Prof. Dr. Turan Koç eski kelimelerin izini sürdü

"Çocukluk dönemimde duyduğum kelimelerin kaybolmaya yüz tuttuklarını görmem, bende bunların bir araya getirilmesinin iyi bir şey olacağı kanaatini getirdi. Bu benim için çok zevkli, ufuk açıcı, hatta benim kendi dilimle ilgili derinleşmemi sağlayan bir çalışma oldu"

Google Haberlere Abone ol
Prof. Dr. Turan Koç eski kelimelerin izini sürdü

İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turan Koç, kendi köyünde atalarının kullandığı, tarama ve derleme sözlüklerinde yer almayan kelimeleri gün yüzüne çıkardı.

AA muhabirine açıklamada bulunan Koç, "Dilimin Kök Hücresi" adlı sözlükte, 600'ü pek bilinmeyen, 7 bine yakın kelimeyi bir araya getirdiğini söyledi.

Turan Koç, dilin duyarak öğrenilen, işitmeye dayalı bir olgu olduğuna dikkati çekerek, "Dil kendi kendimize kurduğumuz bir şey değildir. Eğer bir kurma söz konusu ise dil insanı kurar. Çünkü biz, dil dediğimiz bir ortamın içerisinde oluruz. Anladığımız, algıladığımız anlamlandırdığımız ve belli bir bağlamda duyduğumuz dil sosyal çevremizle bir alışveriş içinde kuruluyor. Dildeki bu bağlam topraktır, bağ bahçedir, hayvanlardır, komşularımızdır." dedi.

- "KENDİ DİLİMLE İLGİLİ DERİNLEŞMEMİ SAĞLAYAN BİR ÇALIŞMA OLDU"

Prof. Dr. Turan Koç, evde zaman zaman eşiyle ve çocuklarıyla konuşurken, çocukluğunda duyduğu kelimeleri kullandığını dile getirerek, evlatlarının da kendisine "Baba bu kelime ne demek? Anlar gibi olduk ama anlayamadık." şeklinde karşılık verdiğini kaydetti.

Sözlüğü hazırlamasının nedenlerine değinen Koç, şu bilgileri verdi:

"İlkokul ikinci sınıftaydım. Annem bana, öğretmene, 'Öğretmenim babama gölükle kuşluk götüreceğim. Bana izin verir misiniz?' diyerek, izin istersin demişti. Öğretmenden bu şekilde bir izin isteyince, öğretmen beni sıkıştırdı. Bu olayı unutamadım. Aslında, 'Öğretmenim babama merkep ile azık götüreceğim.' demek istemiştim. Öğretmenle anlaşamadık. Öyle sanıyorum ki bu olay, o köyde kullanılan dil konusunda farkında olmamda uyarıcı oldu.

Ben bu kelimeleri yanımda gezdirdiğim küçük not defterlerine not almaya başladım. Sonra bunların çok büyüdüğünü gördüm. Çocukluk dönemimde duyduğum bu kelimelerin kaybolmaya yüz tuttuklarını görmem, bende bunların bir araya getirilmesinin iyi bir şey olacağı kanaatini getirdi. Bu benim için çok zevkli, ufuk açıcı, hatta benim kendi dilimle ilgili derinleşmemi sağlayan bir çalışma oldu."

Turan Koç, dilin canlı bir organizma olduğunu ve sosyal hayatı etkileyen birtakım yeni buluşlarla karşılaştığı zaman gerilim yaşadığını aktararak, "Bu gerilime şöyle bir örnek vereyim. Annem, babam 1980'li yıllarda rahmetli oldu. Şimdi geldiklerini ve bir akşam eşimle konuşmamızı dinlediklerini varsayalım. 'Çocuğu aradın mı?', 'Cebi cevap vermiyor', 'Zaten cebim çekmiyor, diyordu' gibi bir konuşma geçiyor aramızda. Annem, babam da bizi dinliyor. Diyeceği şudur babamın, 'Ya hanım, bu çocuklar bizim çocuklarımız, cep, cevap ve arama kelimesini biliyoruz ama bunların ne dediğini sen anladın mı?' Anlamaları mümkün değil. Çünkü cep telefonu ile dil arasında çok muazzam ve derin boyutlarda dilin anlamını sarsacak bir olay gerçekleşti." ifadelerini kullandı.

- "TÜRKÇENİN İMKANLARININ ÇOK BÜYÜK BOYUTLARDA OLDUĞUNA İNANIYORUM"

Prof. Dr. Turan Koç, Latin alfabesine ​​​​​​​geçişle hem epistemolojik hem de ontolojik kırılmalar yaşandığını dile getirdi.

Çalışmanın kendi hayatından biyografik izler taşıdığına da vurgu yapan Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu kim çalışırsa çalışsın, böyle bir hazzı, zevki, tadı alacağına inanıyorum ve hararetle de tavsiye ederim. Buna benzer çalışmalar keşke çok daha fazla olsa. Türkçenin imkanlarının çok büyük boyutlarda olduğuna inanıyorum. Bu imkanları, bugün yaşadığımız hayatta özellikle köyden şehre gelmemizin sonucu olarak kullanamıyoruz. Ama bu kelimelerin Türkçede üstüne düşen görevi alacağına inanıyorum."

Koç, kitapta 7 bin kadar kelime olduğunu vurgulayarak, "Hiçbir sözlükte bulunmayan 600-700 kelime de girmiş durumda. Tarama ve derleme sözlüklerde de görmediğim 600-700 kelime az bir şey değil. İsterse 6 tane olsun. Bunun da önemli olduğuna inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Kitabevi Yayınlarından çıkan "Dilimin Kök Hücresi" kitabı okurla buluştu.

Yorumlar