih ettikleri ürünlerin
dönemsel olarak değişebileceğini ifade etti. Ramazan ayının da
bu değişimlerin en belirgin olduğu dönemlerin başında geldiğini
aktaran Şahin, bu nedenle bu ayda da yeterli ve dengeli beslenme
kurallarına uygun olarak hareket etmek gerektiğini söyledi.
Esra Şahin, ramazan ayında sağlığın korunması ve yeterli dengeli
beslenmenin sağlanması açısından nelere dikkat edilmesi gerektiğine
ilişkin şu bilgileri verdi: "Gün boyu aç kalan vücudun
toparlanabilmesi ve birden yükleme yapılmaması açısından iftar
yemeğine su içtikten sonra peynir, zeytin veya çorba gibi hafif bir
besinle başlamak en sağlıklı seçim olacaktır. Oruç açıldıktan sonra
10-30 dakika beklenmesinin ardından ızgara et ve salata veya etin
yağıyla pişirilmiş etli sebze yemeği tüketimi tercih edilebilir.
Ramazan ayında sık yaşanan kabızlık probleminin önlenmesi açısından
posa tüketimi oldukça önemlidir ve iftar menülerinde salata mutlaka
kullanılmalıdır. Yoğurt, ayran veya cacık yine iftar sofralarının
vazgeçilmezleri arasında olmalıdır."
SUSATMAYACAK YİYECEKLER TERCİH EDİLMELİ
Şahin, ramazan ayının sıcak döneme denk gelmesinin ve oruç
süresinin uzun olmasının sahur yemeğinde seçilecek besinlerin de
önemini artırdığını anlatarak, "Sahurda hem kişiyi tok tutacak hem
susatmayacak gıdalar seçmek ramazanı daha rahat ve sağlıklı
geçirmeyi sağlayacaktır." dedi.
Öncelikle sahurda çok fazla siyah çay tüketiminin vücutta su
kaybının artmasına neden olabileceğini dile getiren Şahin, şöyle
devam etti:
"Bu nedenle siyah çay yerine su, ayran, ıhlamur içimi susuzluğu azaltacaktır. Sahurda salam, sucuk, zeytin gibi tuz oranı yüksek gıdalar su ihtiyacını arttırması nedeniyle kaçınılması gereken gıdalar arasındadır. Örnek protein olarak adlandırdığımız yumurta tok tutucu özelliğiyle sahur sofralarının vazgeçilmezleri arasındadır. Yağlı tohum olarak adlandırılan ceviz, çiğ badem ve fındık da tok tutacak seçimler arasındadır. Sahurda çok yağlı gıdalardan kaçınılması önemlidir. Sahurda tatlı tüketimi oruçluyken acıkmaya neden olabilir bu nedenle tercih edilmemelidir."
SAHURDA TAM BUĞDAY TÜKETMEK DAHA SAĞLIKLI
Oruçluyken su tüketiminin olmayışının vücuttaki su oranını azalttığını aktaran Şahin, bunun da dolaşım problemlerinin yanı sıra, kabızlığı da tetikleyebileceğini söyledi.
Esra Şahin, günlük 2-2.5 litre olması gereken su tüketiminin ramazanda da gerekli olduğuna işaret ederek, bu miktardaki su tüketiminin iftar-sahur arasına yayılması gerektiğinin önemine değindi.
Oruçluyken fiziksel aktivite yapılmasının da aşırı su kaybına,
tansiyon ve kan şekerinde düşmelere zemin hazırlayabildiğini, bu
nedenle iftardan bir saat kadar sonra yapılacak hafif tempolu
yürüyüşlerin en sağlıklı fiziksel aktivite türü olacağını
vurgulayan Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ayrıca ramazanda pide tüketilecekse bunun iftar yemeğinde olması
daha sağlıklı olacaktır. 1 avuç içi büyüklüğündeki pide, 1 dilim
ekmeğe eşdeğerdir. Sahur yemeğinde ise pide yerine tam buğday veya
çavdar ekmeği seçimi daha uzun süre tok kalmayı sağlayacaktır.
Ramazanda, ramazan sofraları bolluğu ve bereketiyle kilo kontrolünü
oldukça zorlaştırmaktadır. Ayrıca bütün gün aç kalan kişilerde kan
şekeri oldukça düşmekte ve iftar sofralarıyla birlikte kan
şekerinde ani yükselmeler olmaktadır. Bu nedenlerle ramazanda tatlı
tüketiminin de kontrollü olması oldukça önemlidir. Sütlü ve meyveli
tatlı tüketimi tercih edilmelidir."
Yorumlar