Plüton neden gezegen değil, neden gezegenlikten çıkarıldı? Bilim ne diyor?

Plüton neden gezegen değil, neden gezegenlikten çıkarıldı? Ders kitaplarında Güneş sisteminde 9 adet gezegen olduğunu biliyorduk. Bilmekle da kalmıyor, bunun bir gün değişebileceği ve gezegen sayısının 9'dan 8'e düşürülebileceği ihtimalini bırakın düşünmeyi aklımızın ucundan bile geçirmiyorduk.

Google Haberlere Abone ol
Plüton neden gezegen değil, neden gezegenlikten?

Plüton neden gezegenlikten çıkarıldı hikayesi aslında uzun bir ve basit bir hiyaden ibarettir. Hemen hemen Y kuşağının tamamına yakını Güneş sisteminde kaç gezegen olduğu yönündeki soruya vereceği cevap tektir: 9 gezegen var cevabını verir. Çünkü 2006 yılına kadar bütün ders kitaplarında Güneş sisteminde 9 adet gezegen olduğunu biliyorduk. Bilmekle da kalmıyor, bunun bir gün değişebileceği ve gezegen sayısının 9'dan 8'e düşürülebileceği ihtimalini bırakın düşünmeyi aklımızın ucundan bile geçirmiyorduk. Çünkü bilimsel veriler kesindir, algısıyla büyüdük. Okullarda verilen eğitimin temelinde de bilimsel verilerin kesin olduğu geri kalan her şeyin afaki olduğu söylenir. Ancak gel görki bilim yanılabiliyormuş. 9 adet sandığı gezegen aslında 8 taneymiş. Hatta belki bir gün 7'ye de düşebilir. Kim bilir? Peki, Plüton neden gezegenlikten çıkarıldı, nesi beğenilmedi gariban uzak diyar gezegeninin?

Plüton gezegeni, güneş sisteminin dışlanan üyesi olarak bilinmektedir. Güneş sisteminde bulunan ve 9. Gezegen olarak bilinen Plüton, 24 Ağustos 2006 yılında Uluslararası Astronomi Birliği tarafından gezegenlikten çıkarılmıştır. Bunun nedeni ise diğer gezegenlerin sahip olduğu özelliklere sahip olmaması ve cüce gezegen özelliğini taşımasıdır. Dışlanan gezegen hikayesi ile en çok araştırılan konulardan biri olan Plüton hakkında merak edilenleri sizler için hazırladık. İşte, Plüton gezegen mi? Plüton neden gezegenlikten çıkarıldı? Sorularının cevapları.

Plüton neden gezegenlikten çıkarıldı? Bilimsel açıklama
Güneş Sistemi

 

1930 yılında ClydeTombaugh tarafından keşfedilen, 24 Ağustos 2006 yılında Uluslararası Astronomi Birliği tarafından gezegenlikten çıkarılan Plüton gezegeni en çok araştırılan gezegenlerden biridir. Güneş sisteminde yer alan 9. Gezegen iken yapılan araştırma ve değerlendirmeler sonucunda gezegenden çıkarılmasına karar verilen Plüton hakkında merak edilen detayları yazımızda bulabilirsiniz.

GEZEGEN Mİ DEĞİL Mİ TARTIŞMASI

Plüton 2006 yılına kadar, Güneş sisteminde yer alan 9. Gezegen olarak biliniyordu. 1930 yılında Clyde Tombaugh tarafından keşfedilmiştir. Plüton adını ise Roma tanrısı olarak bilinen Pluto'dan almıştır. Plüton ismini koyan kişi ise 11 yaşındaki Venetia isimli bir çocuktur. Güneşe 5.9 milyar uzaklıkta bulunan bu gezegen Kuiper kuşağında bulunmaktadır. Plüton gezegeni Kuiper kuşağındaki diğer gezegenlere göre oldukça büyük olsa da Ay ile karşılaştırıldığında küçük bir gezegendir. Cüce gezegen olarak tanımlanan Plüton 2006 yılına kadar güneş sisteminde yer alan 9. Gezegen olarak tanımlanırken, 24 Ağustos 2006 yılında Uluslararası Astronomi Birliği tarafından gezegenlikten çıkarılmıştır.

