CHP TBMM Grup Toplantısı

-Genel Başkan Kılıçdaroğlu: (2) -"Seçim diyorlar ya, olacak inşallah. Bunları göndereceğiz. Vatandaş gönderecek. Bıktık artık" -"Artık bunlar devleti yönetemiyor. Gidemiyorlar da. Onların sözcüsü konuştu 'Seçime gidelim' diye"

Google Haberlere Abone ol
CHP TBMM Grup Toplantısı

TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Seçim diyorlar ya, olacak inşallah. Bunları göndereceğiz. Vatandaş gönderecek. Bıktık artık. Artık bunlar devleti yönetemiyor. Gidemiyorlar da. Onların sözcüsü konuştu 'Seçime gidelim' diye. Yönetemiyorlar Türkiye'yi. Bunu da artık itiraf ediyorlar." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, sorunlar yumağıyla karşı karşıya olduklarını savundu.

Emekli Astsubaylar Derneği Sözcüsü Yılmaz Demir Özçelik'in bir notunun kendisine ulaştırıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, Özçelik'in, hükümetin emekliler arasındaki farkı kaldırma ve astsubaylara haklar sağlama sözü verdiğini söylediğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, Özçelik'in, "Hükümet programına koydular. Biz de yüzbinlerce kişi koşa koşa gittik, hükümete oy verdik. 100 gün içinde bu vaatleri yerine getirme sözü verdiler. 100 gün, 3 ay, 3 yıl geçti vaatlerini yerine getirmediler. Kendimizi kandırılmış gibi hissediyoruz." dediğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kandırılmış gibi hissetme. Sen zaten kandırıldın. Bütün astsubay kardeşlerime sesleniyorum; biz ne vaat edersek ölçeriz, biçeriz, hesabını yaparız, sonra vaadinde bulunuruz. Bunlar oy almak için vaatte bulunuyorlar, sonra kapının önüne koyuyorlar. Bakanlar, 'Size verirsek, herkes ister.' demişler. Sen herkes misin? Sen herkes değilsen sandık geliyor, sandıkta dersini vereceksin. O zaman demokrasinin, verilen vaadin ne olduğunu herkes bir şekilde öğrenmiş olacak. 'Üstsubay-astsubay emekli maaş farkları, dünya ordularında olmayan şeklide üç katları buluyor.' diyor. Bulur tabii. Sen oy verirsen o da senin omzuna biner. Oy verme, sana söz verip sözünü tutmayan partiye oy verme. Seçim atmosferine girdi, yine mahalle mahalle gezecekler, 'Daha süre dolmadı, erken seçime gidiyoruz, oy verin biz bunu yapacağız'. Yine sizi kandırmaya çalışacaklar. Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşelidir. Astsubay dediğiniz kişinin aldanmaması lazım, siz çocuk değilsiniz. Varsa hakkınız, arayacaksınız. Söz mü verdiler, takip edeceksiniz. Sözlerinde mi durmadılar, onları demokraside kapının önüne koyacaksınız, 'yeter' diyeceksiniz, 'bundan sonra size oy yok' diyeceksiniz."

-"Senin tapunu vermeyeceğim"

Kılıçdaroğlu, iki hafta önce Pendik Çınarderelilerin Meclise geldiğini belirterek, yaklaşık 450 hanenin 50 yıldır burada oturduğunu, bazılarının tapu tahsis belgelerinin olduğunu, bazılarının ise iptal edildiğini bildirdi.

Kartal Belediye Başkanı'nın aynı konumda olan gecekondu sahiplerine tapularını verdiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

"İstanbul'u bize verin, bütün tapuları vereceğim. Meşhur bir zat var ya, hemen nasırına basılmış gibi bağırmış; 'Bay Kemal tapusuz yerlere tapu dağıtacakmış.' Tapusuz yerlere tapu dağıtacağım, 50 yıldır orada oturuyorsa anasının ak sütü gibi o tapuyu ona vereceğim. O zat bilsin ki biz rahmetli Ecevit'in geleneğinden geliyoruz, toprak işleyenin, su kullananın. Yeter ki yetki verin, Kartal Belediye Başkanı nasıl yaptıysa Allah'ın izniyle alacağımız Pendik Belediye Başkanı da aynı şeyi yapacak. Vatandaşın eviyle uğraşır, 'Bu evler kaçaktır' der. Daha önce 'Kaçak evde oturuyorum.' diyordu. Niye birdenbire vazgeçti, vatandaşın evine niye kaçak demeye başladı? 50 yıldır orada oturuyor. Kendisi lüks sarayda oturuyor ya, o da kaçak. Vatandaşın tapusunu vereceğim, senin tapunu vermeyeceğim. Vatandaşın tapusu olacak, senin olmayacak. Üstelik oturduğun yer haramdır."

-"Her filmin Akan, İnanır ve Güney'i vardır"

Kemal Kılıçdaroğlu, Romanlar ile yaptığı bir toplantıda, "O zat sizi ayağına çağırıyor ben sizin ayağınıza geliyorum." dediğini anlatarak, ayağa gitmenin siyaset ve kendisi için onur olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın celallendiğini, kendisine "Bay Kemal" diye seslendiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Buyur Bay Recep. Bay Recep, 'Sizi ayağıma çağırdım ama unutmayın ben sizin içinizden çıktım.' diyor. Nereden çıktığını bilmiyorum ama bir şeyi çok iyi biliyorum sen Sulukule'ye ihanet ettin. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u aldığında Romanlar Sulukule'de, Sultan Mahallesi'nde oturuyorlardı. Ahkam kesiyor, 'Aranızdan çıktım' diyor. Türk filmleri vardı eskiden, gecekondu bölgelerinden biri ayrılır, yeraltı dünyasından gelir elde eder, pahalı arabalara biner, oraya gelir, onları aşağılar, geri gider. Çünkü orada doğmuş, büyümüş ama parayı yasadışı elde etmiştir. Ama her filmin bir Tarık Akan'ı, Kadir İnanır'ı, Yılmaz Güney'i vardır. Kimse unutmasın."