1930 yılında Clyde Tombaugh tarafından keşfedilen Plüton gezegeni 2006 yılında gezegen olmaktan çıkarılmıştır. Gezegenlikten çıkarılması için Uluslararası Astronomi Birliği tarafından pek çok neden ortaya sunulmuştur. Güneş sisteminde yer alan 8 gezegenden bazı noktalarda farklılaşan bu gezegen ilk olarak daha eliptik ve eğik bir yapıdadır. Plüto diğer gezegenlerin içerisinde uydu sayısı olarak da en son sıradadır.

Plüton neden gezegenlikten çıkarıldı? Bilimsel açıklama
Gezegenler

 

Plüton gezegeninin sadece 1 uydusu bulunmaktadır. Adı Charon olan bu gezegenin diğer uydular ile bir benzerliği bulunmadığı için uydu olarak da kabul edilmemiştir. Charon, Platon'un uydusu olmaktan ziyade onunla çift gezegen gibi hareket etmiştir. Tüm bu incelemeler doğrultusunda Plüton gezegeni 2006 yılında Uluslararası Astronomi Birliği tarafından Güneş sistemindeki 9. Gezegen sınıfından çıkarılmıştır. Uzun süre güneş sisteminden dışlanan gezegen olarak adlandırılan Plüton gezegeni halen cüce gezegen sınıfında yer almaktadır.

***

PLÜTON NASIL KEŞFEDİLDİ

Güneş sistemimizde kaç gezegen olduğunu orta yaşlı birisine soracak ya da konuyla ilgili on yıldan daha uzun bir süre önce yazılmış olan kitaplara bakacak olursanız, alacağınız cevabın şu an geçerli olan 8 yerine “9” olması gayet normal bir durumdur. Bir zamanlar 9. gezegen olarak değerlendirilen ‘kayıp nesne‘ Plüton’un hikayesi; özünde bir keşif, tartışma ve cüce gezegen sınıfının ortaya çıkış hikayesi. 

Geceleri gökyüzüne çıplak gözle dikkatlice baktığımızda, Ay ile birlikte her biri güneşe diğerinden daha uzak olan beş klasik gezegen Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn’ü görebiliriz. Astronomların teleskopları kullanmaya başlamasıyla, Sir William Herschel 1781 yılında bir başka gezegen olan Uranüs’ü keşfetti; ancak görünüşe göre Uranüs, kimsenin anlam veremediği bir şekilde bir yöne doğru çekilmekteydi. Bu da oralarda devasa boyutlarda başka bir şeyin varlığına işaret ediyordu. 

1846 yılında astronom Urbain Lee Verrier ve John Couch Adams’ın çabaları sonucu Uranüs’ü kendine doğru çeken bu nesnenin, aslında başka bir gezegen olan Neptün olduğunun ortaya çıkmasıyla da Dünya dahil günümüzde bilinen 8 gezegenin hepsi keşfedilmiş oldu. 

Ancak Neptün üzerine çalışan astronomlar, Neptün’ün de tıpkı Uranüs gibi bir tarafa doğru çekildiğini fark ettiler ve tahmin üzerine yürüttükleri bir çalışma sonucunda da dokuzuncu nesneyi buldular. Bu soğuk ve mesafeli kaya 1930 yılında Clyde Tombaugh tarafından keşfedildi ve yeni gezegen; Yunan mitolojisinden bildiğimiz Hades’in Roma mitolojisindeki karşılığı olan, soğuk ve karanlık yeraltına hükmeden tanrısı Plüton’a ithafen ‘Plüton’ olarak adlandırıldı. 

***

BİLİMSEL BAKIŞ AÇISI

Plüton’un Yapısı

Plüton ve uydusu Charon’un boyutlarının

Kuzey Amerika ile karşılaştırılmış hali.

Plüton, Güneş’e 5,9 milyar kilometre uzaklıkta bulunan Neptün-ötesi bir gök cismidir.

Kuiper Kuşağı’nda yer almaktadır ve bu kuşaktaki diğer gök cisimlerine göre en büyüklerden biri olmasına rağmen, Dünya’nın uydusu olan Ay’dan daha küçüktür. Hatta o kadar küçüktür

ki, genişliği ABD’nin neredeyse yarısı kadardır.

Gezegenin yüzeyi Antartika’dan bile daha soğuktur; eğer Dünyamız bu kadar soğuk olsaydı, soluduğumuz hava bile donmuş halde olacaktı!

Plüton’un 1/3’ü buzdan, 2/3’ü ise kayasal yapıdan oluşmaktadır.

Dünyamızın yerçekiminin 15'te 1'i kadar bir yerçekimi kuvvetine sahiptir. Yani eğer gezegenimizde 60 kilo geliyorsanız, Plüton’da tartı 4 kilo gösterirdi.

Plüton’un uyduları ‘kendi eksenleri etrafında’, Güneş Sistemi’ndeki diğer bütün uydulardan daha hızlı dönmektedirler.

Henüz kanıtlanmamış olmakla birlikte, Plüton’un yüzeyinin altında bir okyanus olduğu düşünülmektedir.

Yüzeyindeki buz tabakasının kalınlığı 10 km civarındadır.

1 Plüton günü 6,5 Dünya gününe eşittir.

Plüton’un 1 yılı 248 Dünya ‘yılına’ eşittir. Yani eğer Plüton’da doğmuş olsaydınız, ilk doğum gününüz için 248 Dünya yılı kadar bir süre beklemeniz gerekecekti.

Charon, Kerberos, Styx, Nix ve Hydra isimli uydulara sahiptir.

Plüton’un yapısı ile ilgili verdiğimiz bu bilgilerden sonra gezegenin sahip olduğu birtakım garipliklere göz atmakta fayda var.

Plüton’un 5 uydusu olan Charon, Nix, Hydra, Kerberos ve Styx

Plüton’un Sahip Olduğu Farklılıklar ve Gezegenlikten Çıkarılma Süreci

Plüton, Güneş Sistemi’nde bulunan gezegenlere göre belli başlı farklılıklara sahip. Bu gariplikler keşfedildikten sonra gökbilimciler tarafından Plüton’un gezegen sınıfında mı, yoksa cüce gezegen sınıfında mı olması gerektiği tartışılmaya başlanmıştı. Tuhaflıklardan ilki, Plüton’un yörüngesinin diğer gezegenlere göre çok daha fazla eliptik ve daha eğik olmasıdır. Bunu şöyle açıklarsak daha net anlaşılacaktır: Diğer sekiz gezegen aşağıdaki görselde görülebileceği üzere nispeten düz birer yörünge dizilimine sahiptir. Ancak Plüton, bu sekiz gezegenin yörüngesine göre 17 derecelik açıya sahip bir yörüngede dolanır. Neptün’ün yörüngesiyle Plüton’un yörüngesi çakışır ve bazı gökbilimciler, Plüton’un eskiden Neptün’ün uydusu olduğu hipotezini öne sürmüştür.

Plüton'un yörünge düzlemi, Güneş Sistemi'ndeki diğer gezegenlerden oldukça farklıdır.

Bir diğer tuhaflık ise Plüton’un Charon isimli uydusu ile birlikte gezegen-uydu ilişkisinden çok çift gezegen sistemi gibi bir ilişkilerinin olmasıdır. Bu ne demektir derseniz şöyle açıklayabiliriz: Örnek olarak Dünyamız kendi ekseni etrafında dönerken, uydusu olan Ay onun etrafında dönmektedir ve burada kütle merkezi Dünya’dır. Ancak Charon, Plüton’un etrafında dönmekle birlikte Plüton’da başka bir kütle merkezinin etrafında dönmektedir. Yani normalde gezegen-uydu diye tanımladığımız iki gök cismi, aslında ortak bir kütle merkezi etrafında tur atmaktadırlar.