Kentsel dönüşümün nasıl olduğunu öğrenmek için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'nın kapısının çalınması gerektiğini öne süren Kılıçdaroğlu, burada hiç kimsenin mağdur olmadığını, herkesin daha iyi konutlarda yaşadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, kentsel dönüşüme itiraz etmediklerini, ancak vatandaşın hakkının birilerine değil, vatandaşa verilmesi gerektiğini vurguladı.

Kılıçdaroğlu, "Her alanda çuvallıyorlar. Bir kentsel dönüşümü bile gerçekleştirmede beceriksiz olan bir yönetim, Türkiye'yi yönetemez." dedi.

- "Badem sütüyle besleniyor"

Eğitimin perişan vaziyette olduğunu, hiçbir annenin okuldan memnun olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, annelere, "2019'da bu ülkeye demokrasiyi getirecek olan sizlersiniz. Bu ülkede kul hakkı yiyenleri de kapının önüne koyacaksınız." diye konuştu.

Ekonominin de iyi götürülemediğini iddia eden Kılıçdaroğlu, Haymana'nın bir köyünde sütçülük ve hayvancılık yapan 58 yaşındaki bir vatandaşın, Ziraat Bankasından kredi çektiğini, ancak daha sonra borcunu ödeyemediğini, hayvanlarını ucuza sattığını, bankanın haciz koyduğunu, bankanın önüne süt dökmek zorunda kaldığını anlattığını aktardı.

CHP'li büyükşehir belediyelerinin kırsalında çalışanların mağdur olmadığını, bütün süt üreticilerinin hayatlarından memnun olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, "Aynı mağduriyeti sen yaşadın, binlerce çiftçi yaşamasın diye Ankara'yı senden istiyorum. Sen mağdur olurken, çocuğuna harçlık bulamazken, sütü dökerken, sarayda oturan zat badem sütüyle besleniyor. Millet süt, kuru ekmek bulamıyor, beyefendi badem sütüyle besleniyor." ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Bunu dış güçler yapıyor." denildiğini belirterek, şu görüşlere yer verdi:

"Sen çocuk musun? Çocuğu kandırırlar. Verirsin şekeri kandırırsın. Sana ne verdiler de kanıyorsun? Dış güçlermiş. Yok öyle bir şey. 'Bir günde mazota iki sefer zam yap' diye dış güçler mi söylüyor? Zammı sen yaptın. 'Devletin kozmik odasını terör örgütüne aç' diye dış güçler mi söyledi? Sen açtın. Büyük ihaleleri dolarla yapıyorsun. Dış güçler mi diyor? Sen yapıyorsun. 'Bunların tamamı dış güçlerin oyunu' diyor. Bunların tamamı senin oyunun kardeşim. Memleketi samana dış güçler mi teslim etti? Dış güçler mi söyledi 'et ithal et' diye? Dış güçler mi söyledi 'Süleyman Şah Türbesi'ni kendi topraklarından kaçır' diye? Bir de 'Ben milliyetçiyim' diyor. Batsın senin milliyetçiliğin. Dış güçler mi Türkiye Cumhuriyeti'ni tefecilere mahkum etti? Sana zorla mı borç para verdiler? 15 yılda 150 milyar dolar faiz ödedin. Dış güçler mi dedi 'gel bize faiz öde' diye? Yakayı kaptırmışsın talimat alıyorsun. Talimatı yerine getirmezsen faiz, dolar yükseliyor. Asıl neden bu.

Seçim diyorlar ya, olacak inşallah. Bunları göndereceğiz. Vatandaş gönderecek. Bıktık artık. Bunları dış güçler yapıyorsa o zaman bu devleti kim yönetiyor diye sana soru sorma hakkım var. Dış güçler yapıyorsa senin fonksiyonun ne? Badem sütü içmek mi senin fonksiyonun? Artık bunlar devleti yönetemiyor. Gidemiyorlar da. Onların sözcüsü konuştu; 'Seçime gidelim' diye. Diyorlar ki, 'artık biz yönetemiyoruz, biz gideceğiz, vatandaş bizi göndersin.' Bu ülkeyi doğru dürüst, adam gibi, insan gibi yönetecek yöneticilere ihtiyacımız var. Kul hakkı yemeyen, düzgün, namuslu, vatandaşa hesap veren, her kuruşun hesabını veren yöneticilere ihtiyacımız var. Yönetemiyorlar Türkiye'yi. Bunu da artık itiraf ediyorlar."

Kılıçdaroğlu, fotoğrafını gösterdiği üniversite mezunu kişinin, 3 bin liralık Bağ-Kur prim borcu nedeniyle hastaneye gidemediğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, "3 bin lira için insan ölüme terk edilir mi? Kalkmışlar insanlıktan, adaletten, hak, hukuktan bahsediyorlar. Dünya lideriyim diyor. Senin dünya liderliğin batsın. Sen bir vatandaşı ölüme mahkum ediyorsun." ifadesini kullandı.

(Sürecek)

Yorumlar