Plüton ve Charon’un ortak kütle merkezi etrafında dolanımlarının tasviri olan bir görsel.
Yukarıda bahsettiğimiz bu ‘garipliklerin’ ortaya çıkmasıyla birlikte gökbilimciler arasında bir tartışma başladı: Plüton bir gezegen midir yoksa değil midir?

Bu tartışmalar sırasında gökbilimcilerden bazıları gezegen tanımını ‘Yıldızlardan küçük her küresel gök cismi’ olarak değiştirmeyi düşündü; ancak bu, Güneş Sistemimizdeki gezegen sayısını 8’den yaklaşık olarak 100’e çıkarmak demekti. 2003 yılında Haumea ve Makemake gibi Plüton’a büyüklük olarak çok yakın gök cisimlerinin keşfedilmesi bilimcileri zorda bıraktı. Ancak asıl bomba etkisi yaratan olay, 2005 yılında Eris isimli gezegenin keşfiyle oldu. Eris, Kuiper kuşağında yer alan bir gök cismiydi ve Plüton’dan azıcık da olsa daha büyük bir yapıya sahipti. Bu keşif gökbilimcilere iki seçenek sunuyordu; ya Eris’i (belki Huamera ve Makemake de dahil) gezegen sınıfına almak ya da Plüton’u gezegen sınıfından cüce gezegen sınıfına düşürmek.

Eris, Plüton'dan birazcık daha büyüktür.

Gökbilimciler 3 maddeden oluşan ve bir gök cismini gezegen olarak sınıflandırmamız için gereken özelliklerin olduğu bir bildiri hazırladılar. Bu 3 madde şöyle:

1) Güneş’in etrafında belirli bir yörüngede dolanıyor olmak.

2) Yaklaşık olarak küresel bir şekle sahip olmak.

3) Gökcisminin etrafının ‘temiz’ olması.

Üçüncü maddenin ifadesinin resmiyete pek uymadığının farkındayız o yüzden o maddeyi kısaca açıklamamız gerekirse, gezegen diyeceğimiz gök cisminin çevresindeki cisimlere karşı baskın bir obje olması gerekmektedir. Yani, gezegenin etrafındaki diğer gök cisimleri ya gezegenin bir parçası haline gelmeli ya da yörüngeden dışarı atılmış olmalılar. Bu elbette ki Satürn, Jüpiter ve Uranüs gibi halkalara sahip olan gezegenlerin bu tanıma uymadığı anlamına gelmemektedir. Burada bahsedilen, çevre yörünge üzerinde bulunan yerlerdir. Halkalı gezegenlerde ise durum bir nevi küçük gök cisimlerinin gezegenin uyduları gibi davranmasıdır.

Konumuza geri dönersek, Plüton’un özellikleri ilk iki maddeye de uymaktadır; ancak üçüncü maddede işler bu gezegen için zorlaşır. Çünkü Kuiper kuşağına ve Plüton’un buradaki yerine baktığımızda pek de ‘temiz’ bir çevre görmemekteyiz. Üzgünüz Plüton… ☹

24 Ağustos 2006’da Prag’da Uluslararası Gökbilim Birliği’nin düzenlediği konferansta, Plüton’un gezegenlikten çıkarılması yukarıda belirttiğimiz maddeler doğrultusunda başlayan uzun tartışmaların ardından oylamaya sunuldu ve 424 gökbilimcinin oy kullandığı oylama, Plüton’un cüce gezegen sınıfına alınması kararıyla sonuçlandı. Bu oylama bilim insanları arasında bir anlaşmazlığa ve sürece karşı gelen eleştirilere neden oldu.

PLÜTON'UN GEZEGENLİKTEN ÇIKARILMASINA ELEŞTİRİLER

Plüton’un gezegenlikten çıkartılıp cüce gezegenlik sınıfına alınması her ne kadar saydığımız sebeplerden ötürü mantıklı olsa da bu süreç eleştirilerin hedefi olmaktan kaçamadı. Gelen ilk eleştirilerden biri bu kararın bir ‘oylama’ ile alınmış olmasınaydı. Bilimde demokrasi olamayacağını savunanlar oldu. Elbette bilimsel kararların kişilerin kullandığı oylara göre verilmesi çok da doğru değildir, bu hep doğru kararların alınacağı anlamına gelmeyebilir. Bu bağlamda yapılan bu eleştiriye hak verebiliriz; ancak bu tartışmaların sürdüğü dönemde böyle bir karar için kurulmuş bir komitenin başka nasıl karar vereceği de kitleler arasında merak konusu olmuştur. Gezegenbilimci Alan Stern ‘Gökbilim adına utandım. Verilen karar teknik açılardan ötürü iğrenç bir karar!’ ifadesiyle olaya tepkisini belli etmiştir. Yapılan bir başka eleştiri ise oylamaya katılan gökbilimcilerin sayısının Dünya’daki gökbilimcilerin yaklaşık %5’i kadar olmasıdır.

Halk arasından bilimle ilgilenen insanlar ise bu durumu oldukça duygusal karşılamışlardır. Hatta kimi zaman bu olay aleyhinde protestolar düzenlenmiş ve çeşitli film ve dizilerde (Örneğin The Big Bang Theory) bu konuya göndermeler yapılmıştır. 2006 yılında göreve başlayan ve Plüton’a doğru yola çıkan New Horizons isimli uzay aracının 2015 tarihinde gezegenin yakınından geçmesiyle birlikte bizlere gönderdiği fotoğraflardan çoğuna çeşitli oynamalar yapılmış ve insanlar Plüton’u hâlâ sevdiklerini ve onu unutmadıklarını; hatta ve hatta onun ‘gönüllerde’ hâlâ bir gezegen olduğunu belirtmişlerdir. İngilizcede halk arasında ‘plütolanmak’ anlamına gelen bir sözcük sözlüklere girmiştir ve ‘rütbesi düşürülmek, ünvanı elinden alınmak’ anlamında kullanılmaktadır.

Son olarak Uluslararası Gökbilim Birliği, 2008 yılında Plüton’u cüce gezegen sınıfından da alarak ‘Plütonumsu’ isimli yeni bir sınıfa almıştır.

***

Aslında Plüton‘un gezegenlikten çıkarılma hikayesi yeni bir olay değil. Olay tamamen Uluslararası Astronomi Birliği‘nin yıllar önce düzenlediği ‘gezegen olma kuralları’nda gizli

Plüton'un gezegenlikten çıkarılması yeni bir olay değil. Sebebi de Uluslararası Astronomi Birliği‘nin yıllar önce düzenlediği ‘Gezegen olma kuralları’nda saklı aslında. Ne diyor bu kurallar?

Öncelikle Güneş’in etrafında dönme, daha sonra kenti kütlesi olduğu itibarla küresel bir yapıda olması ve son olarak yörüngesindeki küçük gök cismini temizlemiş olması…

Bu özelliklere dikkatlice bakalım. Plüton Güneş‘in etrafında dönüyor; buraya kadar sorun yok. Küresel yapıda olma özelliği de Plüton’a uyuyor. Ancak iş yörüngesindeki enkazı temizleme özelliğine geldiğinde Plüton sınıfta kalıyor.

Bu statüye uymaması sebebiyle Plüton, 2006 yılında gezegenlikten çıkarıldı.

Bunca yıldır gezegen olarak bildiğimiz ve kitaplarda kendine yer bulan Plüton’un bugün NASA aracı New Horizons tarafından en yakın noktasından geçilecek olması ise ayrıca heyecan verici bir gelişme elbette. 


 

Yorumlar

deniz allah razı olsun